• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE: DEVLET KİMLİĞİ VE DIŞ POLİTİKA İLİŞKİSİ VEDIŞPOLİTİKAİLİŞKİSİ

1.3. DEVLET KİMLİĞİNİ OLUŞTURAN TEMEL FAKTÖRLER FAKTÖRLER

35

bileşeni olduğu varsayılmıştır.149 Uluslararası ilişkilerde kimliğin önemi bireyin durumu ile alakalı bir olgu olarak da incelenebilir. Bireyin durumunun değişmesi ile bireyin aidiyet, kimlik ve söylemleri de değişmektedir. Bu değişim bireyin rekabet içerisinde olan seçkinlerin çıkarları tarafından araçsal olarak kullanılmasını netice verebilmektedir. 150 Örneklendirmek gerekirse 1985 yılında alkol bağımlılığından Evanjelist bir rahip sayesinde kurtulan G.W. Bush, köktenci Protestan kimliğe göre kendini yeniden doğmuş olarak kabul etmektedir. Bush, 1995’te Teksas Valisi, 2000 yılında ise ABD başkanı olmasını tanrının kendisine ilahi bir misyon yüklemesi ile açıklamıştır. ABD’de önemli güce sahip neoconların Bush’un yeni kazandığı kimlik ve inancı ışığında Afganistan’ı ve Irak’ı işgal etmesi buna güzel bir örnektir.151 Buna benzer şekilde siyasi tarihi şekillendiren veya içerisinde önemli yer işgal eden siyasi karar alıcıların sahip olduğu veya söylemde kullandığı kimlikler ulusal kimliğin teşekkülü ve dış politikanın anlaşılmasında önemli bir veri olmaktadır.

1.3. DEVLETKİMLİĞİNİOLUŞTURANTEMEL

36

ülkeler ile ilişkileri ve uluslararası sistemin belirleyici etkisi aracılığıyla kendi kimliklerini inşa etmekte ve belirlemektedir. Bir devletin kimliğinin oluşmasında ve diğer devletlerin kimliğinden ayrışmasında temel olarak içsel, dışsal ve uluslararası sistemsel olmak üzere üç faktörden bahsedebiliriz.

İçsel Faktörler: Matsumura’ya göre her devletin siyasi lideri, doğal sınırları, ekonomik büyüme ve gelişmesi, teknolojik kabiliyetleri, askeri güç ve kamuoyu gibi unsurlara göre içyapısal bağlamda devlet kimliği şekillenmektedir.153 Hükümet liderleri veya ulusal parti liderleri, ulusal çıkarlar çerçevesinde gerçek bir muhalefet söz konusu olduğunda devletlerinin ülke içindeki ve dışındaki olası temsilcileri olmaları hasebiyle devletin çıkar ve ilkelerini en üst düzeyde ifade ederler. Ulusal ve uluslararası kamuoyundan önce, belirli devletleri dost ve düşman olarak tanımlarlar.154

Demokratik ülkelerde muhalif partinin ve iktidar partisinin kendi kimlik tanımlamaları ve bunlara yapılan itirazlar devlet kimliğinin inşa evresinde en önemli içsel unsurlar arasına girmektedir.155 Devletlerin kimliklerinin belirlenmesinde demokratik seçim imkanının bulunduğu ülkelerde içsel faktörlerin inşasında önemli faktörlerden biri olmaktadır.156 Özellikle seçimleri etkileyen unsurlar olan ülkenin ekonomik durumu, insan haklarına verilen önem, sosyal refah düzeyi gibi konular, seçim sonuçları ile devletlerin kimliğini yeniden şekillendiren içsel faktörlerden olmaktadır. Aynı zamanda seçilmiş liderin seçim vaatlerini yerine getirip getirmemesi ve lobi çalışmaları bu süreçte etkili olmaktadır.

Devrim gibi radikal değişim yöntemleri ile devletlerin sahip olduğu kimlikler değiştirilebilmektedir. Aynı zamanda devletin eliyle gerçekleştirilen yerli kurumsal düzenlemeler ve seçim sonuçları neticesinde bir devletin kimliği değişim gösterebilmektedir. Bazen de ideolojik grupların ülke içerisinde mücadeleleri neticesinde devlet kimliği en güçlü olan grup tarafından değiştirilebilmektedir.157 Devlet kimliği,

153 Matsumura, a.g.m., s. 3.

154 Banchoff, a.g.m., s. 269.

155 Jelena Subotic, “Europe is a State of Mind: Identity and Europeanization in the Balkans”, International Studies Quarterly, Vol. 55, No. 2, June 2011, s.312.

156 Thomas J. Volgy and John E. Schwarz, “Does Politics Stop at the Water's Edge? Domestic Political Factors and Foreign Policy Restructuring in the Cases of Great Britain, France, and West Germany” , The Journal of Politics, Vol. 53, No. 3, Aug., 1991, s. 623

157 Yücal Bozdağlıoğlu, Turkish Foreign Policy and Turkish Identity, New York: Routledge, 2003, ss.26-27..

37

devletin kendi sınırları içerisinde meydana gelen ekonomik, demografik ve politik değişimler neticesinden de etkilenebilmektedir. İlerleyen satırlarda açıklanacağı gibi ekonomik açıdan petrol ihracatına bağımlı rantiyer bir devletin dış politikasını ve kimliğini belirleyen unsurlar ile dış desteğe veya tarımsal ürünlerin ihracatına bağımlı devletlerin kimlikleri, politikaları ve ittifak seçenekleri farklı olacaktır.

Günümüzde devletlerin inşa sürecinde aşiretçilik, mezhepçilik, bölgeselcilik ve diğer alt kimlik rollerine olan bağımlılık devam etmektedir. Bu da devlet mekanizmasını yönetenler ile meşru otoriteye itaat etmesi beklenen toplumun mücadele etmesi ve yönetilen toplumun iktidarla arasına mesafe koymasının en temel nedeni olmaktadır.158 Ulus-devletlerin oluşumunda kültürel değerler önemli bir yere sahip olsa da ulus-devletin varlığı ve kimliği sadece kültürel unsurlar ile açıklanamaz. Bununla birlikte ulusların sahip olduğu yerel kültürler ulus-devletlerin kimliklerini biçimlendirmede ve davranışlarını şekillendirmede önemli bir unsurdur.159 Buna göre önemli derecede kültürel farklılıklar olmaksızın derin etnik farklılıklar olabilir (Boşnaklar, Sırplar, Hırvatlar gibi) ve etnik sınırlar olmaksızın (örneğin, İngiliz orta sınıfı ile İngiliz işçi sınıfı arasında olduğu gibi) kültürel çeşitlilik de bir çeşit etnik kimliği oluşturmaktadır.160 Dil ve ulus kimliği arasında tabii bir bağ olduğu bilinmekle birlikte161 dil ve devlet kimliği arasında da bir bağ bulunmaktadır. Özellikle modern ulus-devletlerin tanıdığı “resmi dil”

devletlerin kimliksel teşekküllerinde de önemli rol oynamaktadır. Özellikle, Türkiye ve İran gibi imparatorluk bakiyesi olan ve ulus devlet olarak yeniden inşa edilen, etnik ve mezhebi birçok farklı kimliklerin bulunduğu devletler, kuruluş aşamasındaki baskın etnik grubun dilini resmi dil olarak seçmiştir.

Dışsal Faktörler: Gelişmekte olan devletler, ulusal kimliğin tesisinde iki temel problem ile karşılaşmaktadır. Bunlardan birincisi; mevcut devletin sömürge devletlerine karşı verdiği mücadele sonrası bağımsızlık elde etmesi neticesinde ulusal kimliğin anti

158 Lisa Anderson, “The State in the Middle East and North Africa”, Comparative Politics, Vol. 20, No. 1 Oct., 1987, s.1.

159 Dana P. Eyre ve Mark C. Suchman, “Statü, Normlar ve Geleneksel Silahların Zenginleştirilmesi:

Kurumsal Bir Teori Yaklaşımı”, Mili Güvenlik Kültürü Dünya Siyasetinde Normlar ve Kimlik, Der. Peter J.

Katzenstein, Çev.İbrahim Efe, Sakarya: Sakarya Üniversitesi Kültür Yayınları, 2014, s.119.

160 Thomas Hylland Eriksen, “Ethnic Identity, National Identity, and Intergroup Conflict: The Significance of Personal Experiences”, Social Identity, Intergroup Conflict and Conflict Reduction, ed. Richard D.

Ashmore and others, Vol.3, New York: Oxford University Press, 2001, s.43.

161 John Myhill, Language, Religion and National Identity in Europe and the Middle East, Amsterdam:

John Benjamins Publishing Company, 2006, s.6

38

kolonyal özelliğe sahip olmasıdır. İkincisi ise; sömüren devletlerin yeni devleti oluşturan uluslara miras bıraktığı ülke sınırlarıdır. Yani gelişmekte olan devletlerde ilk önce devlet oluşturulmuş ve bu devletlere ilişkin paralel uluslar oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu da post-kolonyal devletler içerisinde birçok siyasal, sosyal ve etnik problemin ortaya çıkmasına neden olmuştur.162 Uzun yıllar Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanlar’da yaşanan etnik, mezhepsel ve ideolojik çatışmaların temel nedenlerinden biri, bahsedilen post-kolonyal devlet yapıları olmuştur. Bu devletlerin sınırlarının jeopolitik gerçeklik ve etnik duyarlılıklardan uzak, keyfi bir şekilde çizilmesi, etnik ve devletlerarası çatışan ideolojilerin körüklenmesi, sorunlu ve iç içe geçmiş etnik nüfuz alanlarının bırakılması bunların en önemli özellikleridir.

Devletlerin kimliğinin teşekkülünde dış müdahale ve manda rejimine de maruz kalması önemli bir etkidir. Suriye örneğinde olduğu gibi 1920-1946 yıllarında Fransız Manda rejimi altında şekillenen modern Suriye devleti, Fransızların Suriye’de bulunan Nusayrileri orduya kazandırıp devleti mezhepsel bir azınlığa emanet etme gayretiyle günümüze kadar devam ederek devlete mezhepçi bir yön kazandırmıştır.163 İnşa sonrası kabul edilen veya tanımlanan devlet kimliklerine dışsal faktörlerden kaynaklı yeni unsurlar eklenebilir veya çıkartılabilir. Barışçıl söylemlere sahip bir devletin komşu ülkelerden yakın tehdit algısı hissetmesi sonrası ofansif politika ve söylemleri kullanması gibi bir devletin yakın ve ölümcül bir dış tehdit hissetmesi de devlet kimliğinin inşa edilmesinde önemli araçlardan biri olmaktadır.

Arap dünyasının I. Dünya Savaşı sonrası büyük güçlerin çıkarları çerçevesinde bölünmesi ve parçalanması, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Arap devletlerinin suni bir şekilde Batılı güçler tarafından oluşturulması bölge devletlerinin kimliklerinin inşasındaki harici unsurların ne kadar belirleyici olduğunu göstermektedir. Bunun yanında Körfez’in önemli gelir kaynağı olan petrolün kontrolüne ilişkin yaşanan mücadeleler, İsrail’in Batılı devletler tarafından korunması ve bölge petrollerinde çıkarları olan yabancı süper güçlerin arasındaki mücadeleler bölge devletlerinin kimliklerinin inşasında çok önemli roller oynamıştır.164 Bunun yanında iki komşu ülke

162 Andrew Heywood, Siyaset, çev. Bican Şahin, Ankara: Adres Yayınları, 2007, s.159.

163 Tayyar Arı, Geçmişten Günümüze Ortadoğu Siyaset, Savaş ve Diplomasi, 6b., Bursa: Dora Yayınları, 2014, s.126-134.

164 Özden Zeynep Oktav, Basra Körfezi’nin Değişen Dinamikleri, İstanbul: Beta Yayıncılık, 2011, s.9.

39

arasında yaşanan sorunlu veya pozitif ilişkiler de devlet kimliklerinin inşasında önemli unsurlar olarak görülmektedir.

Uluslararası Sistemsel Faktörler: Tarihsel sosyolojik çalışmaların değindiği gibi uluslararası devlet mekanizması ve devlet-toplum ilişkileri devlet kimliğinin inşa edilmesinde önemli roller oynamaktadır. Devlet hem içsel faktörler hem de uluslararası sistemsel faktörler tarafından inşa edilmekte ve yeniden yapılandırılmaktadır.165 Özellikle 1648 Vestfalya Anlaşması, 1789 Fransız İhtilali, 1815 Avrupa Uyumu, I. ve II. Dünya Savaşları gibi uluslararası sistemdeki devletleri temelden etkileyen tarihsel olayların gerek Avrupa, gerekse uluslararası toplumdaki diğer aktörlerin değişen kimliklerine etkisi önemlidir.

İki kutuplu sistemin egemen olduğu Soğuk Savaş sürecinde çatışmalar daha çok ideolojik kimlikler üzerinden ortaya çıkmıştır. Berlin Duvarı’nın yıkılması ile dünyanın gelişmiş refah düzeyi daha da yükseleceği, sınırların ortadan kalkacağı, malların ve insanların serbest dolaşacağı insanlığın bugüne kadar görmemiş olduğu bir yeni dünyanın temellerinin atılacağı inancı birey ve toplumlarda hâkim olmaya başlamıştır.166 Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile uluslararası ilişkilerde siyasi belirsizlik ve tartışmalardan daha güçlü bir şekilde kimlik meseleleri merkezi önem arz etmiştir. Avrupa uyum sürecinin geleceği, artan yabancı düşmanlığı, neomilliyetçi akımlar AB’ye Doğu Avrupa ülkelerinin entegrasyon süreçleri, eski Sovyet coğrafyası, ABD gibi birçok yerde yaşanan gelişmeler kimlik odaklı politikaları merkezi öneme getirmiştir.167 Soğuk Savaş sonrası dönem sadece etnik kimlikleri değil yanında haydut devlet, terörist devlet, nükleer tehdit olan devlet gibi yeni devlet kimliklerinin de ortaya çıkmasını sağlamıştır

Ayrıca Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, ASEAN, NATO, Şangay İş Birliği Örgütü, IMF, Dünya Ticaret Örgütü, OPEC gibi uluslararası örgütlü yapılar devletlerin meşruiyetini tanıyarak ve kendi örgütlenmesi içerisinde kabul ederek devletlerin kimliğinin inşa edilmesi veya değişmesine etkide bulunabilmektedir. 1952 yılında NATO’ya girmeden önceki ve sonraki Türk devlet kimliğinin bir olmayacağı gibi,

165 Şen, a.g.e, s.57.

166 Amin Maalouf, Çivisi Çıkmış Dünya, 17b., Çev.Orçun Türkay, İstanbul: YKY Yayınları, 2009, s.17-20.

167 Peter J. Katzenstein, “Milli Güvenlik Üzerine Alternatif Perspektifler”, Mili Güvenlik Kültürü Dünya Siyasetinde Normlar ve Kimlik, Der. Peter J. Katzenstein, Çev. İbrahim Efe, Sakarya: Sakarya Üniversitesi Kültür Yayınları, 2014, s.37.

40

2011’den sonra Dünya Ticaret Örgütüne üye olan Çin’in de ne devlet kimliği ne de dış politika öncelikleri aynı olmayacaktır.

1.4. ORTADOĞU’DADEVLETKİMLİKLERİNİNTEMEL