• Sonuç bulunamadı

5.1. Araştırma Kapsamında Edinilen Bulgulara İlişkin Tartışmalar

5.1.2. Denence 2’ye İlişkin Bulguların Tartışılması

Araştırmanın ikinci denencesi “KKT yönelimli psikoeğitim programı deney ve kontrol gruplarının Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stili alt ölçeği ön-test, son-test ve izleme testi puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılaşma oluşturacaktır.” şeklinde ifade edilmiştir.

Araştırmanın ikinci denecesinin test edilmesi neticesiyle elde edilen puanlar deney ve kontrol gruplarının Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stilinden elde edilen ön test, son test ve izleme puanları arasında anlamlı bir farklılaşma olmadığı, belirlenmiştir. Dolaysıyla bu durumun deney grubuna uygulanan KKT yönelimli psikoeğitim programının karar verme stili alt boyutlarından olan Kendiliğinden- Anlık Karar Verme Stili puanlarında anlamlı bir farklılaşma oluşturmadığı söylenebilir. Yapılan alan yazını taramasında KKT yönelimli karar verme stillerinin üzerindeki etkisinin incelendiği herhangi bir psikoeğitim programına rastlanmamıştır. Dolaysıyla yapılan araştırma neticesiyle elde edinilen bulguların karşılaştırılabileceği herhangi bir veri birikimi bulunmamaktadır.

Alan yazını incelemelerinde Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stiline sahip bireylerin karar verme sürecini doğal akışına bırakarak karar verme eğilimi gösterirler. Karar vermeyle ilgili gelişebilecek doğal süreçlerin ışığında karar verme eğilimi gösterilmesidir (Scott ve Bruce, 1995). Yapılan tanım bağlamında Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stiline sahip bireylerin gelişen olayların doğal akışı içerisinde herhangi bir analiz yapmadan veya sezgilerini kullanmadan kullanılan karar verme stili olan Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stili ile ilgili yapılan araştırma sonuçlarına göre Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stilini kullanan bireylerin öznel iyi oluşlarının düştüğü (Dilmaç ve Bozgeyikli, 2009) bu bağlamda kendiliğinden-anlık karar verme stilinin bireylerin yaşamlarını olumsuz yönde etkileyen bir karar verme stili olduğu söylenebilir. Dolaysıyla araştırma kapsamında Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stiliyle ilgili elde edilen bulgular KKT’nin temel amaçlarından birisi olan bireylerin yaşamlarını olumsuz yönde etkileyen durumların kabullenilerek ve farkındalık düzeylerinin arttırılarak nötralize etme çabasıyla negatif yönde bir ilişki gösterdiği söylenebilir.

Daha önce belirtildiği gibi Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stili fonksiyonel olmayan bir karar verme stili olarak kategorilendirilmiştir. Yapılan alan yazını

128

taramalarında fonksiyonel olmayan karar verme stillerinde iç tepisel davranışların etkili olduğunu belirleyen çalışmalara rastlanmıştır (Kräplin, Dshemuchadse, Behrendt, Scherbaum, Goschke, Gerhard ve Bühringer, 2014). Zira paralel bir çalışmada ise kendiliğinden-anlık karar verme stili ile iç tepisel karar verme stratejileri arasında benzerlikler belirlenmiş ve bazı çalışmalarda ise aynı anlamda kullanılmışlardır (Yüceloğlu–Keskin, Bayram, Günay-Derebaşı, Bostancı, Kabadayı, 2016; Patton ve ark. 1995). Dolaysıyla kendiliğinden-anlık karar verme stili ve içtepisel davranışlar arasında yoğun bir ilişkinin olduğu düşünülebilir. Bu bağlamda düşünüldüğünde içtepisel davranışların sağaltımının yapılması kendiliğinden-anlık karar verme stili düzeylerinde de düşüş sağlayabileceği düşünülebilir.

İçtepisel davranışların sağaltımında KKT yönelimli çalışmalar yapılmış ve yapılan çalışmalar sonucunda KKT’nin içtepisel davranış düzeylerinin düşmesini sağladığı belirlenmiş ayrıca hızlı karar veren bireylerin kararlarında daha az aceleci davrandıkları gözlemlenmiştir (Twohig ve Crosby, 2010; Manasse, Espel, Schumacher, Kerrigan, Zhang, Forman, Juarascio, 2016). Dolaysıyla KKT temelli müdahalelerin içtepisel davranış örüntülerinin azalmasında anlamlı bir etken olduğu söylenebilir. Araştırma kapsamında elde edilen bulgular alan yazını sonucunda ulaşılan bulgularla negatif bir ilişki gösterdiği söylenebilir. Araştırma bulgularıyla alan yazını sonuçlarının negatif yönde ilişki göstermesinin nedeni olarak içtepisel davranış örüntülerinin egale edilmesine yönelik kullanılan KKT yönelimli müdahale yöntemlerinin (Hayes ve ark., 2012) yapılan çalışmada yoğunluklu olarak kullanılmaması gösterilebilir. Diğer bir neden ise yapılan çalışmada bireylerin karar verme stillerinin değiştirilmesi amaç edinilmeden bireylerin kabullenim, değerlerin keşfi ve farkındalık düzeylerinin arttırılarak bireylerin değerlerine uygun karar verme stillerinin farkına varılması amaçlanmışken içtepisel davranışlara yönelik müdahale yöntemlerinde diğer davranışın kabullenilerek etkisinin düşürülmesi (Morrison, Madden, Odum, Friedel ve Twohig, 2014; Twohig ve Crosby, 2010; Manasse, Espel, Schumacher, Kerrigan, Zhang, Forman ve Juarascio, 2016) amaçlanması olabilir. Dolaysıyla yapılan araştırmayla farklı sonuçlar oluşturması söz konusu olabilir. Yapılan çalışma esnasında farkındalık, kabullenim ve an’ı yaşama yöntemlerinin kullanılmasından sonra (6’ıncı oturumda ‘’Anı deneyimleyerek olay ve durumlara nasıl tepkide bulunduklarını görsel olarak algılamalarına yardımcı olmak. ‘’ Anı deneyimleyerek üyelerin tercih içeren ve bireye seçim şansı tanıyan ifadelerle

129

talepler ve zorunluluk içeren ifadeler arasındaki farkı anlamalarını sağlamak’’) Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stilini kullanan bireylerin ‘’bu stili kullanmanın

kendileri için bir zarar oluşturmadığı ve bu karar verme stilinin hayatı daha heyecan verici kıldığını’’ ifade etmeleri yapılan çalışmanın ve KKT’nin temel felsefesi olan

bireylerin değerleri odaklı yaşamı keşfetmeleri ve şartlara bağlı olmadan değerleri odaklı yaşama yönlendirilmesi amaçlarına oldukça uygunluk göstermesi bağlamında Kendiliğinden-Anlık Karar Verme Stilleriyle ilgili edinilen bulgular yapılan çalışmaları (Crosby ve Twohig, 2016; Hill, Masuda, Melcher, Morgan ve Twohig, 2015; Luciano, Guallar, Aguado, Hoyo, Olivan, Magallón, Alda, Blanco, Gilig ve Campayo, 2014) destekler niteliktedir. Yapılan çalışmaya katılan bireylere farkındalık ve kabullenim odaklı yöntemlerin uygulanması bireylerde değerlerin keşfedilmesini ve bireye ait olan özelliklerle mücadele değil bu özelliklerin kabullenilmesi bireylerin kullanmış olduğu kendiliğinden-anlık karar verme stilini daha fazla kabullenmelerini sağlaması neticesiyle yapılan araştırmada kendiliğinden- anlık karar verme stilleriyle ilgili bir farklılaşma oluşturmamış olması söz konusu olabilir. Dolaysıyla bu durum ise KKT’nin temel felsefesinin, kullanılan yöntemlerin ve psikolojik danışma süreci amaçlarından olan bireylerin özelliklerinin kabullenilmesi ve mücadele edilmeden hayata devam edilmesi amaçlarıyla (Forman ve Herbert, 2009; Dewane, 2008: Akt; Törneke, 2010; Sheldon ve Elliot 1999; Wilson ve Dufrene, 2009) tutarlı olduğu söylenebilir.

Sezgisel karar verme stili altı ölçeği ön-test, son-test ve izleme testi puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılaşma oluşup oluşmayacağıyla ilişkin denencenin tartışılması.

Benzer Belgeler