• Sonuç bulunamadı

ÖZELLİKLERİ PENCERENİN BİÇİMSEL ÖZELLİKLERİ

4. DEĞERLENDİRME

Mahalleler bazında Geleneksel Türk Konutuna ait örneklerin en yoğun olarak görüldüğü mahalleler; Doğu Mahallesi, Akalar Mahallesi ve Yayla Mahallesidir. Ancak 109 adet konuttan 57’sinin incelemeye alınmış olması bu konutların zaman içerisinde özelliğini yitirmiş olduğunun bir göstergesidir.

Pencere analizlerinin yapıldığı konutlar çoğunlukla (%68 oranında) ahşap karkas olup geleneksel yapı malzemelerimizden ve Geleneksel Türk Konutunda önemli bir yer sahibi olan ahşap strüktürün Kırklareli çevresinde de uygulandığı bu bakımdan Geleneksel Türk konutu ile benzerlik gösterdiği görülmektedir. Ahşap malzemenin bir diğer seçilme nedeni de yöreye uygun bir malzeme olmasıdır. Ahşap iskelet sistemin bilinen uygulama şekillerinin dışında özellikle yağış ve rüzgar alan cephelerde ahşap strüktürün tuğla dolgu ile birlikte örülen yarım tuğla kalınlığında bir koruyucu duvar ile güçlendirildiği ve yalıtım özelliğinin arttırıldığı görülmektedir. Doğrama malzemesi olarak farklı alternatif olmaması sebebiyle ahşap malzeme kullanılmış, genellikle de çam kerestesi tercih edilmiştir. Ancak doğramaların çoğunun kendini koruması ve uzun zaman dilimi içersinde çok fazla deformasyona uğramaması malzemenin kaliteli seçilmiş olduğunu, aynı zamanda uygulanmadan önce iyi dinlendirilmiş olduğunu göstermektedir. Hiçbir bakım masrafı gerektirmemesi de bir diğer pozitif özelliğidir.

Pencerelerin bulunduğu duvarlarda en yoğun %54.4 tercih edilen kaplama malzemesi kireç sıvadır, ahşap kaplama da %17.54 oranında tercih edilmiş, gerek zemin rutubetinin gerekse yerden sıçrayan suların kaplamaya vereceği zararlar düşünülerek yapıların %12.3’ünde zemin katların kireç sıva, normal katların ahşap kaplama ile yapıldığı tespit edilmiştir.

Pencere gruplamaları tek katlı binalarda yan yana iki dizi, çift katlı binalarda ise 2/2 şeklindedir. Yoğunlukla kullanılan ahşap strüktürün geniş boşluklar oluşturulmasına izin vermemesinden dolayı pencereler kısa ve uzun tutularak bir mekanda yan yana iki adet olarak düzenlenmiştir. Farklı katlarda pencere gruplarının birbirini takip etmesine dikkat edilmiştir.

Ahşap kasanın daha fazla korunumunu sağlamak amacı ile pencere kasaları %95 oranında duvar iç kısmında düzenlenmiş, çok az bir kısmı da (% 5) duvar kalınlığını ikiye bölerek duvar orta kısmında düzenlenmiştir.

Kasa – kanat birleşimlerinde lambalı birleşim en çok tercih edilen (%44.4) birleşim şeklidir. Günümüz ahşap pencerelerinde de kasa – kanat birleşimleri lambalı şekilde yapılmaktadır. Lambalı birleşimde kanat kasadan daha içeride kalırken bazı örneklerde (6 adet) kasa ile kanat aynı yüzde ve aynı kalınlıkta yapılmıştır. Bu da estetik açıdan bu pencerelere ayrı bir değer katmaktadır. Ayrıca rüzgarın kasaya çarpması bu yolla engellenmiştir. Lambalı birleşime yakın bir oranda (% 39.7) kullanılan birleşim kinişli birleşimlerdir. Bu birleşim şeklinde kanat kasa içerisinde açılmış olan bir dişe geçerek kapanmaktadır. Bu özellik yapısal açıdan çok önemli ayırt edici bir özelliktir.

Bu birleşim şekli bilhassa rüzgarlı havalarda içeriye hareket eden soğuk havanın yolunu uzatarak sızmasını engellemekte yine rüzgar ile birlikte kasa üzerinde yayılan yağmur suyunun da rüzgar yardımı ile yapı içine girmesini engellemektedir. Düşey sürme pencerelerde kanatlar kasa ile düz bir derz oluşturmakta ancak gerek kasanın rahatlıkla hareket edebilmesi gerekse izolasyon sağlaması amacı ile kanat her iki taraftan çıta ile bastırılmıştır. Yan dönel pencerelerdeki düz birleşimlerde ise oluşan derzi kapatmak amacı ile her iki taraftan çıta konulmuştur.

Doğrama kasaları bazen doğrudan duvar üzerine, bazen de duvar derinliğince düzenlenmiş ahşap kaplama üzerine oturtulmuştur. Doğrama kasalarının ahşap kaplamayla oluşturduğu derzler kimi pencerelerde çıta ile kapatılarak yalıtım özelliği arttırılmıştır. Kanat – kanat birleşimlerinde lambalı ve kinişli birleşimler yaklaşık oranlarda kullanılmışlardır. Buradaki birleşimler kanatların açılış sistematiğini doğrudan doğruya etkilemektedir. Lambalı birleşimlerde kanatlar sıra ile açılırken, kinişli birleşimlerde kanatların birlikte açılıp kapanması söz konusudur. Lambalı birleşimler çıtalı uygulandığı gibi çıtasız olarak ta uygulanmıştır. Kinişli birleşimlerde ise çıta kullanılması durumunda kanatların birlikte açılıp kapanması engellenebilir, çıta kullanılacaksa çok zarif ince bir çıtanın kullanılması uygundur. Örneklerimizin çoğunda çıta kullanılmamış, çıta kullanılan birleşimlerde ise kullanılan çıta kalınlığı belli belirsiz görünmektedir. Kanatların düz birleşmesi durumunda yalıtım açısından çıta kullanılması zorunludur. Düşey sürme pencerelerde ise kanatlar kurtağzı şeklinde birleşmektedir. Bu birleşim hem kanatların tutunmasını ve kaymamasını sağlamakta hem de boşluksuz bir birleşim meydana getirmektedir.

Pencerelerin açılış şekillerinde %84.1 oranında yan dönel sistem tercih edilmiştir.

Kullanımda getirdiği kolaylık, farklı kanat kombinasyonlarının yapılabilmesi, manzara

çerçevesinin geniş tutulabilmesi gibi tercih nedenleri vardır. İncelenen pencereler arasında daha az deformasyona uğradığı görülen düşey sürme pencereler çok az oranda (% 12.7) kullanılmışlardır.

Açılan kanatlar düşey sürme pencereler hariç çift kanatlıdır. Aralarındaki farklılıklar açılan kanatların tek sıra veya çift sıra oluşu veya etrafındaki sabit kanat dizilenmelerindedir. Açılan kanatlar arasında sabit dikme yoktur. Bu da içeriden dışarıyı izlerken resim çerçevesinin ikiye bölünmesini engellemektedir. Geleneksel yapılarımızın hemen hepsi sokak, bahçe, meydan, şehir veya deniz gibi bir şekilde manzaraya sahiptir. Günümüz uygulamalarında manzara endişesi duyulmadığından böyle detaylandırmalara rastlamak mümkün değildir. Ancak bu sistemde iki kanat birden açıldığından yüksek bir ısı kaybına neden olabilmektedir. Çift sıra açılan kanat uygulaması ise alt sırada veya üst sırada tek bir dizi oluşturacak küçük kanatların hava sirkülasyonunu sağlamaya yönelik olduğu görülmektedir. Havalandırma kanatları bazı pencerelerde alt sırada, bazı pencerelerde ise üst sırada tertiplenmiştir. Bu kanatların alt sırada olması açılıp kapanma kolaylığı sağlamakla beraber sağlık açısından rüzgarın doğrudan içeride oturan kişiye çarpması nedeni ile sağlıksızdır. Bu kanatların üst sırada düzenlenmesi kullanım açısından zorluklar getirmesine rağmen sağlık açısından avantajlıdır.

İncelemesi yapılan pencerelerin %54’ü yatayda iki düşeyde üç dizi oluşturmaktadır. Bu bölümlemeler bize pencerelerin kanat sayıları hakkında da bilgi vermektedir. Yatayda iki bölüm iki açılan kanatı, düşeyde üç bölüm olması altta veya üstte bir havalandırma kanatının olduğunu göstermektedir. Sabit veya açılan kanatlar kendi içlerinde ince bir kayıt ile bölünmüşler ve kareye yakın gözler oluşturmuşlardır.

Bu da büyük boyutlu camın bulunamamasına karşılık ahşabın işleme kolaylığından faydalanıldığını göstermektedir. 19. yüzyıl ve 20. yüzyıla tarihlenen yapıların yan dönel pencerelerinde bu bölünme şekli hakimdir. Daha yakın zamana tarihlenen yapıların pencerelerinde ise farklı biçimlerde bölümlemeler görülmektedir.

Pencere boyutlarının birbirlerine oranlarında, 1/2 ve 2/5 oranlarının yoğun olarak kullanılması pencerelerin uzamasını ve iç mekanda derinlere kadar ışık girmesini sağlamaktadır. Strüktürel sistemin çok fazla açıklık oluşturulmasına izin vermemesinden dolayı pencereler dar tutulmuştur. Bu da geniş açıda güneş ışığı alınmasını engellemiştir. Pencerelerin hareketli kanatları pencere dokusunu oluşturan

ana elemanlardır. Pencerelerin %60’ı tamamen hareketli kanatlardan oluşturulmuş, sabit kanatların kullanıldığı pencerelerde bölümlemeler hareketli kanatlara göre veya farklı kombinasyonlarda uygulanmıştır.

Sabit kanatlar düşey sürme pencerelerin tamamında bulunurken, 25 adet pencerede hiç uygulanmamıştır. Oranları 1/1’e yakın biraz daha yakın zamana ait pencerelerde ise sabit kanat farklı farklı kombinasyonlarla hareketli kanatın dört bir tarafında da kullanılmıştır.

32 adet konutta metal korkuluğun kullanılması güveliğin ön planda tutulduğunu göstermektedir. 1 konutta tespit edilen ahşap parmaklık ise Kırklareli Geleneksel Konutları arasında bulunduğu konutu özel kılmaktadır.

Pencere kasası ile duvar arsında oluşan derzleri kapatmak ve estetik bir görünüm sağlamak amacı ile 39 adet konutta ahşap pervaz kullanılmıştır. Nadir de olsa titiz işçilikle hazırlanmış çeşitli motifler verilmiş pervazlara rastlanmıştır.

Özellikle kagir yığma binalarda pencere çevresinde silmeler düzenlenerek hem pencere çerçevesi belirginleştirilmiş, hem pencere doğramasının korunumu arttırılmış, hem de cepheye hareket getirilmiştir. Silmeler bazen pencereyi çepeçevre sınırlandırırken bazen de kagir denizlik ile birlikte bir çerçeve oluşturmuştur.

Analizi yapılan pencereler arasında 9 adet ahşap kepenk, 1 adette metal kepenk tespit edilmiş ancak bir çok pencerede de önceden ahşap kepenk bulunduğunu gösteren doğrama elemanları görülmüştür.

Pencere camına vuran yağmur suyunun içeri sızmadan uzaklaştırılmasını sağlayan damlalıklar bazı pencerelerde kanatta ve bazı pencerelerde ise hem kasada hem de kanatta yatay kayıt ile bir bütün olarak düzenlenmiştir. Bu bütünlük damlalığın ve kayıtın ayrı ayrı düzenlenmesi durumunda oluşacak derzin zamanla açılması ve damlalığın fonksiyonunu yitirmesi gibi olumsuzlukları engellemektedir.Kasada yer alan damlalıklar açılan kanat üzerinde yer alan ikinci sıra sabit veya hareketli kanatların altlarındaki yatay kayıtlarda düzenlenerek yüzeyde oluşabilecek yağmur sularının alttaki kanata sızmadan denizliğe aktarılmasını sağlamaktadır.

Duvarın yapısı ve pencere çevresinde ahşap pervaz veya kagir söve kullanımına bağlı olarak ahşap veya kagir denizlikler düzenlenmiştir. Ayrıca 2 adet pencerede de alttaki ahşap denizliği koruma ve kalın duvarda suyun akışını kolaylaştırmak amacı ile metal denizlikler düzenlenmiştir.

Pencerelerin içten kilit sistemleri kanatların birleşim şekillerine bağlı olarak kinişli birleşimlerde mandal, düz birleşimlerde ise ispanyolet olarak karşımıza çıkmaktadır. Mandalların çalışma sistemi çok basittir; ispanyoletler ise daha teknolojik bir sistem olup daha emniyetlidir.

5. SONUÇ

Kırklareli geleneksel konut çevresinde tespit edilen 109 adet konuttan 57’si üzerinde analiz yapılmış olması bu konutların bir kısmının özelliklerini yitirmekte olduğunu göstermektedir. Bu da tarihsel özelliği olan bu yapıların zaman içinde kaybedilmemesini sağlamak için çeşitli tedbirlerin alınmasını gerekli kılmaktadır.

Konutların taşıyıcı sistemleri çoğunlukla ahşap karkastır. Ancak dolgu malzemeleri farklı farklı seçilmiş, yöre ikliminin sert oluşundan dolayı bağdadi sistem tercih edilmemiş, tuğla veya kerpiç dolgu geniş kullanım alanı bulmuştur. Uygulamada altı açık döşeme zorunluluğu ortaya çıktığından bu tür döşemenin ısı yalıtımı bakımından dezavantaj oluşturmasından dolayı çıkmaların tercih edilmediğini görmekteyiz.

Pencerelerin cephede oluşturduğu gruplar tek katlı binalarda ikili olmak üzere, iki katlı binalarda 2/2 şeklindedir. Bu sonuç bize kat sayısı ne olursa olsun binaların birbirine olan uyumuna biraz da zorunlu olarak dikkat edildiğini göstermektedir. Çünkü ahşap strüktürle oluşturulan binalarda, ahşap malzemenin geniş açıklıklar oluşturmasına izin vermesi, pencere genişliklerinin kısa tutulmasını zorunlu kılmıştır.

Pencerelerin arkasındaki mekanların genişlikleri de birbirine yakın genişlikte olduğundan duvarda ancak iki pencere açılabilecek kadar bir alan bulunabilmiştir.

Pencere doğramaları alternatifsiz olduğundan dolayı tamamen ahşap malzemeyle yapılmıştır. Doğrama duvarın iç kısmında yer almış, içten pervaz, duvar derinliğinde ahşap kaplama ve duvar dışında ahşap pervazla tamamlanmıştır. Buradaki pervazlar alt kısımdaki ahşap denizlikle birlikte çerçeveyi oluşturmuştur. Kasa – kanat ve kanat – kanat birleşimleri kinişlidir. Kanatlarda ve bazen kasalardaki damlalıklar yatay kayıtlarla bütündür. Kanatlar arasında sabit dikme yoktur. Pencere bölümlemeleri, Geleneksel Türk Konut pencerelerinde çok iyi biçimde uygulanan kare, kayıt, doku örneğini yansıtmaktadır. Kanatlar kendi içinde zarif çıtalarla bölünmüş, değişik dış perspektifler oluşturulmuştur.

18. yüzyılın sonundan itibaren Geleneksel Türk Konutunda görülen 1/2 oranı, çalışma alanımız içerisinde bulunan pencerelerde de yoğun olarak kullanılmıştır. Bu veri bize Kırklareli Geleneksel Konutu Penceresinin. Geleneksel Türk Konut Penceresinin tipik bir örneği olduğunu göstermektedir. 19. yüzyılın başlarında tepe

pencerelerinin kullanımının azalması ve buna paralel alt sıra pencerelerinin oranlarının uzaması ile ortaya çıkan 2/5 oranının %23.8 oranında uygulandığı tespit edilmiştir.

Pencerelerin içten kilitlenmeleri ahşap mandallar ile sağlanmıştır. Özellikle kagir yapıların pencerelerinde ahşap kepenkler kullanılmıştır.

Tüm bu özellikleriyle Kırklareli Sivil Mimarlık Örnekleri’nde yer alan pencerelerin doğramaları, büyük oranda değişime uğramış, orijinal pencereler ise malzeme özelliklerini korumuşlardır. Bu da kaliteli bir ahşap malzemeyle yapıldıklarını göstermektedir. Kasa ve kayıtları yaklaşık olarak aynı ölçülerde olup, günümüz ahşap doğramalarıyla karşılaştırıldığında çok daha zarif ölçülerdedir. Ahşap strüktürün getirdiği özellikten dolayı dar ve uzun tutulmuşlardır. Kasa – kanat ve kanat – kanat birleşimleri kinişli olarak düzenlenerek malzemenin kendisiyle yalıtım sağlanmıştır.

Kanatlar arasında sabit dikme kullanılmayarak görüş açısı bozulmamıştır. Ayrıca kasanın duvarla birleşimi ahşap kaplama veya çıta ile kapatılarak muhtemel sızmalar önlenmiştir. İçten çok basit şekilde mandallarla kilitlenmektedir. Mandallar yeterli güvenlik sistemini sağlamadığından, basit motiflerle süslenmiş metal korkuluklar yapılmıştır.

Ülkemizin bir çok yöresi her türden kendine has olgular taşıyan mimarlık eserleri ile doludur. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik güçlükler ve çeşitli duyarsızlıklar nedeniyle mevcut mimari mirası koruma yönünde eksik kalmaktayız.

Yapılan bu araştırma en azından Kırklareli çevresindeki mimari mirasımıza dair bir başvuru kaynağı olacaktır.

Yapılan çalışmayla Kırklareli Geleneksel Konut Pencerelerinin, Geleneksel Türk Konut penceresi ile aynı özellikleri gösterdiği tespit edilmiştir.

Elde edilen sonuçlarda yeni tasarım kurallarına rehberlik edecek seviyeye ulaşılması amaçlanmıştır. Biçimsel özellikler bakımından bu yönde fayda sağlanabilir.

Yapısal olarak pencere doğramalarının detaylandırılmalarından da yeni tasarım modeli çıkarma yönünden yararlanılabilir. Örneğin bir kasa – kanat bağlantısında görülen kinişli birleşim sağladığı su ve hava geçirimsizliği ile günümüzde uygulanan doğrama detaylarına iyi bir örnek teşkil edebilir. Yine kanat – kanat birleşimlerinde ara dikme kullanılmamasından yararlanılarak düzenlenen çift kanatlı pencereler en azından panoramik bir manzarayı kullanacak tasarımcılar için rehber olabilir.

KAYNAKLAR

Binan, M. (1995) Ahşap Pencereler Birsen Yayınevi

Eldem, S. Hakkı (1968) “Türk Evi Plan Tipleri” İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi 2. Baskı Günay, R. (1998) “Türk Ev Geleneği Ve Safranbolu Evleri” Yem Yayınları İstanbul Güngör, İ.H. (1964) Ahşap Yapı Bilgisi Milli Eğitim Basımevi

Öcal, M.E. (1969) Ahşap Pencere Doğramaları Yayınlanmamış Yeterlilik Çalışması Hacıhafızoğlu, E. (2003) “Kırklareli’nin Mevcut Geleneksel Konut Çevresinin Kültür Bağlamında İncelenmesi” Yüksek Lisans Tezi Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

İbiş, T. (1993) “Mimari Çevrenin Sürekliliği Açısından Pencere Elemanı: Pencerelerin Değişiminin Analizi” Doktora Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü

İzgi, U., (1975) Pencere – I, II DGSA Yayınları

Karaçam, N.,(1995) Efsaneden Gerçeğe Kırklareli Belediye Yayını Kırklareli Belediyesi Yerleşim Merkezleri Haritası

Tandoğan, E. (2000) “Kırklareli konut Yerleşimi Üzerine Bir İnceleme” Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü

Uluengin, N. Y., (2000) Osmanlı – Türk Sivil Mimarisinde Pencere Açıklıklarının Gelişimi Yem Yayınevi

Uluengin, F., Uluengin, B., Uluengin, M.B. (2001) Osmanlı Anıt Mimarisinde Klasik Yapı Detayları Yem Yayınları

Benzer Belgeler