• Sonuç bulunamadı

Ekim Cumhuriyet bayramý, orgeneral Kenan Evren’in devlet baþkanlýðý döneminde kutlanmýþtýr

Sultan II. Abdülhamit’in cuma selamlýðý törenlerinde “yaklaþýk olarak 6 ile 10 bin kiþilik askeri birlikler hazýr bulunur ve Padiþahýn Yýldýz Sarayý ile camisi

Meclisinin 23 Nisan 1920’deki açýlýþý Millî Hakimiyet Bayramý, 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilaný Cumhuriyet Bayramý, 30 Aðustos 1922’de Büyük Taarruz’un

29 Ekim Cumhuriyet bayramý, orgeneral Kenan Evren’in devlet baþkanlýðý döneminde kutlanmýþtýr

Baþkentte caddeler, binalar, okullar Türk bayraklarýyla, Atatürk’ün ve konsey üyelerinin resimleriyle donatýldý. Bayram töreni askeri konsey üyelerinin saat 9.00’da Atatürk’ün kabrine çelenk koymasýyla baþladý. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasýna giden konsey üyeleri burada saat 11:00’de, önce görevlilerin sonra da diplomatlarýn bayram tepriklerini kabul ettiler. Saat 2:00’de Hipodrumdaki törenlere devlet baþkaný ve konsey üyeleri katýldý (Milliyet, 30 Ekim 1980).

Devlet baþkaný ve konsey üyeleri bu törene askerî üniformalarýyla katýlmýþtýr. Devlet baþkaný ve konsey üyelerinin askeri uniformalarla törene katýlmasý, bir yanda rejimin yapýsýný yansýtýrken, diðer tarafdan bu törenin askeri güç ile iliþkili baðýný ortaya koymaktadýr.

Þimdi askeri rejim döneminde 29 Ekim Cumhuriyet bayramýnýn basýnda nasýl yansýtýldýðýna bakalým. Cumhuriyet gazetesi “Cumhuriyet’in 57. yýldönümünü kutluyoruz” baþlýðýný kullanmýþ ve Cumhuriyetçilik ile ilgili makaleler yayýnlamýþtýr. Milliyet gazetesi de benzer bir baþlýk ile Cumhuriyet bayramýný haber konusu yapmýþ ve devlet baþkaný Evren’in bayram mesajýný yayýnlamýþtýr. Milli Gazete ise “Cumhuriyetin 57. günü kutlanýyor” baþlýðýný kullanmýþtýr.

Askeri elitin mesajlarý neydi? Onlarýn mesajý siyasi liderlerinkinden farklýmýydý? Cumhuriyet bayramý askerî elit tarafýndan bir destek ve iktidarý meþrulaþtýrma aracý olarak kullanýldý mý? Bu sorularýn cevabýný, askeri elitin mesajlarýna bakarak ve onlarýn içeriklerini açarak bulmaya çalýþacaðýz. General Kenan Evren’in devlet baþkaný olarak yayýnladýðý Cumhuriyet bayramý mesajýnýn bazý önemli bölümleri aþaðýdaki gibidir;

Bu gün çok mutlu bir gün. Büyük Atatürk tarafýndan bize verilen Cumhuriyet’in kuruluþunun 57. yýlýný kutluyoruz. Bu Türk milleti için en ideal bir rejimdir. Bu bir fazilet rejimidir. 23 Nisan, 19 Mayýs ve 30 Agustos’daki mesajlarýmda Türkiye’yi çevreleyen tehlikelere karþý siyasi liderleri uyarmýþtým. Fakat onlar söylediðimi anlamadýlar. Ülkemiz bir felaket uçurumunun eþiðindeydi. Daha büyük felaketlere düçar olmadan Türk Silahlý Kuvvetleri iktidara el koydu. Siyasetçiler parti çýkarlarýný ülke çýkarlarýna feda ettiler, üstün tuttular. Bu milletin çýkarlarýný gözeten Türk Silahlý Kuvvetleri ise, millet adýna yönetime el koyduðu günden beri Atatürk yolunda bu millete hizmet için çok çalýþmaktadýr. Atatürk’ün ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ söylemi çerçevesinde bu millet omuz omuza verip, gönülden çalýþacaktýr. Ýnanýyorum ki, her Türk Atatürkçülüðü bir bayrak yaparak, Atatürk’ün tanýmladýðý çaðdaþ uygarlýk seviyesine ulaþacaktýr. 29 Ekim bu milletin en büyük bayramý olmaya devam edecektir. Bu ülke, bu bayrak ve bu Cumhuriyet hepimizin ve sonsuza denk de bizim olacaktýr. Atatürk’ün prensipleri doðrultusunda bu Cumhuriyeti sonsuza dek taþýyacaðýz. Milletimin Cumhuriyet bayramýný kutlar saðlýk ve mutluluklar dilerim (Milliyet, 29 Ekim 1980).

Dönemin Baþbakaný Bülend Ulusu da mesajýnda, Cumhuriyeti iç ve dýþ tehliklere karþý koruyan Türk Silahlý Kuvvetleri’ne teþekkür ederek, hükümetin güvenlik ve barýþý saðlamaya devam edeceðini ve bu barýþýn bir daha kesilmeyeceðini belirtir (Milliyet, 29 Ekim 1980).

Devlet baþkaný Kenan Evren döneminde, Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” söylemi, Atatürkçü felsefeyi yaygýnlaþtýrmak için kullanýlan ve ülkenin her tarafýnda kendisini hissettiren ve gösteren en belirgin bir slogan, bir sembol olarak ortaya çýkar veya çýkarýlýr. Evren’in Cumhuriyet bayramý mesajý, 12 Eylül 1980 ihtilal gününde yaptýðý konuþma ile benzerlik arzetmektedir. O tarihte yapýlan konuþmada da Evren ayný konularý dile getirmiþ ve ifade etmiþtir.

Siyasetçilerin kendi çýkarlarýný gözetmesi sonucu ülke felaketin eþiðine geldi. Onlar sadece seyirci oldular. Siyasi partiler, toplumdaki tansiyonu düþürme yerine çatýþmayý körüklediler. Toplumu böldüler ve düþmanlýk oluþturdular. Bunlarýn sonucu devlet etkinliðini ve otoritesini kaybetti. Bir çok kereler bu kötü durumlar karþýsýnda onlarý uyardým. Ama onlar bana olumlu yanýt vermediler. Ülke

anarþi, terör ve kötü yönetimden dolayý acý çekiyordu. Sadece son iki yýlda 5241 kiþi öldü ve 14152 kiþi yaralandý. Bu sayý Ýstiklal savaþýndaki kaybýmýzdan daha büyüktür. Atatürk milliyetçiliðinden ilham alarak ve onun ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ prensibine baðlý kalarak bu ülkeyi yeniden imar edeceðimize inanýyorum. Eðitimde Atatürk milliyetçiliðine öncelik verilecek ve bu ülkenin her köþesine yayýlacaktýr. Türk silahlý kuvvetleri ülkenin refahý ve geliþiminde üzerine düþeni yapacaktýr. Yönetime karþý koyanlar derhal cezalandýrýlacaktýr. Bütün vatandaþlarýn yeni yönetimine yardýmcý olacaðýna inanýyor, hepinize mutlu yarýnlar diliyorum (Milliyet, 13 Eylül 1980).

General Evren’in mesajýnýn içeriði, aslýnda milli bayramýn bir meþrulaþma platformu olarak kullanýldýðýnýn açýk örneðini oluþturmaktadýr. Bu doðrultuda, silah gücüyle ele geçirilen ve yasal olmayan bu iktidarýn, bu platformlar aracýlýðýyla toplumun gözünde meþruluk kazanma mücadalesi vermeye çalýþtýðý söylenebilir. Çünkü askeri bir liderin siyasetçileri, kendi çýkarlarýný koruduðu yolundaki suçlamalarý bu meþrulaþma mücadelesini haklý çýkarma yolunda yapýlan giriþimler olarak deðerlendirilebilir. Atatürk’ün idealize ediliþi ile ise, Askeri elitin, kendileri ile daha önceki liderler arasýndaki farký vurgulama ve farklý bir imajý verme çabasý içinde olduðu görülebilir. 29 Ekim 1980 Cumhuriyet bayramý törenlerinde General Kenan Evren’in resimleri her tarafta boy göstermiþtir. Bu açýk bir þekilde askeri rejimin törenleri bir meþrulaþma aracý olarak kullandýðý yönündeki iþaretleri desteklemektedir. Bunlara ilaveten bu mesajlar toplumda depolitizasyon olgusunun baþlatýlacaðýnýn iþaretidir. Nitekim 1982 Anayasasý ile daha önce siyasetle fazla ilgilenmemiþ kiþilerden oluþan bir siyasal yapý oluþturulmak amaçlanmýþtýr.

6. 3. Milli Matem Günü

1980’deki milli matem günü olan 10 Kasým, askeri rejim döneminde farklýlýðýný hissettirir bir boyutta kutlanmýþtýr. “Devlet baþkaný, hükümet üyeleri, yüksek yargý organlarý baþkanlarý ve diðer yüksek rütbeli subaylar saat 8.55’de Anýt kabir’de yerlerini aldýlar. Saat 9.03’de devlet baþkaný General Evren Atatürk’ün kabrine çelenk koydu. Saat 9.05’de Atatürk’ün anýsýna beþ dakikalýk saygý

duruþunda bulunuldu. Daha sonra Ýstiklal marþý eþliðinde bayrak yarýya çekildi” (Cumhuriyet, 11 Kasým 1980). Burada þunu belirtelim ki genelde ‘bir dakikalýk saygý duruþu’ bu törende beþ dakikaya çýkartýlmýþtýr. Devlet baþkaný ve konsey üyeleri törene yine üniformalarýyla katýlmýþlardýr. Bu sebeblerden dolayý bu törenin bir bakýma bir askeri güç gösterisi þeklinde gerçekleþtirildiði söylenebilir. Ayný þekilde, ‘beþ dakikalýk saygý duruþu’ ile, yeni iktidar sahipleri eski liderlerden farklarýný ortaya koymak istemiþ olabilirler.

10 Kasým ile ilgili örneklem gazetelerimizin tutumuna gelince, Cumhuriyet, 10 Kasým’ý ‘Onu düþünüyoruz’ baþlýðýyla vermiþtir. Atatürk’ün Sivas’ta bulunduðu sýrada kaldýðý odanýn resmini yayýnlayan gazete þu yorumu yapmýþtýr. “Bu odada o üç ay geçirdi. Büyük harekatýn düþünce ve kararlarýný burada yaptý” (Cumhuriyet, 10 Kasým 1980).31

Milliyet gazetesi ise, 10 Kasým ile ilgili olarak ‘Atatürk kutsal bir idealdir’ baþlýðýný kullanarak, þu þekilde bir yorum yapar:

Atatürk’ün Türk milleti için kutsal bir ideal olduðu gerçektir. O baðýmsýzlýðýmýzýn, özgürlüðümüzün ve birliðimizin sembolüdür. O, olaðan üstü bir kiþiliktir. Büyük bir devlet adamý, cesur bir reformcu, kahraman bir asker ve eþsiz bir insandýr. Ancak o günlük ihtiyaçlarýmýza çözüm üretecek bir doktor deðildir. Örneðin, Atatürk bu günün ekonomik programlarýyla ilgili bir plandan bahsetmedi. 1980’ler için dýþ politikada kiminle dostluk kuracaðýný söylemedi. Söyleyebilir miydi? Kemalizm ne bir din ne de doðmadýr. Bugün bazý insanlar Atatürk’ten alýntýlar yaparak serbest piyasa ekonomisine karþý çýkmaktadýrlar. Bu iddialar gülünçtür. Atatürk bu polemikleri iþitseydi, onlara gülerdi. Toplumdaki bu tür polemiklerden dolayý asker yönnetime el koymuþtur. Atatürk bir idealdir ve günlük politikalara alet edilmemelidir (Milliyet, 10 Kasým 1980).

Milliyet yorumunda ayrýca þu görüþlere de yer vermiþtir.

31 Cumhuriyet, 10 Kasým 1980 tarihli bu sayýsýnda ‘Kemalizm’den ne anlýyoruz’, ‘Atatürk ve Sanat’ ve ‘Kemalizmin Ekonomi Politikasý’ gibi baþlýklardan oluþan makaleleri yayýnlamýþtýr.