• Sonuç bulunamadı

Sosyal güvenliğin gelişimini çok kısa bir tasnifle dört ayrı dönemde izah etmek mümkündür:102

1-Endüstrileşme Öncesi

Bu dönemde ekonomi büyük ölçüde tarıma ve buna bağlı ticari faaliyetler dayalı idi. Bu dönemde sosyal güvenlik ihtiyacı, başlıca üretim birimi olan aileye dayanmaktaydı. Bu sosyal yapı içinde birkaç kuşak bir arada yaşamakta, aile içinde hastalananların, yaşlananların, dul ve yetim kalanların, başka sosyal tedbirlere gerek kalmaksızın bu tehlikelerin Zaralarından aile desteği yoluyla korunması mümkün

100http://www.odevarsivi.com/dosya.asp?islem=gor&dosya_no=51059, (19.04.2008) 101 GÜZEL, OKUR, s.14-17.

olmaktaydı. Akrabalar ve komşular arasındaki yardımlaşma da sosyal güvenlik açısından büyük önem taşımaktaydı.103

Ortaçağda ise sosyal yardımlaşmada kurumsallaşma yaygınlaşmaya ve koorparasyonlar, yardım sandıkları ile dini nitelikli hayır kurumları sayesinde yoksul ve hastalar yardımda bulunulmuştur. Örneğin sandık sistemi kapsamında dayanışma avrupa ülkelerinde esnaf sınıfının kurduğu Lonca teşkilatı ise Osmanlı İmparatorluğu’nda Ahi Teşkilatı aracılığıyla gerçekleşmiştir.104 Batı ülkelerinde kilisenin oluşturduğu aş evleri, hasta evler, ve manastırlar gibi hayırsever kurumlar da yoksullara yardım sağlamıştır. Endüstri öncesi dönemde devletin sosyal güvenlik faaliyetleri çok sınırlı kalmıştır. İngiltere’de 1601 tarihli “yoksulluk Kanunu” ve 1622 tarihli “İskan ve Nakil Kanunu” gibi yoksulluğa karşı mücadeleyi amaçlayan kanunlar, devletin sınırlı faaliyetlerine ilişkin birer örnektir. Yoksullara yardıma ilşkin İngiliz düşüncesi ADB de de benimsenmiş ve 1601 tarihli İngiliz Yoksulluk Kanunu örnek alınarak bazı düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. 105

2-Endüstri Devrimi ile İkinci Dünya Savaşı Arası

Keşifler, icatlar ve buna eklenen Rönesans ve reform hareketleri, sanayi devrimini hazırlayan unsurlardır. Fransız ihtilali ile birlikte 1789 tarihinde derebeylerini ortadan kaldıran köylüler toprakları yağma ettiler fakat binlerce köylü topraksız kaldı. Şehirlerde ise çok sayıda işçiye gereksinim duyulmaktaydı. Bu gelişmeler kentlerin nüfuslarını artırdı sanayi bölgeleri oluştu. Kırsal kesimden gelen ve geçime muhtaç işçiler kentlerdeki sermaye sahipleri tarafından alabildiğince sömürüldüler. 106

Çalışanlar yeterli sosyal güvenceden yoksun olmaları nedeniyle, tehlikelerin ortaya çıkaracağı zara verici sonuçlara karşı koyabilmek için kazançlarından bir kısmını tasarruf etmeye çalışmışlardır. Ancak, yeterli kazanca sahip olamayan bu

103 ŞAKAR, s.17. 104 DEMİRBİLEK, s:23. 105 DEMİRBİLEK, s.24. 106 ŞAKAR, s.19.

işçilerin bireysel çabaları yetersiz kalmıştır. Bu gelişmeler ile birlikte Almanya Bismark dönemine ilk kez modern sosyal güvenlik önlemlerine başvurmuştur 1870’lere gelindiğinde Almanya endüstri toplumuna dönüşmüş ve yoksulluğun artması karşısında ülkede sosyalist hareketler güçlenmiştir.1872 yılında “Sosyal Politika Birliği” kurulmuştur. 1883 yılından başlayarak sosyal sigorta kanunları çıkarılmaya başlanmıştır. Birinci dünya savaşından sonra ise sosyal güvenlik alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır.1935 yılında ABD de yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik kanunu, ilkeleriyle modern sosyal güvenlik politikalarının öncülüğünü yapmıştır. 1942 yılında İngiltere de hazırlanan Beverigde raporu da hastalık, işsizlik ve yoksullukla mücadelesi zaruri olan temel sosyal sorunlar olarak tanımlamış ve mevcut sosyal güvenlik önlemlerinin herkesi kapsaması gerektiğini vurgulamıştır.107

3-İkinci Dünya Savaşı Sonrası

Ülkelerin çoğu sosyal güvenlik sistemlerini İkinci Dünya Savaşından sonra kurmuşlardır. Bu dönemde İngiliz sosyal güvenlik sisteminin yeniden kuruluşunda önemli yeri olan Beveridge Raporu’nun büyük etkisi olmuştur.108

Beveridge, anılan Raporda, “yoksulluğun çağdaş bir toplumun yüz karası “ olduğunu vurgulayarak, geniş kapsamlı bir sosyal güvenlik sistemi ile toplumun yoksulluk sorununu çözümleyebileceğini ifade etmiş ve sistemin yaslanacağı temel ilkeleri belirlemiştir. Bu dönemde gelişmiş ülkelerde refah devleti ; gelişmekte olan ülkelerde sosyal devlet anlayışının en önemli göstergesi sosyal güvenlik olarak görülmüş ve pek çok ülke anayasasında sosyal güvenlik bir hak olarak yer almıştır.109

4-1970 Yılı Sonrası ve Güncel Gelişmeler

20. yüzyılın son çeyreğinde, sosyal güvenlik sistemleri kriz içine girmiştir. 1970’li yıllara kadar istikrarlı bir ekonomik büyüme ile desteklenen sistemler, bu tarihten sonra bütün dünyada bir duraklama ve gerileme dönemi yaşamaya

107 DEMİRBİLEK, s.24. 108 ŞAKAR, s.22. 109 DEMİRBİLEK, s.26

başlamıştır. Sosyal güvenlik alanında yaşanan krizin nedenleri her ülkede aynı değildir. 1973’ten sonra petrol fiyatlarındaki hızlı yükseliş, yatırımların azalması ve ekonomik büyümedeki yavaşlama sonucu işsizliğin gelişmiş ülkelerde ciddi oranlara ulaşması ekonomik verileri olumsuz yönde etkilemiştir. Ekonomik yapıda başlayan bozulma sosyal güvenlik sistemleri üzerinde olumsuz bir etki yaratmıştır. Ülkemiz sosyal güvenlik sistemi de ciddi bir kriz yaşamakta, bir çıkmaza doğru sürüklenmektedir. Bunda yüksek oranlı işsizliğin yanı sıra, ekonomik faaliyetlerin önemli bir kısmının kayıt dışında işlemesi ve istikrarlı bir ekonomik yapının olmayışı gibi faktörlerin etkisi ön plana çıkmaktadır.110

1980’li yılların başından itibaren pek çok gelişmiş ülke ekonomisinde sosyal güvenlik harcamalarının önemli rol oynamaya başladığı gözlenmektedir. Sosyal harcamalarının ulusal gelir içindeki oranı artarak en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Son yıllarda ise sosyal harcamaların sabit kaldığı veya düşüş eğiliminde olduğu gözlenmektedir. 1960’lı yılların başında sosyal güvelik harcamalarının ulusal gelir içindeki oranı OECD ülkelerinde yüzde 3 ile yüzde 12 arasında değişirken, 1970’li yılların sonuna doğru bu oran yüzde 7 ile yüzde 23 arasında değişen düzeylere yükselmektedir. Günümüzde ise, bu oran yüzde 25 ile yüzde 35 arasında değişmektedir.111

Ekonomik güçlükler, sosyal güvenlik harcamalarında aşırı büyüme, işgücü piyasasında değişimler ile yapısal bir sorun haline gelen sürekli işsizlik, öte yandan Batı ülkelerinde demografik yapıda ve aile yapısında ortaya çıkan değişmeler gibi çeşitli faktörler sosyal güvenlik sistemlerinin gözden geçirilerek yeniden yapılandırılması ihtiyacını gündeme getirmiştir. Bunda, küreselleşme sürecinin etkileri de bulunmaktadır.112

110 DEMİRBİLEK, s.28-29.

111 Hasan Ejder TEMİZ, Küreselleşmenin Sosyal Boyutları ve Türkiye Açısından Etkileri. İzmir, 2004, s. 150.

Benzer Belgeler