• Sonuç bulunamadı

3.ÇEVRE SORUNLARI

3.1. Dünyada Yaşanan Çevre Sorunları

Hızla artmakta olan dünya nüfusu 2018 yılı itibariyle yaklaşık olarak 7,6 milyar kişiye ulaşmıştır. Nüfus artışına paralel olarak talepler artmakta, buna bağlı olarak da çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu sorunların en önemlilerinden biri de çevre sorunlarıdır. Doğal kaynakların yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalması, hızla ilerleyen sanayileşme faaliyetleri ve dünya nüfusunun hızla artması sadece gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sorunu değil tüm insanlığın ortak sorunu olmuştur (Baykal

& Baykal, 2008).

21. yüzyılın temel ve ortak sorunlarından biri olan çevre konusu 1980’li yıllardan itibaren uluslararası faaliyetlerin yapılmasına neden olmuş ve sonucunda uluslararası çevre antlaşmaları, çevrenin korunması ve yönetilmesi içindeki rolü üst seviyeye çıkmıştır (Sonnenfeld & Mol, 2002).

Yapılan araştırmalarda her ülkenin çevre antlaşmaları ve uluslararası alanlarda yaptıkları iş birliklerinin farklılık göstermesi, yapılan faaliyetlerde söz konusu sorunların giderilememesi nedeniyle ortak çözüm bulma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.

Bu yeni çözüm politikaları şu şekildedir (Baykal & Baykal, 2008):

➢ Uluslararası ortamlarda yapılacak iş birliği ile çevre konusunda ki sorunlara çözüm bulmak için gerekli ortamların oluşturulması,

13

➢ Uluslararası alanda elde edilen bilgilerin paylaşımı ile doğru bilginin her yere ulaştırılması

➢ Elde edilen bilgilerle çevre programları oluşturarak bu programlara ihtiyaç duyulan ekonomik kaynakların temin edilmesidir.

Küresel bir sorun olan çevre sorunları, uluslararası faaliyetleri de beraberinde getirmektedir. Önemli tehlike oluşturan çevre sorunlarının giderilmesinde tüm dünya ülkelerinin birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri gerekmektedir. Bu nedenle uluslararası toplantılar ve sözleşmeler düzenlenmektedir. Özellikle de önemli bir çevre sorunu olan küresel ısınma ile ilgili uluslararası boyutta ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Günümüz dünyasında çevre konusunda yapılan diğer araştırmalar, yayınlar ve gözlemler sonucunda tespit edilen diğer çevre sorunları ise şu şekildedir (Ertürk, 2012):

➢ İklim değişiklikleri

➢ Küresel ısınma

➢ Ozon tabakasında meydana gelen incelme ve delinmeler

➢ Tropikal bölgelerdeki ormanların tahrip edilmesi

➢ Canlı çeşitliliğin azalması

➢ Radyoaktif kirlilik

➢ Doğal kaynaklarımızın bilinçsizce tüketimi

➢ Erozyon

➢ Çölleşme

➢ Kimyasal atıklar

➢ Asit yağmurları

➢ Doğal bitki örtüsünün tahribi

➢ Hızlı nüfus artışı

➢ Ormansızlaşma

➢ Açlık ve kuraklık

➢ Silahlanma ve savaşlar

➢ Denizlerde meydana gelen kirlenmeler.

14 Uluslararası platformlarda bu sorunlara karşı alınabilecek önlemler ciddi anlamda tartışılmaya başlanmıştır. Bu sorunlar içerisinde küresel anlamda üzerinde en çok durulan başlıklar ise şu şekildedir:

➢ Kirlilik: Çevrenin döngüsünün insan faaliyetleri sonucunda bozulması, doğanın kendini yenileyebilme yetisini kaybetmesi ve var olan dengenin yok edilmesine kirlilik denilmektedir. Kimyasal, fiziksel, nükleer ve gürültü çıkaran faaliyetler olarak 4 ana başlıkta incelenen çevre kirlenmesi, günümüzde daha çok kimyasal faaliyetler olarak karşımıza çıkmaktadır (Ertürk, 2012). Ayrıca hızla artmakta olan dünya nüfusu ve kişi başına düşen tüketim maddelerindeki artış çevre kirliliğinin önemli iki nedeni arasında yer almaktadır (Sülün & Sülün, 2007).

➢ İklim değişikliği: Milyonlarca yıldır devam eden ve doğal bir olay olarak karşımıza çıkan iklim değişimi, XX. yüzyıldan insan faaliyetleri sonucunda yapay nitelik kazanmaya başlamıştır (Çepel, 2008). İklim değişikliklerinin temel nedeni sera gazları olarak görülmektedir. Sera gazlarının oluşumuna ise şu faktörler sebep olmaktadır (Mazı, 2004):

• Fosil yakıtların kullanımı

• Tarım arazilerinin yanlış kullanımı

• Ormanlık bölgelerin tahribi

• Sanayileşme süreci

• Bitki örtüsünün yok edilmesi

• İnsan faaliyetleri.

➢ Küresel ısınma: Çeşitli insan faaliyetleri ve sera gazlarının artması sonucunda meydana gelen ve yeryüzündeki atmosfer tabakalarının ısısının yapay bir şekilde yükselmesi olayı küresel ısınma olarak tanımlanmaktadır (Çepel, 2008). Ayrıca küresel ısınmanın nedenleri arasında ormanların tahrip edilmesi, bitki örtüsünün yok edilmesi, kentleşme faaliyetlerinin düzensiz şekilde olması ve sanayileşme süreci de yer almaktadır (Ertürk, 2012). Son yıllarda dünya üzerinde meydan gelen ve küresel ısınmaya somut örnek olabilecek olaylar şu şekilde sıralanabilir (Çepel, 2008):

15

• Milyonlarcan insanın hayatını kaybetmesine neden olan sel faaliyetleri

• Yanması imkânsız olarak görülen tropik orman yangınları ve dev orman yangınları

• Kütlesi oldukça büyük olan buzulların erimesi

• Aşırı kuraklık sonucu meydana gelen açlık ve ölümler

• Çok şiddetli fırtına, kasırga, hortum ve tayfunlar.

➢ Ormansızlaşma: Sağladıkları fayda bakımından doğal varlıkların başında gelen ormanların oksijen üretimi, erozyonu önleme, toprağı koruma, iklim faaliyetlerini düzenleme, havayı temizleme, gürültü şiddetini azaltabilme, sel baskınlarını, taşkınları ve çığları önleme, sağlık ve ekonomi açısından insanlara katkı sağlama gibi birçok özelliği bulunmaktadır (Ertürk, 2012).

Abramovitz’e (1998) göre dünya genelinde orman varlıklarında meydana gelen azalmanın temel iki nedeni ormanlar üzerinde kurulan baskı ve ulusal politikalardır. Ormanlar üzerindeki baskılar şu şekilde sıralanabilir (Çepel, 2008):

• Tarım ve ormancılık faaliyetlerindeki makineleşme

• Ürün talebindeki artış

• Şirketlerin ormancılık faaliyetlerinden aşırı derecede faydalanma isteği

• Uzaydan dahi görülmesi mümkün olan sıra dışı orman yangınları

• Artan nüfusunda etkisiyle ormanlık alanların yerleşime açılması

• Yasal veya yasal olmayan faaliyetlerin sonucunda ormanların tahribinin kolaylaşması

• Hava kirliliğinin de etkisiyle ormanların niteliklerinin bozulması.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) verilerine göre yaklaşık olarak her yıl 18 milyon dönüm orman yok edilmektedir. Ayrıca 4000 yıl önce 8 milyar hektar olan orman miktarının günümüzde 3,2 milyar hektara gerilediği bilinmektedir (Ertürk, 2012).

16

➢ Aşırı nüfus: Çevre sorunlarının temelini oluşturan nedenlerin biri de hızlı nüfus artışıdır. Dünya nüfusu 1950’li yıllardan itibaren hızla artış göstermiş ve bu sayı 1990’lı yıllarda 6 milyara kadar ulaşmıştır. Artan nüfusla beraber insanoğlunun üretim ve tüketim ihtiyaçları artmış, buna bağlı olarak da çevre kirliliğinde büyük artış görülmüştür (Ertürk, 2012). 2000’li yıllar itibariyle dünyanın en önemli 3 sorunu olarak nüfus, yoksulluk ve kirlenme göze çarpmaktadır. Yoksulluk ve kirlenmenin temelinde yatan asıl sebebin ise nüfus artışı olduğu görülmektedir. Nüfus artışının neden olduğu diğer sorunlar ise şu şekilde sıralanabilir (Güney P. E., 2004):

• Toprak ve hava kirliliği

• İçme suyunda yaşanan kirlilikler

• Düzensiz şehirleşme

• Bitki örtüsünün bozulması

• Ormanların tahrip edilmesi

• Gecekondulaşma

• Gürültü ve ses kirlenmesi

• Peyzaj bozukluğu

• Altyapı sıkıntıları.

➢ Sanayi ve ev atıkları: Çevre sorunlarının önemli nedenlerinde biri de katı atıklardır. Katı atıkların ortaya çıkmasının nedenleri şu şekilde sıralanabilir (Palabıyık & Altunbaş, 2004): Teknolojide yaşanan gelişmeler, hızlı nüfus artışı, sanayileşme ve kentleşme süreci ve hızla artmakta olan üretim ve tüketim alışkanlıkları. Buradan hareketle katı atıklar içerisinde yer alan sanayi ve ev atıklarına örnek olarak şunlar verilebilir (Türkman, 2000): ambalajlar, yiyecek artıkları, plastik maddeler, kartonlar, organik maddeler, mikroorganizmalar, deterjanlar, ağır metaller, boya atıkları, ilaçlar, pestisitler, siyanür vb. kimyasal malzemeler. Bu atıkların çoğunluğu bertaraf amacıyla toprağa gömülmektedir. Bu nedenle canlı hayatı, toprak kalitesi olumsuz yönde etkilenmekte ve sonucunda çeşitli hastalıklar meydana gelmektedir.

➢ Asit yağmuru: Sülfürik asit ve nitrik asidin yağmur suyunda oluşması işlemi asit yağmurlarını meydana getirmektedir. 70’li yıllarda özellikle Orta Avrupa

17 ülkelerinde köknar, ladin ve bunlara benzer diğer bitkilerin ölümüyle ilk olarak görülmeye başlamıştır. Asit yağmurların bitkilerin yapraklarına, köklerine ve toprağa karışması nedeniyle de toprağa zarar vermektedir. Bunun sonucunda da bitkilerde kurumalar meydana gelmektedir (Çokadar , Türkoğlu, & Gezer, 2007).

➢ Ozon tabakasının azalması: Dünyaya gelen zararlı ışınları emerek bunların yeryüzüne ulaşmasını engelleyen ve içerisinde ozon gazı bulunan tabakaya ozon tabakası denilmektedir. Ozon tabakası aynı zamanda güneşten gelen ultra red ışınlarını da engellemektedir. Mitscherlich (1995)’e göre ozon tabakasının delik olabilmesi için tabakanın içerisinde bulunan ozon gazın herhangi bir yerde %50’nin altına düşmüş olması gerekmektedir. Ozon tabakasının azalması şu olumsuzlara neden olabilmektedir (Çepel, 2008):

• Yeryüzündeki tüm canlıların zarar görmesi

• Cilt ve deri kanseri oranında artış

• Göz hastalıkları

• Tarımsal verimlilikte düşüş

• Deniz ürünlerinde azalış.

➢ Kuraklık ve Açlık: İklim değişiklikleri ve sera etkisiyle beraber dünyanın birçok bölgesinde tabii çevrenin tahribatı artmaya başlamıştır. Günümüzde üretilen besin miktarı artmasına rağmen dünya genelinde 720 milyon civarında insan bundan yeterince faydalanamamış ve milyonlarca insan açlıktan ölmüştür. Ayrıca tarım arazilerinde kimyasal madde kullanımı, tarım topraklarının yok edilerek farklı amaçlarda kullanımı, ormanların tahribatı ve iklim değişiklikleri gibi nedenlerden ötürü gıda üretiminin önümüzdeki yıllarda azalması beklenmektedir. Dünya genelinde açlık çeken ülkelerin büyük çoğunluğunu az gelişmiş ülkeler oluşturmaktadır. Afrika, Asya ve bir kısım Latin Amerika ülkeleri bunların başında gelmektedir. Dünyada gelişmekte olan ülkelerin %25’i (462 milyon) beslenme sınırı olan 2000 kaloriden daha az besin alırken %32,9’u ise mutlak yoksulluk sınırındadır (Beck, 1990).

18

➢ Silahlanma ve Savaşlar: Sanayileşme dönemi öncesinde meydana gelen savaşların çevre üzerindeki etkisi sınırlı olmasına rağmen sanayileşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte ortaya çıkan yeni savaş teknikleri insanlığa ve doğaya büyük zararlar vermiştir. Nükleer ve kimyasal silahların savaşlarda kullanılması insanlık tarihi açısından büyük tehlikeler ortaya çıkarmıştır. Bu silahların kullanımı yüzlerce mil orman alanını tahrip etmekte ve tabii kaynakların yok olmasına sebep olmaktadır (Görmez K. , 2003).