• Sonuç bulunamadı

4. DEFTERİN TRANSKRİPSİYONU VE ÖZETİ 4.1. Metnin Transkripsiyonu

179 / 266

Yevmü'l-Cum‘â, fî 29 Şevvâl

Arab Ahmed'in kethüdâsına verildi, fî 29 Şevvâl.

Hazâ mersûmuna’ş-şerîf el-âlî es-sultânî ve emrüna’s-sâmî el-hakānî, lâ-zâle nâfizen fi’l-meşârık ve’l-meğârib, erselnâhu ile’l-ulemâi ve’ş-şürefâ ve’s-sulehâ ve’l-meşâyih ve a‘yâni’n-nâs, ‘abre tîhi’l-Cezâyir, ve cemî‘i’r-reâyâ ve kâffeti’l-berâyâ semmete, yetedammenu i‘lâmuhum enne medînete’l-Cezâyir ve mâ tâbeahâ, min cümleti memâlikina’l-mahrûsa ve hullasi hulâsati bilâdina’l-mahmiyye, nazaruna’s-sa‘îd es-sultânî ve iltifâtuna’l-verîfe ebeden dâimen ilâ-intizâmihâ ve savni ahâlîhâ, ve aksâ murâdi hazretina’l-celîle ve ğâyetu irâdetina’s-seniyye en-yekûne re‘âyânâ hünâlike fî-eyyâmi devletina’l-âdile emînîne mutmainnîne münşerihîne ferihîne, âminîne ‘alâ-enfüsihim, mazbûtîne fî-cemî‘i ahvâlihim, süğûruhum mesdûdetun bi-seddin sedîdin, ve kılâ‘uhum masûnetun bi’l-emni ve’l-emâni, ve ef’idetuhum ve elsinetuhum ratbetun bi’d-duâi’s-sâlih li-devâmi devletina’l-fâika medde’d-dühûr ve’l-ezmân, ve ‘an-zâlike’ş-şân kallednâ umûre tilke’l-memâliki’l-mahmiyye ve ulâike’l-ekālîmi’l-mahrûsa, kallednâ umûre tilke’l-memâliki’l-mahrûsa memlûke hazretine’l-‘aliyye, emîre’l-ümerâi’l-kirâm Ahmed, dâme ikbâluhu, li-faratı şehâmetihi ve salâbetihi ve kemâli azmihi ve şecâatihi ve hüsni tedbîrihi ve kiyâsetihi, fevvadnâ ileyhi zabta tilke’l-ekālîm ve savnehâ ve’l-ihtimâme bihâ ve hıfze’l-bilâd ve savne’l-‘ibâd ve def‘e’l-mihen ve’r-rezâyâ ‘an-cemî‘i’r-reâyâ, ve ihyâi şerâ‘ii’d-dîni’l-metîn ve icrâi kavânîni Seyyidi’l-Mürselîn li-yekûne ahâlî’l-islâm ve ümmetü hayri’l-enâm, fî-tilke’l-arâzi’l-mübâreke fî-zıllin zalîlin ve ‘adlin cemîlin tahte kenefi himâyeti saltanatina’s-seniyye ve fî-zemeni hilâfetina’l-fâika ‘an-eymânihim ve ‘an-şemâilihim mahfûfîne bi-ekmeli’r-râhati müreffehîne ve ecmeli’l-istirâhati müna‘amîne, âminîne mutmainnîne bi-haysü lâ-havfün ‘aleyhim ve lâ-hüm yahzenûne.

180 / 267 Yazıldı.

Şikâyete gelenlerden Mevlâna Mûsa'ya virildi. Fî gurre-i Zi'l-ka‘de sene 979

Amasya beğine hüküm ki hâliyâ kazâ-i Gümüş ülema ve süleha ve ayanı Dergâh-ı Mu‘allâ'ma arz-ı hâl eylediler ki kazâ-i mezbûrede sâkin olub envâ‘-ı fesâd ile mevsûf olan Âmil'in ve oğli Mirzâ'nın müslimânlara zulm ve ülemâya emâneti ve şer‘-ı şerîfe muhâlif ve ta‘arruz fi‘lin îcâb ider ahvâlleri olduğun i‘lâm idüb ve her vechile vâsıl olub katilleri lâzim olduğuna ellerinde şer‘ fetvâları olub zulmleri def‘ olunmak bâbında hükm-i şerîf taleb itdükleri ecilden mezkûrlar her kanda ise ele getirülüb yarar âdemlere koşulub kayd ü bend ile Südde-i Sa‘âdet'ime gönderilmesin emr idüb buyurdum ki aslâ te’hîr itmeyüb tamâm mukayyed olub mezkûrları her kangı cânibde bulunursa hüsn-i tedârik ele getürüb muhkem kayd ü bend idüb mukayyed ve mahbûs yarar âdemler koşub mu‘accelen irsâl eyleyesin ammâ gönderdüğün kimesnelere tenbîh idesin ki gaybet itdürmekden ihzâr ideler.

181/268

Yevmü's-sebt , fî 29 Şevvâl sene 979

Dîvândan Cafer Çavuş ile Kapudân Paşa'ya gönderildi. Fî ğurre-i Zi'l-ka‘de sene 979.

Hazâ mersûmuna’ş-şerîf âlî es-sultânî ve misâlüna’l-münîf es-sâmî el-hakānî, lâ-zâle nâfizen mutâ‘an bi’l-avni’r-rabbânî, kad erselnâhu iftihâre’l-emâsil ve’l-a‘yân Ramazân zîde mecdühû, el-kāid Tunus, el-kāim makāmı emîri’l-umerâi’l-kirâm Kapudân Ali Paşa, dâme ikbâluhu, ve ilâ-küllî men yekûnu kāiden ba‘dehu semmete, yünhâ ileyhi ennehu kad sadaret merâhimuna’l-celîle es-sultâniyye ve zaharet ‘avâtifuna’l-cemîle el-hakāniyye, fî-mefâhiru’s-sulehâi’s-sâlikîn merâci‘i’l-fudalâi’s-sâlihîn Şeyh Umûr bin Abdilkadîr es-Sosivî ve eş-Şeyh Muhammed el-Gırbânî ve eş-eş-Şeyh Muhammed el-Fâsî, el-mutavattinîne semmete, fe-emernâ bi-en lâ-yedhule ahadun mine’l-vülâti hükkâm ve’l-kavâidi ve’l-ümerâi’l-kirâm ve gayrihim mimmen fî-yedihi hükûmetun ‘ala’l-enâm fi’z-zevâya’l-kâineti bi-eydîhim ve tahte tasarrufihimi’l-müstakılleti ileyhim

min-âbâihim ve ecdâdihim fe yetasarrafûne fîhâ kemâ tesarrafû min kablu, ve lem-yete‘arrad lehum ahadun fî-zâlike’l-bâb, ve yekûnu küllün minhum fî-eyyâmi saltanatina’s-seniyye mahmiyyen, masûnen, müreffehen, mutmainnen tahte hükûmetinâ ve zılli adâletina’l-behiyye, fe yed‘ûnâ bi’l-hayr fî-ebreki’l-emkineti aktâr ve eşrefi’l-ezmineti a‘sâr bi’l-‘aşiyyi ebkâr leyâlî ve’l-eshâr, ve’s-selâm, ve’l-hamdü li’llâhi vahdeh ve’s-selâmu ‘alâ men lâ-nebiyye ba‘adeh.

Bu dahî

Bir sûreti Kayrevân kāidine

eş-Şeyh Seyyidî Ahmed el-Bîrûdî deyû yazıla. Bu dahî

Bir sûreti Cezâyir Beylerbeyine

Fi’l-eşrâf ve’s-sâdâti’l-‘aliyye el-muvattınîne bi-beldeti Rîka el-mahmiyye min-a‘mâli vilâyeti Cezâyiri’l-garb sâneha’llahu ‘an-âfâtin atrab fe-emmenehâ bi-en yekûne küllün minhum mu‘âfbi-en müsellembi-en (‘an) et-tekâlifi’ş-şâkka.

Bu dahî

Bir sûreti dahî müşârun ileyh kāid Ramazân eş-Şeyh Seyyidî Muhammed el-Gırbânî el-mutavattin fî beldeti Kayrevân

Bu dahî

Bir sûreti dahî müşârun ileyh kāid Ramazân eş-Şeyh el-Fâsî el-mutavattin fî beldeti Kayrevân.

183/269 Bu dahî

Hazâ mersûmuna’ş-şerîf âlî es-sultânî ve emrüna’l-munîf es-sâmî el-hakānî, lâ-zâle nâfizen bşi’l-avni’r-rabbânî, kad erselnâhu ile’l-emîrî ekberiyyi’l-ekremî el-‘aliyyî, Ebi’n-Nadîrî, el-muhtass bi-mezîdi ‘inâyeti’l-Meliki’s-Samed, el-Emîr Ahmed el-hâkim yevmeizin bi-vilâyetihi, dâme sa‘duhu, yünhâ ileyhi ennehu kad esdarnâ ‘avâtıfena’l-celîle es-sultâniyye ve azharnâ ‘avârifena’l-cemîle el-hakāniyye, fî-hakkı memlûki hazretina’l-‘aliyye ve hulâsati huddâmi süddetina’s-seniyye, emîri’l-ümerâi’l-kirâm Ahmed, dâme ikbâluhu ve kallednâ vilâyete’l-Cezâyiri’l-garbiyye ve mâ tâbeahâ iyyâhu ve fevvadnâ ileyhi cemî‘a mâ

yeta‘allaku bi-velâyeti vilâyeti’l-mahmiyye, li-kemâli’l-i‘tinâi li-dînihi ve diyânetihi ve farati şecâatihi ve şehâmetihi ve hüsni tedbîrihi bi’r-re’yi’s-sâib ve tedârikihi’s-sâkib ve emernâhu bi-icrâi mâ ıktedâhu’ş-şer‘u’l-mübînu ve ihyâi merâsimi’d-dîni’l-metîni, ve zabti’r-re‘âyâ memâlik ve hıfzi’l-bilâdi ve’l-mesâlik, ve en yekûne ma‘aküm alâ-ekmeli’l-ittifâkı ve’l-ittihâd ve ecmeli’l-mu‘âşereti ve ahlasi’l-vidâd, haysü yekûnu lisânuküm vâhiden ve hayâtüküm müttehiden fî-mâ yeta‘allaku bi-sıyâneti’l-ırzı ve’d-dîn, ve ikāmeti feyzi’ş-şer‘i’l-mübîn ve yazharu min hüsni ittihâdiküm el-mürûetu, ve yahsulü min sa‘yikümü’l-meşkûr el-emnü ve’lüemânü fi’l-bilâd, ve’r-refâhiyyetü ve’l-itmi’nânu fî-kulûbi’l-ibâd, alâ-enne nazarana’ş-şerîfe’l-âlî es-sultânî lâ-yahlufu min-en yeta‘allaka bi-mehâsini’l-işfâk, ve en yetellefe bi-mekârimi’l-ahlâk, ilâ-tilke’l-arz bi’t-t-ûli ve’l-‘arz, ve ilâ-ahâlîhâ ve sulehâihâ ve mevâlîhâ ve esâlifihâ ve a‘âlîhâ, iz aksâ murâdi hazretina’l-‘aliyye en tekûne tilke’l-vilâyetu’l-mahmiyye ve ahâlîha mutmainîne, müreffehîne, masûnîne, min-ta‘addi’l-a‘dâi’l-li’âm fî zılli ‘adâletinâ mâ dâre’l-leyâlî ve’l-eyyâm, ve elsinetühüm ratbatün bi’l-ed‘iyeti’s-sâliha li-devâmi devletinâ, ve kıyâmi haşmetina’n-sâmiye, ilâ-kıyâmi’s-sâ‘a ve sâ‘ati’l-kıyâm, ve’l-hamdü li’llâhi vahdeh, ve’s-salâtu ‘alâ men lâ-nebiyye ba‘adeh.

184/270

---mütevellîsi Hâcı Hasan'a virildi. Fî gurre-i Zi'l-ka‘de sene 979

Tire kadîsına hüküm ki Südde-i Sa'âdetüm'e mektûb gönderüb nefs-i Tire üzerine vakı‘ olan Kestane Dağı dimekle ma‘rûf dağın kestaneliği Dâru'l-kur‘â evkâfına müte‘allik olduğundan ma‘adâ akdemü eyyâmdan koruni gelmiş kestanelikdir deyü hakkında cem---zarar virüb ve ehl-i vukûf bigarez müslimânlardan hakkında hâlî ta‘arruz olundukda---deyû şehâdet itdüklerin bildürüb zikr olunan kestanelikden kimesne ağaç ve odun kesmeyüb kemâ-kân korunmak bâbında hüküm taleb itmişsin imdi buyurdum ki vardukda göresin arz olunduği gibi olursa fi'l-vakı‘ zikr olunan dağın kestaneliği ağac makûlesinden olmayub kadîmden korunu gelmiş kestanelik ise kemâ-kân korunursa defterde vakfı Mehmed nâm kimesneye odun ve ağaç kesdürmeyesin ammâ bu bahâne ile mubâh olan ormanlardan men‘ olunmağla kimesneye mutazarrır itdürmeyesün.

184/271

Lofça kadîsına hüküm ki Pertev Paşa'ya dâmet me‘âlîhiyehin taht-ı kazâsında vakı‘ olan hâslarından 979 senesinde düşen öşrün seniyyeyi re‘âyâsın ihtiyar ile altı ay ile her müdresin onar akçeye kabûl eyleyüb ikrâr-ı arz mûcebince hüccet olunub hâliyâ hâsları tebdîl olmağla re‘âyâsın her müdresi onar akçeye kabûl eylemezüz deyû te‘allül ider imiş imdi buyurdum ki hükm- şerîfimle müşârun-ileyhin âdemin vardukda hak üzre teftîş idüb göresin şöyle ki mukaddemâ rızâlarıyla onar akçeye üzerlerine alub kabûl idüb hüccet olunmuş ise hâliyâ hüccete mugâyir ol vechile te‘allül iderler ise men idüb ahidlerine aldıkları akçeyi muktezâyı şer‘-ı şerîf üzere tahsîl idüb âdemine zabt itdürüb hılâf-ı şer‘-ı şerîf kimesneye iş itdürmeyesün.

185/272

Niğbolu ve İvraca ve Lofça kadîlarına hüküm ki İvraca kazâsına tâbi‘ dokuz bin akçe yazar Arboniç nâm ve Lofça kazâsına tâbi‘ beş bin dört yüz kırk yedi akçe yazar Sarime nâm-ı diğer Bavlesgan dimekle karyelerin cem‘an on dört bin dört yüz kırk yedi bedel on dört bin dört yüz seksen dört akçe olur ve Niğboli kazâsına tâbi‘ otuz üç bin akçe yazar Erkine nâm karye nâm-ı diğer Çarukladiç ki cümle kırk yedi bin dört yüz altmış dört akçe olub iş bu sene seb‘a ve seb‘in tis‘a mie Şa‘bân'ın on ikinci gününden---Pertev Paşa dâmet me‘âlîyehû ber-vech-i tekâ‘ud tevcîh olunub buyurdum ki âdemi vardukda zikr olunan karyeleri târîh-i mezbûrun berüde olan cüz’î ve küllî ebvâb mahsûlatın zabt u tasarruf itdürüb hâricden kimesneye dahl itdürmeyesin ve ila târîh-i mezbûrdan müşârun-ileyhe âyid olandan kimesne nesnesin almış ise ba‘de's-sübût bî-kusûr âdemine alıviresin ve tekâ‘ud iden vüzera hâsları serbest olmak kânûn olmağın rüsûm-ı serbestiyesine hâricden kimesneye dahl itdürmeyüb mûmâ-ileyhin varan âdemine zabt u tasarruf itdürüb şer‘ ve kânûna mugâyir iş itdürmeyesin.

185/273

Malatya beğinin kethudâsı Mahmûd'a virildi. Fî 8 Zi'l-ka‘de

Malatya kadîsına hüküm ki nefs-i Malatya'da sâkin olan şehirlünün davarları var iken ulak bargiri lâzim oldukda Malatya'da vakı‘ olan handa konan

yolciların davarlarına dahl olunduği Südde-i Sa‘âdet'imde istimâ‘ olmağın buyurdum ki madam ki şehirde sâkin olan şehirlünün ulağa yarar davarları olan handa konan yolciların davarlarına kimesneyi dahl ve ta‘arruz itdürmeyesin.

186/274

Mezbûrun kapucibaşı Ramazân 'a virildi. Fî 5 Zi'l-ka‘de sene 979

Ağriboz beğine hüküm ki mektûb gönderüb hâlâ İskatos ve Para ve Nakşe ve Andre karyeleri re‘âyâ sından Girit kalyatalarına ve kayıklarına girüb yola ubûr olub cezîresinde Mandurda nâhiyesi Evruz nâm köhne kal‘a yıkulub re‘âyâ ile on gün mikdârı leyl ü nehar işret idüb Ağriboz Kal‘ası'na yirmi pâre kadırga dört bin cebelü kâfir çıkub birden peksimed ve zahîre isterler virmemeğe kâdir değilüz deyû haber gönderüb Atanas nâm manastırda birer emin klaguz alub Aspos nâm kal‘aya gelüb re‘âyâ zahîre tedârük idüb mevcûd olan mikdârı ve peksimedleri kalyatalarına tahmîl idüb Girit cânibine gitmek üzere iken âdemlelerin gönderüb mükâtele idüb bi-ınâyeti'llâhi te‘âlâ münhezim oldukların bildirmişsin bu bâbda her ne demiş isen ma‘lûm oldi imdi küffâr-ı hâksâr bu mikdâr zamâna sancağına gelüb oturub nâşâyeste hareketler eyledüğü sen haber almayub gaflet üzere olmak nice muhâfazadır livâ-i mezbûrda seni vali nasb eylemekden murâd-ı hümâyûnum ol cevânibe evkât-ı vechile hıfz u hırâset eyleyüb a‘da tarafından bir mahale zarar u güzend erişdirmemekdir sebeb nedir ki ol vechile gaflet üzre olasın eyle olsa muhâfazayı memleketde ziyâde mühimmâtdandır buyurdum ki vusûl buldukda gaflet eylemeyüb kemâl-i teyakkuz ve ittibâh üzre olub etrâf ve cevânibe göz kulak tutub anun gibi küffâr tarafından bir mahale zarar kasdına gemi geldikde hazır bulunub mazarratları def‘ınde mecd ü merdâne olub sancağın gereği gibi hıfz u hırâset eylemekden dakîka fevt eylemeyesin.

187/275

Kırkkilise beğine hüküm ki mektûb gönderüb Kırkkilise kazâsına tâbi‘ Çiftlik nâm karyede mümekkin olan Gani oğli Sefer nâm kimesnenin mukaddemâ ---sâdır olub İstanbul'da habs olunub bir tarîkle halâs olduğu i‘lâm olundukda mezbûru her kanda ise ele getüresin deyû hükm-i şerîf vârid olmağın karye-i mezbûreye irsâl olunub mezbûr Sefer ele girmeyüb babası Gani ile diğer oğli

Süleyman ele getürilüb oğlun Sefer kandadır deyû su’âl olundukda bilmezim deyû haber virmeğin hâlâ mezbûr Gani ve Süleyman'ın habs olunduğun bildirmişsin buyurdum ki vusûl buldukda mezbûr Sefer'in babası Gani'nin yarar kefîlin olub ahere ıtlâk idesin ki varub oğlun bulub getürmeyüb yarar âdemlerin ile Südde-i Sa‘âdet'üme gönderesin ve sende tüfengin mazarratı vardır nice olmişdir---mu‘accelen mühürleyüb yarar âdemlerinle gönderesin ve bundan akdem---olan yarar---tuvana tüfengin etraz ve oda yay isti‘mâlete kâdir gönüllü yigitlerin yazub gönderesin---bu zamâna değin gelmemeğe bâ‘is nedir şimdiye değin niçün gönderilmesin sebeb-i te’hîr nedir i‘lâm idüb ve sen dahi---ne mikdâr gönüllü yazduğun ise mu‘accelen bu cânibe getüresin avk ve te’hîrden ziyâde hazer idecek kimesneye i‘timâd itmeyüb gönüllüyi bi'z-zât kendin getüresin ve re‘âyâdan alınmış tüfenk varsa anları dahi gönüllü tâyifesiyle Dergâh-ı Mu‘allâ'ma bile gönderesin.

187/276 Yazıldı.

Şikâyete gelen Göncipazar ahâlisinden Hazı oğli Koca Memi’ye virildi.Fî 29 Zi'l-ka‘de sene 979

Hırsova ve Tekfurköyü kadîlarına hüküm ki Tekfurköyi kazâsı ahâlisi Dergâh-ı Mu‘allâ'ma âdem gönderüb bi'l-fi‘l nâyibleri olan Hüseyin nâm kimesneye yerlü eski nâyib olmağla fukarâya ziyâde zulm ve hayf idüb gitmeğin---şer‘-ı şerîfe bî-nihâye akçesin alub---hilâf-ı şer‘-ı hâle ahkâm idüb envâ‘-ı zulm ve te‘addîdisine nihâyet yokdur deyû---eyledükleri ecilden sordum ki bu bâbda tamâm mukayyed eyleyüb bu husûsları evkât-ı vechile şer‘le teftîş ve arz idüb gönderesin fi'l-vakı‘ kasabalarda olsa ve eyle ise nâyib mezkûrun ol makûle te‘addîsi zâhir olursa yerlü nâyib mu‘temedin olunmak memnû‘dur muhkem tenbîh idesin ki min-ba‘d---ba‘de'l-berîyye girü virmeğe muhâlif re‘âyâ ya zulmi istimâ‘ oluna---olunmağın ikaba müstehak olmak mukarrerdir ana göre mukayyed ola bu bâbda İsmayil Çâvuş mübâşir.

188/277

Mısır'da yayaya hidmetde olan Hacı Ahmed'e virildi. Fî 7 Zi'l-ka‘de Vezir Sinan Paşa'ya ve Mısır kadîsına hüküm ki Dârende Hâcı Ahmed gelib Mısır dîvânında yaya hidmetinde olan yayalardan Mümin Yusuf nâm kimesneler Dîvân-ı Mısır'a gelüb arz-ı hâl iden fukarâyı rencîde idüb şirret ve fesâdı nice def‘a zuhûr idüb Dîvân-ı Mısır'da harb olunub bundan akdem mezkûr yayalık hidmetinden ref‘ olunmak içün Şeyh Nureddin---nâm---emr-i şerîf vârid olub def‘ olunub ve cami‘-i Tolûn mahallesi---ve Kubâd teftîş olub sicil olunub müslimânlar dîvâna vardukda mezkûrun zulm ve te‘addîsinden halâs olmuşlar iken hâliyâ girü dîvân kapusuna durub girü müslimânlar elinden aciz ve ferevan kaldukların bildirdi buyurdum ki göresin mezbûrun husûsunda arz olunan ahvâli vakı‘ ise bir def‘a ol hidmetin ref‘ olması zulm ve te‘addî varsa şer‘le görüb muhâlif def‘ u ref‘ idüb nice def‘a dahi Südde-i Sa‘âdet'üme şikâyet itdürmeyesin.

188/278 Bu dahi

Mısır'da Sinan Paşa'ya ve defterdârına hüküm ki hâliyâ Dîvân-ı Mısır'da evlâd-ı Ömerî'den muhtârul---olan Ahmed'in karındaşı olub Mehmed nâm kimesne mukaddemâ dîvânda muhtar iken Mısır'da---emiretü'l-‘alem nâm iltizâmları ve tarihde tasarruf-ı mîrî galât iltizâm idüb uhdesinde olub mâl-ı mîrîyi virmedin vefât idüb mezkûrun karındaşı olan mezbûr Ahmed cümle mâl ve gallâtın ve atlarına ve develerine ve kul ve cariye kabz idüb bu kadar mâl-ı mîrî evlerin iken girü muhtârlık üzre olmağın zikr olunan mâl-ı mîrî taleb olunmayub kalmışdır deyû Südde-i Sa‘âdet'imde i‘lâm olmağın buyurdum ki göresin fi'l-vakı‘ mezbûrun karındaşı mezbûr Mehmed zikr olunan iltizâmı tutub üzerinde mâl-ı mîrî var iken vefât itdükde karındaşı olub cümle mâlı virirmiş ve kul cariyesi ve deve ve atların alub kabz idüb almışmıdır nicedir tamâm asıl vazife üzre yazub bildiresin.

189/279

Mehmed'e yazıldı.

Koyulhisâr kadîsına hüküm ki sen ki kadîsın Südde-i Sa'âdet'üme mektûb gönderüb bin dokuz yüz akçe tîmâr Ebi Cafer nâm karye sipâhisin olan Bayram bin Berzekha ve karye-i mezkûrede ba‘zı kimesneler içün Kızılbaşlardır ve cemâ‘atiyiz Eşref halife dimekle ma‘rûf kimesnenin önünde cıhâryaresin eylemişlerdir ve Şâh Mehmed'in şemâ‘atinde su içmişlerdir ve üzerlerinin gümüş yüzüklerin bilüzüklerin surhserlere berz gönderilmişlerdir deyû Südde-i Sa'âdet'üme emr-i şerîf irâd olub mezkûrlar sâbıkâ Malya kadîsı huzurunda teftîş olunub ale's-sûal mezbûrlar inkıyad ile haber bile virmeyüb mezkûrların ahvâlleri udûlü'l müsliminin şehâdetleriyle üzerlerine sâbit olub sicîl-i mahfûza kayd olunmuşdur deyû arz eyledeğün ecilden buyurdum ki Behlül'ün oğlu Mehmed Çavuş münâsib olub ihbâr idüb gayb iderlerse buldurması lâzim olanları buldurdub getürdüb göresin arz olunduği gibi vakı‘ olan sicîllatları ise kayd u bend ise gönderesin asıtâneye yeni gönderilmesi idesin hıfz idesin.

189/280 Bu dahi.

Lalaya ve Alaşehir kadîsına hüküm ki Kütahya kadîsı Mevlâna Muslihiddin mektûb gönderüb Alaşehir kazâsına tâbi‘ Küçükşeyhlü nâm karyede sâkin Ece oğli İlyâs bin Musdafa nâm kimensne ile kavga idüb şer‘a da‘vet itdüğüçün ağzına ve avraduna hâşâ şerî‘at ve şerî‘atı ihdâs idenin ağzına ve avradına ve dinine---idüb---benim deyû---itdüğü şer'le sâbit olub müfti inâm mezbûrun hakkında ale'l-fevzül katli lâzımdır deyû fetvâ virdüğün bildürüb kadıaskerim arz eyleyüb fetvây-ı şerîfimle amel olunmasın emr idüb buyurdum ki vardukda ihzâr idüb gaybet iderlerse şer‘le buldurması lâzim olanlara buldurub getürdüb ol bâbda muktezây-ı fetvây-ı şerîfimle amel idüb emr-i şer‘ ne ise edâ eyleyesin murâdım her ne varduğun yazub dildüresin.

190/281 Yazıldı

Bozcaadanın hisâr-erenlerine virildi. 27 Zi'l-ka‘de 979

Cezayir beğlerbeğine hüküm ki Südde-i Sa‘âdet'imde istimâ‘ olunduki kal‘a -i Bozcaada da hisâr gedikleri yarar beğler var iken sübyan ve mîr-î tuvan ve ma‘lul ve eli ve ayağı amel mande kimesnelere virülüb mutasarrıflarmış imdi kal‘anın hıfz u hırâseti mühimmândandır mustahfızları yarar olması lâzim olmağın buyurdum ki vardukda göresin husûs-ı mezbûr istimâ‘ olunduğu gibi ise kal‘a -i mezbûrede olan hisâr gediklerin yararına tevcîh idüb anun gibi---ve sonradan her ne bevvân olan ve ma‘lule tevcîh olunmuş gedik var ise elinden alub yararlara tevzî‘ idesin.

190/282

Yevmüs'-sebt, fî 15 Zı'l-hıcce sene 979. Müşarünileyh hazretlerine virildi.

Erzurum beğlerbeğine ve Malazgird kadîsına hüküm ki hâlâ vezirim Musdafa Paşa edâma'llahü te‘âlâ iclâlehü tarafından Asitâne-i Sa‘âdet'üme şöyle arz olundi ki müşârun-ileyh kendü cânibinden hasbina'llahu te‘âlâ binâ eyledüği köprüden sancakbeğline bac-ı ubûr hâsıl yazılmış değil iken köprüden ubûr iden ulus tâyifesinden her hâneden altışar akçe---mezbûru birer koyun kuzusuyla aldırıb te‘addî idermiş buyurdum ki vardukda bu husûsı göresin fi'l-vakı‘ müşârun-ileyh zikr olunan köprüden defter-i cedîdde bac-ı ubûr yazılmış değil iken deftere ve kânûna muhâlif bac-ı ubûr deyû ulus tâyifesinden ol mikdâr nesnelerin alub te‘addî iderse men u def‘ idüb min-ba‘d kânûn-u kavanine muhâlif kimesneden nesne aldırmağın zulm ve te‘addî itdürmeyesin eslemeyeni seğidüb temerrüd ve inâd idenleri yazub bildiresin.

191/283

Edirne kadîsına ve subaşısına hüküm ki hâlâ at pazarunda uğurluk at

Benzer Belgeler