• Sonuç bulunamadı

2.2. Lojistik Maliyet Unsurları

2.2.4. Depolama ve Stoklama

Depolamanın temel görevi ürünlere zaman yararı ve fiziksel dağıtımın ekonomik güvenilirliğini sağlamaktır.

Lojistiğin en temel fiziksel fonksiyonlarından biri olan depolama teknolojik geliĢmelerden sürekli etkilenmekte ve her geçen gün geliĢmektedir. Günümüzde yaĢanan teknolojik geliĢmeler, depoların daha verimli kullanılmasına katkıda bulunmuĢ ve buna bağlı olarak da envanter masraflarını da hafifletmiĢtir.

Depolama sadece malzemeyle sınırlı kalmamakta, bilgisayar sistemlerindeki geliĢmelerle birlikte bilginin depolanması da sağlanmaktadır.

Depolama iĢleminin yapıldığı yerlere depo adı verilir ve malzemelerin depolanması açısından incelediğimizde depoları üç gruba ayırmak mümkündür (ĠTO, 2003).

Genel depolar: Forklift ve paletlerle yükleme ve depolama iĢlemlerinin yapıldığı standartlaĢmıĢ alanlardır. Bu depolar genellikle dikdörtgen Ģeklinde ve on ile on beĢ metre arası yüksekliğe sahip konvansiyel alanlardır.

Özel depolar: Bu tür depolar bir endüstri dalına ait özel ürünler için tasarlanmıĢ depolardır. Tipik örnek olarak tekstil, bisiklet, halı ve bazı otomobil parçaları

gösterilebilir. Bu depolarda, depolanacak özel ürünün özelliklerine uygun bir yapılandırmaya gidilmiĢtir.

Tahsis edilmiĢ depolar: bir yükleyiciye tahsis edilmiĢ depolardır. Bu depolar 3PL için yapılandırılmıĢ olabilir veya yükleyici firmanın faaliyet gösterdiği alana göre düzenlenmiĢ olabilir. Bu depoların finanse edilmesi yükleyici tarafından yalnız baĢına olabileceği gibi yükleyicinin iliĢkide olduğu servis sağlayıcı tarafından da karĢılanabilir. Alıcıya malın teslim edilme süresini en çok etkileyen unsur deponun yeridir. Depo yeri seçimi zamanında teslim ve taĢıma maliyetlerini azaltmak açısından çok önemlidir.

Bazı mallarda alıcı teslim süresinden fazla etkilenir. Bu nedenle depo yeri seçiminde alıcıya sağlanan hizmet düzeyinin de dikkate alınması gerekir. Hizmet düzeyi faktörlerinin fazlalılığı nedeniyle yapılan analizlerde çoğunlukla bu konu ihmal edilmektedir. Ancak depo yeri talep noktasından uzaklaĢtıkça sipariĢ devresi büyümektedir. Teslim zaman belirsizleĢtikçe ve taĢınacak yol uzadıkça stok bulundurma giderleri artacak ve alıcılar da tercihlerini daha çabuk teslim yapabilen satıcılara kaydıracaklardır. Bu nedenle depo yerinin seçilmesinde taĢıma giderlerinden tasarruf sağlanmıĢ dahi olsa, hizmet düzeyinin düĢmesi gelir kaybına neden olacaktır (Barlın, 2009:177).

Depo yeri seçimi kararlarını, makro ve mikro açılardan ele almalıdır. ĠĢletmenin hizmet verdiği pazarlar, dağıtım kanalları, taĢıma ve depolama imkanları göz önüne alınarak deponun coğrafi olarak nereye kurulacağı makro açıdan incelenip, böylece deponun tek bir tane mi birden fazla mı olacağı aynı zamanda deponun üretim yönlü mü, pazar yönlü mü ya da aracı yönlü mü olacağı belirlenebilir (Gürdal, 2006: 25).

Dağıtım depolarının nerelere kurulacağına iliĢkin olarak üç stratejiden yararlanılır (Tokol, 1983: 125):

1- Dağıtım deposunun pazara yakın olması. Bu stratejide amaç, perakendeci isletmenin stoklarını yenilemektir.

2- Dağıtım deposunun üretim tesisine yakın olması. Bu stratejide amaç, farklı tesislerde üretilen birçok mamulün bir merkezde toplanmasını sağlamaktır. Bu

stratejinin uygulanmasındaki temel neden, üreticinin alıcıya maksimum hizmeti sağlama arzusudur.

3- Dağıtım deposunun üretim tesisi ile pazar arasındaki bir yerde olması. Burada amaç, mamul stoklarını birkaç büyük dağıtım merkezinde toplamak ve buradan pazar içlerine dağılan çok sayıda dağıtım noktalarına yaymaktır.

Malların depoya konulması aynı zamanda sermayenin bir kısmının kullanılmayıp bağlanması anlamına gelmektedir bu depoların iĢletme açısından büyük bir öneme sahip olduğunun bir göstergesidir. Rekabet ortamındaki artıĢ, üretim maliyetlerinin verimliliğinin arttırılmasını geçmiĢ, depo maliyet unsurlarının verimli hale getirilmesine kadar gelmiĢtir. Üretilen mallar talep edilenden fazla olduğu zaman, depolarda tutulmaktadır. Ancak günümüzde depolama maliyetleri de, toplam maliyetler açısından önemli bir kalem oluĢturduğundan dolayı isletmeler mümkün olduğu kadar depolama maliyetlerini düĢürmeye çalıĢmaktadırlar (Çengel, 2005:6)

Geleneksel depo faaliyetlerinde gruplandırılmıĢ maliyet çeĢitlerinin dağılım oranları aĢağıda verilmiĢtir (Baker, 2006:264);

ĠĢçilik : %50ye kadar, bunun yarısını sipariĢ hazırlık iĢçiliği oluĢturmaktadır. Bina (kiralık ya da eĢdeğer) : %25

Bina iĢleri (bakım onarım, sigorta, vergi) : %15 Ekipman: %10 ila %15

Ġncelediğimiz depolama maliyetlerini de içeren, depolama muhasebesi ve kontrolünde baĢlıca 4 seviye vardır. Bu seviyeler Ģunlardır: depolama maliyetlerinin tek bir dağıtım temeli kullanılarak toplu bir Ģekilde dağıtılması, her bir fonksiyon için ayrı dağıtım temeli kullanılarak dağıtılması, her bir faaliyet için ayrı dağıtım temeli kullanılarak dağıtılması ve her bir temel faaliyeti, doğal harcamayı ve maliyet davranıĢ kalıbını yansıtacak Ģekilde bir matris içinde sınıflandırılmasıdır. Maliyet hedefleri arasında depolama özelliklerinin temel farklılıklarını yansıtan dağıtım temelleri kullanarak her bir maliyet sınıfı için ayrı dağıtımlar geliĢtirilebilir (Lambert,1993:247)

Stok bulundurmak gelen talepleri zamanında karĢılamak açısından iĢletmeye avantaj sağlamaktadır. Yarattığı maliyetten dolayı, iĢletmeler mümkün olan en düĢük stok seviyesi ile çalıĢmak isterler. Buna rağmen çeĢitli nedenlerle stok bulundurulmak zorundadır.

Bu nedenler, talepteki belirsizlikler (ne zaman, ne kadar talep olacağının belirsizliği), sistemdeki verimsizlikler (örneğin üretim hattındaki bir makine ile diğerinin çalıĢma hızları farklı ise ara stoklar oluĢabilir.), satın alma, taĢıma, üretimde ölçek tasarrufları sağlama, arz ve talepteki mevsimsel değiĢikliklerden etkilenmeme çabası, fiyat artıĢlarından ve kıtlıklardan korunma, müĢteri hizmet düzeyini iyileĢtirme, maliyetleri azaltma ve dağıtım kanalı üyeleri arasındaki iliĢkilerde tampon görevi görme olarak sıralanabilir(Tek, 1999:667).

ĠĢletmelerin stok bulundurma maliyeti, iĢletmenin sahip olduğu ortalama stok değerine dayanır, stok bulundurma maliyet oranını ve stok bulundurma maliyetini Ģu Ģekilde gösterebiliriz;

Stok bulundurma maliyet oranı = Toplam değiĢken maliyetler † Ortalama stok değeri Stok bulundurma maliyeti = Stok bulundurma maliyet oranı × Ortalama stok değeri

ĠĢletmelerin lojistik faaliyetlerini yerine getirebilmesi için gereksinim duyduğu stokların doğru bir biçimde belirlenebilmesi için iki teknik kullanılmaktadır. Bunlar; “Malzeme Gereksinimleri Planlaması – MRP” ve “Dağıtım Kaynakları Planlaması - DRP” dır. Stoklama politikalarındaki zamanlamanın iyi bir biçimde yapılması ve gereksiz yere aĢırı stok bulundurmanın azaltılması durumunda iĢletmelerin kısa vadede ödemekle yükümlü olduğu borçları da azalacaktır. ĠĢletmelerin lojistik faaliyetlerini yerine getirirken gereksinim duyduğu maddi duran varlıkların finansmanında genellikle uzun vadeli yabancı kaynaklar ve öz sermaye kullanılmaktadır. Son yıllarda hızla geliĢme gösteren üçüncü parti lojistik faaliyetleri sonucu bazı iĢletmeler lojistik faaliyetlerini bu iĢletmelere devrederek maddi duran varlıklara da kaynak aktarmayı azaltabilmektedir (Christopher, 1998: 83).

Elde bulundurma maliyetlerinin, baĢka bir deyiĢle stok bulundurmanın sakıncalarının en önemlileri Ģunlardır (Tek, 1999:669) :

1. Stok hacminin büyük olması durumunda buna paralel olarak depo kiralarının da miktar bazında yükselmesi.

2. Ġstihdam edilecek depo personelinin stok miktarına bağlı olması durumu. 3. Stoğun sermaye maliyetine etkisi.

4. Stokların taĢıdığı risk durumuna göre sigorta giderlerinin yükselmesi durumu.

Stok maliyetleri yükseldikçe depolama faaliyetlerinden ve dolayısı ile lojistik faaliyetlerden dolayı katlanılan maliyetler de yükselmektedir. Bu nedenle etkin ve yeterli değerde stok kullanımı depolama maliyetlerini minimize etmek açısından oldukça önemlidir.

Benzer Belgeler