• Sonuç bulunamadı

c.iv Ara Değişken:Bütünleşik Dış Politika Yürütücüsü

Ara değişken, bağımlı değişken ve bağımsız değişken arasında bağlayıcı bir görev görmektedir. Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde neoklasik realizm devletlerin dış politika davranışlarını açıklarken sistemik değişkenlerin yanı sıra ülke içi değişkenlere de vurgu yapmaktadır. Bu bağlamda teori devletlerin dış politika davranışlarını açıklarken dış politika yürütücüsünü bir ülke içi değişken olarak kabul etmektedir. Neoklasik realist teoriye göre dış politika yürütücüsü devlet başkanlarını ve ülke içerisindeki diğer önemli birey ve kurumları kapsamaktadır. Buna rağmen dış politika yürütücülerinin çıkarları ve tercihleri özellikle devlet çıkarları ön planda olduğunda değişiklik gösterebilmektedir. Bunun sonucu olarak bir ülke içerisinde dış politika belirlenirken ülke içerisindeki dış politika yürütücülerinin bireyleri ya da organları dahil olduğundan, dış politika yürütücüsü uluslararası değişkenlerden

24

ayrışmaktadır (Ripsman, Taliaferro ve Lobell 2009, 280). Neoklasik realizm iç politikayı sistemik değişkenler ve birim düzeyde değişkenler arasında bir ara değişken olarak tanımlamaktadır. Teori devletlerin uluslararası politikada hareket edebilme yeteneğinin iç politik sürece bağlı olduğunu ileri sürmektedir (Kitchen 2010, 132).

Ülke içerisindeki dış politika yürütücüleri çerçevesinde farklı kurumlar ya da bireyler ülkelerin dış politikalarının şekillenmesinde ve belirlenmesinde rol oynamaktadır. Dış politika yürütücülerince ülke için alınan dış politika kararları dönemsel olarak farklılıklar içerdiği gibi yürütücülerin kararları benzer şekillerde de ortaya çıkabilmektedir. Bunun sonucu olarak, ülke içerisinde dış politika yürütücülerinin kararlarının uyumlu ya da farklı olması ülkenin sistemik etkilere karşı dış politikasının yeniden şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmada iddia edilecek ikinci hipotez çerçevesinde ülke içerisinde dış politika yürütücülerinin pozisyonlarının uyumlu olmasının sistemik etkilere karşı belirli bir dış politika davranışı belirlenmesini kolaylaştırdığı vurgulanacaktır. Dolayısıyla çalışmada ülke içerisindeki dış politika yürütücülerinin uyumu devletlerin dış politika davranışlarını etkileyen bir değişken olarak kabul edilecek ve dış politika yürütücülerinin pozisyonları incelenecektir. Çalışmada ara değişken olarak kabul edilen bütünleşik dış politika yürütücüsünün ölçümü ise sistemik etkiler karşısında farklı aktörleri içine alan dış politika yürütücülerinin pozisyonları incelenerek operasyonelleştirilecektir. Eğer ülke içerisindeki dış politika yürütücüleri sistemik etkileri benzer şekilde algılayıp bu etkilere benzer şekilde cevap veriyorsa kararları bütünleşik olarak kabul edilecektir. Öte yandan ülke içerisindeki dış politika yürütücüleri sistemik etkileri her zaman benzer şekilde algılamamaktadır ve bu durum devletlerin belirli bir dış politika davranışı belirlemesini zorlaştırmaktadır.

25

Dolayısıyla çalışmada dış politika yürütücülerinin pozisyonlarıın uyumlu olması bütünleşik, pozisyonlarının uyumlu olmaması ise bölünmüş olarak kabul edilecektir.

ABD anayasası ülkenin dış politikasının yürütülmesini kuvvetler ayrılığı sistemiyle düzenlemektedir. Bu noktada anayasa aracılığıyla ABD’de Kongre ve Başkana yasama ve yürütme organı olarak dış ilişkileri yürütebilme yetkisi vermiştir. Dış politika kararlarının alınmasında her ne kadar ABD başkanının kararları önemli olsa da, başkanın bu konuda gücü sınırsız değildir. Başkan dış politika kararlarını tamamen kendisi verememektedir, çünkü ülke içerisinde yasama organı dış politikanın yürütülmesinde önemli bir role sahiptir (Del Monte ve Lazarou 2017, 1-2).

ABD’de Kongre özellikle savunma, bütçe ve dış politika kararları üzerinde önemli anayasal yetki ve sorumluluklara sahiptir. Bunun sonucu olarak Kongre’nin Amerikan dış politikasını etkileme şekli farklı eylemlere dayanmaktadır. Kongre’nin ABD’de dış politikasını şekillendirme yöntemlerinden birisi dış politika meselelerinde yasa geçirme olarak ön plana çıkmaktadır. Kongre, ABD’de dış politika üzerinde etki yaratırken substantif yasama ve prosedürel yasama yöntemlerini kullanmaktadır (McCormick, American Foreign Policy and Process 2013, 22). Obama yönetimi boyunca Kongre, ABD’nin Asya-Pasifik politikasının şekillenmesi için her iki yöntemden de faydalanmıştır. Kongre’nin kullandığı bu iki yöntem iç politika ve eylemlerin ABD’de dış politikayı nasıl etkilediğini ve şekillendirdiğini açıkça göstermektedir (McCormick, American Foreign Policy and Process 2013, 22). Bu iki yöntem dışında Kongre, Amerikan dış politikasını şekillendirmek için farklı yöntemlere de başvurmaktadır. Kongre ve bireysel üyeleri ülkenin dış politikasını etkilemek için yasama dışı mekanizmalara da başvurmaktadır (McCormick, American Foreign Policy and Process 2013, 22-23).

26

Bu çalışmada iddia edilecek ikinci hipotez ve incelenecek olan vakalar çerçevesinde ülke içerisindeki dış politika yürütücülerinin pozisyonları uyumlu olduğunda sistemik etkilere karşı belirli bir dış politika davranışı belirlenmesinin kolaylaştığı vurgulanacaktır. Çalışmada bütünleşik dış politika yürütücüsü ara değişken olarak kabul edilecektir ve devletlerin dış politika davranışlarını yalnızca sistemik bir değişken olan tehdit unsurunun değil bir ülke içi faktör olan dış politika yürütücüsünün de şekillendirdiği vurgulanacaktır. İncelenecek olan vakalarda ise ABD’nin dış politika davranışını yalnızca Çin’den algıladığı tehdit faktörüyle değil ayrıca ABD içerisinde Başkan ve Kongre’nin pozisyonları üzerinden incelenecektir. Çalışmada iddia edilen hipotez paralelinde ABD’de hem Başkan hem de Kongre’nin Çin’in 2008 sonrası dönemde takip ettiği dış politika davranışını tehdit olarak algılayıp benzer şekilde cevap verdiği vurgulanacaktır. Bu çerçevede Başkan ve Kongre’nin Çin hakkındaki tehdit algılamaları ve kararları incelenecek ve bunun sonucu olarak Çin’e karşı ortak bir pozisyon geliştirip çevreleme politikasına başvurduğu vurgulanacaktır. Dış Politika davranışı Realist Liberal Tehdit Var X Yok X

Tablo 2.1. Dış Politika Davranışı

Bu çalışmada devletlerin tehdit algıladığında tehdit kaynağı devlete karşı realist dış politika davranışlarıyla hareket ettiği vurgulanırken tehdit algılamayan devletlerin liberal dış politika davranışına başvurduğu iddia edilecektir. Buradan yola çıkarak çalışmada tehdit algılayan devletin realist dış politika davranışına başvurduğu en

27

muhtemel vaka analizi çerçevesinde incelenecektir. Dolayısıyla çalışmada iddia edilen hipotez olan tehdit algılayan devletlerin realist dış politika davranışına başvurmasının doğrulanmasının en muhtemel olduğu vakalar incelenecektir.