• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: STİLİSTİK (BİÇEMBİLİM)

2.4. Stilistiğin Öğeleri

2.4.3. Cümleler ve Stilistik

Cümleler bir kural içinde birçok kelimeden oluşur ve mantıklı bir sıra içinde dizilim gösterirler (Moennighoff, 2009: 31). Üslup açısından cümleleri ele aldığımızda türlerine, sıralanışlarına göre incelendikten sonra bu sınıflamaların ne gibi etkilerinin olduğunu görebiliriz.

Cümleleri türlerine göre incelediğimizde karşımıza bildirim cümleleri(Alm: Aussagesatz), soru cümlesi(Alm.:Fragesatz), ünlem cümlesi(Alm: Ausrufsatz) ve talep cümlesi(Alm: Aufforderungsatz) olarak karşımıza çıkmaktadır. Bildirim cümleleri olumlu ya da olumsuz bir bildirimde bulunmaya yarayan cümlelerdir (Vardar, 2002: 43-44). Bu cümle türüne örnek olarak da " Bardak kırıldı." ifadesini gösterebiliriz. Soru cümleleri ise konuşucunun dinleyiciye bir şey sormak için özel öğelerin yanı sıra kendine özgü bir titremlemeyle belirlenen tümce türüdür (Vardar, 2002: 179). "Bardak kırıldı mı?" ifadesi bu tümce türüne örnek teşkil eder. Ünlem cümleleri bildirim cümlelerine en yakın cümlelerdir; farkları güçlü duygular ve özel ilgi içeren kesintili cümle özelliği gösterebilen cümlelerdir (Sowinski, 1991: 92). Bu cümle türüne örnek

33

olarak da "Ha! O bardağı kır da göreyim seni." ifadesini verebiliriz. Talep cümleleri yani emir kiplerindeki cümleler ünlem cümleleriyle benzeşebilir. Çünkü duygusal olarak etki gösterir ve ünlem işaretiyle bu şekilde anlaşılabilir. Fakat içerik olarak talep cümlesi beklenen bir duruma ve belli bir konuşma partnerine yönelik emir ve istem olan arz ifadeyle belirlenir (Sowinski, 1991: 93). "Bu cümle türünü "Kalemi ver!" bir emir cümlesi olarak, "Lütfen kalemi verir misin?" ifadesi bir rica cümlesi olarak örneklendirebiliriz.

Cümlelerin içerdiği bilgilerin hiyerarşisini ele aldığımızda bilgilerin belli bir koordinasyona ya da bir bağımlılık içinde oluşturulduğunu görebiliriz. Koordinasyonlarına göre ele aldığımızda ilk olarak cümlelerin yanaşık sıralam(Alm:

Parataxe) içinde cümlelerle karşılaşırız. Yanaşık sıralam iki önermenin, aralarındaki

ilişkiyi gösteren herhangi bir bağlama öğesi kullanmadan art arda sıralanması biçiminde gerçekleşen sözdizimsel düzendir (Vardar, 2002: 216). "Dün hastaydım, okula gitmedim." ifadesi bu düzen için bir örnek teşkil etmektedir. Yanaşık sıralam haricinde çok bağlaçlılık özelliği gösteren koordine cümlelerde vardır. Çok bağlaçlılık(Alm:

Polysyndeton) benzer işlevi olan öğelerin art arda bağlaçla birlikte kullanılması

durumudur (Vardar, 2002 :62). "O hem çalışır, hem eğlenir." ifadesini örnek olarak sunabiliriz. Bunların dışında bir de bağlamsızlık(Alm: Asyndeton) özelliği gösteren yani; yalın ilişki içindeki iki öğe ya da dizim arasında bu ilişkiyi belirten bir bağlama öğesi bulunmaya cümlelerde vardır(Vardar, 2002:138). Örneğin: Julius Sezar'ın ünlü sözü "Geldim, gördüm, yendim" deyişidir.

Cümleleri bağlı cümleler(Alm: Unterordnung) göre incelediğimizde karşımıza bağlılık(Alm: Hypotaxe) ve ayraç cümle(Alm: Paranthese) terimleri ile karşılaşırız. Bağlılık bir önermenin başkasında bağlı olmasıdır (Vardar, 2002: 32). Böyle bir cümleye örnek olarak " Dün okula işe gitmedim. Çünkü hastaydım." ifadesini sunabiliriz. Bundan başka olarak birde ayraç cümleler(Alm: Paranthese) cümleleri bağlı cümleler arasındadır ve bir tümceye sözdizimsel olarak bağlanmayan, ikincil nitelikli sayılan bir öğe, sözcük, tümce parçası ya da tümceyi o tümceye katmak için kullanılan ters yönlü eğmeç biçiminde ikili göstergedir (Vardar, 2002: 27). Bu tümceye örnek olarak "Böyle giderse, emin ol, her şeyini kaybedeceksin." ifadesi verilebilir.

34

Ayrıca cümleleri bütünlüğüne göre incelediğimizde sonu getirilmeyen eksik yapı gösteren- kasıtlı olarak olabilir- cümleler de mevcuttur. Bu cümle yapısı oluşturulurken bazı yöntemler vardır. Bunlardan ilki caymaca(Alm: Anakoluth) bir tümceyi oluştururken yapı değişikliğine başvurma, bir kuruluş biçimini bütünlemeden başkasına geçme, dizimsel bir yapıyı birden keserek başka yapıya yönelme biçiminde gerçekleştirilen değişmecedir (Vardar, 2002: 55). Örneğin; " Bilmiyorum... Nasıl?" ifadesi gibi. Bundan başka olarak, çeşitli dillerde, önünde yer aldığı ya da ardından geldiği birimle başka bir birim ya da tümcenin geri kalan bölümü arasında ilgi kurmaya yarayan, anlamı aynı bağlamdaki öbür birimlerle belirginleşen işlevsel biçim birim olan ilgeç vardır (Vardar, 2002: 120). Örneğin; "Bu yaşananlara rağmen rahat tavırları tepki topladı." ifadesi gibi. Ayrıca cümle bütünlüğünü tam olarak sunmayan üsluba etkisi olan bir cümle olan eksilti(Alm: Ellipse) olağan koşullardaki biçimine oranla kimi öğeleri eksik olan, ama anlamayı aksatmayan cümle dizim şeklindedir (Vardar, 2002: 92). Örnek olarak "Evden işe işten eve" ifadesini gösterebiliriz. Ayrıca eksiltili bir cümlenin farklı bir şekli olan ilişkilendirme(Alm: Zeugma) yalnız bir sözceyle ilgili ya da gerçek anlamını yalnız o sözcede taşıyan bir öğeyi bir başka sözcede de kullanma durumudur (Vardar, 2002:121). Bu cümle şekli "Hem kazağı hem de gömleği aldı." ifadesiyle örneklendirebiliriz. Eksiltili yapıya benzer başka bir cümle dizilimi biçimi ise cümlenin sözdiziminde cümle bitmeden birdenbire kesinti durumu olan kesinti(Alm:Aposipese) yöntemidir (Vardar, 2002: 133). Buna örnek olarak "Lütfen düzgün dille..." ifadesini sunabiliriz. Cümle öğelerinin yerlerini değişik olduğu devrik yapılı cümlelerde mevcuttur. Devrik cümle(Alm: Inversion) olağan ve sık görülen bir sıralanış düzeninin yerine bir tümcede başka türlü bir sıralama düzeninin almasından kaynaklanan durumdur (Vardar, 2002: 70). Örneğin: "gel yanıma" ifadesi gibi. Cümlelerin sözdiziminde daha sonra gelmesi gereken öğeye daha önce yer veren yöntem ise önceleme(Alm: Prolepse, Antizipation) (Vardar, 2002: 153). Bu cümle dizilimine örnek olarak ." Sen küçük olan neden kavga ettiniz?" ifadesini örnek verebiliriz. Bir metnin anlatımının üslubunu cümlelerinin cümlelerin niceliğini genişleterek bir etkide bulunulabilir (Alm:Amplifikation) (Moennighoff, 2009: 46). Bu niceliği genişletme yöntemini betimlemelerle ya da bir cümle öğesinin bütünlüğü için dağılımı (Alm:Distibutio) (Moenninghoff, 2009: 48). Bu genişletme yöntemine “Hırçın mavi

35

deniz…” betimleme için örnek verirken “ Bu gök, bu yer, bu deniz nerede var?” ifadesini de dağılıma örnek gösterebiliriz.