• Sonuç bulunamadı

4.7. BULGULAR VE YORUM

4.7.2. Demografik Özellikleri ile Duygusal Zekâ, İşyeri Mutluluğu ve Etik

4.7.2.1. Cinsiyetlerine Göre Duygusal zekâ, İşyeri Mutluluğu ve Etik

Okul yöneticilerinin cinsiyetine göre, duygusal zekâ, işyeri mutluluğu ve etik karar verme ölçeklerinden aldıkları puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığı bağımsız örneklem t-testi ile incelenmiştir. Elde edilen bulgular Tablo- 17’de verilmiştir.

Tablo-17 Cinsiyete Göre Duygusal Zekâ, İşyeri Mutluluğu ve Etik Karar Verme

Ölçeklerine İlişkin t-testi Sonuçları

Ölçekler Cinsiyet N S.s. sd t p DZÖ Kadın 98 69.45 5.13 402 3.78 0.00* Erkek 306 66.01 8.51 İMÖ Kadın 98 139.60 17.12 402 0.78 0.43 Erkek 306 138.00 17.88 EKÖ Kadın 98 53.50 10.07 402 -4.18 0.02* Erkek 306 57.77 8.15

Tablo-17’ye göre kadın okul yöneticilerin duygusal zekâ ölçeği puan ortalamasının ( =69.45) erkeklerin puan ortalamasından ( =66.01) daha yüksek ve aradaki farklılığın anlamlı olduğu (t(402)=3.78; p>0.05) bulunmuştur. Bu sonuç, kadın yöneticilerin erkek yöneticilere göre duygusal zekâ düzeylerinin yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca kadın yöneticilerin işyeri mutluluğu puan ortalamasının ( =139.60) erkek yöneticilerin puan ortalamasından ( =138.00) daha düşük, ancak bu farkın anlamlı olmadığı (t(402))=-0.78; p>0.05) bulunmuştur. Ek olarak kadın yöneticilerin etik karar verme puan ortalamasının ( =53.50) erkek yöneticilerin puan ortalamasından ( =57.77) daha düşük ve aradaki farklılığın anlamlı olduğu (t(402)=- 4.18; p<0.05) bulunmuştur. Buna göre erkek yöneticilerin kadın yöneticilere göre etik karar vermede daha iyi olduğu söylenebilir.

4.7.2.1.1. Cinsiyet ve Duygusal Zekâ Düzeyi İlişkisi

Bu çalışmada elde edilen verilerden yola çıkarak yapılan değerlendirmeye göre kadın okul yöneticilerin duygusal zekâ düzeylerinin, erkek okul yöneticilerine

141

nazaran daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu sonuç, kadın yöneticilerin erkek yöneticilere göre duygusal zekâ düzeylerinin yüksek olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni olarak, kadınların kendisinin ve başkalarının duyguları anlamada, empati yeteneğinde ve diğer duygusal zekâ bileşenlerini ifade eden yetilerde daha gelişmiş oldukları söylenebilir. Kız çocuklarının erkeklere göre dil gelişiminin daha önde olduğu, duygusal yoğunluğu, bunları ifade etmeyi ve kullanmayı erkeklerden daha önce öğrendikleri ve tüm yaşam boyu bu konuda erkeklerden önde oldukları belirtilmektedir393. Bar-on”un yaptığı çalışma, eldeki araştırmanın bulgularını destekler niteliktedir; Bar-on kadınların duygusal zekâ özelliklerinden kişilerarası ilişkiler, sorumluluk ve empati boyutları yönünden erkeklerden daha iyi olduğunu bulmuştur394. Van Rooy, Alonso ve Viswesvaran‟ın yaptıkları araştırmada da duygusal zekâ düzeyleri açısından kadınlar lehine bir cinsiyet farklılığını onaylamaktadır395. Bununla birlikte, kadınların yüz yüze konuşma kültürüne sahip oldukları, neredeyse her konuda birbirlerine danışma özelliğine sahip oldukları ve özellikle duygulara çok fazla önem verdikleri bilinmektedir396.

Öte yandan, duygusal zekâ ile cinsiyet arasında bir ilişki olmadığını gösteren araştırmalara da rastlanmaktadır. Örneğin Acar, çalışmasında bu ilişkiye rastlamayınca bunun nedeninin Türk toplumunun kültürel olarak söz sahibi ve yönetici olarak erkeklere uygun bir statü olması algısının kadınlarca kabullenilmesinden kaynaklanacağını iddia etmektedir397. Literatürdeki yaygın cinsiyet farklılığı bulgularına karşın bu çalışmada cinsiyetler arası duygusal zekâ düzeyleri açısından fark bulunmaması, duygusal zekâ üzerinde kültür etkisi olarak yorumlanabilir. Kendine has toplumsal dinamikleri olan Türk toplumunda, duygusal zekâ cinsiyet ilişkisinin daha iyi anlaşılması için başka çalışmalara ihtiyaç duyulduğu açıktır. Erdoğdu da, yapmış olduğu çalışmada erkekler ile kadınların duygusal zekâları arasında bir fark olmadığını bulmuştur398. Özellikle modern çalışma yaşamında, kadın ve erkeği her anlamda eşit olarak değerlendirme çabasına bakıldığında, neredeyse bir asırlık bu çabaların sonucunda, cinsiyet faktörünün

393 Goleman a.g.e., 2017a, s.179-180 394 Neçare, a.g.e.,s.40

395 David Van Rooy L., vd., “Group Differences in Emotional Intelligence Scores:

Theoretical and Practical Implications”, Personality and Individual Differences, 2005, 38, pp.

689-700.

396 Farrelly, a.g.e., s.182

397 F. Tekin Acar, Duygusal Zekâ Yeteneklerinin Göreve Yönelik Ve İnsana Yönelik Liderlik Davranışları İle İlişkişi: Banka Şube Müdürleri Üzerine Bir Alan Araştırması, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2001, (Yayınlanmamış Doktora Tezi)

398 M. Yüksel Erdoğdu, “Duygusal Zekâ‟nın Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi”,

142

çalışma hayatındaki duygusal zekâ düzleminde bir farklılık yaratmamış olmasının beklenen bir sonuç olduğu söylenebilir.

4.7.2.1.2. Cinsiyet ve İşyeri Mutluluğu İlişkisi

Bu araştırmada kadın yöneticilerin işyeri mutluluğu puan ortalamasının erkek yöneticilerin puan ortalamasından daha düşük, ancak bu farkın anlamlı olmadığı bulunmuştur. Literatürde yapılan araştırmalarda iş tatmin düzeyinin cinsiyete göre farklılaşıp farklılaşmadığı araştırma sonucunu destekler niteliktedir. Turgut araştırmasında, erkeklerin kadınlara göre işyeri mutluluklarının yüksek olduğunu bulmuştur399. Mevcut çalışmayla paralel şekilde Belli ve arkadaşlarına göre erkekler iş tatmini konusunda daha yüksek ortalama değere sahiptir400. Yelboğa’nın yaptığı araştırmada ise, çalışanın iç – dış doyum ve genel doyum puan ortalamalarının cinsiyete göre anlamlı farklılık oluşturmadığı sonucuna ulaşılmıştır401. Akpınar ve Kuru tarafından spor federasyonları bünyesinde yapılan bir çalışmada, çalışanların cinsiyetlerine göre iş tatmini konusunda, anlamlı fark bulunmamıştır402. Wilsk ve Neto, cinsiyetin mutluluk ve işyeri mutluluğu üzerinde tehlike oluşturacak bir etkiye sahip olmadığını belirtmişlerdir403. Yine, mutlulukla cinsiyet arasındaki ilişkiyi inceleyen Wilson da, bireyin mutluluğu üzerinde cinsiyetin bir farklılık oluşturmadığını belirtmiştir404.

4.7.2.1.3. Cinsiyet ve Etik Karar Verme Düzeyi İlişkisi

Bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre, kadın yöneticilerin etik karar verme düzeylerinin erkek yöneticilere göre daha düşük olduğu görülmektedir. Özetle, erkek yöneticilerin kadın yöneticilere göre etik karar vermede daha iyi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Avrupa öğrenci değişim programına katılan öğrenciler üzerinde uygulanan ve cinsiyete göre etik karar verme düzeylerinin bir farklılık oluşturup oluşturmadığını ölçen bir araştırmaya göre, bayan öğrencilerin etik davranış gösterme düzeyleri erkek öğrencilere göre daha yüksek çıkmıştır405. Bu sonuç da

399 Turgut, a.g.e.,s.55.

400 Emre Belli ve Sümmani Ekici, ‘’Ege bölgesindeki gençlik ve spor il müdürlüklerinde çalışan personelin iş tatmin düzeylerinin araştırılması’’, Selçuk Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri

Dergisi. 2012; 14 (2): 171-178.

401 Atilla Yelboğa, Bireysel Demografik Değişkenlerin İş Doyumu ile İlişkisinin Finans

Sektöründe İncelenmesi. Sosyal Bilimler Dergisi, 2007, 4(2)

402 Selahattin Akpınar ve Emin Kuru, Spor Federasyonlarında Çalışanların İş Doyum Düzeyleri Üzerine Bir Araştırma. Akademik Bakış Dergisi, 2011, Sayı 24. s.8.

403 Daniela Carvalho Wilks & Felix Neto, Workplace Well-Being, Gender and Age: Examinig the “Double Jeopardy” Effect. Springer Science and Business Media, 2012, 114, S. 875-890.

404 Akduman, a.g.e., s.47.

143

eldeki araştırma ile çelişmektedir. Bunun nedeni, uygulamanın yapıldığı alan, toplumsal farklılıklar ve bu araştırmada etik karar verme ölçeğinin tamamen uygulama içinden seçilmiş olması avantajı olabilir. Eldeki çalışma ile sözü edilen çalşmanın uygulandığı alan, çalışmanın uygulandığı örneklemin farklılıkları, benzer sonuçlar elde edilmemesine sebep olarak gösterilebilir. Eldeki çalışmada, kadın okul yöneticilerinin erkek okul yöneticilerine göre ekik karar verme düzeyinin düşük olmasının nedeni, yüksek duygusal zekâ düzeylerinin, etik karar vermelerini zorlaştırdıkları, aşırı duygu yoğunluğunun etik kararı ikinci plana ittiği düşünülebilir.

4.7.2.2. Medeni Duruma Göre Duygusal Zekâ, İşyeri Mutluluğu ve Etik Karar