• Sonuç bulunamadı

Bezdiri (Mobbing - Yıldırma)

:

İnsanların iş yerlerinde sistematik olarak

alay, eziyet ve tacize maruz kalmaları ya da sosyal olarak dışlanmaları olarak tanımlanmıştır. Bezdiri süreci boyunca en büyük zararı gören mağdur üzerinde, kasıtlı ve sistemli olarak tekrarlanan psikolojik baskıların etkileri, birey üzerinde yavaş yavaş oluşan birikimli zararlar şeklinde ortaya çıkar (Sökmen, 2013). Bezdiri bir iş yerinde birden bire ortaya çıkmamaktadır. Bu davranış şekli bir süreç halinde devam etmekte ve çeşitli psikolojik faktörler ortaya çıkarmakta, bezdiri mağdurunu olumsuz biçimde etkilemektedir (Erdoğan, 2009; Akt. Sökmen, 2013).

Örgütte işgörenler arasındaki çatışmanın aksine yıldırma, bir veya birkaç kişinin diğer kişiler tarafından hedef hâline getirilmesi ve onlara karşı yapılan sistematik saldırganlıktır. Kurban, bu çirkin ve haksız saldırılara maruz kalır. Adil muamele görmeme hissi, yıldırma kurbanlarının ortak noktasıdır. Yıldırma, bir olgu olarak görülmemektedir, ancak kurbanın, sıklığı ve şiddeti artan olumsuz davranışlarla karşılaştığı bir süreçtir. Üstelik bu davranışlar karışıktır, genel olarak fiziksel olmayan sözlü suçlamalar ve kişiden uzaklaşma gibi yaşanan davranışlardır. Yıldırma, bireylerden çok grubun uyguladığı psikolojik saldırganlık olarak tanımlanır (Cemaloğlu, 2007).

Yıldırmadaki etkileme süreci daha çok yıpratmaya ve örgütten izole etmeye yöneliktir. Yıldırmanın görev boyutu, kişilderin başarılarını etkileyecek bilgilerden mahrum bırakılmaları, yeterlilik düzeyleri altındaki işlerde çalıştırılarak küçük düşürülmeleri, kendilerinden ustalık/yeterlilik seviyelerinin altındaki işlerin

yapılmasının istenmesi, haklarında dedikodu ve söylentilerin çıkarılması, görmezden gelinme, dışlanma ve önemsenmeme gibi davranışları ifade etmektedir (Cemaloğlu ve Kılınç, 2012).

Eşdeğerler arasında yatay şiddet mağduru, sadece kendisiyle eşit statüde olanlarla değil, aynı zamanda üst kademeden uygulanan şiddetle de mücadele etmek zorunda bırakılıyorsa; bu durum kişinin iş yerinde izole edilmesini hızlandırmakta ve yabancılaşmasına neden olmaktadır (Erdoğan, 2009; Akt. Sökmen, 2013). Bezdiri davranışlarının alt basamaklarından biri de engelleme, yokmuş gibi davranma, uzaklaştırma şeklinde ortamdan dışlamadır. Bezdiri sonucunda örgüte ve işe bağlılık tutumlarında önemli ölçüde düşüş yaşanır. Örgüt içinde uyum bozulur, güvensizlik meydana gelir (Sökmen, 2013).

Toplumsal Yalıtım (Tecrit): Dost ve arkadaş edinememe, insanlarla

etkileşim içinde olamama, sosyal ilişki kuramama, sosyal çevreden kopuk veya bihaber yaşama durumudur. Kurumsal düzeyde ise enformel gruplara katılamama, örgütün iç çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramama durumunu ifede eder (Tutar, 2010; Akt. Sökmen, 2013). Bireyin topluma alınmadığı veya toplumdan atıldığı duygusuna sahip olma durumudur. Yalıtılmışlık hissi bireyin başkalarıyla anlamlı ilişki, etkileşim ve iletişim kuramamasına yol açmaktadır (Sökmen, 2013).

Örgütsel Sessizlik: İnsan bilimciler sessizliği; eylemsizlik olarak

tanımlamaktadırlar. Dyne ise, daha önce yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda sessizliği; konuşmanın yokluğu veya açık açık anlaşılabilen bir davranışın ortaya konulmaması olarak tanımlanmıştır. Çalışanlar, çalışma ortamlarının konuşmaya uygun olup olmadığı ile ilgili ipuçları ararlar ve davranışlarını yönlendirmek için bu ipuçlarını kullanırlar. Dolayısıyla, bireyin içinde bulunduğu örgütsel ortam, muhtemel konuşma sıklığı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir, ve sonuç olarak, bazı ortamlarda diğerlerinden çok daha fazla (veya daha az) ses çıkarma davranışına rastlanabilir. Dışlanma ve bunun sonucunda ortaya çıkan korkunun zararlarını ve bu zararların bireyin konuştuğu zaman elde ettiği faydalardan daha ağır olup olmadığını belirleyen zihinsel hesaplamalar, ses çıkarma davranışını olumsuz bir şekilde etkileyebilir. İşgörenler iş arkadaşları tarafından dışlandıkları zaman, işyerlerinde karşılıklı saygı eksikliği hissedebilirler. Saygı ve takdir, bireylerin kendileri ve görüşleri önemseniyormuş gibi hissetmelerine neden olur; bu durum

onları fikirlerini paylaşmaları için motive edecek ve cesaretlendirilecektir. Eğer dışlanma meydana gelirse saygı azalabilir ve bu durum da sessizliğe yol açabilir. (Kumral, 2017).

Örgütsel Yalnızlık

:

Yalnızlık; ‘kişinin duygularının, hislerinin diğerleri tarafından reddedildiğinde, göz ardı edildiğinde ya da yanlış anlaşıldığında, sosyal aktivitelerde ve duygusal yakınlıkta eşlik eden birinin olmaması durumunda ortaya çıkan, stres yaratan olumsuz duygusal durum’ olarak tanımlanır. Yalnızlık; yaşadığımız çağın dayattığı, kişinin inisiyatifini aşan ama toplumun bir üyesi (bireyi) olduğu için onu kuşatan ve belirleyen ilişkiler ağı ve bunun yarattığı atmosferde hem ‘insan’ hem de ‘kişi’ için ciddi problemler yaratmaktadır (Kılıç, 2018).

Peplau ve Perlman (1982) yaptıkları çalışmada yalnızlığı hoş olmayan bir deneyim olarak tanımlamışlardır. Yalnız insanların mutsuz, memnuniyetsiz ve depresif olduğunu savunmuşlardır. Yalnızlık sorunuyla ilgilenen araştırmacılar yalnızlık deneyimini genel olarak iki durum üzerinde incelemişlerdir. İlk olarak yalnızlık; depresyon, endişe ya da kaygı gibi olumsuzluklara benzer itici bir durumdur. Diğer yalnızlık durumu ise; bireyin yetersizliklerini öznel algılayışı sonucu sosyal ilişkilerindeki izolasyondur. Bu yetersizlikler niceliksel (yeterli arkadaşın olmaması) ya da niteliksel (sosyal yakınlık yoksunluğu) olabilir (Russell vd., 1984; Akt. Kılıç, 2018).

Günlük hayatında oldukça doyurucu ve sağlıklı ilişkileri olan, yalnızlık duygusunu bilmeyen bir birey, iş hayatında sosyal ilişkiler kurmakta ve sosyal destek almada sıkıntılar yaşayabilmektedir. Bu durumu yaşayan bireyler, iş yaşamında yalnızlık ve dışlanmışlık duygularıyla karşılaşmaktadır (Doğan, Çetin, ve Sungur, 2009). Yapılan araştırmalar sonucunda işyerinde yalnızlığın örgütsel bağlılık, örgütsel güven, iş stresi, iş performansı gibi konular üzerinde etkilerinin olduğuna rastlanmıştır. Örgütsel bağlılık, örgütsel güven ve iş performansı ile işyerinde yalnızlık arasında negatif ilişki varken; iş stresi ile işyerinde yalnızlık arasında pozitif ilişki olduğu görülmektedir (Demirbaş ve Haşit, 2016).