• Sonuç bulunamadı

Dünya’da müze eğitimi, John Ruskin’in 1857 yılında İngiltere parlamentosunda, çalışan sınıfların eğitiminde müzelerin kullanılmasını önermesiyle başlamıştır ( Shabbar, 2001:68).

Avrupa ve Amerika müzeleri, müze görevlerinin yanı sıra eğitimi de ciddi biçimde üstlenmişlerdir. Almanyadaki müzelerin hemen hepsinde özel dershaneler ve atölyeler bulunmaktadır. Bu atölyelerde anaokulu çocuklarına gerçeğe yakın arkeolojik objeler verilmekle, onlardan da kil veya hamurla aynısını yapması istenmektedir (Yücel,1999:89).

Anaokulu öğrencileri arkeoloji ve sanat tarihi ile çok küçük yaşlarda tanışmaktadır. Orta öğrenimde tarih dersleri çoğunlukla müzedeki arkeolojik ortamlarda yapılmaktadır. Alman müzelerinin bir başka eğitici yanı da geçmişteki yaşantıla, neolitik devirlerden başlayarak maketler ve panolar halinde gözler önüne serilebilmektedir. Yüksek öğrenimde ise Bonn’daki bir müzede tıpkı benzeri olan bütün dünya müzelerindeki Arkaik, Hellenistik ve Roma dönemi heykellerinin kopyaları bulunmaktadır (Yücel,1999:90).

Amerika birleşik Devletleri’nde ise halk eğitimi için müzelerden yararlanılmaktadır. XX. Yüzyılın başından beri müze eğitimi için bir uzmanlık alanı oluşmuştur. Metropolitan Sanat Müzesi’nde Henry Watson Kent, değişik kesimlere

ulaşmak ilkesini savunmuş ve 1909 ile 1929 yılları arasında Newark Müzesi yöneticiliği yapan John Cotton Dana, müzelerin eğitimde toplumsal sorumluluğu olduğuna ve bunun onların öncelikli misyonu olması gerektiğine inanmıştır (Shabbar,2001:68-69). Arthur Parker, 1905-1945 yılları arasında müzelerde çalışmış bir müze eğitimcisidir ve psikolojik etkenlerin eğitim açısında etkili bir şekilde kullanılmasını ilk kez o sağlamıştır. Parker, müzelerin mümkün olduğu kadar çok kişiye hitap edebileceğini ve gerek uzun, gerekse kısa vadeli ilgi çekici programlar hazırlayarak yerel halkın kültür düzeyini yükseltmekte kullanılabileceğini ileri sünmüştür (Shabbar,2001:69).

Yeni Zelanda’da, öğretmen okulları iki seniliktir. Bu sürenin üçte birine yakın bir kısmını öğrenciler okullarda staj yapmakla geçirirler. Her staj devresi dört hafta sürer ve öğrenciler staj yapmak istedikleri okulları ve sınıfları kendileri seçerler. Öğretmen okullarında, müzeler staj kurumları olarak kabul edildiğinde birçok öğrenci stajlarını müzelerde yapmaktadır (Rose,1958:16).

Carnegie Enstitüsü, müze eğitiminde tecrübe ve uygulama yapılması için öğretmenlere üç senelik burslar vermiştir. Bu burs sonucu büyük müzelere eğitim görevlileri be yardımcıları atanmıştır. Bunlar, öğretmen olduklarında dolayı mesleki çalışmaları ile Milli Eğitim Bakanlığına, müzedeki malzemeyi kullandıklarından dolayı müzelere karşı sorumludurlar. Böylelikle müzecilikle eğitim arasında bir işbirliği doğmaktadır (Tırpan,1982:21).

İskoçya’da, “ Glasgow Art Gallery and Museum”da bir “ öğretim Dairesi” bulunmaktadır. Bu dairenin personelin müzeyi ziyaret eden okullarda görevli öğretmenlerdir. Her sene şehirdeki iki öğretmen okulunda 200 kadar öğrenci altışar haftalık sürelerle müzelerle ilgili konferanslara katılırlar. Bu kurslara devam eden öğrenciler arasında öğretmen okullarından mezun olanlar da bulunmaktadır (Rose,1958:26).

İngiltere’de “ South Kensington İmperial Institu”de Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenler için okulların müzelerden faydalanması konulu kurslar açmaktadır. Diğer bazı ülkelerde öğretmen okulu öğrencileri stajlarınılerde yapmaktadırlar. Stajyerlerin müzelerde kaldığı süre içinde; koleksiyonlar, sergiler, kütüphane ve müze personelinden

edineceği bilgiler, toplayacağı notlar ve kayıtlar çok değerlidir. Stajyer, bunlardan meslek hayatına atıldıktan sonra da faydalanmaktadır (Rose,1958:21).

Bu konuda yapılan anketlerde öğretmenlerin müze stajından elde ettikleri görgü ve bilgileri ömür boyu kullandıkları ve hatta bilgileri geliştirmek için araştırmalar yaptıkları ortaya konmuştur. Stajyerler sayesinde öğrencilerin müzeleri daha verimli şekilde gezdikleri de anlaşılmıştır (Tırpan,1982:21).

ICOM, müzelerin eğitim işlevine büyük önem vermiş ve 1951’de UNESCO ile işbirliği içinde, müzelerin eğitimdeki rolünün vurgulanması ve yaygınlaştırılması için uluslar arası bir kampanya başlatmıştır. Bu amaçla, 1952’de Brooklyn’de, uluslar arası seminerler ve 1958’de Rio de Janerio’da, “Müzelerin Eğitimdeki Rolü “ konulu uluslar arası seminerler ve 1964’te Paris’te, “ Müzelerin Eğitsel ve Kültürel Rolükampanya başlatmıştır. Bu amaçla, 1952’de Brooklyn’de, uluslar arası seminerler ve 1958’de Rio de Janerio’da, “Müzelerin Eğitimdeki Rolü “ konulu uluslar arası seminerler ve 1964’te Paris’te, “ Müzelerin Eğitsel ve Kültürel Rolü” konulu uluslar arası sempozyum düzenlemiştir (Akmehmet ve ödekan,2006:52).

ICOM’a bağlı olarak 1953’te CECA/Uluslararası Eğitim ve Kültürel Faaliyet Komisyonu† kurulmuştur. 1948’den 1965’e kadar ICOM’un müdürlüğünü yürüten Georges Henri Riviere'nin çabaları, müzelerin eğitimdeki öneminin artmasını sağlamıştır. 1959’da Riviere’nin çabalarıyla ICOM, "Müzelerin Teşkilatlanması: Pratik Öğütler"‡ adlı bir el kitabı çıkarmıştır. Bu kitapta "Eğitim ve Müzeler" başlıklı özel bir bölüm ayrılarak müzelerin eğitimdeki önemi vurgulanmıştır (Akmehmet ve ödekan,2006:53).

Avrupa Konseyi tarafından, 1990 yılında müze eğitimi ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapılmıştır. Düzenlenen semposyomda birçok ülkeden katılımcı müze eğitimi konusunda bildiriler sunmuştur. Buna göre Salzburg’da yapılan toplantının amaçları şunlarıdır:

1- Müzelerdeki ve benzer kurumlardaki tarihsel, kültürel, bilimsel ve doğal mirasın parçalanmasının Avrupalı kiliğini geliştirmede etkili bir eğitim aracı olarak nasıl kullanabileceğini göstermek.

2- Zihinde bu düşünceyle, CDCC üyesi ülkelerdeki müzelerin eğitim potansiyelini en iyi düzeye çıkarmayı sağlayacak aşamaları belirlemek.

3- Avrupa mirassı hakkında gençlerin ve yetişkinlerin eğitiminde üstlenecekleri rolde, müzeler arasında işbirliğini arttırma stratejilerini eğitiminde çizmek. Bunlardan da anlaşılabileceği gibi dünyada müze eğitimi ile çalışmalar yapılmaktadır ve hızlı bir şekilde birçok kurum bu çalışmaları yapmaktadır. Ülkemiz dünyadaki bu çalışmaları yakından takip edilmeli ve örnek almalıdır.

Benzer Belgeler