• Sonuç bulunamadı

İKTİSADİ HAYAT

II.II Sanayi Ve Ticaret

II.II.I Bursa Esnafı

Sicillerden elde edilen veriler arasında, şehir hayatının gündelik ihtiyaçlarının da karşılandığı çeşitli esnaf gruplarına da rastlamak mümkün olmuştur. Şehirlerde ticaret, endüstri ve benzeri işlerde uğraşan, köylü halkın ihtiyacı olan çeşitli tarım araç ve gereçleri ve günlük yaşamın gereklerini üreten kesime esnaf ve zanaatkâr denilmektedir244. Şehirlerde üretime katılan esnafların hepsi mensup oldukları sanayi dalında, ekonomik, mali, idari ve sosyal fonksiyonları bulunan bir esnaf teşkilatının üyesidirler. Bir

242 Bursa Şer. Sic., A-84; 18,34,8,31.

243 Özer ERGENÇ : XVI. Yüzyılın Sonlarında Bursa,a.g.e., 188. 244 Yusuf HALAÇOĞLU : a.g.e., 103 ; Musa ÇADIRCI : a.g.e., 119.

sanat kolunun mensupları belli sayıda bir grup teşkil ederek faaliyette bulunmaktadır. Bu teşkilat, sanatkârın sayısının belirlenmesi, bunların bağımsız dükkân açabilme yetkisini kazanması için yetiştirme ve içlerinden birisi öldüğü yahut ayrıldığı vakit yerine kimin geçeceği gibi konularda bağlı bulundukları kurallar ve bilinen bir düzene göre faaliyette bulunmakta ve gerekli kararları almaktadır245.

Esnaf teşkilatı gerçekte 13 ve 14. yüzyıllardaki Ahi hareketinin bir devamıdır. Ahilik kelime olarak “cömert, eli açık, yardımsever” anlamına gelmektedir246. Ahiliğin temeli bir tasavvufi cereyan olan fütüvvete dayanmaktadır. Fütüvvetin en mühim iki şartından biri Müslüman olmak, diğeri ise bir meslek sahibi olmaktır. İşsiz kimselerin teşkilata kabul edilmemeleri, toplanma merkezi olan zaviyeleri247 bir işsizler yurdu olmaktan kurtarmış; bunun yanında zanaat sahiplerinin çoğunun fütüvvet teşkilatına girmeleri esnaflıkla fütüvveti birbirinden ayrılamaz iki unsur haline getirmiştir. Fütüvvetin Anadolu’daki kolu, teşkilatın piri olan Ahi Evran’a izafeten Ahilik adıyla anılır. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda Ahilerin rolleri bulunduğu gibi ilk Osmanlı hükümdarlarından bazılarının da teşkilat mensubu oldukları bilinmektedir248.

Esnaf teşkilatına katılma şerbet içme, şed kuşanma ve şalvar giyme ile olmaktadır. Bir çeşit kuşak olan şed sonraları peştamal halini almış ve ustalık makamına ulaşanlara takılmaya başlamıştır.249 Bursa Merkez Kazasına ait olan A-202 numaralı şer’iyye sicillerinde bulunan tereke kayıtlarında

245 Özer ERGENÇ : XVI. Yüzyılın Sonlarında Bursa,a.g.e., 189.

246 Hasan KÜÇÜK: Osmanlı Devleti’ni Tarih Sahnesine Çıkaran Kuvvetlerden Biri, Tarikatlar Ve Türkler Üzerindeki Müspet Tesirleri, ( İstanbul: 1976) , 224.

247 Zaviye; Arapça “toplanmak” anlamına gelmektedir. Istılah olarak “herhangi bir tarikata mensup dervişlerin bir şeyhin idaresinde topluca yaşadıkları ve gelip geçen yolculara bedava yiyecek, içecek ve yatacak yer sağlayan yerleşme merkezlerine verilen addır”. A. Yaşar OCAK. Suraiya FAROQHI : ”Zaviye” , İ.A., 13, 468.

248 Mübahat. S. KÜTÜKOĞLU : a.g.e., 606-607. 249 Ahmet TABAKOĞLU: a.g.e., 207.

karşımıza çıkan şed ifadesi, yukarıdaki izahattan da yola çıkarak anlaşılacağı üzere, tereke sahibinin sosyal konumu hakkında bize bir fikir vermektedir. Bazı şahısların tereke kayıtlarından net olarak hangi sanat kolunda esnaflık yaptığı tespit edilemese de, bu kişilerin ustalık mertebesine ulaşmış, mesleklerinin erbabı şahsiyetler olduğunu sahip oldukları şedler vasıtasıyla söyleyebilmemiz mümkündür. Şemidi mahallesinden Mehmet Çelebi Bin Ali, Hüsrev Bin Abdullah ve Mahmut Bin Abdullah şed adlı kuşağa sahip esnaftan bir kaçıdır. Yine kuşak sahibi olan El Hac Mehmet Bin Abdullah’ın250 terekesinde dükkân kayıtlarının yer alması nedeniyle onun bir pabuççu olduğu anlaşılmaktadır.

Esnaf birliklerinde çalışanları ustalar, kalfalar ve çıraklar oluştururdu. Yükselebilmek için ehliyet ve liyakat esastı. Esnaflığa giren genç mesleğinde uzmanlaşmadıkça ve zamanı gelmedikçe yükselemez ve ayrı dükkân açamazdı. Ayrıca ihtiyaç olmadan da ayrı dükkân açılamazdı. Sanattaki titizlik ve ilerleme güçlüğü, başıboşluğun sanata darbe vurmasını önleyen tehditler aynı zamanda uzmanlığa olan hürmeti de göstermektedir. Esnaf ve dükkân sayısı gibi üretim araçları, iş aletleri ve tezgâh adetleri de sınırlandırılmıştır. İhtiyaca göre üretim fikri fiilen uygulanmaya çalışılmaktadır251.

Şehir hayatında kişilerin bütün ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayamamasının doğal bir sonucu olarak, şehirlerde halk çeşitli mesleklere yönelerek bir iş bölümüne tabi olmuşlardır. Bursa’da 16.yüzyıla ait tespit edilmiş 50’den fazla esnaf grubu bulunmaktadır. Bunlar: kasap, ekmekçi, başçı, bakkal, pabuççu, kazzaz, berber, yaycı, kuyumcu, kiremitçi,

250 Bursa Şer. Sic. A – 202. ; 15,52, 64. 251 Ahmet TABAKOĞLU : a.g.e., 208.

yorgancı, oduncu, tülbentçi, kazgancı (kazancı), bezzaz(bezci), debbağ... v.s. şeklinde devam etmektedir252.

Bu meslek grupları şer’iyye sicillerinden doğrudan tespit edilebildiği gibi çeşitli kişi ve yer adlarından da bunları tespit etmek mümkün olabilmektedir. A-84 ve A-202 no’lu sicillerde” ....hudud-ı kıble ve şark Başcı İbrahim Vakfına...”, “....mahle-i mezkurede hudud-ı kıble Ekincioğlu Vakfına ve şark vadiye ve şimal Çıkrıkcıoğulları mülküne...253” “Kazgancıoğlu bahçesinde olan....” ve ”oldur ki mahruse-i Burusa’da Kiremitçioğlu mahallesinde...254” şeklinde geçen ifadelerden hareketle yukarıda anılan kişilerin veya atalarının zikredilen mesleklerin erbaplarından olduklarını söylemek ve buradan hareketle de Bursa’da bu meslek gruplarının varlığını teyit etmek mümkündür.

Mahalle isimleri arasında tesadüf edilen Yeni Bezzaz mahallesinin isminden hareketle de Bursa’da bez ve mensucat satan esnaf ve tüccar grubunun bulunduğunu söylemek imkân dâhilindedir. Yine bu sicillerden elde edilen verilere göre Ahmet Bin Mehmet’in yaycı, Mahmut Bin Abdullah’ın dülbentçi, Cemal Piri Bin İbrahim’in kazancı oldukları tespit edilmiştir. Kuruçeşme Mahallesi sakinlerinden olan Selmor Veled Arslan adlı Yahudi’nin terekesinde dükkânına ait kayıtlardaki ipekli kumaşlar, bürümcek, miski atlas, değerli tülbentlerden255 hareketle de bu şahsın bezzaz olduğunu söylemek mümkündür. Bunun yanında 16. yüzyılın ortalarında Bursa’da börekçi, otçu256, çiçekçi ve kazzaz257 dükkânları da mevcuttur.

252 Özer ERGENÇ : XVI. Yüzyılın Sonlarında Bursa,a.g.e., 218. 253 Bursa Şer. Sic., A – 202; 33,21

254

Bursa Şer. Sic., A – 84; 3, 25 255

Bursa Şer. Sic., A – 202; 54,61,1 256 Bursa Şer. Sic., A – 84 ; 19, 11. 257 Bursa Şer. Sic., A – 202 ; 4819.