• Sonuç bulunamadı

4. KAPSAM VE SINIRLIKLAR

3.3. İBADET MEKANLARI VE DİN EĞİTİMİ VEREN MÜESSESELER

3.3.2. Camiler

Bilindiği üzere genellikle dinlerde toplu halde yapılan ibadetlerin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Topluca yapılan bu ibadetlere imkân sağlamak üzere yeryüzünde halen yaşamakta olan dinlerin mensupları yeryüzünde mabetler inşa etmişlerdir.

Dinler Tarihi bize, geçmişte ve günümüzde çeşitli dinlerde toplu ibadet konusunda oldukça zengin bilgiler sunmaktadır.

Dolaysıyla şüphesiz her din; müminlerini ortak değerler, hedefler ve gayeler etrafında toplamak, birleştirmek, uzlaştırıp, kaynaştırmak suretiyle güçlü, inançlı bir toplum oluşturmak ister. Bu birleşme ve kaynaşmanın oluşmasında ortak inanç esaslarının benimsenmesi kadar, dinin vazgeçilmez temel bir öğesi olan ibadetler de rol oynar. İbadetler aynı dine inanan insanları birbirine yaklaştırıp kaynaştırır; cemaat ve birlik şuurunun oluşup gelişmesini sağlar.84

Bunun için İslami ibadetlerin temel hedeflerinden birisi de Müslümanları cemaatleşmeye ya da sosyal, ekonomik, siyasi vb. her açıdan güçlü ve sağlam bir birlik oluşturmaya ·götürmektir. Başta namaz olmak üzere bütün ibadetler, bu birlik olma zorunluluğunu hatırlatıcı bir mahiyet arzeder. Zira vakit namazlarının cemaatle topluca kılınması, ferden kılınmasından çok daha sevaplı ve makbuldür85, cuma namazı ancak cemaatle kılınabilir, yılda iki kez büyük ve coşkulu bir katılımla bayram namazları topluca kılınır, bir ay müddetle kılınan teravilerin cemaatle kılınması makbul ve yaygındır. Bütün bunlar, namaz vasıtasıyla küçük çapta bir cemaatleşmenin oluşmasına ve giderek daha büyük ve güçlü bir birliğin oluşturulmasına yöneliktir. İşte bu yönde camiler büyük önem arzeder.

Çünkü Camiye giden fertleri arasında bir duygusal yakınlaşma olur, neticede camii cemaat aralarında dayanışma, yardımlaşma ve kardeşlik duygularının oluşmasını ve sosyal münasebetlerin gelişmesini sağlar. Onlar birbirlerinin sevinç ve kederini paylaşır, aralarından camiye gelmeyenlerin durumunu araştırıp sıkıntısı olanların yardımına koşarlar. Cemaat bireyleri arasındaki bu manevi yakınlaşma, maddi yardımlaşma zemini oluşturduğu gibi, günlük hayatın çeşitli yönlerinde de kendini gösterir. Çünkü kişi, cemaat sayesinde insanlarla tanışıp görüşme ve onları yakından tanıma fırsatı da bulmaktadır.

84

Mehmet Taplamacıoğlu, Din Sosyolojisi, s. 191-197.

85

Dolaysıyla camii, “Allaha en yakın olanınız, kötülüklerden en fazla sakınanız, fazilet vs ahlakça en üstün olanınız başkalarına ve büyüklerine en fazla itaat edeninizdir” ifadeleri ile toplumun her çeşit sınıflarına ait fertlerin muayyen belirli manevi değer ölçüleri etrafına toplanmalarına sağlar. Cami bütün insan katmanlarını bir araya getirmekle beraber zengin-fakir, müdür-işçi, vs kimseleri arasında ayrım yapmaksızın bir araya getirerek aralarına adalet, itidal tavsiye derken sevgi, saygı ve anlayış havası içinde beraberce çalışmalarını ve dolayısıyla birlik ve dayanışmanın teessüsünü sağlar. Nitekim cami bir milleti millet olarak var edip onun hususiyetlerinin teşkil eden örf, adet ve gelenekleri kuşaktan kuşağa, nesilden nesile geçmesi suretiyle asırlar boyunca devam edip gitmesini ve dolayısıyla milletin var olmasını sağlar. Zira camiden başka hiçbir müessesede bu kadar yaştaki kimselerin devamlı olarak bir araya toplandığını görmek mümkün değildir.

Bu yüzden ibadet hayatının yerine getirildiği bir kurum olarak camiler daha önce dediğimiz gibi Cakova ‘da şehrin kurulmasıyla birlikte kurulmuşlardır. Çünkü yukarda da zikredildiği gibi camiler insanları bir araya getirir ve dini yayma ve anlatma konusunda çok önemli yer tutar.

Cakova camilerini iki guruba ayırmamız gerekir:

1. Osmanlı döneminde inşa edilen ve bugün mevcut olan camiler:

Bizeban Süleyman Ağa Camii, Hanka Camii, Kerim Bey-Sofa Camii, Gül Camii, Hacı Ömer Camii, Kosar Camii, Mola Yusuf Camii, Gets Semti Camii, Halil Efendi Camii, Mahmut Paşa Camii, Seyfıklin Ziya Camii, Yeni Cami, Şeyh Hacı Feyzullah Ağa Camii.

2. Osmanlı döneminde inşa edilen ve. bugün mevcut olmayan camiler:

Baş Pazar Camii, Büyük Medrese Camii, Küçük Medrese Mescidi, Fetah Ağa Camii, Süleyman Ağa Camii, Ses Çıkaran Cami, İslam Bey Camii, Kışla Camii, Arslan Paşa Camii.

Bütün bunlarla beraber bugün camilerin inşaatını veya dekorasyonunu halk kendi maddi imkânlarıyla yapmaktadır. Her camimin bir imamı ve müezzini vardır. İmam hem vaiz hem de muallim durumdadır. İmamların çoğu Arap Ülkelerindeki

İslami Üniversitelerden mezun olmuşlardır. İmamların cami dışında yaptıkları başka hizmetleri de vardır. Bunlar yeni çocuğa isim koymak, sünnet düğünlerinde mevlit ve sünnet duasını okumak, evlenme düğünlerde nikâh kıyıp dua etmek, birinin vefatında cenazeyi yıkayıp kefenlemek ve cenaze namazını kıldırmak, vefattan bir hafta sonra ölünün ailesinin düzenlediği hatim ve mevlit davetine icabet etmektir.

Ancak cenaze yıkama, cenaze namazı ve mevlit okuma dışında imam pek davet edilmemektedir. Çünkü bazı ailelerin dinden anladığı tek şey bunlar olduğu için din görevlisi de sonuna kadar kendi açısından değerlendirmeye çalışır. Hatim ile mevlit okuma, bazen de sadece mevlit okuma uygulaması sadece birinin vefatından sonra değil de mübarek geceler veya başka merasimler dolayısıyla da düzenlenmektedir. Bu dini bir gelenek halini almıştır. Vefat etmiş ebeveynlerin ruhları adına hatim veya mevlit okutan aileler vardır. Bütün bu uygulamalar böyle bir istekte bulunan ailenin evinde yapıldığı için aile efradı da bundan nasibini almaktadır. Bu arada din görevlisine dini siyasi, güncel vs. sorular sorulur o da cevap vermeye çalışır.

Bu tür toplantılar bazı aileler için “hoca” veya din görevlisi ile daha yakın ve daha açık olarak görüşebildiği tek vesile olduğu için onlar açısından da din görevlisi tarafından da önemlidir. Özellikle mevlidin okunduğu çocukların da hazır bulunması onların hiç unutmayacakları bir dini atmosfer oluşturur.

İmam kendi halk ve cemaati ile iç içe olup onların dini hayatlarına etki yapan çok önemli bir faktör konumundadır. Nitekim görev yapan imamlar kendi cemaat ile samimi sosyal ilişkiler kurmaya çalışmaktadır. İmamın cami içi ve dışında yaptığı dini hizmetler arasında cübbe ve sarık giyme zorunluluğu vardır. Görevde bulunmadığı zamanlarda böyle giyim zorunluluğu yoktur. Son zamanlarda özellikle bazı genç din görevlilerinin sarıksız veya takkesiz olarak dolaşmaları cemaat tarafından iyi gözle bakılmamaktadır.

Belgede Gjakova (Cakova)'da aile ve din (sayfa 76-79)