• Sonuç bulunamadı

I DÜNYA SAVAŞINDA ALDIĞI GÖREVLER

Enver Paşa’nın Mirlivalığa (Tuğgeneral) terfi etmesiyle beraber Harbiye Nezaretinin teşkilatında değişiklikler yapılır. Bu değişiklikler kapsamında kısmen, eski Piyade Dairesinin işlerini yapacak olan Harbiye Dairesi Ordu Şubesi Ahz-ı Asker ( Askere Alma) kısmına 11 Şubat 1914’te atanan Behiç Bey bu tayinden hiç de memnun olmamıştır 88. Görev safahatında Alay Komutanlıkları, Demiryolu Askeri Komiserliği bulunan Behiç Bey bu tayinden dolayı daha önceden tanımadığı fakat Harbiye Nezaretinde nazırdan sonra gelen ikinci adam olması hasebiyle, Mahmut Kamil Paşa ile görüşerek herhangi bir alay komutanlığına tayinini istemiştir. Fakat Paşanın; “Şimdiki tayinleri kabul etmeyenler, derhal tekaüde ( emekliye) sevk olunur, biraz sabretmenizi tavsiye ederim” sözleri üzerine bu isteğinden vazgeçmiştir89. Fakat yine de bu tayinin sebebini, seferberlikten önce bir yolculuk esnasında Enver Paşa ile yaptığı münakaşanın sonucu olduğunu düşünmektedir.

Ahz-ı Asker Kısmı’nda görevli bulunduğu dönemin başlarında, Askerlik kanununda (Mükellefiyet-i Askeriye Kanunu) yapılan değişiklikler 12 Mayıs 1914 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu değişikliklere göre asker alma yaşı 21 olarak belirlenmiş ve “Muinsizlik”90 kaldırılmıştır. Balkan Savaşında askerlik sırası gelmeyen 20 yaşındaki gençlerin dahi silâhaltına alınmasıyla, 1914 senesinde terhis olacak erlerin yerine asker bulunamamış, bu duruma çözüm olarak da; 21 yaş yerine 20 yaşını dolduranların askere alınması yönünde kanunda değişiklik yapılmıştır. Diğer bir değişiklik ise, eski kanunun tanıdığı birçok imtiyazların kaldırılmasıyla askerlik mükellefiyetini çok geniş tutmuş, yeni kanunla askerlik yaşına gelenlerden % 35’i yerine %95’i askere alınmıştır91. Bu düzenlemelerle birlikte “Bedel-i Nakdi Kanunu” da kaldırılmıştır92. Kanunun hazırlanışı esnasında nezaretlerin konuya

87

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.65.

88

TİTE A., K: 190, B: 1-2.

89

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.71-73.

90

Muinsiz; askerde iken ailesine bakacak kimsesi olmayan demektir. Osmanlı’da o hane askerlikten muaf tutulur, savaş yıllarında çoğu redif taburlarında görevlendirilirdi.

91

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.74-77. Mükellefiyet-i Askeriye Kanunu- 12 Mayıs 1914 için Bkz.: TİTE A., K: 159, B: 28.

92

gereken hassasiyeti göstermemeleri sonucu, seferberlik ilanında birçok karışıklık olmuş, bunun üzerine kanunda düzeltmeler yapılmıştır.

14 Haziran 1914 senesinde, Enver Paşa’nın Almanlar ile birlikte orduyu yeniden teşkilatlandırmasının sonucu olarak, Ordu Şubesi; bütçe ve seferberlik kısımlarının bir araya getirilmesiyle Ordu Dairesi şeklini almıştır. Başkanlığına Alman Yarbay Kannengisser tayin edilmiştir. Ahz-ı Asker Kısmını ismi, İkmal

Şubesi olarak değiştirilmiş, Behiç Bey’de bu şubenin başına müdür yardımcısı olarak atanmıştır.

Ordu Dairesinin altında İkmal Şubesi ile beraber Ordu Şubesi de teşkilatlandırılmış, başına da Alman Yarbay Von Kress getirilmiştir. Bu şubenin görevi, harekât, eğitim, lojistik konularında koordineyi sağlamak ve Genel Kurmay’ın sulh zamanında diğer işlerini yapmaktır.

1914 yılının Ekim ayında, Ordu Dairesine, olası bir savaşta Marmara Bölgesi ve İstanbul’un savunulması için, seferberlik planı hazırlanması görevi verilir. Ordu

Şubesi tarafından yapılan planı Behiç Bey’e göstererek onun fikrini soran Kannengisser Paşa; “Balkan Harbi’nde aldığımız derslere göre, değil erler, koskoca taburlar bile şurada burada unutuldu; böyle bir seferberliğin bizim memlekette tatbik kabiliyeti yoktur” cevabını alması üzerine Behiç Bey’e hak vererek seferberlik planının hazırlanması görevini Behiç Bey’e vermiştir93.

Behiç Bey derhal verilen emri yerine getirerek bir seferberlik planı hazırlamıştır. Bu planda birlikleri nasıl Bandırma- Soma demiryolu üzerinden belli yerlere, İstanbul-Uzunköprü demiryolundan da diğer bir istikamete taşınabileceğini, gereken yerlerde özellikle mühimmat ve erzakın nasıl kağnı arabası, at, eşeklerle taşınabileceğini dahi detaylı bir şekilde planlayarak, hazırladığı planla Çanakkale zaferinin seyrinde hayati önem taşımıştır94.

Behiç Bey Ordu Dairesi İkmal Şubesi Müdür Muavini görevinde bulunduğu esnada, seferberlik ilanından sonra askeri yükümlülüklerle ilgili yayınlanan kanunlar ve bunların açıklamalarını ihtiva eden “Mükellefiyet-i Askeriye Kanun Muvakkatenin İzahı” adlı bir kitap yazmıştır95.

93

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.82-83.

94

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.118-120.

95

Behiç Bey 7 sene Binbaşı rütbesiyle görev yaptıktan sonra 29 Ekim 1914 yılında Kaymakamlık(Yarbay) rütbesine terfi etmiştir. Yarbaylığa terfi eden Behiç Bey’in Çanakkale Savaşından önce Kırıkkale’de bulunan 5’inci Fırka Komutanlığına tayini gündeme gelmiş, fakat Ordu Dairesi Başkanı Kannengisser Paşa’nın Behiç Bey’e olan ihtiyacı nedeniyle bu görevlendirilme gerçekleşmemiştir.

1915 yılının Nisan ayında Ordu Dairesi Başkanı Kannengisser Paşa’nın Çanakkale Cephesine gönderilmesi üzerine, düşüncelerine çok değer verdiği Behiç Bey Ordu Dairesi Başkan Vekilliğine getirilmiş ve bu görevi 1916 yılının Aralık ayına kadar devam ettirmiştir96.

Kannengisser Paşa’nın Tuğgeneral olarak Gelibolu’dan dönmesiyle beraber, kadrosu olmamasına rağmen Behiç Bey onurlandırılarak 10 Şubat 1916 tarihinde Ordu Dairesi Başkan Yardımcılığına atanmıştır97.

I. Dünya Savaşı boyunca Behiç Bey; 13 Ağustos 1915’te 1’inci Ordu Komutanı ve Sultan Reşat’ın yaveri olarak gönderilen Mareşal Von der Goltz’dan Alman ikinci rütbe Croix de Fer (Demir Haç) Madalyasını almıştır98. 21 Eylül 1915’te Harp Madalyası ile beraber Kılıçlı Gümüş Liyakat Madalyasını, 26 Haziran 1916’da Kılıçlı Gümüş İmtiyaz Harp Madalyasını, 15 Ekim 1916’da harp alametli üçüncü rütbe Avusturya Askeri Liyakat Madalyasını ve 23 Kasım 1916’da üçüncü rütbe Bavyera Kraliyeti Askeri Liyakat Madalyasını almıştır. Kıdemine 1 yıl 9 ay ilave edilerek 13 Mart 1917 tarihinden geçerli olmak üzere, Miralaylığa (Albaylığa) terfi etmiştir99.

Çanakkale Savaşı’nda cepheye asker sevkiyatının kesintisiz ve kusursuz yapılmasını sağlayarak savaşın kazanılmasında büyük rolü olan Behiç Bey’e bu başarısının mükâfatı olarak 3 Ağustos 1917’de Mareşal Liman Von Sanders tarafından Alman Devleti’nin en büyük nişanlarından biri olan ikinci rütbeden Cronne (Taç) De Prusse Nişanı ile ödüllendirilmiştir100. Alman Devletinden aldığı bu madalyalar II. Dünya Savaşı esnasında büyükelçilik görevindeyken Osmanlı vatandaşı Yahudileri kurtarma girişimlerinde çok işine yaramıştır.

96

TİTE A., K: 190, B: 1-2; Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.77-80.

97

TİTE A., K: 190, B: 1-3; Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.80-82.

98

TİTE A., K: 190, B: 1-15; Oğuz Aytepe, a.g.m., s.231.

99

Aldığı madalyaların beratlarını ve belgelerini yazıldığı sırayla bulmak için Bkz.: TİTE A., K: 190, B: 1-18; TİTE A., K: 190, B: 1-19; TİTE A., K: 190, B: 1-120; TİTE A., K: 190, B: 1-121; TİTE A., K: 190, B: 1-3.

100

Ayrıca, 6 Ocak 1917’de üçüncü rütbeden Mecidi Nişanını, 5 Mart 1917’de Harp Madalyasını, 23 Eylül 1917’de üçüncü rütbeden Kılıçlı Osmanlı Nişanını, 19 Kasım 1917’de üçüncü rütbeden harp alametli Avusturya Demir Haç Nişanını, almıştır. 21 Mart 1918’de, 6 ay sefer kıdem terfisi, 29 Mart 1918’de birinci rütbeden Alman Demir Haç Nişanını, Nisan 1918’de Altın Donanma Madalyasını, 30 Aralık 1918’de Hilalıahmer Madalyasını ve 20 Mayıs 1918’de üçüncü rütbeden Avusturya- Macaristan Leopold Nişanını almıştır101.

I. Dünya Savaşının sonlarına doğru, Behiç Bey Azerbaycan’da düzenli bir askeri teşkilat kurulması için bir çalışma yapmıştır. Azerbaycan’da ordu, polis, jandarma teşkilatının kurulmasıyla ilgili teşkil edilen heyette çalışmasından ötürü Enver Paşa tarafından Behiç Bey de görevlendirilmiş ve Azerbaycan Jandarmasının kurulması için 26 Ekim 1917 tarihinde bir Jandarma Kararnamenin hazırlanmasıyla Jandarma teşkilatının ve Azerbaycan Ordusunun kuruluş süreci başlamıştır102.

Bu kararname hiç değişime uğramaksızın Azerbaycan Hükümeti Başkanı Fethali Han Hoyski ve Harbiye Nezareti işleri Başvekili İsmail Han Zeyyad Hanuf tarafından da 03 Ağustos 1918’de kabul edilerek yürürlüğe konmuş ve genel ilke, görev ve yetki bakımından günümüz Azerbaycan Jandarma mevzuatı bu kararname paralelinde oluşturulmuştur103.

Çalışmalar yalnız yasa yapılmasıyla kalmamış, aynı zamanda teşkilatlanma da Jandarma subayları tarafından yapılmıştır. Deneyimli subaylar Azerbaycan Jandarma Teşkilatını kurmak amacıyla; Enver Paşa’nın Kardeşi Yarbay Nuri Bey’in komuta ettiği “Kafkas İslam Ordusu”na atanmıştır. Bu ordunun kurulmasındaki amaç, Bakü’yü Lenin tarafından atanan Ermeni Komiseri Şaumyan’ın başında bulunduğu Kızıl İdare’den kurtararak şehri Azerbaycan Türklerine teslim etmektir104.

3’üncü Ordu Komutanlığında görevli subaylar tarafından İslam Ordusuna bağlı olarak kurulan Azerbaycan Jandarma Alay Komutanlığı teşkilatlanmasını 15 Eylül 1918’de tamamlamış, Bakü’nün alınmasında büyük yararlılıklar göstermiş ve karargâhı bu tarihten sonra Bakü’ye alınmıştır105.

101

Aldığı madalyaların beratlarını ve belgelerini yazıldığı sırayla bulmak için Bkz.: TİTE A., K: 190, B: 1-37; TİTE A., K: 190, B: 1-31; TİTE A., K: 190, B: 1-35; TİTE A., K: 190, B: 1-39; TİTE A., K: 190, B: 1-42; TİTE A., K: 190, B: 1-43; TİTE A., K: 190, B: 1-44; TİTE A., K: 190, B: 1-95; TİTE A., K: 190, B: 1-46.

102

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.141.

103

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.144.

104

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.141-144.

105

19 Temmuz 1918’de Azerbaycan hükümeti nezdinde askeri polis ve jandarma teşkilatlarını kurmak için Gence’ye hareket eden Behiç Bey ateşkes antlaşması ve

İslam Ordusu’na Müşavir olarak tayin edileceği ile ilgili çıkan söylentiler sebebi ile

İstanbul’daki işlerini bahane ederek 28 Ağustos 1918 günü İstanbul’a dönmüştür106. Ertesi gün Enver Paşa’nın yanına giderek Azerbaycan’da yaptıkları ile ilgili rapor vermiş tayini ile ilgili söylentilerin gerçek olmadığını anlamıştır107.

Behiç Bey, döndükten sonra Ordu Dairesi Başkan Vekilliği görevine devam etmiş bu görevde bulunduğu sırada, Müsteşarlık seviyesine çıkartılan Ordu Dairesi Başkanlığına, 1’inci Kolordu Ahz-ı Asker Başkanı Hilmi Paşa 30 Ocak 1919 tarihinde tayin edilmiştir108. Bunun üzerine Hilmi Paşa’nın yaverliğinde çalışmak istemeyen Behiç Bey, istifa etmiştir. İstifası kabul edilmeyen Behiç Bey’e, Harbiye Nazırı Yaver Paşa’nın isteği doğrultusunda, toplamda yedi ay izin verilmiş, bu süre zarfında kadro harici açıkta kalmıştır109.

Ferik Cevat Paşa’nın Genelkurmay Başkanlığı görevine getirilmesiyle Behiç Bey’den İkinci Başkanlık yapması istenmiş fakat Harbiye Nazırı olan Mersinli Cemal Paşa dedikodu olur diye bunu kabul etmemiştir110. 26 Aralık 1919 tarihinde Cevat Paşa’nın ısrarı üzerine Genelkurmay Başkanlığı Teşkilat ve Bütçe Komisyon Başkanlığına tayin edilmiştir.111

Mütarekeden sonra İaşe Nazırlığı görevinin çok cazip bir maaşla teklif edilmesine, maddi durumunun çok kötü olmasına ve iki atını satmasına rağmen kabul etmemiştir112. 24 Nisan 1920 tarihinde, İngilizlerin etkisi ve isteğiyle Damat Ferit Paşa Hükümeti tarafından tutuklama emrinin çıkarıldığını, eski Merkez Komutanı Muavini Şerif ve Mülazım İsmail Hakkı Bey’den haber almış ve bir süre gizlenmiştir113. 7 Haziran 1920’de Selimiye Kışlası’nda toplanan harp esirlerini Mudanya’ya götürecek olan Hilal vapuru ile Mudanya’ya geçerek Anadolu’ya geçmeyi başarmıştır114.

106

TİTE A., K: 190, B: 1-3.

107

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.154-155.

108

Dilaver Dinç, a.g.t., s. 25; Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.154-155.

109

TİTE A., K: 190, B: 1-2; Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.154-155.

110

Dilaver Dinç, a.g.t., s. 26.

111

Dilaver Dinç, a.g.t., s. 26.

112

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.154-156; Dilaver Dinç, a.g.t., s. 26.

113

TİTE A., K: 190, B: 1-2; Dilaver Dinç, a.g.t., s. 26.

114

Mudanya’ya geçmeden önce İstanbul’da bulunduğu dönemde 13 Kasım 1918’de Yıldırım Orduları Komutanlığından dönen Mustafa Kemal Paşa ile Selanik’te olduğu gibi memleketin kurtulması için gereken çareleri düşünerek mütalaalar yapmışlar ve Şişli’de yine Selanik’te olduğu gibi komşuluk etmişlerdir.115

115

İKİNCİ BÖLÜM

BEHİÇ BEY’İN MİLLİ MÜCADELEYE KATILIŞI VE ANADOLU-BAĞDAT

DEMİRYOLLARI UMUM MÜDÜRLÜĞÜ

1. BEHİÇ BEY’İN ANKARA’DA MİLLİ MÜCADELEYE KATILIŞI

Birinci Dünya Savaşı’nda zamanın en güçlü orduları ve donanmalarıyla Çanakkale Boğazından geçmek isteyen İngiliz ve Fransız kuvvetlerini kahramanca savunmalarıyla geri çekilmek zorunda bırakan Türkler, beraber savaşa girdikleri ülkelerin yenilmesi sonucu 9 Ekim 1918’de Mondoros Mütarekesini imzalamak zorunda kalmışlardır. Mütarekeden yedi ay sonra İngilizlerin de onayı ile Yunanlılar 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkmış ve Anadolu’ya doğru işgale başlamışlardır.

Bu arada 19 Mayıs 1919’da 9’uncu Ordu Müfettişliği göreviyle Anadolu’ya geçen Mustafa Kemal Paşa asıl amacını Amasya, Erzurum ve Sivas’ta ulusuna ve tüm dünyaya duyurmuştur. Amaçlarını gerçekleştirmesinde ilk adımlardan biri olan Heyeti Temsiliye’nin kurulması ve Ankara’ya taşınmasından kısa bir süre sonra

İstanbul 16 Mart 1920’de I. Dünya Savaşında galip gelen devletler tarafından işgale başlanmıştır.

İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgalinden kısa bir süre sonra 22 Nisan 1920’de, Damat Ferit, İngiliz Yüksek Komiserliğine, tutuklayıp Malta’ya sürülmelerini istediği kişilere ilişkin bir liste verir. Listede Kurtuluş Savaşının en önemli ve kahraman komutanları yer almaktadır. Listede adı geçenler ise: “Mustafa Kemal, Behiç Erkin, Kazım Karabekir, İsmet İnönü, Kazım İnanç, Ali Fuat Cebesoy, Yakup Şevki Subaşı, Cafer Tayyar Eğilmez, İsmail Fazıl …” dır116.

24 Nisan 1920’de Harbiye Nezareti Meydanında, Mülazım (Üsteğmen rütbesi) İsmail Bey (Fanti namı ile tanınan Albay İsmail Bey), hakkında tutuklama kararının verildiğini ve tertip alması konusunda Behiç Bey’i uyarmış, akabinde aynı

116

Turgut Özakman; Vahdettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele: Yalanlar Yanlışlar ve Yutturmacalar, Bilgi Yayınevi, Ankara 2007, s.346.

gece Behiç Bey’in evi İşgalci Kuvvetler tarafından saat 23.00’da aranarak, eve giriş çıkışlar kontrol altına alınmıştır117.

Behiç Bey hastalığı sebebiyle Anadolu’ya geçemediği bu dönemde Mustafa Kemal’in istekleri doğrultusunda, Albay Hasan Bey, Yüzbaşı Kemal Karakaya, Yüzbaşı Mehmed Ali Kunt ve Yüzbaşı Abdullah Kunt vasıtası ile Anadolu’ya insan ve silah kaçırılmasını temin etmeye çalışmış, İngiliz kuvvetleri tarafından İstanbul’da arandığı dönemde on bir ev değiştirerek gizlenmeyi başarmıştır118.

Üstlendiği görevden dolayı, Damat Ferit tarafından İngilizlere verilmek üzere hazırlanan, görüldüğü yerde idam edilmesi emredilenler listesinde yer alan Behiç Bey, 7 Haziran 1920’de Selimiye Kışlası’nda toplanan harp esirlerini Mudanya’ya götürecek olan Hilal adlı vapur ile Anadolu’ya geçmeyi başarmıştır119.

1.1. MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN BEHİÇ BEY’İ ANKARA’YA DAVETİ Miralay Behiç Bey, Hilal adlı vapurla milli kuvvetlere katılmak üzere Mudanya üzerinden Bursa’ya geçer. Bursa İstasyonunda Behiç Bey’i Albay Bekir Sami Bey ve Kazım Paşa (İnanç) karşılamışlardır120. Bursa’ya gelişinin ertesi günü Genelkurmay Başkanı İsmet Bey’den (İnönü) Anadolu’ya geçişinden dolayı memnuniyetlerini ifade eden ve Mustafa Kemal Paşa’nın hemen Ankara’ya gelmesini istediğini belirtir bir telgraf alır121.

Sağlık nedeniyle 2 Temmuz’a kadar Bursa’da kalan Behiç Bey, 4 Temmuz sabahı aç ve uykusuz olarak Eskişehir’e varmıştır122.

5 Temmuz sabahı Eskişehir’den yola çıkan Behiç Bey saat 16.30’da Ankara’ya vardığı tren yolculuğunda, Nafıa Vekili İsmail Fazıl Paşa (Ali Fuat Cebesoy’un babası) tarafından bir açıklama yapılmadan demiryolunda çalışma teklifi almış ve bu soruya hayır cevabını vermiştir123.

117

TİTE A., K: 190, B: 1-2; Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.173.

118

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.174.

119

TİTE A., K: 190, B: 2-224.

120

Emir Kıvırcık, Cepheye Giden Yol, s.174.

121

TİTE A., K: 190, G:2, B: 2-224; Söz konusu telgraf için Bkz.: EK-3.

122

TİTE. A., K: 190, B: 1-2; Dilaver Dinç, a.g.t., s. 26.

123

1.2. ANADOLU DEMİRYOLLARI İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ TEKLİFİ

Behiç Bey 6 Temmuz 1920’de Mustafa Kemal Paşa’yı ve İsmet Bey’i Ankara’da Ziraat Mektebinde, yine aynı gün Fevzi Paşa’yı da Milli Müdafaa Vekâleti’nde (Milli Savunma Bakanlığı) ziyaret etmiştir. Bu ziyaretler esnasında Genelkurmay Başkanı İsmet Bey, Behiç Bey’e Genelkurmay İkinci Başkanlığını teklif etmiştir124.

Karar vermek için düşündüğü esnada 10 Temmuz 1920’de Nafıa Vekili

İsmail Fazıl Paşa’yı ziyaretleri sırasında, İsmail Fazıl Paşa’dan Anadolu Demiryolları Genel Müdürlüğü teklifini alır125.

Bu iki tekliften birini seçmek zor olduğundan, Behiç Bey, durumdan bilgisi olan Mustafa Kemal Paşa’nın fikrini almıştır126.

Mustafa Kemal Paşa’nın “Behiç Bey ben cephede ne yapılacağını biliyorum, siz de cephelere nasıl asker, mühimmat ve erzak sevkiyatı yapılacağını biliyorsunuz. Demiryolu en kıymetli sevkiyat silahımızdır. Siz cephelere askerimizi getirmekte muvaffak olun ki, ben de cephelerde muvaffak olayım. Demiryolları çok mühimdir, onu kabul et” sözleri üzerine, kendi eğilimlerini de karşılayan bu fikir üzerine Behiç Bey, Anadolu Şimendiferleri İşletme Müdürlüğünü hattı inceledikten sonra kesin karar vermek üzere, geçici kaydıyla ve işine mümkün olduğu kadar karışılmaması

şartıyla kabul etmiştir127.

Behiç Bey 11 Temmuz 1920 tarihinde Anadolu Şimendiferleri İşletme Müdürlüğüne tayin edilmiş, 5000 kuruş maaşla işe başlamıştır128.

Benzer Belgeler