• Sonuç bulunamadı

Yurt Dışından Kabul Edilen İşler

Kâr odaklı ve sürdürülebilir büyüme hedefi doğrultusunda portföy yaygınlığının sağlanması amacıyla Millî Reasürans, 2006 yılından bu yana uluslararası reasürans piyasalarında daha aktif bir rol oynamaya başlamıştır.

Gelişen yurt dışı portföyünün önemli bir kısmını, 1974’teki kuruluşundan bugüne yöneticiliğini Millî Reasürans’ın yaptığı FAIR Reasürans Pool’un faaliyet alanındaki ülkelerden yapılan kabuller oluşturmaktadır. Aynı şekilde, 2008 yılında aktif olarak iş kabulüne başlayan Millî Reasürans Singapur Şubesi de ciddi bir potansiyele sahip olan Uzak Doğu’da etkin biçimde çalışmalarını sürdürmektedir.

Ayrıca, Şirket’in retrosesyon anlaşmalarında yer alan bazı uluslararası şirketler ile Lloyd’s sendikalarına reasürans kapasitesi temin edilerek gelişmiş piyasalardan da iş kabulü yapılmakta; yurt dışı portföyün coğrafi yaygınlığı ile ürün çeşitliliği artırılmaktadır.

Millî Reasürans’ın yurt dışı piyasalardan aldığı işler genel olarak beş bölümde toplanmaktadır:

• Gelişmekte olan piyasalardan alınan işler (Genel Kabuller)

• Gelişmiş piyasalardan alınan işler (Özel Kabuller)

• Singapur Şubesi işleri

• FAIR/ECO/TRP işleri

• Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) alınan işler

Yurt Dışından Alınan İşler 2012 2013 2014 2015 2016

Prim (TL) 248.590.527 221.634.950 236.768.156 256.955.461 231.239.381

Toplam Primdeki Payı (%) 24,1 24,0 24,7 25,8 24,9

Yurt Dışı Primin Branş Bazında Dağılımı (%)

Yangın 52

Kaza 26

Nakliyat 10

Mühendislik 8

Tarım 3

Hayat 1

Yurt Dışından Kabul Edilen İşler

Gelişmiş Piyasalar

Uluslararası faaliyetlerimizi geliştirme stratejisi çerçevesinde, Şirket 2007 yılından itibaren bazı küresel reasürörler ve Lloyd’s sendikalarının reasürans programlarına katılmaya başlamıştır. Bu portföy, 2016 yıl sonu itibarıyla yurt dışı işlerden kaynaklanan prim tutarının %26,5’ini oluşturmaktadır. Uluslararası piyasalarda alıcılar lehine oluşan koşulların yanı sıra, portföy yapısının değişmesi ve sedan şirketlerin piyasa geneline göre daha disiplinli iş kabul politikaları izlemesi nedeniyle Gelişmiş Piyasalardan kaynaklanan prim gelirimizde azalma söz

konusu olmakla birlikte; portföyde yer alan şirketlerin pazardaki önemli konumları ve değişen koşullara göre iş yazım stratejilerini belirleme konusundaki becerileri sayesinde, prim kaybı bir ölçüde telafi edilebilmiştir.

Katastrofik olaylardan kaynaklanan sigortalı hasarlarda bir önceki yıla göre kayda değer bir artış gerçekleşmesine rağmen, hasarların genellikle reasürans korumalarına devredilmeyen rizikolardan kaynaklanması ve reasürans piyasasına sınırlı ölçüde yansımasının etkisiyle bu portföy 2016 yılında da kârlı sonuç vermiştir.

Yurt Dışından Alınan İşlerin Sedanların Bulunduğu Bölgeler İtibarıyla Dağılımı (%)

Yurt Dışından Alınan İşlerin Üretim Kaynakları İtibarıyla Dağılımı (%) Batı Avrupa 27

Orta Doğu 25

Uzak Doğu 21

Doğu Avrupa 16

Asya 8

Afrika 2

Latin Amerika 1

Gelişmekte Olan Piyasalardan Alınan İşler (Genel Kabuller) 32 Gelişmiş Piyasalardan Alınan İşler (Özel Kabuller) 27

Singapur Şubesi İşleri 21

KKTC’den Alınan İşler 13

FAIR/ECO/TRP İşleri 7

* KKTC’den alınan işler Doğu Avrupa içerisinde gösterilmiştir.

Gelişmekte Olan Piyasaların Ortak Özellikleri ve Bu Piyasalardaki Gelişmeler

Millî Reasürans tarafından yurt dışından kabul edilen işler bünyesinde önemli bir yer tutan gelişmekte olan piyasaların ortak özellikleri; hızlı ekonomik büyüme, alt yapı yatırımlarında artış, sigorta yaygınlık ve yoğunluk oranlarının düşük olması, Hayat-dışı sigortaların şirketlerin portföyünde önemli bir yer tutması ve aşırı rekabet olarak sıralanabilir. Piyasaların reasürans ayağında da sigorta şirketlerinin düşük konservasyon oranlarına sahip olmaları, bölüşmeli reasürans yöntemlerinin yaygın olarak kullanılması ve reasürans kapasitesindeki sürekli artış ilk bakışta göze çarpan başlıca ortak niteliklerdir.

Gelişmekte olan çeşitli piyasalara ilişkin olarak 2016 yılında tespit edilen başlıca unsurlar ve gelişmelere aşağıda yer verilmiştir.

Orta Doğu/Kuzey Afrika

Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi, reasürans şirketlerinin portföy çeşitlendirme planları içerisindeki önemli

yerini korumaya devam etmektedir. 2015 yılı verilerine bakıldığında, Bölge sigorta piyasasının bir önceki yıla göre

%5,1 oranında büyüme kaydederek yaklaşık 43 milyar ABD doları prim üretimine ulaştığı ve bu tutarın toplam dünya prim üretiminin %5’ini oluşturduğu görülmüştür.

Öte yandan, yukarıda bahsi geçen ilginin sebep olduğu yüksek reasürans kapasitesi, sigorta piyasalarının ve reasürans anlaşmalarının şartlarının reasürörler lehine iyileşmesinin önünde halen bir engel olarak durmaktadır.

Fakat Bölge’de son 2 yılda yaşanan büyük hasarlar bahsedilen durumun reasürörler aleyhine daha da kötüleşmesini bir miktar da olsa önlemiştir.

2015 yılının Aralık ayında gerçekleşen ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’nin en büyük hasarlarından biri olarak kabul edilen “Address Hotel” yangın hasarı, Bölge’den aktif olarak iş kabulü yapan lider reasürörlerin, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’nde birtakım önlemler almalarına sebebiyet vermiştir. Bu önlemler arasında en önemlisi olan saklama paylarının artırılması ile sedan şirketlerin iş kabulünde daha seçici olmaları ve hasara katılımlarının daha fazla olması hedeflenmektedir. Buna ilaveten, PML hesabı daha gerçekçi yöntemlerle tekrar düzenlenmiş, risk tanımları ve kategorileri gözden geçirilmiştir. Fakat söz konusu önlemler piyasanın genelinde kabul görmemiş, bazı şirketler maruz kalmadıkları bir hasar nedeniyle bahsedilen önlemlere tepki göstererek reasürans anlaşmalarındaki liderleri değiştirme yoluna kadar

gitmişlerdir. Bununla birlikte, bahsedilen hasar sonrasında piyasadaki şirketler arasında belli rizikoların fiyatlarının düşük olduğu yönünde bir kanaat oluşmuş ve fiyatların artması gerektiği konusunda görüş birliğine varılmıştır.

Orta Doğu Bölgesi’nin Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından en büyük piyasası olan Suudi Arabistan’da sigorta otoritesi, geçmiş yıllarda meydana gelen hasarlar nedeniyle, son 3 senedir Yangın, Mühendislik, Oto ve Sağlık branşlarına ilişkin mevzuatta ciddi düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenlemeler neticesinde, özellikle Oto ve Sağlık branşlarında, hasar frekansında azalış ve prim hacminde artış gerçekleşmiş olup, sektör geneli için 2015 yılı teknik kârla kapanmış; 2016 yılının ilk 3 çeyreğindeki kâr ise bir önceki döneme kıyasla neredeyse iki katına çıkmıştır.

Petrol fiyatlarında son yıllarda yaşanan dalgalanmalar ve Yemen’deki savaş, Orta Doğu Bölgesi’nin tümünü etkilemekle birlikte, özellikle petrole bağlı olan Suudi Arabistan ekonomisini önemli düzeyde yavaşlatmıştır.

Söz konusu durum, devam eden projeleri durdurarak yeni projelerin üretilmesini engellemiş olup, sigorta sektörünü de kayda değer ölçüde etkilemiştir.

Yurt Dışından Kabul Edilen İşler

2016 yılı içerisinde başlayan ve devam etmesi beklenen İran yaptırımlarının kademeli olarak kaldırılması ülkeyi, tekrar Bölge’nin önemli bir potansiyeli haline getirmiştir.

Fakat yaptırımların henüz tamamının kalkmamış olması ülkeye yapılması olası yatırımlarla ilgili tereddütleri de beraberinde getirmektedir. İlerleyen yıllarda, yaptırımların tamamının kaldırılmasıyla piyasada reasürans kapasitesi arzında önemli bir artış yaşanacağı öngörülmektedir.

Orta Doğu Bölgesi’nde dikkat çeken diğer bir gelişme ise, son dönemlerde artmakta olan şirket birleşmeleridir.

Solidarity Group’un (Bahreyn) First Insurance’ı (Ürdün) 2015 yılında satın almasının ardından, First Insurance hayat lisansı elde etmek hedefiyle Yarmouk Insurance’ı (Ürdün) 2016 yılında bünyesine katmıştır. Solidarity Group (Bahreyn), 2016 yılında da, yine bir Bahreyn şirketi olan Al Ahlia Insurance’ı satın almıştır. Birleşmelerle ilgili yaşanan son gelişme ise, Arabia Insurance’ın Umman’da bulunan Falcon Insurance’ı satın almasıdır.

Kuzey Afrika Bölgesi’nde en yüksek sigorta yaygınlık ve yoğunluk oranlarına sahip Cezayir, Tunus ve Fas sigorta piyasaları küresel reasürörler için cazip olmaya devam etmektedir. Söz konusu piyasalarda 2016 yılında da herhangi bir doğal afet olayı yaşanmamış olup, risk hasarlarının frekansında ise azalış kaydedilmiştir. Bu sebeple Bölge genelinde hasarsız risk ve katastrofik programlarda %5 ila %10 oranında fiyat düşüşleri kaydedilmiştir. Tunus ve Fas’ta ise hasarlı risk

programlarında dahi %5’e varan fiyat azalışları gözlenmiştir.

Bölge’de prim üretimi sıralamasında lider olan Cezayir’de ise son zamanlarda risk hasarları frekansı artmıştır. Bu sebeple, hasarlı programlarda %10’u aşan oranlarda fiyat artışları olduğu görülmüştür.

Bölge’nin reasürans programları şartlarında ise sedan şirketler lehine değişiklikler devam etmiştir. Söz konusu değişiklikler arasında yenileme primi oranlarının azalması, bir yıldan uzun süreli reasürans anlaşmaları yapılması ve kâr komisyonu oranlarının yükselmesi yer almaktadır. Ayrıca, sigorta piyasasındaki fiyat indirimi trendinin 2016 yılında da devam ettiği Kuzey Afrika Bölgesi’nde, reasürörlerin planladıkları prim gelirine ulaşmak için bölüşmeli

reasürans anlaşmalarındaki hisselerini artırmaya çalıştıkları gözlemlenmiştir. Son olarak Bölge’de, hali hazırda sayıları çok olmamakla birlikte, tekafül şirketleri kurulmaya başlanmıştır.

Hint Yarımadası

Hindistan, hızlı büyüyen ekonomisi ve düşük sigorta yaygınlık oranı ile hem sigorta hem de reasürans şirketleri için cazip bir piyasadır. Yakın geçmişte yabancı yatırımcıların hissedarlık oranının artırılmasının ardından uluslararası reasürans şirketlerinin ülkede şube açmalarına olanak sağlayan kanunların onaylanmasıyla birlikte sektörde birtakım değişiklikler olması beklenmektedir. Bu gelişmeye paralel olarak ülkenin sigorta denetleme kurumu olan IRDAI; Munich Re, Swiss Re, Hannover Re, SCOR ve RGA’nın şube açmaları için gerekli izinleri vermiştir.

Her ne kadar söz konusu gelişmeler ülkeye sermaye akışı sağlayacak, farklı bölgelerin uygulamalarını piyasaya taşıyacak ve daha kapsamlı eğitim programlarının düzenlenmesine olanak verecek olsa da, muhtelif tartışmaları ve tereddütleri de beraberinde getirmiştir.

Yukarıda bahsi geçen uluslararası reasürans şirketlerinin ülkede ofis açmalarını ve plasmanda önceliğin bu şirketlere verilmesini sağlayan kanunun, haksız rekabete yol açacağı yorumları yapılmakta; bu durumun tekelleşmeye kadar gidebileceğine ve uzun vadede sigorta şirketlerinin zarar görebileceğine dair görüşler bulunmaktadır.

Söz edilen gelişmelere ek olarak IRDAI tarafından ülkenin ilk özel reasürans şirketi olan ITI Re’ye faaliyet ruhsatı verilmiştir. Söz konusu şirketin 2017 yılının Şubat ayında aktif olarak reasürans işi kabulüne başlaması beklenmektedir.

Hindistan Sigorta Piyasası son 10 yılda kayda değer bir gelişme göstermekle birlikte, doğal afetler sigorta ve reasürans şirketleri için önemli bir problem olmaya devam etmektedir. Özellikle son 5 yılda meydana gelen hava olayları sebebiyle hem ekonomi hem de sigorta piyasası ciddi zarar görmüştür. 2013 yılındaki “Uttrakhand” Seli, 2014 yılında meydana gelen “Hudhud” Fırtınası ve

“Jammu ve Kaşmir” Selleri, 2015 yılında gerçekleşen

“Chennai” Seli ve 2016 yılında meydana gelen “Vardah”

Kasırgası, sigorta şirketlerinin, hasara daha açık bölgelerde bulunan konut, ticari bina, fabrika ve benzeri rizikolara ilişkin fiyatlarda artışa gitmelerine neden olmuştur.

Bölgenin ikinci büyük ekonomisi olan Pakistan, kalabalık nüfusu ve 2,2 milyar ABD doları prim üretimi ile yüksek potansiyele sahip bir sigorta piyasasıdır. Söz konusu piyasada, 2014 yılında meydana gelen Karaçi Havaalanı terör hasarından sonra kayda değer bir hasar gerçekleşmemiştir. Pakistan’da sigorta hukukunu düzenleyecek yeni bir kanun tasarısının onaylanması gündemde olup, bu tasarı çerçevesinde, mikro sigorta, tekafül, yerel/uluslararası reasürans şirketleri ve

reasürans brokerları ile ilgili birtakım yeni düzenlemelerin gerçekleşmesi beklenmektedir.

Doğu Avrupa/Rusya

Genel olarak ekonomik büyümenin arttığı ancak bu durumun halkın satın alma gücüne yansımadığı Doğu Avrupa Bölgesi’nde Yangın ve Kaza sigortalarında yeterli prim artışı sağlanamamış olup, aşırı fiyat rekabetinin devam ettiği görülmüştür. Buna karşın, Bölge genelinde prim üretimindeki ağırlığını koruyan Oto branşında, araç satışlarındaki artış ve ayrıca Arnavutluk, Romanya ve Macaristan gibi birçok ülkede zorunlu Kara Araçları Sorumluluk fiyatlarının yükselmesi ile birlikte canlanma söz konusu olmuştur. 2016 yılında Bölge’de büyük doğal afet olayının yaşanmamasının etkisi ile hasarsız katastrofik programların fiyatlarında %5’e yaklaşan oranlarda düşüşler kaydedilmiştir. Risk hasarlarının devam ettiği ancak frekansının azaldığı, hasar isabet eden risk programlarında fiyatların %10’a varan oranda arttığı, hasarsız programlarda ise fiyatların yaklaşık %5 oranında azaldığı gözlenmiştir.

Bölge’de Avrupalı büyük grupların ağırlığı devam

etmektedir. 2016 yılı, Avrupa Birliği’nde var olan ekonomik durgunluğun da etkisi ile söz konusu grupların Bölge’de büyüme ve portföylerini çeşitlendirme amacıyla atmış oldukları yeni adımlara sahne olmuştur. Örneğin Axa, Sırbistan ve Romanya’daki şirketlerini VIG Grubu’na satmış, buna karşılık Liberty, Mutual Sigorta Grubu’nun Polonya’daki Yangın ve Kaza operasyonlarını yürüten şirketini satın almıştır. Ergo Grubu, Romanya’da Credit Europe Sigorta Şirketi’ni devraldıktan sonra Yunanistan’da Ate Sigorta Şirketi’ni satın alarak ülkenin en büyük Yangın ve Kaza sigortacısı konumuna yükselmiştir. Ayrıca PZU, Sava ve VIG gibi grupların da Bölge’de yeni satın alma anlaşmaları yaptıkları gözlenmiştir.

01.01.2016 tarihi itibarıyla Avrupa Birliği’nde uygulanmaya başlanan Solvency II (Sermaye Yeterlilik) kuralları, Birliğe üye Bölge ülkelerinde faaliyet gösteren sigorta şirketlerini sermaye artırmaya yönlendirmiş, ayrıca ilgili sigorta otoritelerinin sigorta piyasalarını yakın takibe almalarına neden olmuştur. Bu durum büyük sigorta gruplarını etkilememiş ancak küçük ve orta ölçekli şirketler için muhtelif zorluklara sebebiyet vermiştir. Bazı şirketlerin reasürans korumalarını revize ettikleri, özellikle katastrofik risklerle ilgili trete limitlerini artırdıkları görülmüştür. Ayrıca, ilgili kurallar doğrultusunda sermayeye ilişkin hesaplamalar, şirketlerin bu kurallara tabi olmayan ülke reasürörlerini panellerinde tutmaktan kaçınmaya başlamalarına yol açmıştır. Polonya, Almanya ve Avusturya’da uygulamaya konulan yeni düzenlemeler ise, Avrupa Birliği dışındaki reasürörlerin bu ülkelerden reasürans işi almalarını durma noktasına getirmiştir.

Rusya sigorta piyasasında toplam prim üretimi, 2016 yılının ilk altı ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre

%13,9 oranında artmıştır. Söz konusu yükselişte, 2015 yılı içerisinde zorunlu Kara Araçları Sorumluluk branşında iki defa yapılan fiyat artışları etkili olmuştur. Sektörde, özellikle Yangın ve Mühendislik branşlarında var olan yoğun fiyat rekabeti 2016 yılında da devam etmiştir.

Adı geçen iki branşta son yıllarda artan hasar frekansına rağmen reasürans programlarında fiyatların teknik düzeye ulaşmadığı: hatta hasarlı programlarda dahi fiyat indirimleri olduğu görülmüştür.

Ülkede ilgili sigorta otoritesinin son yıllarda uygulamaya başladığı yeni sermaye yeterlilik kriterleri sebebiyle, sayıca fazla olan küçük çaplı sigorta şirketlerinin

kapandığı ya da büyük grupların bünyesine dâhil olduğu gözlemlenmektedir. Buna bağlı olarak, 2015 yılı sonunda 372 olan sigorta şirketi sayısının 2016 yılının ilk 8 ayında 257 düzeyine gerilediği görülmüş olup, bu sayının yakın gelecekte 100-150 arasına inmesi beklenmektedir. Söz konusu konsolidasyon neticesinde, toplam sigorta prim üretiminin %70’e varan büyük bir kısmı (2014: %59) piyasadaki ilk on şirket tarafından gerçekleştirilmektedir.

Yurt Dışından Kabul Edilen İşler

ABD ile Avrupa Birliği tarafından uygulanan politik yaptırımlar sebebiyle Rusya sigorta piyasasında birçok şirket reasürans panellerini Rus ve Asya’lı reasürörler ekleyerek değiştirmiştir. Ancak daha önemlisi, yaptırıma tabi risklerini korumada zorluk çekmeye başlamışlardır.

Bunun sonucunda, 2015 yılı içerisinde zorunlu reasürans devri konusu gündeme gelmiş ve 2016 yılının Ekim ayında Rusya’nın ilk kamu reasürans şirketi olan National Reinsurance Company (National Re) kurulmuştur. İlgili mevzuata göre; 01.01.2017 itibarıyla sektörde faaliyet gösteren tüm şirketler reasürans korumalarının en az

%10’unu bu şirkete sunmakla yükümlü olup, söz konusu korumaların yaptırıma tabi riskler içermesi durumunda, kamu reasürans şirketi, ilgili anlaşmadan en az %10 oranında bir kabul yapmak zorundadır.

Uzak Doğu

2016 yılında Bölge’deki katastrofik olaylar Tayvan’ın güneyinde yer alan Kaoshiung’de Şubat ayında meydana gelen Meinong Depremi ile başlamıştır. Toplam sigortalı hasar tutarı, büyük ölçüde Tainan Bilim Parkı’nda yerleşik ileri teknoloji şirketleri sebebiyle, 780 milyon ABD doları olarak tahmin edilmektedir.

Nisan ayında ise Japonya’da, 38 milyar ABD dolarına yakın ekonomik hasara neden olması beklenen Kumamoto Depremi meydana gelmiştir. Yaklaşık 5,5 milyar ABD doları tutarındaki sigortalı hasarın büyük bir kısmı,

ülkedeki konutları koruma altına alan bir deprem programı kapsamında yer almakta olup, söz konusu reasürans koruması tamamen yerel piyasadan sağlanmaktadır.

Eylül ayında meydana gelen yılın en güçlü tayfunu Meranti, Tayvan’ı etkiledikten sonra Çin’in Xiamen Bölgesi’nde karaya vurmuştur. Söz konusu olayda 33 milyon kişi Bölge’den tahliye edilmiş, kayıtlara göre 1.600 ev hasar görmüştür. Sigortalı hasar tutarının 1 milyar ABD dolarını aşması beklenmektedir.

Devam eden gevşek piyasa şartları ve Bölge’de yavaşlayan ekonomik faaliyetler, katastrofik hasar sıklığındaki

artışlarla birlikte, daha zor koşulların oluşmasına sebebiyet vermektedir. Reasürans kapasitesinin halen fazla olması da şartların reasürörler aleyhine gelişmesine neden olmaktadır. Bölüşmeli treteler gelir hedeflerini karşılayamamakta ve sonuçların genel olarak kötüleştiği görülmektedir.