• Sonuç bulunamadı

2.2. Para Politikası ile Ġlgili DeğiĢkenlerin DıĢ Ticarete Etkisi

2.2.2. Döviz Kuru-DıĢ Ticaret ĠliĢkisi

Döviz kuru ile dıĢ ticaret arasındaki iliĢki bazı varsayımlara dayanmaktadır. Bu varsayımlardan biri yurtiçinde üretilen malların göreli fiyatlardaki azalma ticaret dengesi üzerinde iyileĢtirici bir etkide bulunmaktadır. Tersi bir durum ile karĢılaĢmak da mümkün olmaktadır. Ġthal mallarının fiyatlarında artıĢ olması sonucunda ithal talebi düĢmemektedir. Bu durumda da ithalat harcamasında azalma beklenirken artıĢ görülebilmektedir. Ġhracatta da böyle bir durum söz konusu olabilmektedir. Ġhracat mallarının fiyatlarında düĢüĢ yaĢanması durumunda eğer ihracat talebinde bir artıĢ olmazsa ihracat gelirleri artmamaktadır (Erçevik, 2011: 42). Döviz kurunun dıĢ ticaret ile etkileĢimi aĢağıdaki tablo ile özetlenmektedir.

ġekil 2.3: Döviz Kuru-DıĢ Ticaret ĠliĢkisi Gösterimi

Kaynak: Uslu, 2018: 312.

Döviz kurundaki değiĢimlerin dıĢ ticaret üzerindeki etkisi kapsamlı bir biçimde ifade edilmektedir. Döviz kurundaki değer kaybı yada devalüasyon ticaret dengesini önemli oranlarda etkilediği kabul edilmektedir. Ulusal para biriminde devalüasyon olması ile beraber ülkenin ihracatı artar, ithalat azalır ve bu iki sonucun ortak etkileĢiminin bir sonucu olarak dıĢ ticaret dengesi artar. Ġktisat literatüründe bu konu ile ilgili çeĢitli yaklaĢımlar bulunmaktadır. Elastikiyet ve absorption yaklaĢımı olarak iki temel yaklaĢım ele alınacaktır.

Döviz Kuru Yükselirse

Ġhracat Artar. Ġthalat Azalır.

Net Ticaret Artar.

45

2.2.2.1. Elastikiyet YaklaĢımı

Döviz kuru ve dıĢ ticaret dengesindeki elastikiyet yaklaĢımı Marshall-Lerner koĢulu ve J eğrisi ile açıklanmaktadır.

2.2.2.1.1. Marshall-Lerner KoĢulu

DıĢ ticarete konu olan malların arz elastikiyetlerinin sonsuz olduğu varsayıldığında, bir ülkenin ticari partnerine olan ithalat talebi ile ticari partnerlerinin söz konusu ithalat taleplerinin reel döviz kuru esneklikleri 1‘den küçükse ulusal paranın değer kaybı dıĢ ticaret dengesini negatif, büyükse pozitif yönde etkilemektedir, bire eĢit ise etkilememektedir. Ulusal paranın değer kazanması durumunda ise dıĢ ticaret dengesi negatif yönde, küçükse pozitif yönde etkilemektedir (Yamak ve Korkmaz, 2015: 17).

Esneklik yaklaĢımı, ihracat ve ithalat piyasasında kısmi denge yaklaĢımına dayanmaktadır. Devalüasyonun her bir ülkenin toplam talep esnekliğinin altında olması ve ortalama olarak yarıdan daha fazla olması Ģartıyla denge içinde dıĢ ticaret dengesine olumsuz bir etkide bulunabileceğini ifade eden ilk iktisatçı Marshall (1923) olmuĢtur. Bu önerme daha sonra Lerner (1944) tarafından tekrar ifade edilmiĢ ve iktisat literatüründe Marshall-Lerner koĢulu olarak yer almıĢtır (Moosa ve Bhatti, 2010: 108).

Marshall-Lerner Ģartı aĢağıdaki denklem yardımı ile gösterilmektedir:

Yerel para birimindeki değer düĢüklüğü ihracat esnekliği ile bu ülkenin ithalat esnekliğinin toplamı birden büyük olmak Ģartı ile ülkenin ticaret dengesinde iyileĢmeye yol açmaktadır. Ġhracat esnekliği ile bu ülkenin ithalat esnekliği toplamının birden az olması durumunda, yerel para biriminin ticaret dengesi bozulmaktadır (Wang, 2009: 111).

Döviz amortismanı ticaret dengesi üzerinde hacim ve fiyat etkisi olmak üzere iki farklı etkide bulunmaktadır. Fiyat etkisinde ihracat döviz cinsinden daha ucuz olmaktadır. Hacim etkisinde ise ihracatın daha ucuz hale gelerek, artan hacimli ihracatı teĢvik etmesine ve ithalatın daha pahalı gelmesine yol açmaktadır. Hacim etkisi açık bir Ģekilde cari dengenin geliĢtirilmesine katkıda bulunmaktadır. Marshall-Lerner koĢulunun uzun vadede kalması, kısa vadede yerine getirilememe olasılığı nedeniyle J eğrisi ortaya çıkmıĢtır (Pilbeam, 2006: 55- 58).

46

2.2.2.1.2. J Eğrisi

J eğrisi hipotezi, devalüasyonun bir sonucu olarak, net ihracatın daha da kötüleĢeceğini ve bir süre sonra da iyileĢmeye baĢlayacağını öngörmektedir. Bu model esas olarak akıĢların devalüasyona gecikmeli tepkisinden kaynaklanmaktadır (Yazıcı, 2006: 320). Ulusal paranın uğradığı değer kaybı veya devalüe edilmesini izleyen süreçte, net ihracatın birkaç ay içinde kötüleĢmektedir. Bu görüĢ J eğrisi olarak bilinmektedir (Tunç, 2014: 249).

J eğrisi aĢağıdaki Ģekil yardımı ile gösterilmektedir.

ġekil 2.4: J Eğrisi

Kaynak: Seyidoğlu, 2015: 491

Devalüasyonun etkisi ithalat ya da ihracatı hemen değiĢtirmez. Ancak zamanla hem ihracat hem de ithalat artar. DıĢ ticaret açığı azalır. Sonunda (Marshall-Lerner koĢulu sağlanmıĢsa) ticaret dengesi baĢlangıçtaki seviyenin üzerinde iyileĢir. Ekonomistler bu ayarlama sürecini J eğrisi olarak adlandırırlar (Blanchard ve Johnson, 2013: 413).

J eğrisi etkisinin varlığı en azından bir yıl veya daha kısa süreliğine önceki sonuçlarımızdan bazılarını değiĢtirmeye zorlamaktadır. Para arzındaki artıĢın cari bir hesapta iyileĢme ve dolayısıyla daha yüksek toplam taleple sonuçlanması biraz zaman alacaktır. GeniĢleyici para politikası gerçekte kısa vadede verimi baskı altına alırsa, iç faiz oranının normalde iç para piyasasını temizlemekten daha uzağa düĢmesi gerekecektir. Buna bağlı olarak döviz kuru dengesi için gereken daha büyük beklenen iç para biriminin değer

J Eğrisi DıĢ Ticaret Bilançosu + 0 - Zaman

47 kazanmasını sağlamak için döviz kuru daha keskin bir Ģekilde artacaktır (Krugman ve Obstfeld, 2003: 464-465).

2.2.2.2. Emme (Massetme) YaklaĢımı

Emme (Massetme) yaklaĢımı, bir devalüasyonun yerel üretim için toplam talebi keskin bir Ģekilde arttıran etkilere sahip olması beklenen gerçeğiyle baĢlamaktadır. Ġhracatın üretimi ve ithal ikameleri, çarpan etkisi sayesinde daha yüksek gelir ve daha fazla tüketim harcamalarına yol açmaktadır. Ġhracat ve ithalatta rekabet eden endüstriler daha karlı hale gelmekte ve bu sektörlerde artan tesis ve teçhizat yatırımını teĢvik etmektedir. Bu geniĢleme özellikle ekonomi devalüasyon zamanında tam istihdama yakın olduğunda ve devalüasyon etkinliğini tahrip eden enflasyon ile sonuçlandığında aĢırı sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Ġhracat ve ithalatta rekabet eden sektörler büyümeye çalıĢtıkça, daha fazla emek ve diğer girdiler için teklif vermektedir. Ekonomi tam istihdama yakın ise ücretler ve diğer faktör fiyatları artmakta, ekonomideki enflasyonist etkiler geçmekte ve devalüasyonun öngörülen etkilerini dengelemektedir (Dunn ve Mutti, 2004: 386).

Esneklik yaklaĢımının ana kusurlarından biri, diğer tüm Ģeylerin eĢit olduğu varsayımına dayanmasıdır. Bununla birlikte, ihracat ve ithalat hacimlerindeki değiĢikliklerin tanımı gereği ulusal gelir için etkileri olacaktır ve bunun sonucu olarak gelir etkilerinin ve devalüasyon etkilerinin daha kapsamlı bir Ģekilde analiz edilmesi gerekmektedir (Pilbeam, 2006: 61). Yaygın Ģekilde ifade edildiği üzere, Y toplam çıktısı toplam harcamalara eĢit olarak yazılır veya

Y=C+I+G+(X-M)

C tüketim, I yatırım, G kamu harcaması, X ihracat ve M ithalat olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca C+I+G=A‘yı toplam gelirin bir parçası olarak iç harcama (iç emilim) ve net ihracatı X-M olarak tanımlayabiliriz. Bu nedenle aĢağıdaki denklemi yeniden yazabiliriz:

Y= A+X-M Ya da Y-A=X-M

Yukarıdaki denklemde, ticaret dengesizliği toplam iç üretim ve iç emilim arasındaki fark olarak ifade edilmektedir. A toplam yurtiçi üretim, Y evde tüketilen üretim miktarını yani

48 emilim A‘yı aĢıyorsa ülke cari bir hesap fazlası vermektedir. Öte yandan eğer emilim yerli üretimi aĢarsa Y-A negatif sonuç vermektedir (Husted ve Melvin, 2013: 318).

Emme (Massetme), döviz amortismanının bir ekonominin ticaret dengesini ancak ulusal çıktıların emmeye bağlı olarak artması durumunda iyileĢtireceğini öngörmektedir. Bu iliĢki demek ki bir ülke toplam üretimini arttırmalı, birleĢmeyi azaltmalı veya ikisinin kombinasyonunu yapmalıdır. Emme (Massetme), ekonominin ticaret dengesini ekonominin geri kalanından farklı olarak gören esneklik yaklaĢımının ötesine geçmektedir. Bunun yerine döviz değerindeki değer kaybı ekonominin kaynaklarını kullanma ve üretim seviyesine bağlı olarak görülmektedir. Ġki yaklaĢım birbirini tamamlayıcı nitelik taĢımaktadır (Carbaugh, 2015: 442).