• Sonuç bulunamadı

Araştırmada kullanılan genotiplerin tane verimine ait ortalama değerler ve önemlilik grupları Çizelge 3’te verilmiştir. Yapılan istatistiki analizde, genotipler arasındaki tane veri farkı % 1, genotip x uygulama interaksiyonu % 5 düzeyinde ve uygulama % 1 seviyesinde önemli bulunmuştur.

Sulu koşullardaki genotiplerin ortalama verimi 687,4 kg/da olarak gerçekleşirken, yağışa dayalı şartlarda genotiplerin verim ortalaması 496,9 kg/da olarak gerçekleşmiştir. Sulu koşullarda en yüksek tane verimi 762,3 kg/da ile 9 numaralı hattan elde edilirken, yağışa dayalı şartlarda ise en yüksek verim 624,8 kg/da ile 10 numaralı hattan elde edilmiştir. Genotiplerin ortalama verimlere bakıldığında ise 10 numaralı (691,9 kg/da) hatla beraber, Cemre çeşidi (652,9 kg/da) ve 9 numaralı hattın (637 kg/da) tane verimleri bakımından öne çıktıkları görülmektedir.

Kantitatif karakterlerden olan verim ve kalite özellikleri çevre şartlarının çok fazla etkisi altındadır (Yağdı, 2000). Genel olarak bitki ıslahçıları geliştirdikleri çeşitlerin değişik çevre şartlarına uygun ve çevre varyasyonundan en az etkilenen bir genetik yapıya sahip olmalarını istemektedirler (Demir ve Tosun, 1991).

* : % 5 seviyesinde önemli. ** : % 1 seviyesinde önemli

Bin Tane Ağırlığı (gr)

Araştırmada kullanılan genotiplerin bin tane ağırlıklarına ait ortalama değerler ve önemlilik grupları Çizelge 3’te verilmiştir. Yapılan istatistiki analizde genotipler arasında % 1 düzeyinde önemli farklılık gözlenirken, genotip x uygulama interaksiyonu ve uygulamalar arasında % 1 seviyesinde istatistiki olarak önemli farklılıklar gözlenmemiştir. Hem sulu hem de yağışa dayalı şartlarda bin tane ağırlığı bakımından 10 numaralı hat sıra ile 40.6 gr ve 39.5 gr ile en yüksek değerlere sahip olurken, ortalamalara bakıldığında en yüksek bin tane ağırlığı yine 10 numaralı (40.1 gr) ve Cemre çeşidinden (38.8 gr) elde edilmiştir.

Bin tane ağırlığını farklı çevre koşullarında yüksek tutabilen genotiplerin tane verim stabilitesi ve adaptasyon kabiliyetlerinin yüksek olduğu bildirilmektedir (Özberk ve ark, 2003). Yapılan bu çalışmada da benzer sonuçlar elde edildiğini söyleyebiliriz. Kalite kriterlerinden olan bin tane ağırlığı, çevre faktörlerinden etkilenmekle birlikte çeşit ile

Çizelge 3. Tane verimi. bin tane ve hektolitre ağırlığına ilişkin ortalama değerler ve oluşan gruplar

Genotip

Tane Verimi (kg/da) Bin Tane Ağırlığı (g) Hektolitre Ağırlığı (kg/hl)

Sulu Kuru Ortalama Sulu Kuru Ortalama Sulu Kuru Ortalama

1 588.1 c-f 459.6 g-ı 523.9 e 40.3 ab 35.1 Ij 37.7 c 79.5 de 77.8 h 78.7 cd 2 729.8 a 497.9 f-ı 613.8 b-d 37.1 fg 35.4 hı 36.3 e 79.8 cd 78.4 g 79.1 b 3 689.6 ab 448.5 g-ı 569.1 de 38.9 cd 33.9 K 36.4 e 80.5 b 76.6 k 78.5 de Nurkent 710.8 ab 441.3 hı 576.0 c-e 38.3 de 31.8 lm 35.0 f 81.0 a 75.7 l 78.4 ef 5 527.5 e-h 512.9 f-h 520.2 e 31.1 m 34.4 Jk 32.8 g 77.4 h-j 77.8 h-j 77.6 g 6 675.4 a-c 446.7 hı 561.0 de 31.8 lm 28.8 N 30.3 h 80.5 b 77.4 j 78.9 b 7 726.7 a 509.0 f-h 617.8 b-d 38.4 de 32.6 L 35.5 f 80.8 ab 79.3 ef 80.1 a Cemre 751.7 a 554.2 d-f 652.9 ab 39.9 ab 37.6 ef 38.8 b 78.9 fg 77.4 h-j 78.1 f 9 762.3 a 511.7 f-h 637.0 a-c 36.6 fg 36.3 gh 36.4 de 78.9 fg 76.4 k 77.6 g 10 759.0 a 624.8 b-e 691.9 a 40.6 a 39.5 bc 40.1 a 80.0 c 77.8 hı 78.9 bc 11 695.5 ab 539.4 d-g 617.4 b-d 40.0 ab 34.1 K 37.1 cd 78.7 g 77.6 h-j 78.1 f Sagitario 632.6 b-d 416.9 I 524.7 e 38.3 de 32.6 L 35.4 f 77.5 h-j 75.7 l 76.6 h ORT 687.4 A 496.9 B 37.6 A 34.3 B 79.4 A 77.3 B Genotip Lsd 64.1** 0.64** 0.26** Uygulama Lsd 63.4** 0.66** 0.37** Gen*Uyg Lsd 90.6* 0.91** 0.38** DK (%) 10.8 1.8 0.34 132

yakından ilgilidir (Atlı, 1987). Bin tane ağırlığının çevreden çok genetik baskı altında ve kalıtım derecesinin %79 civarında olduğunu bildirilmektedirler (Kılıç ve Yağbasanlar, 2003).

Hektolitre Ağırlığı (kg/hl)

Araştırmada kullanılan genotiplerin hektolitre ağırlıklarına ait ortalama değerler ve önemlilik grupları Çizelge 3’te verilmiştir. Yapılan istatistiki analizde genotipler arasında % 1 düzeyinde önemli farklılık gözlenirken, genotip x uygulama interaksiyonu ve uygulamalar arasında % 1 seviyesinde istatistiki olarak önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Sulu koşullarda en yüksek hektolitre değerine 81 kg/hl ile Nurkent çeşidi ile, yağışa dayalı şartlarda ise 79.3 kg/hl ile 7 numaralı hat ile ulaşılmıştır. Ortalamalara göre en yüksek hektolitre değerine yine 80.1 kg/hl ile 7 numaralı hat ile ulaşılmıştır.

Yapılan çalışmalarda hektolitre ağırlığının genetik yapıyla beraber ve çevre şartlarına göre değiştiği belirtilmektedir (Genç ve ark,1993).

Protein İçeriği (%)

Araştırmada kullanılan genotiplerin protein içeriğine ait ortalama değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4’te verilmiştir. Yapılan istatistiki analizde; genotip, genotip x uygulama interaksiyonu % 1 seviyesinde, uygulamalar arasındaki fark ise % 5 seviyesinde istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Hem sulu hem de yağışa dayalı şartlarda en yüksek protein içeriğine sırayla % 13.45 ve % 13.55 oranlarıyla 6 numaralı hat ile ulaşılırken, ortalamalar bakımından en yüksek değerlere % 13.5 ve % 12.9 ile 6 ve 7 numaralı hatlar ile ulaşılmıştır

Protein içeriğine ait genotip x yıl interaksiyonunun önemli görülmesi, daha önce çeşitli araştırmacıların yaptığı çalışmalarda da elde edilen sonuçlarla örtüşmektedir. Protein oranının genellikle düşük/orta derecede bir kalıtım derecesine sahip olması ve çevreden önemli oranda etkilenen bir özellik olduğu birçok araştırmacı tarafından bildirilmiştir (Çağlayan, 1999).

* : % 5 seviyesinde önemli. ** : % 1 seviyesinde önemli

Mini SDS (ml)

Araştırmada kullanılan genotiplerin mini sds değerine ait ortalama değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4’te verilmiştir. Yapılan birleşik analizde, genotipler ve genotip x

Çizelge 4. Protein Mini SDS özelliklerine ilişkin ortalama değerler ve oluşan gruplar

Genotip

Protein Oranı (%) Mini SDS (ml)

Sulu Kuru Ortalama Sulu Kuru Ortalama

1 12.67 d-f 12.23 f-h 12.4 cd 11,75 bc 11,08 cd 11.4 b 2 12.64 d-f 12.37 fg 12.5 c 9,63 ef 8,08 ı 8.9 de 3 12.42 f 12.66 d-f 12.5 c 12,13 b 12,20 b 12.2 a Nurkent 11.52 ı-k 12.45 ef 12.0 e 12,00 b 12,20 b 12.1 a 5 11.11 k 12.90 c-e 12.0 e 9,13 f-h 10,38 de 9.8 c 6 13.45 ab 13.55 A 13.5 a 8,63 g-ı 9,25 fg 8.9 de 7 12.62 d-f 13.16 a-c 12.9 b 8,38 hı 8,75 g-ı 8.6 e Cemre 11.88 hı 11.94 g-ı 11.9 ef 10,25 de 8,38 hı 9.3 cd 9 12.62 d-f 12.51 ef 12.6 c 9,63 ef 9,75 ef 9.7 c 10 12.70 cf 11.56 ı-k 12.1 e 11,38 bc 10,25 de 10.8 b 11 11.54 ı-k 11.76 Ij 11.6 f 11,88 bc 10,25 de 11.1 b Sagitario 11.28 Jk 13.05 b-d 12.2 de 12,13 b 13,25 a 12.7 a ORT 12.21 B 12.51 A 10.6 10.3 Genotip Lsd 0.32** 0.60** Uygulama Lsd 0.24* ÖD Gen*Uyg Lsd 0.44** 0.86** DK (%) 2.6 5.8 133

uygulamalar arasında % 1 düzeyinde önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Ortalama değerlere göre en yüksek mini sds değerleri sırasıyla 12.7 ml ve 12.2 ml ile 12 ve 3 numaralı genotiplerden elde edilmiştir.

Uygulamalar arasındaki farkın önemsiz çıkması bu özelliğin daha çok genotipik kalıtım etkisi altında olduğunu ve çevre koşullarından daha az etkilendiğini göstermektedir. Sedimantasyon ile alakalı yapılan çalışmalarda, bu özelliğin kalıtım derecesinin yüksek olduğu, çevreden daha az etkilenen bir karakter olduğu vurgulanmıştır (Atlı, 2004).

SONUÇ VE ÖNERİLER

İki çevrenin ortalaması olarak tane verimi bakımından ilk sıralarda yer alan Cemre, 9 ve 10 nolu hatlar sedimantasyon değeri bakımından alt sıralarda yer almıştır. Bu durum tane verimi ile kalitenin aynı oranda artırılmasının zor olduğunu göstermektedir. Protein oranı bakımında 6 ve 7 numaralı hatlar, mini sedimantasyon değeri bakımından ise 3 numaralı hat ile bölgede yoğun ekim alanı olan ve un sanayicilerinin çoğunlukla tercih etmiş olduğu Nurkent ve Sagitario çeşitleri öne çıkmıştır.

2010-2011 yetiştirme sezonunda sulu ve yağışa dayalı şartlarda yürütülen bu çalışma sonucunda, gerek verim ve gerekse de bazı kalite özellikleri yönünden ümitvar görünen hatlar, ıslah programında değerlendirilmek üzere bir üst kademeye aktarılmış olup, kalite özellikleri bakımından öne çıkan genotiplerle, tane verimi bakımından öne çıkan genotipler arasında melezlemelerin yapılarak yürütülen ıslah programlarına katkı sunulabileceği ortaya konulmuştur.

KAYNAKLAR

Anonim. 2010. “Ülkesel serin iklim tahılları araştırma projesi”. 2010 Yılı Araş. Projeleri Raporu. Diyarbakır. TUİK. 20109. Bitkisel Üretim İstatistikleri. Türkiye İstatistik Kurumu. tuik.gov.tr.

Atlı, A., 1987. “Kışlık tahıl üretim bölgelerimizde yetiştirilen bazı ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin kaliteleri ile kalite karakterlerinin stabilitesi üzerine araştırmalar.” Türkiye Tahıl Sempozyumu, Bursa. TÜBİTAK Tarım ve Orman Grubu Yayınları, 443-454.

Atlı, A., Koçak, N., 2004. Islah Programlarında Ekmeklik Buğday Kalitesinin Farklı Sedimentasyon Testleri ile Tahmini. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 8(2);51-56.

Aydın,N., Bayramoğlu,O., Özcan, H., 2007. “Bazı Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L.) genotiplerinin Verim ve Başlıca Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi.” OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2007,22(2):193-201 J. of Fac. of Agric., OMU, 2007,22(2):193-201.

Çağlayan, M., Elgün, A., 1999. Değişik çevre şartlarında yetiştirilen ekmeklik buğday hat ve çeşitlerinin bazı teknolojik özellikleri üzerinde araştırmalar. Orta Anadolu’da Hububat Tarımının Sorunları ve Çözüm Yolları Sempozyumu, 513- 518, 8-11 Haziran, Konya.

Demir, İ., Tosun, M., 1991. Ekmeklik ve makarnalık buğdaylarda verim ve bazı verim komponentlerinin korelasyonu ve path analizi. Ege Üniv. Zir. Fak. Dergisi, 28 (1):7-24.

Genç. İ.. Yağbasanlar. T.. Özkan. H.. Kılınç. M.. 1993. “Seçilmiş bazı makarnalık buğday hatlarının Güneydoğu Anadolu bölgesi sulu koşullarında adaptayonu üzerine araştırmalar”. Makarnalık buğday ve mam. Semp.. 30 kasım –3 aralık 1993. s. 261–274. Ankara.

Kılıç H. ve Yağbasanlar. T. 2003. Güneydoğu Anadolu Bölgesi Koşullarında Makarnalık Buğday (Triticum Turgidum Ssp Durum) Çeşitlerinin Bazı Kalite Özelliklerinin Genotipxçevre İnteraksiyonları Üzerinde Araş. 5. Tarla Bitk. Kong.. 13- 17 Ekim Diyarbakır.

Menderis,M., 2006. “Güneydoğu Anadolu Bölgesi Koşullarında Geliştirilen Bazı Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L.) Hatları ile Yetiştirilen Bazı Buğday Çeşitlerinin Kalite Özelliklerinin Araştırılması. Harran Üniv. Fen Bilimleri Enstitüsü.” Yüksek Lisanstezi. Proje No: 705.

Özberk, İ., Özberk, F., Çoşkun, Y., Demir, E., Doğru, C., 2004. Makarnalık Buğday Çeşit Tescil Denemelerinde Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Rank (Sıra) Analizi Metoduyla İncelenmesi. HR. Ü.Z.F.Dergisi, 2004, 8 (1): 71-75 J.Agric Fac. HR. U. 2004, 8 (1):71-75

Pena, R. J., Amaya, A., Rajaram, S. and Mujeeb A., 1990. Variation in Quality Characteristics with Some Spring 1B/1R Translocation Wheats. Journal of Cereal Science. 12:105–112.

Trethowan, R., and M. van Ginkel., Synthetic wheat- an emerging genetic resource. p. 369-385. In: B. Carver (ed.) Wheat science and trade. Wiley-Blackwell, Ames, IA, (2009).

Yağdı, K. 2000. Marmara bölgesi koşullarında kimi ümitvar ekmeklik buğday (T. aestivum L.) hatlarının performansları. Turk. J. Agric. For. 24; 157-163.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kemerburgaz Kompost Tesisinde Üretilen Kompostun Buğday Üretiminde Gübre Olarak Kullanılabilirliğinin Araştırılması

Rifat Zafer ARISOY1, Yasin KAYA1, Fevzi PARTİGÖÇ1, Rıza ÜLKER1, Telat YILDIRIM1, Alper TANER2, İsmail ÇAKMAK3, Levent ÖZTÜRK3, Atilla YAZICI3

1

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü. KONYA

2

Ondokuz Mayıs Üniversitesi. Ziraat Fakültesi. SAMSUN

3

Sabancı Üniversitesi. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi. İSTANBUL

Özet

Bu çalışma, İstanbul ilinin evsel atıklarından elde edilen kompostun buğday yetiştiriciliğinde gübre olarak kullanılabilirliğinin (doz–verim ilişkisi) belirlenmesi amacıyla Konya’da yağışa dayalı şartlarda iki yıl boyunca (2006-07 ve 2007-08 sezonlarında) Karahan-99 ekmeklik buğday çeşidi ile çakılı deneme şeklinde yürütülmüştür.

Deneme tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme deseninde 4 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Ana parsel konularında Kompost dozları (0 ton/da, 0,3 ton/da, 1 ton/da ve 3 ton/da) yer alırken alt parsel konularını gübreleme dozları (1/1 dozu (bölgede hububat yetiştiriciliğinde uygulanan geleneksel doz) ve 1/3 dozu (Geleneksel gübre dozunun üçte biri)) oluşturmuştur.

Kurak giden ilk yılda (248mm toplam yağış, Uzun yıllar ort.: 320,9mm) kompostun verim ve üzerine bir etkisi olmazken, yağışların normallere yakın olduğu ikinci yılda (290,6mm) kompostun etkinliği 1ton/da dozundan sonra görülmeye başlamıştır. Kompost dozlarında (0 – 0,3 – 1 – 3 ton/da) verim sırasıyla (161 – 194 – 219 - 218 kg/da) olmuştur. Denemenin toprak ve bitki analizlerinde ağır metal birikimleri kritik seviyelerin oldukça altında kalmış buna karşın uygulanan kompost bitki ve dane Zn konsantrasyonlarını doğrusal bir şekilde artırmıştır. Danedeki Zn içerikleri ilk yıl 13,3 ppm’den 22,6 ppm’e, ikinci yıl ise 8,4 ppm’den 15,7 ppm seviyelerine kadar çıkmıştır. Bu sonuç ise topraklarının %90‘ında Zn eksikliği görülen İç Anadolu bölgesi için oldukça olumludur.

Anahtar Kelimeler : Kompost, Kışlık Buğday, Gübreleme, mikroelementler, makroelementler, ağır metaller

Research on Utilization as Fertilizer from Compost Produced from Kemerburgaz Compost Facility of the Istanbul Metropolitan Municipality in Wheat Production Abstract:

This study was conducted to determine availability of compost, as a fertilizer (dose- yield relationship), obtained from waste of the city of Istanbul in wheat production. The field trials were carried out using Bread Wheat Karahan-99 under the rain-fed conditions of Konya for two years (2006-07 and 2007-08 seasons).

The field trials were set up as a split plot design of completely randomized blocks with

4 reps. Main plots consist of compost doses (0 ton/da, 0,3 ton/da, 1 ton/da and 3 ton/da)

whereas subplots conventional fertilizer doses (1/1 and 1/3 doses).

Compost treatments (CT) were no significant effects on yield because of lack of precipitation in the first year of field trials (248 mm of 2006-07 comparing with 320 mm of long term average). In the second year, CTs showed significant effects on yield when applied doses above 1 tones/da, together with positive effect of 290 mm of 2007-08. Wheat yields (161-194-219-218 kg/da) were respectively obtained from compost treatments (0-0,3-1-3 tones /da).

Heavy metals analyses showed that accumulation in soil and plant samples from trials remained below the critical level. Compost treatments linearly increased Zn concentrations in plants and grains. Grain Zn concentrations elevated from 13.3 ppm to 22.6 ppm in the first year, while from 8.4 ppm to 15.7 ppm in the second year. As a result, compost treatment can play important role for Central Anatolian Region where 90 % of arable land suffers from Zn deficiency.

Key Words : Compost, Winter Wheat, Fertilization, Microelements, Macroelements, Heavy

Metals

1.Giriş

Ülkemizde özellikle büyükşehirlerde organik madde içeriği yüksek katı atıkların bertarafı ciddi ekonomik ve çevresel problemlere yol açmaktadır. Artık Doğal kaynaklarımızın hızla tüketildiği günümüzde organik madde içeriği yüksek olan bu tip atıklara alternatif bir kaynak olarak bakmamız gerekmektedir. Bu tip atıkların bir kaynak olarak değerlendirilmesine en güzel örneklerden biri bu atıkların kompostlaştırma sürecinden sonra gübre olarak kullanımıdır.

Kompost kullanımı ile toprakların fiziksel özelliklerinde (organik madde, agregasyon, toplam boşluk hacmi, su tutma kapasitesi, havalanma, infiltrasyon hızı v.b.) iyileşmeler olmakta buna bağlı olarakta erozyonla toprak kaybı azalmaktadır (Glover ve ark., 2000; Andrews ve ark., 2001; Soumare ve ark., 2003). Kompostun elde edildiği kaynak önemlidir. Eğer kompost organik ve inorganik kirleticiler içeriyorsa içerisindeki ağır metal konsantrasyonlarına bağlı olarak çevre açısından ciddi bir kirletici konumuna gelebilir. Kompostun tarımda kullanımını sınırlandıran en önemli faktör budur. Jordao ve ark. (2006) Rio de Janerio’da evsel atıklardan elde ettikleri kompostun artan dozlarda uygulanması ile toprakta Zn, Cu, Mn, Pb ve Ni’in önemli düzeyde arttığını bildirmişlerdir.

Kuo ve ark. (2004) Tahıl üretiminde kompostun kullanılmasının verimi arttırabildiğini ve Hargreaves ve ark. (2008)’da kompostla ilgili yapılan bir çok çalışmada kompostun P, K, S, Zn, B ve Cu beslenmesine katkı yaparak bitki büyümesini arttırdığını bildirmişlerdir.

Bitgi ve Işık (2001), Konya, Karaman, Isparta, Burdur illeri topraklarının Bazı özellikleri ve bitkiye yarayışlı mikroelement durumunu belirlemek amacıyla yapmış oldukları çalışmada, toprakların bünyelerinin kumlu ile ağır killi, tuz içeriklerinın tuzsuz ile hafif tuzlu, pH’larının hafif asitli ile kuvvetli alkali, kireç içeriklerinın kireçsiz ile çok fazla kireçli, organik madde içeriklerinın ise çok az ile yüksek arasında değiştiğini belirlemişlerdir. Toprakların % 66.96’sında Fe, %62.81’inde ise Zn noksanlığının olduğunu, ancak genel olarak Cu ve Mn noksanlığının görülmediğini belirlemişlerdir.

Bu çalışma ile İstanbul evsel atıklarından üretilen ve ağır metal içerikleri “Toprak Kirliliği Kontrol Yönetmeliği” limitlerinin altında olan kompostun organik maddece fakir, kireç içeriği yüksek, buna bağlı olarak ta Zn, Fe gibi bazı iz elementlerce oldukça fakir olan Orta Anadolu topraklarında Buğday yetiştiriciliğinde gübre olarak kullanımı araştırılmıştır. Ayrıca yapılan toprak, bitki ve dane analizleri ile bazı makro, mikro besin elementleri ile ağır metallerin taşınımları da gözlemlenmiştir.

2.Materyal ve Metod 2.1.Materyal

Bu araştırma İç Anadolu İklim koşullarında, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsünün (BDUTAE) Konya Merkez arazisinde yüksek kireç içeren, killi, killi- tın ve siltli-tınlı bünyeye sahip Zn’ca fakir bir tarlada yürütülmüştür. Denemede Karahan-99

ekmeklik buğday çeşidi ve özellikleri Şekil 1’de belirtilen Kompost (ortalama %45 organik madde, %23 karbon (C), 7.5 pH, 15.0 C/N) kullanılmıştır.

Çizelge 1. İBB-İSTAÇ Kemerburgaz Kompost Tesisinde Şubat- Haziran 2009 döneminde üretilen kompost materyalinin Bazı Yasal Limitlerle Mukayesesi (Çakmak ve ark., 2009).

Parametre Sınır Değerler (mg/kg)