• Sonuç bulunamadı

2. ALANYAZIN

2.6. Yurtiçi ve Yurtdışı Alanyazındaki İlgili Araştırmalar

2.6.2. Dış mekân oyun ortamlarının gelişime ve insan sağlığına sunduğu

Dış mekân oyun ortamlarının ve oyun alanlarının gerek çocukların gelişimine ve sağlığına gerekse yetişkinlerinkine birçok katkı sunduğuyla ilgili çalışmalar mevcuttur. Dış mekân oyun alanlarında oynanan oyunun çocuğun motor becerilerini ve gelişimini nasıl etkilediği ile ilgili Fjørtoft (2004) bir çalışma yapmıştır. Norveç’te bir anaokulunda 46 çocuğa okulun yakınında bulunan bir ormanda günlük bir ila iki saat arasında oyun oynama

27

olanağı tanınmıştır. Bunun yanında iki ayrı anaokulundan toplam 29 çocuk ise anaokullarında normal seyrindeki gibi günde bir ila iki saat arasında oynamışlardır.

Araştırmanın başında ön test ile tüm çocukların motor becerileri, 9 aylık gözlemlerle de son testleri elde edilmiştir. Sonuçlarda, doğal dış mekânlarda oyunun çocukların esneklik hariç diğer tüm motor becerilerini geliştirdiği bulunmuştur ve bu çocuklarda diğer gruba kıyasla denge ve koordinasyonda daha iyi oldukları ortaya çıkmıştır.

Dış mekân alanlar sadece motor becerileri değil diğer birçok gelişim alanını da desteklediğini söyleyebiliriz. O’Brien (2009) dış mekân öğrenmelerinin çocukların gelişimleri üzerine etkisini araştırdığı ve yaşları 3 ila 9 arasında değişen toplam 7 orman okulundan 24 çocukla yaptığı çalışmasında, dış mekânların çocuklarda birçok araştırmanın da desteklediği üzere öz benliği, sosyal ilişkileri, fiziksel ve dil becerilerini geliştirmenin ve motivasyonu arttırmanın yanı sıra onlara yeni perspektifler kazandırarak yaşadıkları deneyimleri aileleriyle ve arkadaşlarıyla devam ettirdiklerini ortaya koymuştur.

Dış mekân oyun alanları insan sağlığını doğrudan etkileyebilmektedir. Yetişkinlerde fiziksel aktiviteler, koroner kalp rahatsızlığına ( coronory heart disease) karşı koruyucu bir etki gösterir. 8 yaşından küçük çocukların yeteri kadar aktif oldukları düşünüldüğünden koroner kalp rahatsızlığı riskini taşımadıkları kabul edilirdi. Fakat Sääkslahti ve arkadaşları (2004)’nın yaptıkları çalışma bunun aksini göstermektedir. Yaşları 4 ila 7 arasında değişen 155 çocuk 3 yıl boyunca devam eden fiziksel aktivite çalışmalarına katılmışlardır. Bu fiziksel aktiviteler özel bir günlük ile yılda iki kez kayıt altına alınmıştır. Koroner kalp rahatsızlığı risk faktörleri Specific Turku Coronary Risk-Faktor Intervention Project (STRIP) tarafından yıllık olarak ölçülmüştür. Araştırmanın sonuçları erken çocukluk yıllarındaki fiziksel aktiviteler ile koroner kalp rahatsızlığı risk faktörleri arasında ilişki bulunduğunu göstermiştir. Dış mekânlarda oyunun 4-7 yaş grubu çocukların sağlının korunmasında önemli rolü olduğu vurgulanmıştır.

Aynı şekilde insan sağlığıyla doğrudan ilişkisi üzerine Gopinath ve arkadaşları (2011) bir çalışma yapmışlardır. Sydney’de 34 farklı okulda yaşları 6 olan 1500 çocuğun ebeveyni araştırmaya katılmıştır. Katılımcılar çocuklarının iç mekânlarda ve dış mekânlardaki fiziksel aktiviteleri ile sedanter yaşamları ile ilgili anketi cevaplamışlardır.

Araştırmacılar ayrıca çocukların gözlerinin dijital fotoğrafını çekmiş ve retina damar çaplarını ölçmüşlerdir. Verilerin analizi sonucunda, çocuklar ortalama olarak 36 dakika

28

fiziksel aktivite yaparken 1.9 saat ekran karşısında vakit geçirmektedirler. Sonuçlarda, dış mekânlarda fiziksel aktiviteyi daha çok yapma olanağı bulan çocukların daha iyi retinal damar çapına sahip olduğu bulunmuştur. Ekran karşısında vakit geçiren çocuklarda ise bunun aksine retinal damar çap sonuçları iyi düzeyde çıkmamıştır.

Lederbogen ve arkadaşları (2011) şehir ve kırsalda yaşayan insanların beyin fonksiyonlarının strese karşı farklı tepki verdiğini ortaya koyan bir çalışma yapmışlardır.

Araştırmaya şehirde, kırsalda ya da kasabada yaşayan 32 gönüllü katılmıştır. Katılımcıların strese karşı beyin aktiviteleri MR ile görüntülenmiştir. MR görüntülerinde, farklı bölgelerde yaşayan gönüllülerin beyinlerinde duyusal olaylarla ilgili hafızanın oluşmasında ve depolanmasında önemli rol oynayan amigdala bölgesinin farklı seviyelerde uyarıldığı görülmüştür. Büyük şehirlerde yaşayan katılımcılarda amigdala en yüksek seviyede uyarılırken kırsal yerlerde bu azalmıştır. Ayrıca şehir yâda kırsalda yaşayan insanların duygu, hafıza ve amigdalanın düzenlenmesi ile ilgili olan singulat korteks (perigenual anterior cingulate cortex) beyin bölümünün de farklı etkilendiği çıkan sonuçlar arasındadır.

Lederbogen ve arkadaşları çalışmayı farklı bir stres testi ve farklı katılımcılarla da yapmışlar ve aynı sonuçları elde etmişlerdir. Amigdalanın uyarılması öfke, şiddet, korku ve kaygı ile ilişkilidir. Bu nedenle doğal ortamlarda oyunun çocukların amigdalasındaki uyarılma düzeyini azaltacağı ve böylece çocuklarda öfke, şiddet, korku ve kaygının azalmasına katkıda bulunabileceğini söyleyebiliriz.

Dış mekân alanları; kalp rahatsızlığı, göz bozuklukları, nörolojik fonksiyonlar vb.

gibi insan sağlığını doğrudan etkilemesinin yanı sıra kişinin yaşamını büyük ölçüde etkileyen nörobiyolojik hastalıkları da etkileyebilmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, yaşam boyu sürebilen, önemli akademik, sosyal ve psikiyatrik sorunlara yol açabilen ve olumsuz etkileri olan bir hastalıktır. Taylor ve Kuo (2009) çevrenin, dikkat eksikliği ve hiparaktivite bozukluğu bulunan çocuklar üzerine etkilerini araştırmıştır.

Araştırmaya yaşları 7 ila 12 arasında değişen 17 çocuk katılmıştır. Çocuklar, gazete ve el ilanları ile ‘Çocukların okul sonrası etkinlikleri, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu şiddetini nasıl etkiler?’ başlıklı ilan ile psikolog yâda psikiyatrist teşhisinde dâhil edilmişlerdir. Çocuklara rahat bir tempoda 20 dakika boyunca şehir turu, mahalle yürüyüşü ve park olmak üzere 3 farklı ortamda yürüyüşler yaptırılmıştır. Konsantrasyon standart ölçeği olan Digid Span Backwards testi kullanılmıştır. Konsantre bağlamında parkta yapılan

29

yürüyüşlerin, şehir ve mahallede yapılan yürüyüşlerden çok daha fazla olumlu etkileri olduğu tespit edilmiştir. Park gibi dış mekân alanlarda yapılan yürüyüşün ardından çocukların dikkatlerini yoğunlaştırmada daha az zorlandıkları görülmüştür.

Aynı şekilde dış mekân alanların sadece çocukların değil aynı zamanda yetişkinlerin de ruh sağlığına olumlu katkıları olduğu bilinmektedir. Bowler ve arkadaşları (2010) doğal çevresel ortamlar ile insan yapımı yapay ortamların, insan sağlığına sağladığı yararları karşılaştırmak adına bu konuda yapılmış olan 25 çalışmayı araştırmışlardır. Sonuçlarda park, bahçe gibi dış mekân ortamlarının insanlarda çağımızın en büyük sorunlarından olan sinir, stres, tükenmişlik ve mutsuzluk gibi negatif duyguları azalttığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca dış mekânların iç mekânlara kıyasla insanlarda dikkat ve motivasyonu arttırdığı bulunmuştur.