• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde, araştırmada cevap aranan belli başlı sorularla ilgili elde edilen bulgular ve yorumlara yer verilmiştir. Araştırma bulguları alt problemlerle ilişkilendirilerek verilmektedir.

Alt problem1:TDKK’ya ait yüzer birliklerde görev yapan personelin giydiği eğitim elbiselerinde kullanılan kumaşın sebep olduğu termofizyolojik problemler nelerdir?

Anket formundan elde edilen ve yüzer birliklerde görevli personelin kullandığı mevcut eğitim elbisesi kumaşından kaynaklanan termofizyolojik problemler yaşama durumlarına yönelik bulgular Alt problem.1 çerçevesinde ele alınmış ve aşağıda Tablo.9’da verilmiştir.

Tablo 9-Anket formundan elde edilen termofizyolojik bulgular

Her

zaman Sıklıkla Nadiren

Hiçbir zaman

Bir fikrim

yok Toplam

S % S % S % S % S % S %

GİYSİ ÇALIŞIRKEN TERLETİYOR 535 43,0 520 41,8 175 14,1 11 ,9 4 ,3 1245 100 GİYSİ TERİ EMMİYOR 454 36,5 383 30,8 240 19,3 147 11,8 21 1,7 1245 100 GİYSİ HAVA ALMIYOR 461 37,0 506 40,6 192 15,4 58 4,7 28 2,2 1245 100 GİYSİ ORTAMDAKİ ISI DEĞİŞİKLİK-

LERİNE KARŞI BENİ KORUYOR 52 4,2 123 9,9 476 38,2 524 42,7 71 5,7 1245 100

Tablo.9 incelendiğinde, ankete katılan personelin tamamına yakın bir kısmının “herzaman” ve “sıklıkla” olmak üzere paralel ifadelerde bulundukları görülmektedir. Öyleyse mevcut eğitim elbisesinde terletme özelliği konforsuzluk ve hoşnutsuzluk oluşturan oldukça önemli bir problem olarak belirlenmektedir.

Aktivite düzeyi yüksek olan işlerde giyilmek üzere tasarlanacak üniformalarda yüksek aktivite sonucu çıkacak olan yoğun sıvı ve buhar ter taneciklerini de göz önünde tutmak gerekmektedir. Bununla birlikte normal şartlar altında küçük gemilerde ve büyük gemilerde ise makine dairesi dışındaki görevlerde personel orta aktivite düzeyinde görev yapmakta ve hissiz terleme ile sürekli sıvı ve buhar ter tanecikleri cilt yüzeyinde bulunmaktadır. Mevcut eğitim elbisesinde ise polyesterin karışımda yoğun olması nedeniyle kumaş hidrofob özellik göstermekte ve sıvı taneciklerin kumaş ve deri arasında birikmesine neden olmaktadır. Bu sayede çalışma sırasında yoğun bir terleme hissi ya da bunalma oluşmaktadır. Bu problem, tasarlanacak numune kumaşta lif harmanının değiştirilmesiyle giderilecektir.

Ankette sorulan giysi kumaşının teri emip emmediği sorusuna yüzer birlik personelinin verdiği yanıtlar Tablo.9’da ikinci satırda verilmiştir. Yanıtlar incelendiğinde, yüzer birlik personelinin üçte ikisinin “herzaman” ve “sıklıkla” şeklinde yanıt verdiği ve personelin mevcut giysinin teri emmediğini düşündüğü görülmektedir.

Mevcut eğitim elbisesi kumaşının çalışırken terlettiği ve teri emmediği anket bulguları ile ortaya konmuştur. Orta derecede fiziksel aktivitesi olan personel için bile, üniformada iyi nefes alma özelliği olan kumaş kullanmak kaçınılmazdır. Mevcut kumaş ısı ve havayı geçirmekte ancak nem ve ter taneciklerini mikroklima ortamında biriktirmektedir. Bu problemin giderilmesi, üretilecek numunede lif harmanının ve kumaş yüzey dokusunun değiştirilmesiyle olacaktır.

Tablo.9’da üçüncü satırda mevcut eğitim elbisesinin hava alıp almadığı sorusuna alınan yanıtlar verilmiştir. Yüzer birlik personelinin tamamına yakın bir kısmının “herzaman” ve “sıklıkla” şeklinde yanıt verdiği ve genelde giysinin hava almadığı fikrinde olduklarını ifade ettikleri görülmektedir. Bu ifadelerden de anlaşıldığı gibi, mevcut eğitim elbisesi kumaşının mikroklima ortamının yoğun ve dolu olması nedeniyle giyen kişilere hava geçirimsiz hissi ortaya koymaktadır. Lif harmanının ya da kumaş yüzey dokusunun değiştirilmesiyle ise tasarlanan numune kumaşlarda bu problem ortadan kalkacaktır.

Ankette giysinin personeli ortamdaki ısı değişikliklerine karşı koruma durumu sorulmuştur. Bu soruya yüzer birlik personelinin verdiği yanıt Tablo.9’da dördüncü satırda verilmiştir. Bu tablo incelendiğinde ankete katılan personelin 4/5’inin “hiçbirzaman” ve “nadiren” şeklinde yanıt verdikleri görülmektedir. Mevcut eğitim elbisesinde kullanılan kumaş gözenekleri oldukça geniş ve tüylülük miktarı az olan bir kumaş olduğundan ısı değişikliklerine karşı son derece etkisiz kalmaktadır. Vücudun ürettiği enerji, vücudun dışarıya verdiği enerjiden fazlaysa sonuç sıcaklık hissidir. Tersi olduğu durumda ise vücudun dışarı verdiği enerji daha fazla olursa kişi soğukluk duymaktadır. Bu nedenle ısı direnci yüksek olan kumaşlar kullanılmak suretiyle, vücudun ürettiği enerjinin daha çok deri yüzeyinde kalması ve dışarıya kayıp olarak verilmemesi sağlanmalıdır.

Altproblem.1 ve ilgili denencelere ilişkin bulgularda ortaya konulduğu gibi, mevcut giysinin çalışırken personeli terletmesi, cilt yüzeyinden teri uzaklaştırmaması, personele hava almayan bunaltıcı bir his vermesi ve giysinin ısı değişikliklerine karşı personeli korumaması öngörüşme bulguları ile paralellik göstermektedir.

Termofizyolojik konfora etki eden dört temel parametre, daha önce de açıklandığı gibi, fizyolojik özellikler, fiziksel aktivite, çevresel değişkenler ve giysiden kaynaklanan değişkenlerdir. Gemi içerisinde genelde çok fazla efor gerektiren bir egzersiz veya çalışma ortamı bulunmadığından, araştırmada rutin fiziksel aktivitenin genelde orta hareketlilik gerektiren işler olduğu kabul edilmiş ve bu durum gözlemlerle de sabitlenmiştir. Araştırmada ortamın klimatize kapalı mekanlar olduğu ve kişisel olarak personelin tümünün sağlıklı ve normal fiziksel durumda olduğu kabul edilmektedir. Cinsiyet ve çalışma yılı kişinin fizyolojik özelliklerini; meslek, görev türü ve görev yeri ortam şartlarını; eğitim elbisesine ait dokunsal konfor özellikleri ise giysiden kaynaklanan değişkenleri oluşturarak termofizyolojik konfora etkili olmaktadır. Bu nedenle üç parametre, altproblem.1’in altında denence.1.1, 1.2 ve 1.3’te incelenmektedir. Fizyolojik özellikler, mesleki gerekler ve giysiden kaynaklanan değişkenler ile termofizyolojik problemler

arasındaki ilişkinin durumu çapraz tablolar halinde düzenlenmiş ve Pearson kikare korelasyon katsayısının anlamlılık değeri %5 kabul edilerek yorumlanmıştır.

Denence.1.1:Personelin yaşadığı termofizyolojik problemler kişinin fizyolojik özelliklerden kaynaklanmaktadır.

Araştırmada uygulanan anket ile denence.1.1 test edilmiştir ve elde edilen bulgular Tablo.10 ile Tablo.13 arasında verilmektedir. Tablolanan değerlere kikare testi uygulanmış ve bağımlı değişken ile bağımsız değişken arasında istatistiksel bir farkın olup olmadığı anlaşılmaya çalışımıştır.

Tablo 10-Personelin fizyolojik özellikleri ile giysinin çalışırken terletmesi

GİYSİNİN ÇALIŞIRKEN TERLETMESİ

Benzer Belgeler