• Sonuç bulunamadı

DavranıĢsal coğrafya, çevreyi nasıl algıladığımızı, düĢüncelerimiz ile algılarımızın davranıĢlarımızı nasıl etkilediğini inceleyen BeĢeri coğrafyada altbilim bilim dalıdır. Coğrafya öteden beri, çoklu bakıĢ açılarıyla iliĢki içinde olmuĢtur (Tümertekin ve Özgüç, 2010: 48). DavranıĢsal coğrafya bu bakıĢ açılarından biridir. Mekân ve yerin coğrafyasının anlaĢılması, insanların çevresel bilgiyi algılaması, düzenlemesi, tecrübe etmesi ve ona anlam vermesine bağlı olduğu kadar bu bilgiyi kullanarak davranmasına da bağlıdır (Aitken vd. 1989: 218). Çevreyi nasıl algıladığımız ve düĢüncelerimiz ile algılarımızın davranıĢlarımızı nasıl etkilediğinin incelenmesi davranıĢsal coğrafyanın konusunu oluĢturmaktadır. Dolayısıyla davranıĢsal coğrafya,

15

insanların çeĢitli çevrelere tepkilerinin geniĢ ölçüde onları nasıl algıladığı ve anladığına bağlı olduğunu esas alan yaklaĢımdır (Özgüç ve Tümertekin, 2010: 48).

DavranıĢsal coğrafya çevreyi öznel yorumlar, buna göre herkesin kendi özel coğrafyası vardır. Özel coğrafya bireyin yaĢ, cinsiyet, tecrübe, arzu ve ihtiyaçları etkisiyle oluĢur. DavranıĢsal coğrafya çalıĢmaları ile yeni bazı kavramların coğrafyaya girdiği görülmektedir. Bunlar algı, imaj, zihin haritası gibi kavramlardır (Aliağaoğlu, 2007: 19).

2.2.1. Çevresel Algı

Her birey zihninde bir dünya algısına sahiptir (Goodall, 1985: 299). KiĢilerin duyuları yoluyla çevreden uyarıcı alarak dünya hakkında bilgi edinme olgusu “çevresel algı”dır (Tümertekin ve Özgüç, 2010: 49). Çevre algısının tüm tipleri insanların zihin resimleri ve zihin haritalarının geliĢmesine yol açar. Böyle zihin haritaları çevresel algı (environ mental perception) yoluyla gelmiĢtir (Goodall, 1985: 299).

Ġnsanların Dünya ile iliĢkisi, herkesin kendi kafasındaki çevresel imajlara dayanır. Çevresel imajlar, gerçek, dıĢ dünyanın zihinlerdeki bir temsilidir. Ġnsanların birbirinden farklı çevrelere olan tepkileri, büyük ölçüde bu çevreleri nasıl algıladıklarına bağlıdır ve çevre ile iliĢkiler, her bireyin kafasındaki imajlara dayanır. Bu imajlar, tüm dünyadan, bir kıtaya, bir bölgeye, bir kente ya da kentin bir bölümüne kadar değiĢik ölçeklerdeki mekân birimlerine ait olabilir (Tümertekin ve Özgüç, 2010: 48-49). Ġmaj çevresel uyarıcı olmadan görülen bir Ģeydir ve geçmiĢin algısıdır (Tuan, 1975: 209). “Çevresel imajlar ile gerçek davranıĢlar arasında kuvvetli bir iliĢki mevcuttur” ifadesi davranıĢsal coğrafyanın temel görüĢünü oluĢturmaktadır (Johnston, 1987: 135).

2.2.2. Kent Ġmgesi

Çevresel imgeler, gözlemci ve çevresi arasında iĢleyen iki yönlü bir süreçtir. Çevre, farklılıklar ve iliĢkiler ortaya koyar. Gözlemci ise uyum kabiliyeti ve kendi amaçları doğrultusunda gördüklerini seçer, düzenler ve anlamlandırır. Bu Ģekilde oluĢturulan imge, görüleni sınırlandırır ve vurgulanmak isteneni vurgularken imgenin kendisi de sürekli etkileĢim içinde bulunulan çevrenin süzülen algısal girdilerine karĢı test edilir. Böylece, Verili bir gerçekliğin imgesi değiĢik gözlemciler arasında oldukça farklılaĢabilir (Lynch, 1959). Kısaca kent imgesi, bir kentin insanda bıraktığı izlenimi ifade etmektedir.

16 2.2.3. Kentsel Mekân Algısı

Kentsel mekân algısı; insanların içinde bulunduğu çevreden edindiği bilgileri, deneyimleri, izlenimleri, kavrayıĢları hafızalarında saklayarak gerektiğinde açığa çıkarma yetisidir. Mekân bireyin içinde yaĢadığı yere aidiyet duygusuyla bağlanmasıyla bireyin yaĢadığı ortamı sahiplenmesi, anlamlandırması ile birey ile bütünleĢmektedir (Turgay, 2009: 12). Bireyin içinde yaĢadığı mekânı algılaması, mekân ile ilgili bilgi edinmesi, mekânı zihninde tasarlaması ve mekânsal biliĢe iliĢkin eylemler ortaya koyması olarak ifade edilebilir (KöĢker, 2012: 162). Bireylerin mekâna iliĢkin olan algıları zihin haritalarının oluĢmasında ve Ģekillenmesinde etkili olmaktadır (Akengin, 2011: 237).

2.2.4. Zihin Haritaları

Bir çok coğrafyacı tarafından çeĢitli tanımlamaları yapılan zihin haritaları, en genel anlamıyla insanların zihninde yaĢadıkları mekânın bıraktığı izleri kâğıt üzerine aktarmaları veya iĢaretlemeli sorucu ortaya çıkan Ģekillerdir. Zihin haritası kiĢilerin yerlere iliĢkin kendine özgü algılarının gösterilmesini, mekânsal iliĢkilerin ortaya çıkarılmasını ve kiĢilerin mekâna iliĢkin tutumlarını ortaya koymaktadır (Goodall 1985: 299). Zihin haritaları bilinen haritaların dıĢında dokunulan haritalar değil zihinde var olan imgelerdir (TaĢ, 2004: 3).

Zihin haritası, anahtar sözcük ve imgelerin birbiriyle birleĢmesiyle zihinde meydana gelen doğal süreci, kâğıt üzerinde sürdürme yöntemidir. Aynı zamanda anahtar kelimelerin renkler, resimler ve simgelerle desteklendiği, anılar, hatıralar ve kavramlarla bağlantı kurarak, ortaya çıkan görüntünün kodlanarak oluĢturulan bir grafiksel anlatımdır. Zihin haritaları, kiĢiye ait özel tasarımlar olduğundan, her birey kendi zihninde yapılandırdığı bilgileri kâğıt üzerine aktarır (Öztürk, 2016: 89).

Coğrafyacılar haritalarla daima ilgilenmiĢlerdir (Özdemir, 2017: 399). Soini (2001) göre haritalar etrafımızdaki dünya hakkındaki nesnel bilginin soyut olarak ifade edilmesidir Ģeklinde tanımlamıĢtır. Corner (1992) ise harita çizmenin bilgiyi kartografik bir Ģekilde basit olarak iletmekten çok daha fazlası olduğunu belirtmiĢtir. Lilley (2000) haritaların insanların coğrafi hayal gücü ve çevresel algılarının bir yansıması olup harita çizmenin bir metin yazmak gibi yaratıcı bir süreç olduğunu vurgulamaktadır.

17

Ġnsanların coğrafi çevreleri hakkındaki bilgilerinin, eylemlerinin, düĢüncelerinin bir kısmı veya tamamı insanların yeni kazanımlarıyla sürekli bir Ģekilde kodlanır, depolanır, hatırlanır, yeniden düzenlenir ve uygulamaya konulur. Bu Ģekilde zihnin sürekli olarak uyarlanması sonucunda ortaya çıkan düzene zihin haritası denmektedir (Gould ve White, 1974).

Zihinsel bir harita, mekânsal olarak düzenlenmiĢ tercihler ya da yerin biçimsiz kiĢiye özgü görüntüleridir. Bu görüntüler zihinsel olarak bireyler tarafından sıralanır ve kiĢilerin mekânsal çekicilik yorumlarında, mekâna ait günlük sıradan iĢlerini düzenlenmeleri gibi konularda kaynaklar olarak ele alınır ve kiĢilerin mekâna ait ko- nularda karar verme iĢlemlerini temsil eden sunumları olarak kabul edilir. Zihinsel haritalar, bu haritayı çizen kiĢilerin mekânlar hakkında ne bildiklerini değil, aynı zamanda kendilerini nasıl hissettiklerini yansıtan bilgi ve yorumun bir birleĢimidir. (Johnston, Gregory ve Smith, 1986: 432).

2.3. TÜRKĠYE’DE ZĠHĠN HARĠTASI KONUSUNDA YAPILMIġ

Benzer Belgeler