• Sonuç bulunamadı

C. Anayasa Yargısının İşlevler

3. Demokrasiyi İşler Kılmak

Normlar hiyerarşisine göre, yönetenlerin ve kamu görevlilerinin, üstlerinin koyduğu kurallara aykırı işlem yapamaması esas iken, yasama organının üstün normlara aykırı kanunlar çıkarmasını frenleyecek bir yöntemin bulunmaması “kanun devleti” ni ortaya çıkarmaktadır. Hukuk devletinin tam anlamıyla işlerlik kazanması ise, yasama organının yapmış olduğu işlemlerin de bağımsız bir organ tarafından ve çağdaş demokrasi esaslarına göre denetlenebilmesi ile mümkün olmaktadır. Ayrıca insan haklarına ve özgürlüklere önem veren çoğulcu ve iktidarın halk tarafından değiştirilebileceği demokratik bir sistem için gerekli bir ilke niteliğinde olmasından dolayı, salt hukuk devleti kavramı da yeterli görülmeyip “demokratik hukuk devleti” kavramı gündeme gelmiştir.76 Bu noktadan bakıldığında, yönetimin meşruiyetini sağlayan unsur, halkın çoğunluğunun iradesine sahip olan iktidarların, kendilerini desteklemeyen kesimin başka seçimlerde iktidara gelebileceğini ve demokrasi içinde her zaman azınlıkta bulunan söz konusu kesimin haklarının korunacağı düşüncesini kabullenmesidir.77 Siyasal iktidarın meşruluğu ile kanuniliği birbirinden farklı, fakat bir arada bulunması gerekli iki niteliktir. Mevcut anayasa kurallarına göre ortaya çıkan bir iktidarı belirten kanuni bir iktidar, daha sonra meşruluğunu kaybedebilir. Dolayısıyla meşruluk sorunu iktidarın kaynağıyla ilgili olduğu kadar, iktidarın kullanışı ile de ilgilidir.78 Her zaman için çoğunluk diktatörlüğüne dönüşme ihtimali olan demokrasilerde, halkın çoğunluğunun desteğini alarak iktidara gelen yönetimler muhalefette olan gruplar aleyhine kararlar alarak ellerinde bulundurdukları iktidarı keyfi bir yönetime dönüştürebilir. Bu durumun engellenmesi etkin bir anayasanın bu tür baskılara karşı temel hak ve özgürlükleri korumak ve demokrasiyi işler kılmak

76 Lütfi Duran, “Türkiye’de Anayasa Yargısının İşlevi ve Konumu” Anayasa Yargısı Dergisi, Cilt:1,

1984, s. 57.

77 Fahri Mutlu Tosun, “Yargı ve Demokratik Meşruiyet”, TBB Dergisi, Sayı:88, 2010, s. 321.

78 Ender Ethem Atay, “Hukukta Meşruiyet Kavramı”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi,

amacıyla müeyyidelerle düzenlenmiş olması gerekir.79 Bu noktadan hareketle, anayasa mahkemesinin siyasal sistem içindeki konumu, salt parlamentonun iradesini engellemek suretiyle yeni bir kamusal otorite sağlamak olarak algılanmamalıdır. Anayasa yargısının önemi, demokratik rejimin çoğunluk diktasına dönüşebileceği tehlikesine karşı hukuksal engelleme düşüncesinden ileri gelmektedir. Bu açıdan anayasa yargısı, anayasanın üstünlüğünü parlamento iktidarı karşısında korumayı amaçlamaktadır. Dolayısıyla anayasa yargısının önemsenmediği bir durumda, anayasada güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerin parlamento karşısında güvencesiz kalması sonucu ortaya çıkabilir. Zira, İkinci Dünya Savaşı öncesi Almanya ve İtalya’da bu durum ne derece sakıncalı sonuçlar doğurduğu bilinmektedir.80 Kısaca, “güçlü yargı yoksa demokrasi de yoktur.”81

Avrupa modeli olarak adlandırılan “Kelsen Modeli” anayasa yargısını benimsemiş bulunan İtalya’da Anayasa Mahkemesi yargının bir parçası olmayıp, Cumhurbaşkanı ile birlikte anayasanın koruyucusu durumundadır. İtalya’da Anayasa Mahkemesi’nin üç temel etkisinin olduğu görülmektedir. Öncelikle, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Anayasası değişen fakat Ceza Kanunu değişmeyen İtalyan’ın, Ceza Kanunu’ ndaki faşist hükümleri arındırarak, daha demokratik bir hal almasını sağlamıştır. İkincisi, kanunların yeniden yazılmasıdır. Bunun anlamı, kanunlar hazırlanırken, söz konusu kanunların uygulama aşamasında ortaya çıkarabilecekleri sonuçların kestirilememesi ve öngörülmeyen sonuçlarla karşı karşıya kalınabilmesi durumunda başvurulabilecek yargısal bir yorumdur. Üçüncüsü ise, İtalya’da referandumların, Anayasa Mahkemesi tarafından anayasaya uygunluğunun denetlenmesidir. Parlamentonun almış olduğu bir karar kamuoyunun görüşüne uymuyorsa, yapılacak olan referandum öncesi Anayasa Mahkemesi, referandumun anayasaya uygunluğu noktasında karar vermekle yükümlüdür. Ayrıca Anayasa Mahkemesi, anayasal haklar söz konusu olduğunda sadece parlamentonun değil halkın da kararlarının denetçisi olabilmektedir.82

79 Levent Gönenç, “Meşruiyet Kavramı ve Anayasaların Meşruiyet Problemi”, AÜHFD, Ankara,

Cilt:50, Sayı:1, 2001, s. 146.

80 Hakyemez, İki Sorun, s. 529.

81 Sami Selçuk, Türkiye’nin Demokratik Dönüşümü, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2001, s.157. 82 Pasqıno, ss. 154-159.

Milli egemenlik ya da halkın egemenliği Anayasası’nın 20. Maddesinde “Tüm devlet otoritesi halktan gelir” ifadesi yer alan Almanya’da, yargı yetkisini halk adına kullanmaktadır. Bu duruma paralel olarak, yargıda her hüküm “millet adına” sözleriyle başlamaktadır. Dolayısıyla da yargı demokratik temellere dayanmaktadır.83 “Anayasanın bekçisi” olarak mahkeme, kanunların anayasaya uygunluğunu denetleme yetkisine sahip olan tek birimdir. Mahkeme tarafından iptal edilen kanunların sayısı gittikçe azalmaktadır.84

Anayasasının 3. maddesinde, “referandum yolu ve temsilcileri aracılığı ile kullanılan egemenlik halka aittir” ifadesi yer alan Fransa’da, pozitif hukuk tarafından belirtilen halkın egemenliği, anayasal denetim aracılığı ile gerçekleştirilmektedir.85 Fransa’nın hukuk devleti olması yolunda etkisi büyük olan Anayasa Konseyi, demokrasinin sahip olması gereken nitelikleri belirterek ve güçlendirerek demokrasinin işleyişine katkıda bulunmaktadır. Konsey hakimleri bu konuda özel yetkilerle donatılmışlardır. Anayasa Konseyi, devlet başkanının seçimi, yasama ve senato seçimleri ve referanduma gidilmesinin anayasaya uygunluğunu denetlemektedir. Devlet başkanının görevlerini yerine getirmemesi gibi demokrasiyi tehlikeye düşürebilecek durumlarda müdahale etme sorumluluğu da mevcuttur. Ayrıca Anayasa Konseyi, 1980’li yıllarda başlayan ve 28 Mart 2003 tarihli anayasa değişikliğinde de yer alan “desantrilizasyonun ikinci yasası” olarak adlandırılan yerel demokrasinin uygulanmasında etkili olmuş ve dahası, 1990 yılında verdiği bir kararda “demokrasinin temeli” olarak “düşüncelerin ve fikirlerin çoğulculuğu” nun gereğine yaptığı vurgu ile, demokraside çoğulculuğun önemini ortaya koymuştur.86

Azerbaycan’da Anayasa Mahkemesine, öncelikle yasaların ve diğer yasama faaliyetlerinin anayasaya uygunluğunun denetlenmesi, yasaların ve anayasanın yorumlanması ile erkler arasındaki uyuşmazlıkların çözümü noktasında sorumluluklar yüklenmiştir. Bireysel başvuru yollarına açık olan mahkeme ilk

83Görisch s.184.

84Klaus von Beyme, “Alman Anayasa Mahkemesi-Yeni Demokrasiler için Bir Model mi?”,

Demokrasi ve Yargı Kitabı, (Ed. Cem Eroğlu), TBB Yayınları, Ankara, 2005. ss.91-94.

85Michel Troper, “Anayasa Yargısı ve Demokrasi”, çev. Ender Ethem Atay, GÜHFD, Cilt:1, Sayı:2,

Aralık 1997, s. 294.

yıllarında, mevzuatın demokratikleşmesi ve hak ve özgürlüklerin korunmasına odaklanmıştır.87

Rusya’da Anayasa Mahkemesi, devletin en yüksek organları arasında denge işlevi görmek suretiyle hakemlik rolünü üstlenmiştir. Bu işlevi yerine getirirken kuvvetler ayrılığı ilkesini de korumaktadır. Ayrıca mahkeme, temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmiş olduğunu düşünen bireyler için bir ombudsman işlevi de görmektedir. Dolayısıyla mahkemenin üstlenmiş olduğu çift rol ile birlikte, hukukun üstünlüğünün temeli olan anayasal düzenin sağlanması ve insan hak ve özgürlüklerinin korunmasının asli şartlar olduğu demokratik bir sistem için gerekli koşulların oluştuğu kabul edilebilir.88

Çek Anayasa Mahkemesi’nin demokratik meşruluğu, Parlamento’nun iki kanadının sahip olduğu kamusal destekten daha güçlüdür. Bu sayede mahkeme, ülkenin demokratik siyasetinde önemli bir aktör konumuna gelmiş ve mevcut hukuk sistemi ve hukuki gelenekleri anayasal-demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun olarak değiştirmiştir.89

Türk Anayasa Mahkemesi diğer görevlerinin yanı sıra, seçimleri, referandumları ve siyasi partileri denetler, Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı yüce divan sıfatıyla yargılar. Mahkemenin bu vasıfları demokratik ilke ve mekanizmaları koruma işlevi olarak nitelendirilebilir.90

87 Khanlar Hacıyev, “Demokrasinin Pekiştirilmesinde Yargının Rolü”, Demokrasi ve Yargı Kitabı,

(Ed. Cem Eroğlu), TBB Yayınları, Ankara, 2005. s.228.

88 Ferdinand J.M. Feldbrugge, “Rus Anayasa Mahkemesi ve Demokrasinin Pekişmesi”, Demokrasi

ve Yargı Kitabı, (Ed. Cem Eroğlu), TBB Yayınları, Ankara, 2005. s. 238.

89 Jiri Priban, “Judicial Power vs. Democratic Representation: The Culture of Constitutionalism and

Human Rights in the Czech Legal System”, in Sadurski, 2002, 394’ten aktaran Erdoğan, Demokrasinin Pekişmesi, s. 14.