• Sonuç bulunamadı

2. MECMÛ A H KÂYÂT’IN NCELENMES

3.3. D L VE ÜSLUP ÖZELL KLER

Mecmû a-i Hikâyât kitab ço unlu u tercüme yirmi hikâyeden olu mu , sanatç n elinde kendi dil ve üslubu ile yeniden canland lm bir eserdir. 19. yüzy lda mensûr olarak kaleme al nan Mecmû a-i Hikâyât eserindeki hikâyelerin ço u Cevâmi l-Hikâyât ve Levâmiu r-rivâyât’tan veya Ferec Ba de idde kitaplar ndan al nan Farsça ve Arapçadan tercüme edilmi hikâyelerden meydana gelmi tir. Eser bu dillerin tesiri alt nda olu tu u için az da olsa yer yer bu tesirin esere yans mas görülmü tür.

Ayr ca eserin tercümeden kaynakl s nt lar n da olu tu u göze çarpmaktad r. Özellikle araya serpi tirilmi olan birkaç beytin tercümelerinin ne aruz kal na ne hece say na uymad fark ediliyor. Bu da müellif Ho yâr Kad n Efendi’nin tercümelerde s nt çekti inin bir göstergesi olarak kar za ç km r. Bu s nt eserdeki dilin ak n zaman zaman sekteye u ramas na sebep olmu tur.

tiy ile diril dirli i kim kimseye i tim d almad . Bir zamand r bu kim dosta i tim d almad . (10a, c.1-2)

Eserde i lenen Türkçenin yap , kullan lan kelime ve gramer yönünden incelendi inde eserde kimi zaman 13. ve 14. yüzy l Eski Anadolu Türkçesi özellikleri görülür. Mecmû a-i Hikâyât 19. yüzy lda yaz lmas na ra men eserde bu özelliklerin görülmesinin nedeninin büyük bir olas kla Ho yâr Kad n Efendi’nin okudu u eserlerin dilinin kendi üslubuna etki etmesinden kaynakl r. O dönemde kat ld han m toplant lar nda s k s k okunan 13. ve 14. yüzy l eserlerinden siyer-i nebi, Muhammediye gibi kitaplar n tesirinde kald dü ünüyoruz. Bu yüzden kaleme ald bu eserde Eski Anadolu Türkçesinin özelliklerini yans tm r.

“Var n andan size ni n getüreyin” (12a, c.10)’de 1. ah s eki –ay n, -eyin ile “…beni öldürse gerek idi.” (13b, c.1)’de gelecek zaman ekinin “-sa gerek” ile yaz lm olmas

“Ol, keltdi, irdil üp, turur, urur vb.” Fiillere yer verilmesi Eski Anadolu Türkçesinin izlerinin var oldu unun bir kan r.

Ho yâr Kad n Efendi, Mecmû a-i Hikâyât eserini sâde bir dille yazm r. Eski Türk edebiyat nda görülen Arapça ve Farsça kelime ve terkiplerle yüklü, a dal , sanatl , seciîli bir dille kaleme al nan eserlerin aksine anla r bir dil kullanm r. Yine de yer yer Arapça, Farsça kelimelerin say n s kla görülmektedir. Özellikle tarihî slamî ahsiyetlerin anlat ld yerlerde bu say fazlala maktad r: “n -

tü l- l, ilye-i ay yla, uk la-y i r - i tib r, gül en-i çemen-i met-i zehre-i felek-iffet, afv mezelletiniñ cür as n n eylemek vb.” Tamlama ve kelime guruplar örnek gösterilebilir.

Mecmua-i Hikâyât’ta hareketli bir anlat m kullan lm , metnin tamam na bak ld nda fiil, bile ik fiil ve fiilimsilerin fazlal dikkat çekmi tir. Özellikle zarf- fiil ekine “- p, -ip, -up, -üp” s k s k ba vurulmu tur. Eserde kullan lan ikili tamlamalar n yan nda nadir de olsa uzun tamlamalar kullan lm r. Anlat mda betimlemelerden ziyade diyalog tekni ine a rl k verilmi tir. Mekân tasvirleri yok denecek kadar az iken ki i tasvirleri bir iki cümleyi geçememi tir. “ çlerinde biriniñ bir s de r var idi ki üsn-i cem lde güne gibi yd ”, “Meger ol ehirden ra nice u arn çlar var idi ki anlar acc c yapm idi, oñra ar be müteveccih

be- yet muva suzlik olm . öyle ki herbir y rt c nav rlar yat ve uz z lar ve ar miler ur idi.”, “Er be- yet zi t- ret ve girye man ar kimseyidi.”, “Rüzg ñ eyyüsin, y vuzun görmi ; ss n, n geçürmi , mücerrib lim kimseyidi.” gibi cümleleri betimleyici unsurlara örnek gösterilebilir.

Mecmu a-i Hikâyât’ta deyimlere s kça yer verilmi ken atasözleri yok denecek kadar azd r. “aya n urur, gözlerine uyku ar m itmi di, c ba na çrad , c taze ay t buld , boynuz isterken ula dan ç vb.” gibi cümle ve kelime guruplar deyimlere örnek gösterilebilir. Eserin geneline bakt zda Ho yâr Kad n Efendi’nin bir dil kayg n ta mad görüyoruz. Bir kad n içtenli i ile eseri kaleme almaya ve okuyucuya sunmaya çal r.

Ho yâr Kad n Efendi, metni kaleme al rken baz istinsah hatalar yapm r. Ho yâr Kad n Efendi’nin eserinin yar m kalmas sonucu istinsah hatalar düzeltilmemi tir. Eserde birçok yerde yaz m hatalar na rastlan r. Bu da eserin okunu unu güç hale getirmektedir. Ço unlukla “ ile ” harfleri, “r ile z” harflerinin kar lmas ile baz kelimelerdeki harflerin unutulmas ndan kaynakl hatalar söz konusudur. Eserde ayn kelime üzerinde yap lan hatalar tek bir örnek üzerinde dipnotta gösterip di er kelime hatalar ise ayr ayr dipnotlarda belirttik. Örne in idmetinde” kelimesi “ izmetinde” eklinde eserin neredeyse tamam nda yanl yaz lm . Kelimenin do ru yaz transkripsiyon metninde verdik, yanl yaz ise tek bir yerde dipnot dü tük. Di er münferit yanl yaz mlar “p d( â)h ñ, ar(z)rus na, yala(n) vb.” dipnotta tek tek belirttik. Kelimelerin do ru yaz mlar da transkripsiyon metnine uygulad k.

Ho yâr Kad n Efendi, eserde gerek baz hikâyeler içinde gerek hikâyeye ba lamadan önce veya sonra az da olsa ayet ve hadislerden faydalanm r. Eserde üç ayete ve dört hadise yer vermi tir. Bu ayet ve hadislerin mealini vermi ; fakat Arapça as llar bo b rakm r, büyük bir ihtimalle Ho yâr Kad n Efendi eseri tamamlad ktan daha sonra yazma niyetiyle ayet ve hadisleri meallerinden önce eserde bo luk eklinde b rakmay uygun görmü ; fakat bunu gerçekle tirememi , eser yar m kalm r.

Ho yâr Kad n Efendi eserde ayr ca üçüncü ve be inci hikâyelerin sonuna iki beyit yerle tirmi tir. Bu beyitlerin müellifin kendisine ait olup olmad bilinmemekle beraber daha çok tercüme etmi oldu unu ve tercüme ederken beyitlerin ekillerini korumaya çal görüyoruz. On dördüncü hikâyenin hem ba na hem sonuna iki tane tercüme beyit yer almaktad r. Ho yâr Kad n Efendi, on dördüncü hikâyenin ba nda yer alan tercüme beytin kime ait oldu unu belirtmemi fakat hikâyenin sonunda yer alan di er tercüme beytin ranl air ve Farsça tasavvufî mesnevi tarz n kurucusu Hoca Hakîm Senâî’ye ait oldu unu belirtmi tir. Dolay yla eserde toplamda dört beyit yer almaktad r.

Benzer Belgeler