• Sonuç bulunamadı

Ebû Hanîfe ve talebelerinin yaşamış oldukları dönemde beldeler arası seyahatin zorluğu düşünüldüğünde, onların daha çok bulundukları bölgede meşhur olan rivâyetlerden istifade etme imkânlarının olduğu anlaşılacaktır. Bununla birlikte onların yaşamış olduğu Kûfe’nin hadis bilgisi bakımından zengin bir kültüre sahip olduğu göz ardı edilmemelidir.

Kûfe, Hz. Ömer’in halifeliğinde, Sa’d b. Ebî Vakkas’ın Irak’ı fethinin ardından kurulmuştur. Hz. Ömer’in buraya fasih Arapça konuşan kabileleri yerleştirmesi ve onlara Kur’an ve gerekli dini bilgileri öğretmesi için Abdullah b. Mes’ûd’u göndermesiyle469 Kûfe’de oluşacak olan fıkıh anlayışının temelleri atılmıştır. Bu anlamda Hanefî mezhebinin fıkıh anlayışının oluşumunda, Abdullah b. Mes’ûd aracılığıyla Hz. Ömer ve halifeliği esnasında Kûfe’de ikamet eden Hz. Ali’nin büyük etkisinin olduğu söylenebilir.470 Ayrıca Sa’d b. Vakkas, Huzeyfe, Ammâr, Selmân ve Mûsâ gibi ileri gelen sahâbîlerle birlikte Kûfe’ye yerleşmiş olan sahâbîlerin sayısı bin beş yüz civarında olduğu belirtilmektedir.471

Hz. Peygamber’in birçok sahâbîsinin bir süre de olsa Kûfe’de bulunmuş olması, Ebû Hanîfe’nin, onlar vasıtasıyla birçok hadise ulaşmasına imkân vermiştir. Onun Basra, Küfe ve Đrak bölgesinin Đleri gelen üstatlarının hadis ve fıkıh meclislerine zaman zaman iştirak ettiği, yüze yakın tabiîn âlimiyle görüştüğü ve 468 Tânevî Ebû Hanîfe’nin tedvîn dönemine erişememesi ve bunun sonucunda bazı hadislere

ulaşamayıp kıyas ile hüküm verdiğine dair kendisine yöneltilen bir iddia karşısında, Ebû Hanife’nin devrindeki tüm hadislere vâkıf olduğunu, şayet şer’an amel edilmesi gereken bazı hadislerin saklı kaldığı düşünülecek olursa, bu hadislere de Ebû Hanîfe’nin talebelerinin erişmiş olduğu, böylece ulaşılamamış bir hadis kalmadığını, Hanefî Mezhebinin ise yalnızca Ebû Hanife’nin değil, ondan sonraki asırlarda yaşamış fakîhlerin de görüşleriyle birlikte oluştuğunu ifade etmektedir. Bkz. Tehanevî, Kavâid, 454-456.

469 Kevserî, Hanefî Fıkhının Esasları, s. 29; Ayrıca bkz. Casim Avcı, “Kûfe”, DĐA, XXVI/339. 470 Ebû Zehra, Ebû Hanîfe, s. 309.

birçok kimseden hadis dinlediği rivâyet edilir.472 Fakat Ebû Hanîfe, karşılaştığı her hadisi rivâyet etmemiş, onları sıkı bir süzgeçten geçirerek sahîh gördüğü rivâyetlerle istidlâl etmiştir. Başta Şiî ve Hâricîler olmak üzere birçok mezhebin bu bölgede yaşamış olması ve bunun sonucunda hadis uydurma faaliyetinin bu bölgede yoğun olarak görülmesi, Ebû Hanîfe’nin rivâyetleri alırken çok temkinli hareket etmesini zorunlu kılmıştır.473 Böylece sıhhati konusunda şüphe duyduğu birçok rivâyetle amel etmekten kaçınmıştır.

Talebelerinden Ebû Yûsuf, Ebû Hanîfe’nin hadis bilgisi hakkında şunları söylemektedir:

“Ebû Hanîfe, bir görüş üzerinde karar kıldığı zaman, onun görüşünü destekleyen bir hadis veya eser bulabilmek için Kûfe şehrinin âlimlerini dolaşırdım. Bazen iki veya üç hadis bulur, ona getirirdim. O, hadislerin kimisine ‘Bu sahîh değildir.’ veya ‘Mârûf değildir.’ derdi. Ben de ona, ‘Senin görüşüne uygun olduğu halde bunlar(ın illetini) nasıl biliyorsun?’ derdim. Bana, ‘Ben Kûfe ulemâsının bütün ilmini bilirim.’ cevabını verirdi.”474

Ebû Yûsuf’un ifadelerinden de anlaşıldığı gibi Ebû Hanîfe beldesinin neredeyse tüm hadislerini toplamış475, onlardan sahîh gördükleriyle amel etmiştir. Aynı şekilde talebeleri Ebû Yûsuf ve Đmâm Muhammed de Kûfe’de ikamet etmiş ve

472 Uzunpostalcı, “Ebû Hanîfe”, DĐA, X/132. Ebû Hanîfe’nin hadis rivâyet ettiği şeyhleri arasında şu

isimler zikredilmektedir: Abdülazîz b. Refi, Abdülkerîm Ebû Ümeyye, Abdülmelik b. Ümeyr, Alkame b. Mersed, Asım b. Behdele, Asım b. Küleyb, Atâ b. Ebî Rebâh, Atâ b. es-Sâib, Atıyye el- Avfî, Avn b. Abdullah b. Utbe, Cebele b. Dînâr, Ebû Ca’fer el-Bâkır, Ebû Hasan el-Esedî, Ebû Đshak es-Sebiî, Ebû Süfyan Talha b. Nâfi, Ebû’z-Zübeyr, Enes b. Mâlik, Heysem b. Habîb es- Savvaf, Hişam b. Urve, Đbn Şihab ez-Zührî, Kâsım b. Ali b. el-Akmer, Katâde, Kays b. Müslim, Mansur b. el-Mu’temir, Muhammed b. el-Münkedir, Muhârib b. Disar, Müslim b. el-Batîn, Nâfi’ (Đbn Ömer’in kölesi), Nâsıh el-Muhallemî, Saîd b. Mesrûk, Seleme b. Küheyl, Simak b. Harb, Şa’bî, Şeyban en-Nahvî, Tâvus, Yezîd el-Fakr, Ziyâd b. Alâka, Mâlik b.Enes. Bkz. Ünal, Đmam Ebû Hanîfe’nin Hadis Anlayışı, s. 19, 20, 54.

473 Ebû Zehra, Ebû Hanîfe, s. 312.

474 Zehebî, Menâkıbu Ebî Hanîfe, s. 61; bkz. Avvâme, Đmamların Đhtilaflarında Hadislerin Rolü, s. 86. 475 Tehanevî, Đncâu’l-Vatan ani’l-Đzdirâi bi-Đmâmi’z-Zamân, s. 10; bkz. Avvâme, Đmamların

o muhitteki hadis rivâyetlerine vakıf olmuşlardır. Onların verdikleri hükümlerde Kûfe bölgesinde bilinen hadislerin büyük etkisinin olduğu söylenebilir.

Ebû Hanîfe, Kûfe bölgesinde yaşamakla birlikte birçok kez hac münasebetiyle Mekke’ye gitmiş ve orada hadis ve fıkıh konularında istişarelerde bulunmuş olduğu nakledilmektedir.476 Ayrıca Basra bölgesinin ileri gelen üstatlarının hadis ve fıkıh meclislerine zaman zaman iştirak ettiği de rivâyet edilmektedir.477 Bu açıdan Ebû Hanîfe’nin hadis bilgisi sadece Kûfe’de bulunan râvîlerle sınırlı kalmamış, diğer şehirlerdeki hadislere ulaşma imkânı da bulmuştur.

Ebû Hanîfe, Atâ b. Ebî Rebâh, Đkrime ve Nâfı’den de hadis dinlemiş, onlar vasıtasıyla Mekke ve Medine ilmini, Özellikle Hz. Ömer, Abdullah b. Abbâs gibi fakîh sahâbîlerin görüş ve fetvalarını öğrenme imkânı bulmuştur. Çeşitli vesilelerle Mâlik b. Enes, Süfyân b. Uyeyne, Đmam Zeyd b. Ali, Muhammed el-Bâkır, Abdullah b. Hasan b. Hasan, Ca’fer es-Sâdık da dâhil birçok âlimle görüşerek onlarla bilgi ve fikir alışverişinde bulunmuştur.478

Ebû Hanîfe, her ne kadar muhtelif beldelere seyahatler yapmış ve çeşitli muhaddislerle görüşmüş hadis alıp vermiş olsa da onun da ulşamadığı bazı hadisler olduğu muhakkaktır. Nitekim Ebû Yûsuf ve Đmâm Muhammed, Ebû Hanîfe’nin talebeleri olmalarına rağmen zaman zaman onun görüşlerine muhalefet etmelerinde479 Ebû Hanîfe’nin ulaşamadığı bazı hadislere ulaşmalarının etkisinin olduğu söylenebilir.

II. REY VE KIYAS KARŞISINDA ZAYIF HADĐS