• Sonuç bulunamadı

3. TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI’NIN

2.2. Döviz Finansmanı

T.C.M.B’.nin hem dahilde hem hariç de yerleşiklere döviz borcu vardır. Harice döviz borçları büyük ölçüde Dresdner Bankası hesabı ile devlet ve kamu için gerçekleştirilen borçlanmadan oluşmaktadır. T.C.M.B.’nin diğer döviz borçları yurt içinde yerleşiklere olan borçlarıdır. Bunlar kamunun ve bankaların döviz mevduatıdır ve T.C.M.B. bu mevduatı döviz olarak ödemek zorundadır.

Türk Lirası Kaynakları

Aktif finansmanında diğer Merkez Bankasının TL yükümlülükleridir. Daha öncede belirtildiği üzere, Merkez Bankası parasını etkilemektedir. Diğer bir ifadeyle, Merkez Bankası parası ya döviz alım satımından yada Türk Lirası işlemlerinden oluşmaktadır. Emisyon ise finansmanda önemli bir kaynaktır ama , tek kaynak değildir.

T.C.M.B.’deki bankacılık kesimi mevduatı önemli bir finansman kaynağıdır. T.C.M.B. bu tür TL yükümlülüklerinin yapısını değiştirerek para politikasını uygulamaktadır. Bu amaçla; “Türk Lirası finansman yapısını değiştirerek, bankaların kredi açabilmek amacıyla ellerinde bulundurdukları kaynakların büyüklüklerini veya maliyetini veya ikisini birden etki altında tutmaya çalışmaktadır.”

“T.C.M.B., Para politikasını vaziyeti aracılığı ile uygulamaya çalışırken çeşitli araçlar kullanmaktadır. İlk olarak, T.C.M.B. bankaların ellerindeki kaynakların kullanımını ve maliyetini etkileyebilmektedir. Bunu da zorunlu karşılık ve disponibilite oranlarını yada tanımlarını değiştirerek yapmaktadır. T.C.M.B., vaziyetini büyütmek istediği zaman mümkün karşılıkları artırır, bu bankaların kredi olarak verebilecekleri kaynakları sınırlar ve artırdığı ölçüde de T.C.M.B.’nin piyasa içindeki payı artar (mono banka olma yoluna gider). Zorunlu karşılık düşürüldüğü ölçüde de bankaların kredi imkanlarında artış olur ve T.C.M.B. iki kademeli bankacılık yoluna gider. Bugün, zaten

pek çok Batı Avrupa ülkesinde zorunlu karşılık oranı ya çok küçük yada sıfırdır. Benzer şekilde T.C.M.B. disponibilite oranlarını değiştirerek de piyasaları etkileyebilmektedir” (Altınkemer, 1990, s.18).

Disponibilite esas itibarı ile likidite demektir. Kavramsal açıdan ise Merkez Bankalarının bankaların disponibilite zorunluluğu getirilmesi, bu çerçevede tutulan varlıkların T.C.M.B. tarafından, T.C.M.B. yükümlülüğüne çevrilmesinin garanti edilmesidir. Yani Merkez Bankası bazı enstrümanları disponible değer olarak kabul ettiğinde, zımnen o enstrümanları “son ödeme merci” olarak satın alma garantisi vermektedir. Bu enstrüman Türkiye’de bankaların sağlığından ziyade, hazineyi borçlandırma mantığı altında gelişmiştir. Sonuçta, T.C.M.B. bu enstrümanlar aracılığı ile bankaların kaynaklarının miktarını değiştirerek piyasaya kredi olarak verilebilir büyüklükleri etkileyebilmektedir. T.C.M.B. bankaların rezervlerini bir taraftan para piyasası işlemleri ile etkileyebilmektedir. Bu işlemleri ile hem banka rezervlerinin kontrolü sağlanabilmekte hem de piyasadaki kısa vadeli faiz oranlarını etkileme imkanı doğmaktadır. “Para politikasının yönlendirilmesinde, açık piyasa işlemlerinin başlaması, ağırlığı giderek, bankaların kullanımları üzerine kurulan kısıtlarla oynamaktan, piyasa mekanizması kuralları içinde farklı alternatif kullanımlarının getirilerinin değişmesi yoluyla bankaların tercihlerinin etkilenmesi niyetine yönelmiştir.” (Ersel, Öztürk, 1992, s.20-35)

“Son para politikası aracı olarak da reeskont uygulamasından söz etmek gerekir. Bankacılık kesiminin kısa vadeli nakit ihtiyacını karşılamak üzere senet (Türk parası üzerinden düzenlenmiş poliçe ve bonolar, hazine kefaletine haiz veya garantisi banka olan senetlerden,vadesine, ticari senetlerde en çok 120 gün sanayi, madeni, tarım senetleri ve esnaf ve sanatkarların senetlerinden vadesine en çok 9 ay kalanlar) karşılığı fon sağlama biçimindeki reeskont uygulamasında faizlerin değiştirilmesi yolu ile para politikasına yardımcı olunabilmektedir” (Serdengeçti, 1997, s.10-19).

3. Vaziyet ve Para Arzı

TCMB

AKTİF PASİF

I-NET DIŞ VARLIKLARIMIZ I-REZERV PARA

II-TOPLAM İÇ KREDİLER 1-Emisyon

III-DİĞER KALEMLER 2-Zorunlu Karşılıklar

IV-TL YÜKÜMLÜLÜKLERİMİZ(III+8) 3-Bankalar Mevduatı V-TOPLAM İÇ

YÜKÜMLÜLÜKLERİMİZ(IV+9) 4-Fon Hesapları

5-Banka Dış Kesimin II-PARASAL TABAN (I+6)

6-Açık Piyasa İşlemleri III-MERKEZ BANKASI PARASI(II+7)

7-Kamu Mevduatı

8-Döviz Olarak Takip Edilen Mevduat

Şimdi biraz daha basitleştirme yaparak ;

-Pasifte yer alan (8) Döviz Olarak Takip Edilen Mevduat ve (9) Bankaların Döviz Mevduatları' m aktifteki Net Dış Varlıklara, işaretlerini değiştirerek, dahil edersek,

-(4) Fon Hesapları, (5) Banka Dışı Kesimin Mevduatı, (6) Açık Piyasa İşlemlerinden Borcumuz ve (7) Kamu Mevduatı'nı, yine işaretlerini değiştirerek, aktifteki Toplam İç Kredilere dahil edersek,

- Aktifteki Toplam İç Krediler'e ayrıca hemen altında yer alan (III) Diğer Kalemler'i dahil edersek,

Varlıklar / Yükümlülükler Tablosu aşağıdaki şekli alır:

TCMB

AKTİF PASİF

1-Net Dış Varlıklar NFAcb 1-Emisyon CI

2-Toplam Net İç 2-Zorunlu Karşılıklar RR

Krediler

Krediler NDCg+b 3-Bankalar Mevduatı ER

Kamu NDCg

Bankalar NCb

Bu basitleştirme sonucunda pasif taraf tamamen parasal taban (MB) vermekte, doğal olarak Bilanço'nun her iki tarafı birbirine eşit olduğuna göre, aktif tarafta yine parasal tabanı vermektedir.

Pasife göre parasal taban TCMB'nin (para organlarının) mevduat bankalarına ve banka harici kesime net parasal yükümlülüğüdür.

Parasal Taban kavramını geliştirmek ve para arzına varmak için bankacılık sisteminin bilançosuna da bakmak gerekir. Burada doğrudan basitleştirilmiş bilanço

kullanılmaktadır.

BANKALAR

AKTİF PASİF

1-Net Dış Varlıklar NFAb 1 - Mevduat D 2 - Kasa VC (Özel ve Tüzel Kişilerin 3 - TCMB'deki Bankalar Nezdindeki

Bankalar Mevduatı ER Mevduatı) Zorunlu Karşılıklar RR

4 - Net İç Krediler NDCp

Görüldüğü gibi aktif tarafındaki Kasa ve T.C.M.B.'deki Bankalar Mevduatı ve Zorunlu Karşılıklar kalemleri Parasal Taban'ın bankacılık sistemi elindeki payını vermektedir.

Her iki bilanço bütünleştirilerek ele alındığında T.C.M.B. ve bankalar için konsolide bilançoya ulaşırız

KONSOLİDE BİLANÇO

AKTİF PASİF 1-Net Dış Varlıklar NFA 1-Dolaşımdaki Para CC NFA = NFAcb + NFAb CC = CI + VC

2-Net İç Krediler NDC 2 – Mevduat D NDC = NDCg + NDCb + NDCp

Bu aşamada zorunlu karşılıklar (RR) ve Bankalar Mevduatı (ER) hem aktif hem de pasifte yer aldıklarından Konsolide Bilanço'da gösterilmemektedir. Kasa ise işareti değiştirilerek, pasif tarafına alınmış ve burada Emisyon'dan çıkarılarak dolaşımdaki para elde edilmiştir. Konsolide Bilanço'dan hareketle para arzına iki yoldan varılabilir:

Para Arzı M = NFA + NDC = CC + D

Böylece hem aktif hem de pasif taraftan hareketle para arzı bulunmuş olmaktadır.

Yukarıda görülen para arzı (M) içinde yer alan halkın bankalardaki mevduatı (D), vadesiz mevduat olarak alınırsa Mİ olarak tanımlanan para arzına ulaşılır:

Mİ = Dolaşımdaki Para + Vadesiz Mevduat Diğer Para Arzı Tanımlarına ise aşağıdaki gibi ulaşılır: M2 = M1 + Vadeli Mevduat + Mevduat

Sertifikası

M2Y = M2 + Döviz Tevdiat Hesapları M3A = M2 + Resmi Mevduat

M3 = M3A + T.C.M.B.'deki Diğer Mevduat

4. Görev ve Yetkileri

Bankanın idari yapısını oluşturan organlar açık bir şekilde belirtilmiştir. Bunlar; Genel Kurul, Başkanlık, Banka Meclisi, Denetleme Kurulu, Denetleme Kurulu, Yönetim Komitesi, Merkez ve Şubeler İskonto Komiteleri ve Şubeler olarak belirlenmiştir.

Genel kurul anonim şirketlerde olduğu gibi pay sahiplerinden oluşmaktadır. Bankanın başkanı aynı zamanda genel kurulun da başkanıdır. Başkan, hem yönetimin hem de karar organının başında bulunmakta ve banka meclisinin önerisi üzerine bakanlar kurulu kararı ile beş yıllık bir süre için atanmaktadır. Başkanın üç yardımcısı olup bunlarda aynı yöntemle atanmaktadırlar.

Banka meclisi, genel kurulca seçilen altı üyeden oluşmaktadır. Böylece genel kurulda oy çokluğu A sınıfı paylarda olduğundan meclisin kompozisyonu hükümetlerin uygun gördüğü kişilerden oluşmakta ve bu meclise de bankanın başkanı başkanlık yapmaktadır. Yasaya göre her yıl meclis üyelerinin bir bölümü yeniden seçilmektedir. Meclis, bankanın en önemli organlarından biri olup, reeskont, İskonto ve faiz oranlarının saptanması, açılacak kredilerin koşullarının belirlenmesi, Türk parasının değerinin belirlenmesi gibi konularda yetki sahibidir.

Denetleme kurulu ise dört üyeden oluşmaktadır.

Görev süreleri iki yıl olan bu üyelerin biri A sınıfı, diğeri D sınıfı, öteki ikisi de B ve C sınıfı pay sahipleri tarafından seçilmektedir.

Bankanın yapısı içinde yer alan öteki organların görev ve yetkileri de yasa ve yönetmelikler tarafından belirlenmiş olup, bunlar başkanların da vereceği görevleri yapmakla yükümlüdürler.

Bankanın temel görevleri değiştirilen şekliyle 3291 sayılı kanuna atıfta bulunularak yeniden düzenlenmiştir. Nihai görev, fiyat istikrarının sağlanması ve ekonomik gelişmeye yardım etmek amacıyla;

a) Para ve kredi politikasını, kalkınma planları ve yılık

programlar göz önünde bulundurularak ekonominin gereklerine göre ve fiyat istikrarını sağlayacak bir tarzda yürütmek;

b) Hükümetle birlikte milli paranın iç ve dış değerini

korumak için gerekli tedbirleri almak; milli paranın hacim ve tedavülünü kanun doğrultusunda düzenlemek.

c) Bankalara kredi verme işlerini bu kanunda belirtilen

esas ve sınırlar içinde belirtmek; para arzını ve ekonominin likiditesini düzenlemek amacıyla açık piyasa işlemleri yapmak;

d) Mevduat vade ve türleri ile müddetlerini ve bunların

yürürlük zamanlarını tayin etmek;milli para ile altın ve yabancı para arasındaki kur değerini hükümetçe belirlenecek esaslar çerçevesinde tayin etmek;ilgili mevzuat ve hükümetçe alınacak kararlar çerçevesinde altın ve döviz rezervlerini, ülkenin ekonomik menfaatlerine uygun şekilde yönetmek;

e) Hükümet içinde alınacak kararlar çerçevesinde

borsada döviz ve kıymetli madenler üzerinde işlem yapmak; T.M.S.F’nu idare ve temsil etmektir.

Banka özellikle,3291 sayılı kanuna göre, hükümetin mali ve ekonomik müşavirlik, piyasa koşullarına göre düzenleme ve ayar tutturma, mali ajanlık ve haznedarlık, fiyat istikrarının sağlanması ve düşük enflasyon hedeflemesinin tutturulabilmesi için gerekli önlemleri alıp uygulamak gibi görevlere haiz olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

5. BAZI ÜLKELERİN MERKEZ BANKALARI BİLANÇOLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Gelişmiş birkaç ülke Merkez Bankası bilançoları ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bilançolarını karşılaştıracağız. Bu karşılaştırmanın amacı, mali sistemler arasındaki farklılığın Merkez Bankalarının bilançoları üzerindeki etkisini görmektir. Ancak herhangi bir andaki bir Merkez Bankası bilançosunun iktisat politikaları ile mali sistemin karşılıklı etkileşimiyle belirlenen bir tarihsel sürecin sonucunda ortaya çıktığı da gözden uzak tutulmamalıdır. Dolayısıyla, görünürdeki benzerliklerden sonuç çıkartmakta çok ihtiyatlı davranılması gerekir. Bu temel noktaya dikkat etmek kaydıyla aşağıdaki sonuçlara varmak olanaklıdır.

a) Türkiye, İsrail ve Almanya Merkez Bankalarında, aktif

toplamın yaklaşık üçte biri dış varlıklardan oluşmaktadır. Bu oran İspanya’da yarıya kadar yükselirken, Yunanistan’da beşte bire, ABD için ise on ikide bire düşmektedir.

b) Kamu’ya açılan kredilerin en yüksek payı aldığı ülke

ABD’dir. Ancak bunun nedeni, kamu menkul kıymetleri portföyünün büyüklüğüdür. Buna karşılık Federal Almanya’da bu rakam ihmal edilebilir büyüklüktedir. Türkiye bu oran açısından örneğe alınan ülkelerinde ortalarında yer almaktadır.

c) Türkiye, İsrail ve Yunanistan Merkez Bankaları, diğer

ülkelerden farklı olarak, önemli ölçüde döviz yükümlülükleri taşımaktadır. Öte yandan alınan bu

örnekte sadece İsrail ve Türkiye Merkez Bankalarının yurt içinde yerleşiklere karşı döviz yükümlülükleri vardır.

d) İsrail, Yunanistan ve Türkiye Merkez Bankaları, diğer

ülkelerin tersine, aktiflerinin ancak küçük bir kısmını Merkez Bankası parası ile finanse etmektedirler.

e) Emisyonun pasif içindeki payı ABD’de %80 ‘i ve

Federal Almanya’da %50’yi aşmasına karşılık, diğer ülkelerde bu oran %40’ın altındadır. İsrail’de %9 dolaylarına kadar düşen bu oran, Türkiye’de %17 dir.

Bu sonuçlardan da görüleceği gibi Merkez Bankalarının iktisat politikasını yönlendirebilmek için hangi araçları kullanacağı yani aktifini nasıl biçimlendireceği ülkeler arasında önemli farklılıklar göstermektedir. Başka bir deyişle, Merkez Bankalarının aktif yapılarına bakılarak genelleme yapmak kolay değildir. Buna karşılık pasif yapılarına bakıldığında mali yapıları gelişmiş ve enflasyonun yüksek olmadığı ülkelerde Merkez Bankası parasının ve onun bir alt kalemi olan emisyon payının yüksek olduğu söylenebilir.

Öte yandan da, Merkez Bankasının yurt içinde yerleşiklere döviz cinsinden borçlanarak faaliyetlerini finanse etmesi Türkiye’ye özgü olmamakla beraber istisnai sayılabilecek bir uygulama olduğu da görülebilmektedir.

6. T.C.M.B. VE A.M.B. UYGULAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI

1.Uygulanan Muhasebe İlkeleri Açısından

Her iki kurumda muhasebenin,

• Süreklilik,

• Tutarlılık,

• Dönemsellik ve tahakkuk esası,

• İhtiyatlılık,

• Özün önceliği,

• Önemlilik,

İlkelerini uygulamaktadır. İki merkezi para otoritesi arasında bu konuda farkların olmaması gerektiğinden bu zaten beklenen bir sonuçtur.

2. Kullanılan Değerleme Yöntemleri Açısından

Değerleme kısaca bir işletmenin bilanço kalemlerinin gerçek değerine getirilmesi işlemidir. Bilanço varlık ve yükümlülüklerinin değerinde oluşan farkın başlıca kaynakları, yabancı para kıymetleri etkileyen döviz kurları, menkul kıymetleri etkileyen faiz oranları ve tüm kıymetlerin ekonomik değerini etkileyen genel fiyat seviyesi değişimleridir. Değerleme uygulamaları bu çerçeve içerisinde aşağıda karşılaştırılmıştır.

Benzer Belgeler