• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL VE KURAMSAL AÇIKLAMALAR

2.3. Denetim Odağı

2.3.4. Denetim Odağı ile İlişkili Değişkenler

Duygusal olarak kızların çok daha hassas bir yapıya sahip olmalarının bir sonucu olarak dış otorite ile bir çatışma içerisinde yer almamak adına çoğu zaman karşı koyma eğilimine sahip olmayabilmektedirler. Türk toplumunun kültürel yapısının da bir sonucu olarak farklı yetiştirme tarzlarının ağır basması nedeni ile denetim odaklarının oluşması ve gelişmesi sürecinde kız ve erkekler arasında belirgin farklılıklar görülebilmektedir (Gündüz, 1986: 65). Bakıldığında kız çocukları, çocukluk dönemleri ile birlikte zamanlarının önemli bir kısmını evlerinde geçirmeye, kibar davranmaya, evlenmelerine dek babalarının evlendikten sonra ise kocalarının kontrolü altında yaşamlarını sürdürmeye sevk edilmektedirler. Bu durum çok daha dış denetimli bir yapıya sahip olmalarına yol açmaktadır. Erkekler ise çocukluk dönemlerinden itibaren dış dünyada çok daha yoğun bir şekilde yer almaya ve olayların içerisinde yer almaya yönlendirilmektedir. Bu durum ise kızların erkeklere göre çok daha dıştan denetimli olmalarına yönelik bir beklentinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Ulutaş, 1999: 43).

2.3.4.2. Yaş

Dünyaya geldiği andan itibaren anne-babasının kontrolü altına giren çocuğun hangi davranışta bulunacağına anne-babası karar vermekte, çocuk ebeveynlerinin istediklerini yapmakta, istemediklerini yapmamaktadır. İlerleyen yıllarda, bedeninin üzerindeki kontrol yetisi de arttığından, yavaş yavaş anne ve babaya bağımlılığı azalan çocuk için, yaşamın ilk yıllarında dıştan denetimli biriyken, yaşının ve kişisel yeti ve becerilerinin artmasıyla içten denetimli bir birey olma eğilimine girdiği söylenebilir (Yavuzer, 1992: 48). Bireylerin yaşı ilerledikçe kendi başlarına karar verme olasılıkları artacak ve birey dıştan denetimlilikten içten denetimliliğe doğru kayma göstereceklerdir (Altınkurt, 2012: 38).

2.3.4.3. Aile Yapısı

Birey kişiliğin şekillendiği en önemli dönemlerde ailesiyle birlikte olmaktadır. Bu yüzden aile yapısının bireyin denetim odağı üzerinde etkisi büyüktür. Anne babanın davranışlarını ret olarak algılayan çocukların dış denetimli, anne babası tarafından kabul görmüş çocukların iç denetimli olduğunu söyler. (Gültekin, 2011: 55)

Ailede tek çocuk olan, ailesinin gelir durumu iyi olan, annesi çalışan bireylerin içten denetimli, anne babası ilkokul mezunu olan bireylerin dıştan denetimli olduğunu belirtmiştir (Şengüder, 2006: 23).

2.3.4.4. Psikolojik Durum

Her insanın, aynı olay karşısındaki tepkisi aynı değildir. Meydana gelen bir olaya Ali A şeklinde tepki verirken, Murat D şeklinde tepki verebilir. Yani insanların olayları değerlendirme tarzları birbirinden farklıdır. Bundan dolayı birisi için olumlu özelliğe sahip olan bir pekiştireç, başka birisi için olumlu olmayabilir ya da sonuçtaki pekiştireç aynı kişi için değişik zamanlarda olumlu veya olumsuz bir nitelik kazanabilir. Bu durum, kişinin ileride aynı davranışı tekrar sergileme olasılığını direkt olarak etkileyeceğinden, önemli bir özellik değeri taşır (Çetinkale, 2006: 64 ).

2.3.4.5. Beklentiler

Birey içinde bulunduğu durumda sergileyeceği davranışın sonucunda pekiştireç ya da pekiştireçlerin geleceğine yönelik bir beklenti içine girebilir. Genel ve özel olmak üzere iki tür beklenti vardır. Genel beklentiler, özel beklentilerle ilgili yaşantılar sonucu öğrenilen, pekiştiricilerin belli bir davranış sonucunda orta çıkacağıyla ilgili inançlardır (Şengüder, 2006). Örneğin; daha önceden yapmış olduğu etkileyici iş performansından dolayı prim alan bir çalışan, genel bir beklenti içine girerek prim pekiştirecini almak için performansını sürekli iyi tutmak için çaba gösterecektir.

Bireyin hedefe ulaşmadaki performansının ölçüsünü kısmen belirleyen toplam beklenti, genel ve özel beklentilerin bir bileşkesidir. Örneğin saygın bir iş için gerekli özelliklerin tümüne sahip ancak toplam başarı beklentisi düşük olan bir kişi o işe başvuruda bulunma durumunda çekimser davranırken, gerekli özelliklerin tamamına sahip olma yanında yüksek toplam başarı beklentisine de sahip bir başkası hedefine ulaşma konusunda daha girişken davranarak daha fazla çaba göstermektedir (Şengüder, 2006: 42).

2.3.4.6. Eğitim

kader vs. sonucu olduğuna inanırlar. Genellikle geleneksel aile yapısına uygun olarak babanın otoriter olduğu, çocuklara karar verme yetkisinin verilmediği, çocuğun, yetişkinin vereceği ödül ve cezaya bağımlı kaldığı tutumlar sergilendiği aile ortamlarında yetişen bu bireyler, kendileri ebeveyn olduklarında aynı tutumları sergileyerek çocuklarının kendileri gibi dıştan denetimli olmalarına neden olabilmektedir (Alisinanoğlu ve Ulutaş, 2000: 89).

2.3.4.7. Toplumsal Faktörler

Denetim odağının içten veya dıştan olarak adlandırılabilmesi, bireyin kendi davranışlarından sorumluluk duyup duymaması ile ilgilidir. Bireyin davranışlarının sorumluluğunu alıp almaması ise, küçük yaşlarından itibaren etkileşimde bulunduğu diğerlerinin ona çeşitli sorumluluklar vermesine, başka bir deyişle, sergilediği davranışlar ile bu davranışlar sonucunda ortaya çıkanlar arasında bir neden-sonuç ilişkisi oluşturabilmesine yardımcı olan çevresel faktörlerin var olmasıyla ilgilidir. Bu çevresel faktörler, fiziksel çevre ile ilgilidir. Yapılan çeşitli araştırmalar, küçük yerleşim yerlerinde yaşayan çocukların, kendilerine fiziksel çevrede değişiklik yapma olanağı sunulması bakımından büyük yerleşim yerlerinde yaşayan çocuklara oranla daha fazla şansa sahip olduklarını ortaya koymuştur (Cihangir, 1999: 66).

Doğumundan yetişkinliğe giderken toplum içinde uyumlu ve etkili bir kişilik geliştirebilme çabasında olan birey, bunun için gerekli olan tutum ve davranışları ilk olarak aile ortamı içinde, daha sonra da arkadaş ortamında ve okulda öğrenir. Çeşitli boyutları olan kişilik kavramının bir boyutu da denetim odağıdır. Bu nedenle, içinde bulunulan koşulların bir işlevi olarak kişiliğin değişmesi ve gelişmesi, bireylerin denetim odaklarının da değişmesine neden olabilir.

2.4. Tükenmişlik, İş Performansı ve Aracı Faktör Olarak Denetim Odağı

Benzer Belgeler