• Sonuç bulunamadı

Dünya ve Türkiye Piyasalarının Teknik Analiz

Harcaması 77.6 85.9 89.2 90.1 107.7 101 107.5 111.8 Genel Gidişat

3.4.2. Dünya ve Türkiye Piyasalarının Teknik Analiz

2008 krizi, Türkiye’ye finansal piyasalar yoluyla sıçramış olup, süreç çalışmanın diğer bölümlerinde ayrıntılarıyla incelenmiştir. İncelemelerin tam olarak bir anlam ifade etmesi açısından, temel analizi yapılmış verilerin, aynı zamanda teknik analiz yardımıyla da yorumlanması gerekmektedir.

Krizin finansal piyasalara etkisini, teknik analiz yardımıyla inceleyebilmek için, çalışmada küresel çapta Dow Jones, Dax endeksleri, emtia fiyatlarına örnek olarak altın dolar, Avro-Dolar paritesinin grafikleri ve Baltık Dry Endeksi kullanılmıştır. Kriz esnasında Dünya’da belli başlı finansal piyasalardaki durumun incelenmesi, krizin Türkiye piyasalarına yansımasını açıklamaya yardımcı olacaktır.

Emtia fiyatlarına örnek olarak, altın(ons) dolar endeksi seçilmiştir. 2008 krizinin etkisiyle yatırımcılar, döviz ve hisse senedi borsalarından çıkarak emtia mallarına yönelmişlerdir. Altın, diğer emtialar içinde (bakır, kakao, kahve, gümüş, platinyum…) güvenilir ve veri bulma kolaylığı açısından, literatürde en çok

135 kullanılan endekslerden biridir. 1982’den beri düşüş trendinde olan altının, Mart 2002 tarihinden itibaren bu trendden çıkması ve yükseliş trendine geçmesi, piyasalardaki likidite bolluğunun, o tarihten itibaren başlaması olarak yorumlanabilir. Grafik, altının, ons-dolar fiyatının logaritması alınarak oluşturulmuştur.

Şekil 28: Altın Ons-Dolar Grafiği

Kaynak: Veriler, BIST’nin veri bankasından aylık olarak alınmıştır.

Altının ons-dolar grafiğinde, altın piyasanın üst noktasından çizilen yükselen trend çizgisi, aynı zamanda bir direnç olup, altın fiyatlarının bu trend içinde çizgiyi aşamadığı görülmüştür. Destek çizgisinin arasında kalan trend kanalı, 2008 krizinde ihlal edilmiş olup, sonrasında tekrar altın fiyatlarının yükseliş kanalın içine girmesiyle, bu kanal geçerliliğini korumaktadır. Yükseliş trendinin sona erdiğini söylemek, bu esnada mümkün değildir.

Ancak Şubat 2013 tarihinde, yükselen kanalın destek çizgisinin kırılmasıyla, altın fiyatları çok şiddetli bir düşüş yaşamıştır. Bu tamamen teknik olup, altın fiyatlarının, kanalın altına düşmesi nedeniyle, altın piyasası aktörlerinin satışa geçtiği görülmüştür. Bu kanalın kırılması, teknik analiz kuralları uyarında beklenen bir

136 olaydır. Çünkü üst direnç kanalı dört defa test edilmesine rağmen aşılamamış ve 2001 senesinden beri, %600’e yakın değer kazanan bir emtiada (burada altında), kaçınılmaz bir kar realizasyonu beklemek rasyoneldir. Bu da, altın fiyatlarındaki çok ciddi düşüşün en görünen nedenidir.

Yine, teknik analiz kurallarına göre, 2011 ve 2012 yıllarında altın fiyatlarının üst noktalarından çizilen direnç çizgisi geçilmeden, altın fiyatlarında yeni bir yükselişten bahsetmek mümkün değildir. Bundan böyle, altının 2001 senesinden beri yapmış olduğu yükselişin, Fibonacci ve diğer metotlarla öngörülen düzeltme miktarı, yani yeni dip oluşumu beklenmelidir.

Baltık Dry Endeksi, ekonominin öncü göstergelerinden biridir. Temel olarak, hammadde taşıyan gemicilik maliyetleri ile ilgilidir. Demir, çelik, kömür, çimento, bakır, kum, gübre ve benzeri yük taşımacılığının göstergesidir. 26 farklı rotadan, çeşitli malların taşıma fiyatları, alıcı ve satıcıdan sağlandıktan sonra, bu bilgiler tek bir endeks haline getirilir. Bu endeksin diğer endekslere üstünlüğü, spekülasyon imkanının olmaması, herhangi bir revizyon yapılamaması, manipüle edilememesi ve endeksin gerçek zamanlı olarak güncellenmesidir. Mamul madde ve konteynır taşımacılığı hariç tutulmaktadır.

Endeks, hammadde taşıma maliyetlerini izlediğinden, direk olarak üretim miktarları hakkında fikir sağlamaktadır. Yukarıda sözü edilen hammaddeler, reel sektörün ve endüstrinin en önemli ham maddeleri olup, küresel ekonomi ve sanayi üretiminde önemli rol oynamaktadırlar. Baltık Dry Endeksi (BDE) ile borsa endeksleri arasında bir ilişkinin olduğu da, aynı nedenden dolayı ileri sürülebilir. Hammaddelere talep olunca taşıma talebi de artmakta, gemi arzı ve talebine göre taşıma ücretleri yükselmekte, bu da BDE’yi artırmaktadır. BDE’deki yükselme ise, sermaye piyasasındaki hisse değerlerinin artışı, emtia fiyatlarındaki artış, tüm bunlara bağlı olarak küresel ekonomideki yükseliş, fazla mal satın alınması ve taşınması nedeni ile bunun finansmanı için kredi ihtiyacı ve buna bağlı olarak faizlerdeki artış için de iyi bir gösterge olmaktadır. BDE’deki düşüşler tam tersi bir duruma işaret etmektedir. Dolayısıyla sermaye piyasası endeksleri ile BDE arasında bir korelasyon olduğu ileri sürülmektedir (Şişmanyazıcı, 2011:2).

Bu nedenle küresel ticaretteki düşüş, üretimde bir duraksama olduğuna, durgunluğun derinleşeceğine işaret eden, öncü bir gösterge olarak ele alınabilir.

137 Yükselişler ise, aktif olarak üretim yapıldığından, ekonomide bir canlanma olduğu şeklinde yorumlanabilir. Baltık dry endeksi, genel olarak ana trendi gösteren bir gösterge olarak kullanılabilir.

Şekil 29: Baltık Dry Endeksi

Kaynak: Grafik Findata.comdan alınmıştır.

Şekil 29’da, 2006-2008 yılları arasında yükseliş eğiminde olan BDE, krizden önce piyasanın likitide bolluğunda olduğu, üretim ve ticaretin doruk yıllarını göstermektedir. 2008 yılındaki ani çöküş, küresel krizin birinci ayağıdır. 2008-2009 yılları arasındaki yükselme, bu aralıkta devletlerin çeşitli yardım paketleriyle üreticileri koruması nedenliyle oluşan bir yükseliştir. 2008’in ikinci yarısında ise, piyasada oluşan balon patladığından, sert bir düşüşe neden olarak üretimde ve dolayısıyla piyasalarda oluşan durgunluğa neden olmuştur.

DAX Endeksi (Deutscher Aktienindex) ya da Alman Birleşik Borsa Endeksi, Frankfurt Borsasında işlem gören otuz büyük Alman şirketinin, üçer aylık performanslarını yansıtan, Almanya’nın en önemli hisse senedi endeksidir. Aynı zamanda, Avrupa’da türev ürünlerin işlem gördüğü en önemli ve büyük piyasalardan biri olduğundan, çalışmada göstergelerden biri olarak DAX’a da yer verilmiştir. Alman ekonomisi, Avrupa Birliğinin motor gücü konumundadır. 2008 krizinin Alman piyasalarına etkisi, diğer Avrupa ülkelerindeki kadar etkili olmamıştır. Bunun etkili nedenlerinden birinin, kriz öncesinde de istikrarlı bir ekonomik program

138 izleyen Almanya’nın, aynı zamanda, para basma politikasına karşı takındığı negatif tutum olduğunu söyleyen iktisatçılar bulunmaktadır.

Şekil 30: Dax/Dolar Endeksi

Kaynak: Grafik, 2001-2012 haftalık fiyatlarının logaritması alınarak oluşturulmuştur. Veriler yahoo.finanstan alınmıştır.

2008 krizinde, 2300’lü rakamlardan 8000’e dört senede gelen DAX endeksinin, alternatif kazanç imkanlarına göre (faiz oranları, devlet tahvilleri, sanayi hisselerinin temettü getirileri vb.) oldukça karlı olması, bir balonun oluştuğu izlenimiyle piyasa aktörleri tarafından gibi satışlarla değerlendirilmiş, zincirleme reaksiyonlarla, dünyadaki krizden kurtulamadığı şeklinde açıklamalar getirilmiştir.

DAX endeksinin dolar bazlı grafiği incelendiğinde, 2008 krizinden sonra oluşan kurt kapanında (Endekste oluşan üçgen formasyonu kırıldığında) fiyatın aşağı veya yukarı hangi yönde hareket edeceği, ancak 2014’ün ilk aylarında belli olacaktır. Hareketli ortalamaların, apeks civarında iyice daralarak sarmala girmesi, trend çizgileri ile desteklendiğinde, beklenen hareketin tarihinin tahmin edilmesini mümkün kılmaktadır.

139 Avro-Dolar paritesi, bu iki para birimi arasındaki ilişkiyi gösteren bir endekstir. Avro-Dolar grafiğinde ilk duraklama sinyali 2005 yılında, birinci fan çizgisinin kırılmasıyla alınmıştır. 2007 yılının 3. çeyreğinden sonra, parite grafindeki sert yükselişe rağmen, 2008’in son günlerinde, parite grafiğindeki ikili tepe ve sert yükseliş trendi kırılmıştır. 2002’den gelen üç numaralı trend çizgisinin de kırılması ve 2005 tepesinin de altına düşmesiyle bir krize dönüşmüştür. Teknik analizin kurallarından, 2. trend çizgisinin üstünde kaldığı mesafe kadar altına düşüşü, krizin grafik üzerinde belirlenmesini sağlamaktadır.

Şekil 31: Avro-Dolar Paritesi

Kaynak: Çizgiler, NetDania Financal Charts yardımıyla çizilmiştir.

Şekil 31’de görülen çift uçlu kırmızı ok, Avro/Dolar değerleri için, 1.10 ile 1.40 kur değerleri arasında oldukça geniş bir hareket alanıdır. Bu da, güncel olan kur savaşları konusunu hatırlatmaktadır.

2000 senesinde, Dow Jones endeksinin tepe noktalarında tutunamaması, Dow Jones’taki düşüşün bir krize dönüşmesine neden olmuştur. Bunun en büyük sebebi, Amerika’da internet teknolojilerine yatırım yapan risk sermayesi şirketlerinin, yatırımlarının geri dönüşünü sağlayamamaları sonucunda bu sektörlerden çekilmelerinin ardından, hisselerinde yaşanan aşırı değer kaybıdır.

140 Nokta.com krizinin hemen ardından 11 Eylül 2001’deki terör olaylarının ekonomi üzerinde yarattığı ikinci duraklama, bu dönemde başkanlık yapan Bush ve Merkez Bankası başkanı Greenspan tarafından, piyasaya likidite sürme planıyla aşılmış,böylece 2003 senesinde ekonomi kendini toparlamaya başlamıştır.

Şekil 32: Dow-Jones Endeksi

Kaynak: Grafik,1928-2013 Dow Jones endeksi, aylık fiyatlarının logaritması alınarak oluşturulmuştur. Veriler yahoo.finanstan alınmıştır.

2007’nin sonuna gelindiğinde, Dow Jones ve diğer piyasalardaki yükseliş, balon olarak tanımlanan noktalara ulaşmıştır. Teknik analizde, 2003 senesinde ters baş omuz, 2006 senesinden itibaren tepkisi kadar yukarı yükselmiş ve formasyonu icabı, piyasalardaki likidite doygunluğuna işaret etmiştir. Balonun patlaması, balona konu olan (türev piyasalarda gizlenen zehirli varlıklar, düşük kalite mortgage ipoteklerini taşıyan şirketler…) varlıkların gerçek değerlerine dönmelerine neden olmuş, bu da Dow Jones’da büyük bir düşüş yaratmıştır. Neticede, bu piyasadaki kriz dalga dalga tüm dünya piyasalarına yayılmış, o esnada yükseliş trendinde olduğu ve bünyesinde türev araç bulundurmadığından; 8 aylık faz farkıyla Türkiye’ye yansımıştır.