• Sonuç bulunamadı

Devlet Yardımı Kavramının Kapsamı Bakımından Karşılaştırılması

C. Topluluk ve Diğer Uluslararası Örgütlerin Devlet Yardımlarına İlişkin

1. Devlet Yardımı Kavramının Kapsamı Bakımından Karşılaştırılması

sübvansiyon kavramı ile dile getirilmiştir. Bununla birlikte, Topluluk kavrama ilişkin farklı bir tanımlamaya yer vererek, “devlet yardımı” terimini benimsemiştir. Belirtmek

33 Case C- 387/92 Banco Extorior de Espana vs Ayuntamiento de Valencia. Tüm ATAD

kararlarına www.curia.eu.int adresinden ulaşılabilir. 01.07.2006.

34 MESSERLIN Patrick, “External Aspects of State Aid”, European Economy, EC Press,

Brussels 1999, s: 167.; QUIGLEY Conor/ COLLINS Anthony, EC State Aid Law and Policy, Oxford Press, 2003, s:5.;

35 HENRIKSEN Sturla, “Sübvansiyonlar Konusunda Gümrükler ve Ticaret Genel Anlaşması

(GATT Kuralları “Subsidies Code”: Tokyo Round Kuralları Uygulaması ve Uruguay Round Görüşmeleri” Sanayide Devlet Yardımları ve Teşvikler GATT Kodu, AT ve EFTA Kuralları ve Uygulama Uluslararası Sempozyumu, Yenilik Basımevi, İstanbul 1992, s: 45.; ROSS Malcolm, “State Aid And National Courts: Definitions and Other Problems- A Case of Premature Emancipation?”, Common Market Law Review, Vol: 37, Netherland 2000, s: 422.; BIONDİ Andrea/ EECKHOUT Piet, ”State Aid and Obstacles to Trade”, The Law of State Aid in the European Union, Oxford University Pres, 2004, s: 103.

gerekir ki, bu iki kavram arasındaki tek fark, bu kavramların farklı örgütler tarafından farklı ifadelerle ele alınması değildir. Diğer bir deyişle, devlet yardımı ve sübvansiyon, gerek tanım ve kapsam, gerekse uygulanma alanı bakımından farklı çerçevede ele alınması gereken değişik kavramlardır.

Buna karşın, doktrinde çoğu kez sübvansiyon ve devlet yardımı kavramı arasında ayrım yapılmamıştır36. Ancak, devlet yardımı ve sübvansiyon kavramları, tanımlanmaları başta olmak üzere, diğer bir çok bakımdan farklılık göstermektedir.

Tanıma ilişkin önemli bir fark, devlet yardımı ve sübvansiyonlara ilişkin hükümlerde ortaya çıkmaktadır. AT Anlaşması, devlet yardımını hüküm altına alırken, ‘çıkar’ unsurundan bahsetmemekte ‘lehine’ ifadesine yer vermektedir37. ATAD’ın bu ifadeye ilişkin yerleşik bir içtihadı bulunmamaktadır38. ATAD genel olarak, ilgili hükümde yer verilen ‘lehine’ ifadesini ‘yardımı alan teşebbüse normal ticarî faaliyetlerine göre haksız menfaat sağlanması’ olarak tanımlamaktadır. Buna karşılık, Sübvansiyonlar Antlaşması, sübvansiyon oluşturan müdahaleleri belirtmiş ve herhangi bir devletin çıkar sağlamasının bu kapsamda sübvansiyonun varlığı için yeterli sayılmıştır. Diğer bir deyişle, ATAD’ın bu kararında yardım ve sübvansiyonun hemen hemen aynı karakterde olup aynı etkiye sahip olduğu belirtilmekle birlikte, devlet yardımı kavramının sübvansiyondan daha geniş bir alanı kapsadığı ifade edilmektedir39.

Yardımın etkileri ile tanımlanmaya çalışıldığı AT Antlaşması’nın 87 (1). maddesi ile üye devletlerin kaynaklarına dayanan bir yardımın yasak oluşturduğu ifade edilmiştir.

36 KURAL/ KARAKEÇİLİ/ SAKIZOĞLU, GATT Normları ve Uluslararası Bütünleşmeler

Açısından Devlet Yardımları- Mukayeseli Bir İnceleme, DPT Yayını, Avrupa Birliği İle İlişkiler Genel Müdürlüğü Politikalar ve Uyum Dairesi Başkanlığı, Ankara 1995, s:8 ;Rekabet Kurumu, Avrupa Birliği’nde Ve Türkiye’de Devlet Yardımlarının hukukî Çerçevesi, Rekabet Kurumu Araştırma Dairesi Başkanlığı Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü, Ankara 2000, s:6.: ESİN Arif, Türkiye İçin DTÖ Ve AB İle Uyumlu Devlet Yardımları (Teşvik) Sistemi Önerisi, TÜSİAD Yayınları, İstanbul 2000, s: 43,44.

37 MESSERLIN, s: 170.

38 ROSS Malcolm, “State Aid And National Courts: Definitions and Other Problems- A Case of

Premature Emancipation?”, Common Market Law Review, Vol: 37, Netherland 2000, s: 422-423.

39 Case C-30/59 Steenkolenmijnen; aktaran: QUIGLEY/ COLLINS, EC State Aid Law Policy,

s:4.; ÖZKARABÜBER Mustafa. Avrupa Birliği ve Türkiye’de Devlet Yardımlarının Kontrolü, Rekabet Kurumu Yayını, Yayın No: 135, Ankara 2003, s:8.

Diğer bir deyişle, yardımın tanımlanmasında Topluluğa üye ülke kaynakları esas alınmıştır. DTÖ kapsamında, Sübvansiyonlar Antlaşması’nda ise, bu hüküm paralelinde bir düzenleme bulunmamaktadır40.

Sonuç olarak, ATAD, Steenkolenmijnen davasında, devlet yardımının, sübvansiyon kavramından daha geniş olduğuna karar vermiştir41. ATAD’a göre, yardım kavramının varlığı, yardım alan teşebbüsün bu yardım olmadan, gelişim gösterememesi durumunda kabul edilmelidir. Diğer bir deyişle, yardım, normal durumdaki bir teşebbüsün piyasa dışından yardım almadan yapılamayacak belirli bir amacın gerçekleştirilmesine yönelik olmalıdır. Aynı kararda sübvansiyon ise, bir teşebbüsün desteklenmesi amacıyla, teşebbüsün sağladığı normal gelirler dışında yapılan nakit ve benzeri bir ödeme olarak tanımlanmıştır. Bu doğrultuda devlet yardımı, belirli herhangi bir amaçla, sübvansiyon gibi olumlu faydaları bulunan ve sübvansiyondan farklı olarak, teşebbüsün normalde bütçesine ilişkin harcamaları azaltan nitelikteki çeşitli müdahaleleri de içerir42. ATAD’ın bu kararı ile, devlet yardımı, sübvansiyon kavramını da içine alan bir tanımlama ile geniş bir çerçevede ele alınmıştır.

2. Devlet Yardımı Kavramının Uluslararası Hukuka Etkileri Bakımından Karşılaştırılması

Devlet yardımlarının uluslararası hukuka etkileri açısından da değerlendirilmesi mümkündür. Bu bakımdan, Topluluk Hukuku ve DTÖ Hukuku, uluslararası hukuk alanında birbiriyle bağlantılı hukuklardır. Konuları ve kapsamları bakımından bu iki hukuk sistemi bir çok alanda olduğu gibi devlet yardımları konusunda da birbiriyle yakından ilgilidir. Nitekim, bu ilişki Topluluk Mahkemelerinin içtihatlarında da yerini bulmuştur.

40 MESSERLIN, s: 170.

41 Aynı doğrultuda diğer kararlar için bkz. Case C-390/98, HJ Banks & Co. Ltd. vs. Coal

Authority; Case C-156/98, Germany vs. Commission.

42Case C-30/59 Steenkolenmijnen; aktaran: QUIGLEY/ COLLINS, EC State Aid Law Policy,

s:4.; WINTER Jan A., “Re-Defining The Notion of State Aid in Article 87(1) of the EC Treaty”, Common Market Law Review, Sayı:41, April 2004, s: 488.

Portekiz/Komisyon davasında ATAD, DTÖ Hukuku’nun Topluluk Hukuku’na doğrudan etkisi olmadığına karar vermiştir43. Ancak, DTÖ Hukuku’nun Topluluk Hukuku üzerinde doğrudan etkisi olmadığına ilişkin bu karar, DTÖ Hukuku’nun Topluluk Hukuku üzerinde hiç bir etkisi olmadığı anlamına gelmemektedir. Topluluğun devlet yardımlarına ilişkin bir kararının uluslararası hukuka tesir eden bir karar olması halinde, diğer bir ifadeyle Topluluğa üye olmayan bir devlete etkili olması durumunda, Topluluğun uluslararası hukuka uyma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu açıdan, Topluluk Hukuku, Topluluğun DTÖ dahilindeki yükümlülüklerine uygun olarak yorumlanmalıdır44.

Uluslararası hukuk kapsamında yaptırım gücünün varlığı konusu ise, DTÖ ve AT arasındaki diğer bir önemli hususu oluşturmaktadır. Uzun süre GATT sisteminde, üye devletler arasında ticareti etkileyen sübvansiyonlara ilişkin uygulanabilecek tek yaptırım, telafi edici önlem usulünün uygulanmasıydı. Bununla, sübvansiyondan zarar gören üye devlet, tek taraflı olarak sübvansiyonu veren devlete karşı, telafi edici önlem alabilmekteydi.

“Uluslararası hukukta yeni bir hukuk düzeni oluşturan45” Topluluk sisteminde ise,

üye ülkeler tarafından diğer bir üye ülkeye tek taraflı bir yaptırımın uygulanması söz konusu değildir. Bu bakımdan Topluluk, DTÖ sisteminin temelini oluşturan karşılıklılık ilkesi yerine, müşterek bir uyum yaratma amacına dayanmaktadır46. Diğer bir deyişle, AT Anlaşması’na aykırı nitelikte bir devlet yardımının varlığı halinde, Toplulukça üye ülkelerin tek taraflı olarak birbirlerine karşı telafi edici nitelikte tedbir alması mümkün değildir.

43 Case C- 149/96, Portugal vs. Commission.

44EECKHOUT Piet, “Judicial Enfocement of WTO law in the European Union : Some Further

Reflections” Journal of International Economic Law, Oxford University Press, vol:5, number:1, Oxford 2002, s:91.

45 Case C- 26/62 sayılı Van Gend & Loss/Nederlandse Administratie der Belastigen, davasında,

ATAD Hollanda nakliye şirketi Van Gend & Loss’un, Hollanda Gümrük Makamlarına karşı, aşırı gümrük vergisi tahakkuk ettirildiği iddiasıyla açtığı davada ATAD; Topluluğun yeni bir hukuk düzeni oluşturduğu vurgusunu yapmış, üye ülkelerin hukuk sistemlerinde, Topluluk hukukunun doğrudan etki yarattığını belirtmiştir.

Ayrıca, üye ülkelerin tek taraflı olarak, söz konusu devlet yardımının AT Anlaşması’na aykırı nitelikte olup olmadığına ilişkin karar verme yetkileri de bulunmamaktadır. Sübvansiyonlar Anlaşması ile yeni bir mekanizma kurulmuş, üye ülkeler arasında sübvansiyonlara ilişkin ihtilafların giderilmesine yönelik Uyuşmazlık Çözüm Mekanizması getirilmiş ve buna ilişkin olarak da Uyuşmazlık Çözüm Organı kurulmuştur. Bu mekanizmanın işletilebilmesi için öncelikle üye ülkelerin karşılıklı müzakerelerde bulunması gerekmektedir. Ancak, Topluluğun devlet yardımları alanındaki yaptırım gücünün gözönünde bulundurulduğunda, bu usulün üye devletler üzerindeki yaptırım gücünün Topluluk hukuku kadar etkin olduğu söylenemez47.