• Sonuç bulunamadı

DEVRALMA KAVRAMI

Belgede Ticari işletme devri (sayfa 83-87)

C. DEVİR SÖZLEŞMESİNİN AHLAKA VE HUKUKA AYKIRILIK

II. DEVRALMA KAVRAMI

Türk Hukukunda teşebbüslerin devrine ilişkin olarak belirtilebilecek olan hükümler; Borçlar Kanunu'nun 179. maddesi, Türk Ticaret Kanunu’nda ticaret

136Yavuzyılmaz, N, Türk ve Avrupa Birliği Rekabet Hukukunda Birleşmeler ve Devralmalar, Yüksek

Lisans Tezi, İzmir 2005, s. 29.

137 Topçuoğlu, s. 102. 138 Topçuoğlu, s. 104. 139 Sanlı, s. 316.

ortaklıklarının birleşmesi başlığı altında yer alan, 146, 451, 453 ve 454. madde ve Kooperatifler Kanunu’ndaki 84 ve 85. madde hükümleridir140.

Bir malvarlığının tamamının veya bir kısmının bir teşebbüs veya bir kişi tarafından devralınması hali ne TTK’ da ne de BK’ da özel olarak düzenlenmemiştir. Bir malvarlığının tamamı veya bir kısmı devralınsa bile, malvarlığına ait unsurlar ayrı ayrı ve kendi devirlerine ait şekle uymak koşuluyla devredilebilir141.

Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi, 180. maddede olduğu gibi, bir işletmenin veya malvarlığının bütün olarak devri halinde, devredilen işletmenin alacaklılarının menfaatlerini koruma gayesi güden bir hükümdür ve dolayısıyla doğrudan doğruya bir “devir” muamelesini düzenleme amacı taşımamaktadır142. Bu maddede; bir malvarlığının veya ticari bir işletmenin bütünü ile devri durumunda, devredilen malvarlığının veya işletmenin pasifinde yer alan kalemler için, borcun nakline ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmektedir143.

RKHK’ da ve Tebliğlerde bu konuda bir açıklık bulunmamasına rağmen, bir malvarlığı devrinin rekabet hukuku açısından etki doğurabilmesi için bu malvarlığının işletilebilir nitelikte olması ve devralan teşebbüsün rekabet gücüne bir katkı sağlaması gerekir. İşletilmeye uygun olmayan malvarlığı devirleri, birleşme olarak kabul edilmez ve Rekabet Kurulu’nun da iznini gerektirmez. Örneğin; işletmeye ait boş bir arazinin devri birleşme ve devralma olarak kabul edilmez144.

Burada söz konusu olan işlem, devralan gerçek veya tüzel kişinin Rekabet Hukuku anlamında teşebbüs sıfatını haiz olması şartıyla, 7. madde anlamında bir “devralma” ve hatta aynı zamanda birleşme olarak değerlendirilebilir145.

140 Sanlı, s. 325.

141 Erdem, E, Türk ve AT Rekabet Hukukunda Birleşme ve Devralmalar, Rekabetin Korunması

Hakkında Kanun, Rekabet Kurulu Tebliğleri, AT Konsey Tüzüğü ( 4064/89 ), s. 48.

142 Sanlı, s. 325; Erdem, s. 48.

143 Kılıç, Y, Rekabet Politikası Açısından Birleşme ve Devralmalar, Uzmanlık Tezi, Haziran 2000, s.

68.

144 İnan, N, “ Birleşme ve Devralma Kurallarının Temel Sorunları” , Rekabet Bülteni, S. 2, Y. 1, s.

19.

Ticaret Kanunu’nda yer alan hükümler ise, her ne kadar devralma kavramına yer veriyor olsa da, 7. madde anlamındaki devralmadan ziyade, iki veya daha fazla ortaklığın hukuksal, ekonomik ve toplumsal anlamda birleşmelerini düzenlemekte; ve bu itibarla, gerek hukuki, gerekse iktisadi anlamda (ve rekabet hukuku anlamında) “birleşme” kavramı, bu tip birliktelikler için daha uygun düşmektedir. Yapılan işlem neticesinde ekonomik bağımsızlığın yanı sıra, hukuki bağımsızlığın da kaybedilmesi ve ortak bir merkezden yönetim, bunların devralma kapsamı dışında kalmasında belirleyici olmaktadır146.

Devralmaların tanımı konusunda RKHK ve ilgili mevzuata bakıldığında; birleşmedeki gibi ayrıntılı bir düzenlemenin olmadığı görülmektedir. Buna göre Kanunu’ nun 7. maddesinde;

“…veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmının ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır…” denmektedir.

Görüldüğü gibi; Rekabet Hukuku bakımından “devralma”, yukarıda ifade edilen anlamıyla devralmalardan farklı ve daha geniş bir kavramdır. Kanun’un 7. maddesi, devralma bakımından üç ayrı unsurun devralınmasından bahsetmiştir. Bunlardan ilki malvarlığının, ikincisi ortaklık payının ve diğeri ise, oldukça geniş bir kapsamı olan, yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçların devredilmesidir147.

1997/ 1 sayılı Tebliğ’ in 2. maddesinde de birleşme ve devralma sayılan haller arasında ikinci sırada devralma sayılan durumlar düzenlenmiştir. Buna göre; herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün malvarlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisini veren araçları devralması veya kontrol etmesi bir devralma olarak değerlendirilmektedir. Kontrolün el değiştirmesi sonucunu doğuran bütün

146 Sanlı, s. 325.

devralmalar Rekabet Hukukunda denetime tabi devralma kavramı içerisinde yer alır148.

Avrupa Birliği Birleşmeler Tüzüğünde149 de devralma, halen en az bir teşebbüsü kontrol eden bir veya daha fazla kişinin veya bir ya da daha fazla teşebbüsün, başka bir veya daha fazla teşebbüsün hisselerini veya malvarlığını satın almak suretiyle, sözleşmeyle veya başka herhangi bir şekilde, kısmen veya tamamen, doğrudan veya dolaylı olarak kontrolü elde etmesi şeklinde düzenlenmiştir150. Rekabet Kurulu’ ndan izin alınması gereken birleşme ve devralmalar hakkında 1997/1 sayılı tebliğde de aynı düzenleme yapılmıştır.

Anlaşılacağı gibi; Rekabet Hukuku anlamında bir devralmanın tespit edilmesinde belirleyici kriter, başka bir teşebbüs üzerinde sağlanan “kontrol”dür. “Kontrol”, sadece devralmanın değil, konsantrasyon151 ve teşebbüs kavramının belirlenmesinde de merkezi olan bir unsurdur. Teşebbüslerin iktisadi anlamda bağımsız olmalarından neyin anlaşılması gerektiği, kontrol kavramıyla doğrudan ilgilidir152.

“Kontrol” kavramının Rekabet Hukuku bakımından gösterdiği öneme rağmen, Kanun’da herhangi bir şekilde bu kavrama yer verilmemiştir. Buna karşılık md. 7/2 hükmüne dayanılarak çıkarılan Tebliğ153, devralmanın yanı sıra kontrol ölçütüne de

148 Güven, s. 115. Zira burada önemli olan nokta, bunların ikisini de kapsayan, yönetimde hak sahibi

olma yetkisi veren araçların devri, bir başka deyişle “kontrol”ün el değiştirmesidir. Diğer bir deyişle; kontrolün devralındığı durumlar denetime tabi bir devralma olarak kabul edilir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Sanlı, s. 325.

149 Avrupa Komisyonu, reform önerileri konusunda yorum getiren Yeşil Kitabın ardından Aralık

2002’de 4064/89 sayılı EC Birleşme Tüzüğü’nü revize ederek mevcut Tüzüğün yerini alacak taslak bir tüzük yayınlamıştır. AB Bakanlar Konseyi revize edilmiş metni 27 Kasım 2003 tarihinde oybirliği ile kabul etmiştir. Yeni Tüzük AB’nin genişleme tarihi olan 1 Mayıs 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

150 Güven, s. 115.

151 Ekonomik karar alma gücünün, bir başka deyişle iktisadi kontrolün, teşebbüsler arasında el

değiştirerek belirli merkezlerde yoğunlaşması ve bu durumun, ilgili piyasada rekabet süjelerini azaltacak şekilde yapısal değişikliklere yol açması “konsantrasyon” olarak nitelendirilmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Sanlı, s. 317.

152 Sanlı, s. 326.

153 “Ayrı ayrı ya da birlikte, fiilen ya da hukuken bir teşebbüs üzerinde belirleyici etki uygulama

olanağına sahip haklar, sözleşmeler veya başka araçlarla ve özellikle bir teşebbüsün malvarlığının tamamı veya bir kısmı üzerinde mülkiyet veya işletilmeye müsait bir kullanma hakkıyla veya bir teşebbüsün organlarının oluşumunda veya kararları üzerinde belirleyici etki sağlayan haklar veya sözleşmelerle meydana getirilebilir” (md. 2/2 ).

yer vermiş ve takip eden paragraflarda ayrıntılı sayılabilecek düzenlemeler getirerek, bu kavramın kapsamını ve kontrolün hangi surette elde edilebileceğini açıklamıştır154.

Kontrolün devralınması olmadan sadece bir teşebbüsün malvarlığı ya da ortaklık paylarının devralınmasının denetime tabi olmaması gerekmektedir. Eğer izne tabi olacak ise, küçük bir bakkalın herhangi bir bankanın hisselerinden alması durumunda da denetime tabi olması gerekecektir155.

Belgede Ticari işletme devri (sayfa 83-87)

Benzer Belgeler