• Sonuç bulunamadı

4. ARTĠSTĠK ANATOMĠ

4.1. Bedeni OluĢturan Elemanlar

4.1.3. Cilt ve Cilt Altı

Hareket sistemiyle iĢbirliği içerisinde olan cilt (cutis), bedenin dıĢ yüzeyini kaplayarak onu dıĢ ortamdan ayırır ve son Ģeklini vermektedir. Esnek bir organ olduğu için formdaki farklılıkları değiĢtirmeden takip etmektedir.

Cilt, vücudu sarıp dıĢ ortamdan ayırarak ona mekanik, kimyasal ve biyolojik etkilere karĢı direkt koruma sunmaktadır. Ayrıca vücut ısısının düzenlenmesini, beden sıvılarının tutulmasını, UV ıĢınlarından korunmayı, kan basıncının ayarlanmasını, vitamin D‟nin sentezini, su, tuz ve organik bileĢiklerin vücuttan atılmasını sağlamaktadır. En geniĢ genel duyu organı olarak da uyarımların sinirlere alınmasını sağlamaktadır.34

Cilt iki tabakadan oluĢmaktadır: yüzeysel kısım-epidermis ve derin kısım- dermis. Derin kısmın altında da cilt altı yağ dokusu bulunmaktadır. Epidermis‟in havayla karĢılaĢan hücreleri ölü hücrelerdir. Dermis‟te sinirler, kılcal damarlar, terbezleri, kıl kökleri, yağ bezleri, kıl hareketini sağlayan kaslar ve gevĢek bağdokusu bulunmaktadır.

Cildin rengi bireyden bireye farklılık göstermektedir. Renk epidermis hücrelerindeki melanin pigmenti, dermis hücrelerindeki karoten pigmenti ve dermisteki kılcal damarların içindeki kan miktarına göre değiĢmektedir. Beyaz ve

34

siyah ırklardaki renk farkı salgılanan melanin pigmentine bağlıdır. Asya halklarında karoten pigmenti fazla salgılanmaktadır ve melaninle birlikte cildin sarımsı renginden sorumludur.

Bazı insanlarda genetik olarak pigment yoktur. Albinizm denen bu durumda renk tamamen bembeyazdır.

Bazen de derinin farklı alanlarında beyaz lekeler görülmektedir. Kısmi olarak melanin pigmenti salgılayan hücrelerde kayıp olan bu duruma da vitiligo denmektedir.

Artistik anatomi için cildin görünümü önemlidir. Vücudun dıĢ Ģeklinin oluĢmasında birçok girinti, çıkıntı, çukur, oluk vb. yapılar vardır. Birçok bölgede vücudun hareketlerine uyumlu olarak, cilt altındaki dokuların üzerinde esneklik ve kayganlık göstermektedir. Bu esneklik yaĢla birlikte azalıp bükülmelerin olduğu yerlerde cildin çizgili ve kırıĢık bir hal almasına neden olmaktadır.

Bazı vücut bölgelerinde de, örneğin avuç içinde ve parmakların kıvrılma yerlerinde olduğu gibi, cildin iç yüzü derin fascia ve eklemlere yapıĢıp sabit katlanıp belirgin çizgiler göstermektedir.

Cildin özellikleri büyük ölçüde, plastik yapı elemanı olan, yağ dokusuna bağlıdır. Cildin gevĢek veya gergin olmasını, yumuĢak yastıkçıkları, çukurları veya bedenin yuvarlak formlarını yağ dokusu ve cilt Ģekillendirmektedir.35

Yağ dokusu bir depo maddesidir. Yetersiz beslenme ve hastalıklar yapısını bozmaktadır. Kasların arasındaki boĢluklar yağ dokusu ile doludur. Yağ dokusu termoizolasyon sağlar ve basıncı dağıtmaktadır.

Çocukların ve kadınların bedenini saran yağ dokusu fazladır, dolayısı ile formları yuvarlak ve yumuĢaktır. Erkeklerde ise daha az olduğu için kemikler ve kaslar belirgindir. Hem kadında, hem erkekte ortak olan ve uzun süreli açlıkta da değiĢmeyen yağ dokusu göz çukurlarında, Ģakaklarda, çiğneme kaslarının etrafında,

35

alt çenede bulunmaktadır. Ayrıca boyun bölgesinde, kalçada, dizde, kolda ve bacaktaki yağ dokusu da iki cinsiyet için ortaktır.

Bunların dıĢında, kadın bedenini erkek bedeninden ayıran spesifik yağdokusu oluĢumları vardır: memeler, basenler, göbek bölgesi, venüs tepesi

Resim 19: Kadın ve Erkek Bedeninde Ortak ve Spesifik Yağ Dokusu Birikmesi

(Gri renk-iki cins için ortak, sarı renk- sadece kadında )

Kadında memeler, anatomik açıdan deri, yağ dokusu ve bezlerden oluĢmaktadır ve sekonder üreme organı fonksiyonları vardır. Göğüsün ön duvarında üçüncü ve altıncı kaburgalar arasında yer almaktadır. Doğum yapmamıĢ genç bir kadında meme yuvarlak, küresel ve koni Ģeklindedir. Hamilelikte bir takım değiĢiklikler olur ve doğumdan ve emzirme döneminden sonra biraz küçülse de artık eski formuna geri dönmesi mümkün değildir. Bedenin hareketlerine göre memelerin durumu ve formu da değiĢmektedir.36

Cilt ve geliĢimi ciltten kaynaklanan bazı oluĢumlar (kıllar, cilt bezleri ve tırnaklar) vardır. Toplu olarak onlara “integumentum” denmektedir.

Saç sakal, bıyık ve vücut kılları olarak sınıflandırılan kılların hepsi aynı yapıdadır. Dağılımı bakımından da sekonder cinsiyet özellikleri olarak kabul

36

edilmektedir. Kadınlarda ve çocuklarda genel olarak daha az belirgin ve incedir, erkeklerde ise kalın ve belirlidir. Ergenlik döneminde her iki cinsiyette koltukaltı (aksilla) ve pubik bölgede, erkeklerde ek olarak yüzde ve gövdede belirgin kıllar vardır. Ġnsanın baĢında kıllar çok belirgindir, onlara saç denir. Yapı ve renk olarak çok fazla saç çeĢitliliği vardır. BaĢın ve yüzün görünümü için saçların önemi büyüktür.

Tırnaklar, insanların el ve ayaklarında bulunan pembe renkte, ıĢığı biraz geçiren, dört köĢeli yapraklar halindedir. ÇeĢitli küçük cisimleri elle kavramayı sağlamaktadır.

YaĢlanma etkileri en fazla ciltte görülmektedir. KırıĢıklıklar, yağ dokusunun kaybı ve melanin pigmenti üreten hücrelerinin azalmasıyla kıllarda beyazlama ortaya çıkmaktadır.37

Cilt, yağ dokusu, iskelet, kaslar gibi bedenin dıĢ formunu oluĢturan elemanları sanatçıdan ve modelinden izole incelenmesi mümkün değildir. Tüm form oluĢturan elemanlar, birinin üstün geldiği durumlarda dahi, birbirine bağlıdır ve spesifik, kiĢisel, benzersiz figürler oluĢturmaktadır. Sanatçı, bu plastik oluĢumların doğal mantık sırasına göre yaklaĢmalıdır. Örneğin Rubens, “Son Yargı” adlı eserinde, cehennemdeki günahkârların grotesk figürleri için, zevk düĢkünü, obur, ĢiĢman aristokratları model almıĢtır. Salık, yığılmıĢ ve buruĢmuĢ deri ve yağ dokusu birikimlerinin doğal haline uyduğu için, abartıya rağmen, bedenler son derece gerçekçidir. (Bkz Resim 20)

37

Resim 20: “Son Yargı”, Rubens

Sanat için insan bedeni muazzam bir objedir ve tasviri için bilgi ve beceri donanımına ihtiyaç vardır. Bunun için iskeletin ve yumuĢak kısımların dıĢ görünüĢ üzerine yaptığı etki ile ilgisi olan formları, bedenin bölümlerini de incelemek gerekmektedir.

Benzer Belgeler