• Sonuç bulunamadı

Budin’in Fethi ve Budin’de Osmanlı Himaye Dönemi (1526-1541)

BÖLÜM 1: SĐYASĐ TARĐH 8

1.2. Budin’in Fethi ve Budin’de Osmanlı Himaye Dönemi (1526-1541)

1.2.1. Mohaç Savaşı ve Budin’in Fethi

XVI.yüzyılın en önemli savaşlarından biri olan ve neticesinde Macaristan ve Tuna Boyu hakimiyeti meselesi nedeniyle Osmanlı Devleti ile Avusturya’yı sürekli karşı karşıya getirecek olan Mohaç Savaşı’nın sebeplerine göz atacak olursak; savaşın siyasi, iktisadi, sosyal ve dini olmak üzere birden çok sebebinin olduğunu görürüz. Savaşın cereyanına geçmeden önce bu sebeplerden kısaca bahsetmek yerinde olacaktır.

1519 yılında Şarlken, Alman Đmparatoru olarak taç giydikten kısa bir süre sonra kardeşi Ferdinand’a Avusturya Arşidükü ünvanını vererek onu imparatorluğun en tehlikeli ve sorunlu bölgesine göndermişti. Zira bu kadar tehlikeli ve sorunlu bir bölgeye Şarlken, kardeşinden daha güvenilir bir kişiyi gönderemezdi.78 Şarlken, diğer taraftan Macar krallığı ile akrabalık tesis etmek amacıyla Macar tahtına varis olması için 1521 yılında Ferdinand’ı, Macar Kralı Layoş’un kız kardeşi Anna ile evlendirmiştir. Ertesi sene ise Layoş da Şarlken’in kız kardeşi Maria ile evlenmiştir. Böylece Avusturya ile Macaristan arasında akrabalık bağları tesis edilmiş79 ve Ferdinand, Layoş’tan sonra Macar tahtına varis olmuştur. Bu gelişmelerle birlikte Almanya-Đspanya ve Macaristan’dan oluşan Kutsal Roma Germen bloğu, Osmanlı Devleti için tehlikeli bir hale gelmişti. Bundan dolayı Osmanlı Devleti ile Fransa birbirlerine doğal olarak yaklaşmaktaydı. Fransuva ile Şarlken birbirlerine rakip olmalarından dolayı Osmanlı Devleti ile Fransa arasında yapılan ittifakın kurulması çok zor olmamıştır. Burada, Osmanlı Devleti ile Fransa arasında kurulan ittifaktan bahsetmek elzemdir. 1521 yılında Belgrad’ın fethi, Macaristan üzerindeki Osmanlı baskısının artmasına ve Macaristan’ın ekonomik durumunun bozulmasına sebep olmuştur. Osmanlı akınları bu dönemde Avrupa’da büyük bir güç olarak Osmanlı Devleti’nin rakibi olan Alman-Đspanyol Đmparatorluğu için tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Ancak bu esnada Alman-Đspanya Kralı Şarlken ile Fransa Kralı Fransuva Avrupa hakimiyeti için birbirleriyle savaşmaktaydılar. Kemalpaşazade, Şarlken ile Fransuva’nın Çasarlık için mücadele ettiklerini beyan

78

Özlem Kumrular, “Đmparatorluğun “Uçbeyi” I.Ferdinand’ın Kanuni’yle Đlk Yılları”, Muhteşem Türk, ed. Özlem Kumrular, Kitap Yayınevi, Đstanbul 2007, s.128.

79

Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, Ötüken Yayınevi, 3.Cilt, Đstanbul, 1977, s.358.

21

etmektedir.80 Şarlken bu unvan ile bütün Avrupa’yı kendi bayrağı altında birleştirmek istiyordu. Tabii ki; Osmanlı Devleti bu durumu kabullenmek istemiyordu. Bunun için Sultan Süleyman, Şarlken’e karşı Fransuva’yı destekleme kararı almıştır. Hıristiyan liderlerin birbiriyle savaşmasından rahatsız olan Papa Hadrian, Mart 1523’te Fransa kralına yazdığı mektupta; Şarlken ile arasındaki husumeti bitirmesini, barış yapmasını ve Türklere karşı savaşmasını tavsiye etmekteydi. Aksi takdirde Şarlken ile mücadelesinin Hıristiyanlığa zarar verdiğini, bundan dolayı Hıristiyanlığın uğradığı zararların sorumlusunun kendisi olacağını ve ebedi cezanın kendisini beklediğini beyan etmekteydi. Papa, Haziran ayında Fransa Kralı I.Fransuva’ya ikinci kez uyarmak için yeniden bir vekil göndermişse de bu da istenilen barışı sağlayamamıştır.81 Papa’nın tavsiyesinin aksine Fransuva ise Şarlken’e ve Macaristan’a karşı Osmanlı Devleti ile ittifak yapmayı tercih etmiştir. Fransuva’nın ittifak talebine Osmanlı Devleti mutlak surette olumlu bakmaktaydı. Çünkü, Osmanlı siyasetinin en önemli özelliklerinden birisi Hristiyan dünyasını sürekli bölünmüş olarak tutma ve kendisine tehdit unsuru olmaktan alıkoymaktı.82 Osmanlı-Fransız ittifakının cereyanı şu şekilde olmuştur. Fransuva, Macarlar ile Fransızlar arasında daha önce cereyan eden savaşlarda, Şarlken’in desteğini alan Macar Kralı’na karşı mağlup olarak83 Osmanlı Devleti’nden yardım istemeye karar vermişti. Solakzade, bu amaçla Fransız Kralı Fransuva’nın, Sultan Süleyman’a elçi göndererek “Ubudiyet-nâme”84 sunduktan sonra yardım talep ettiğini, Sultan Süleyman’ın da hem diğer âmillerden hem de Fransız Kralı’nın yardım talebinden dolayı Macarlar üzerine sefer hazırlığına başladığını belirtmektedir.85 Solakzade’nin aksine diğer kaynaklarda bu hadise; Fransız Kralının, Sultan Süleyman’a kendisinin değil bilakis annesinin mektup yazarak yardım istediği, Fransız Kralı

80

Kemal Paşa-zâde, Tevarih-i Âl-i Osman, X.Defter, haz. Şefaettin Severcan, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1996, s.220.

81

Johann Wilhelm Zinkeisen, Osmanlı Đmparatorluğu Tarihi, çev. Nilüfer Epçeli, Cilt 2, Yeditepe Yayınevi, Đstanbul 2011, ss.455-456.

82

Halil Đnalcık, “Osmanlı Tarihinde Dönemler”, çev.Ferhan Kırlıdökme-Mollaoğlu, OTAM, Sayı 10, Ankara 1999, s.339.

83

Bir nice yıldı ki, aralarında defâ’tile muhârebe ve mudârebe miyân-ı meydân-ı mücadelede mukâtele ve mukâbele olub âhiru’l emr kral-ı bed-fiâl-i Üngürus-ı menhûs muâvenet-ü muzâheret itmegile Đspanya beği Françe beğine galip olmuşdu”, Kemal Paşa-zâde, s.220.

84 Ubûdiyet kelimesi kulluk, kölelik, bendelik, bağlılık…vb anlamlara gelmektedir. Bkz. Ferit Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara 2003, s.1116. Burada geçen Ubudiyetname ise kanaatimizce

Fransa Kralının Osmanlı Sultanının hakimiyetini kabul ederek ona olan bağlılığını bildirdiği bir namedir.

85

Solakzade Mehmed Hemdemi, Solakzade Tarihi, Mahmud Bey Matbaası, Đstanbul, 1297, ss.451-452; Kemal Paşa-zâde, s.221.

22

Fransuva’nın Macarlar yerine Avrupa hakimiyeti için Đspanya Kralıyla savaştığı ve yenilerek esir düştüğü şeklinde geçmektedir.86

Osmanlı tarihçisi Tayyâr-zâde Atâ ise 6 Kanun-ı Evvel 1525 yılında hem Fransa kralının hem de annesinin mektubunun Đstanbul’a ulaştığını belirtmektedir. Tayyâr-zâde’nin eserinde her iki mektubun da sureti bulunmaktadır. Biz de konunun daha iyi mütalaa edilebilmesi açısından bu iki mektubun suretini burada vermeyi yararlı bulduk. Fransa Kralı Fransuva’nın annesinin Sultan Süleyman’a yazdığı mektup şu şekildedir; “Đspanya kıralı Şarlken oğlum Fıransuva’yı Pari muhârebesinde tutup habs eyledi. Ve

şimdiye kadar oğlumun halâsını Şarl’ın insâniyyetine bırakmış idim. Halbuki me’memûlümüz olan insâniyyeti icrâ itmedikden başka oğlumun hakkında hakâret dahi itmektedir. Đmdi âlemin musaddakı olan azamet-ü şânınız ile oğlumun düşmenimizin pençe-i kahrından halâsı ile i’lân-ı übbehet buyurmanızı zât-ı şâhânenizden bi’l-hassa

niyâz iderim”. Bu ifadelerle, Fransuva’nın annesi Sultan Süleyman’dan, oğlunun

kurtarılması için yardım rica etmekteydi. Fransa Kralı Fransuva hapiste iken kanaatimizce adamları vasıtasıyla Đstanbul’a gönderdiği mektupta “Macaristan kıralı

birinci Ferdinando’nun üzerine hücûm itdiğinizde biz dahi himmet-ü inâyetinizle habsden halâs olup Đspanya kıralı Şarlken’in üzerine hücûm idüp müşârün-ileyhden öcümüzü aluruz. Ve siz ki şehen-şâh-ı celîlü’ş-şânsınız, mümâ-ileyhin hakkından gelmege inâyet buyurulduğu halde bundan böyle bende-i ni’met-şinâsınız oldığımız

iştibâh buyurulmaya” şeklindeki ifadelerle Sultan’ın Macaristan üzerine sefere çıkması

halinde kendisi de Şarlken’in elinden kurtulup öcünü alabileceğini ve sonrasında da Sultan’a kulluk edeceğini bildirmiştir.87 Bunun üzerine Ocak 1526’da Sultan Süleyman tarafından Fransız Kralı Fransuva’ya gönderilen cevapta, yardım teminatı şu şekilde verilmektedir; “Dergâh-i selâtin-penâhıma yarar adamın Frangipan ile mektup

gönderip ve bazı ağız haberi dahi ısmarlayıp memleketinize düşman müstevlî olup, elân habsde idüğünüzü i’lâm edüp halâsınız hususunda bu cânibden inâyet ve meded istidâ eylemişsiz, her ne ki demiş iseniz, benüm pâye-i serîr-i âlem-masîrime arz olunup alâ-sebîli’t-tafsîl ilm-i şerîfim muhît olup tamam ma’lûmum oldu. Đmdî, padişahlar sınmak

86

M.Tayyib Gökbilgin, “Kanuni Sultan Süleyman’ın Macaristan ve Avrupa Siyasetinin Sebep ve Âmilleri, Geçirdiği Safhalar”, Kanuni Armağanı, TTK Basımevi, 2.Baskı, Ankara 2001, s.9; Feridun Emecen, “Mohaç Muharebesi”, D.Đ.A, Cilt 30, Đstanbul 2005, s.232; H.Bilge, s.675; Halil Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu Klasik Çağ

(1300-1600), çev.Ruşen Sezer, Yapı Kredi Yayınları, Đstanbul, 2003; Öztuna, Kanuni Sultan Süleyman, ss.36-37. 87

23

ve habs olunmak aceb değildir, gönlünüzü hoş tutup azürde-hâtır olmayasız. Öyle olsa, bizim âbâ-yi kirâm ve ecdâd-i izâmımız nevverallâhu merâkidehim dâimâ def’i-düşmân ve feth-i memâlik için seferden hâlî olmayup biz dahi anların tarîkine sâlik olup her zamanda memleketler ve sa’b ve hasîn kaleler feth eyleyüp gece gündüz atımız eğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Hak subhâne ve ta’âlâ hayırlar müesser eyleyüp meşiyyet ve irâdeti neye müte’allik olmuş ise vücûde gele. Bâki ahvâl ve ahbâr ne ise mezkûr âdeminizden istinkâk olunup ma’lûmunuz ola; şöyle bilesiz. Tahrîren fî evâil-i şehr-i âhiri’l-rebîayn li senet-i isnayn ve selâsîn ve tis’amia. Bi makâm-i

dâru’s-saltanat-il aliye al Kostantiniyye el mahmiyye el mahrûse”.88 Tüm bu gelişmelerden,

Osmanlı-Fransız yakınlaşmasının ve Fransızların Sultan Süleyman’dan yardım talep etmelerinin Mohaç Savaşı’nın önemli nedenlerinden birisi olduğu anlaşılmaktadır. Sultan Süleyman’ın batı politikası gereğince gerçekleştirdiği Osmanlı Fransız ittifakı, Süleyman’ın Hıristiyan devletleri bölme fikrine hizmetten daha çok Fransa’nın işine yaramıştır. Zira Fransa kralı Frasuva I, ikiyüzlü politika sürdürerek duruma göre bazen Hıristiyanlarla hatta Şarlken ile gizlice işbirliği yapmaktan çekinmemiştir. Ancak yine de Avrupa’da Almanya-Đspanya ittifakına karşılık Osmanlı-Fransız ittifakı kurulmuştur.89 Tayyarzade Ata, Fransa ile Osmanlı Devleti’nin yaptıkları ittifakın tarihini Hicri 932 (Miladi 1525) olarak vermektedir.90 Osmanlı Devleti böylece, XVI.yüzyılda Avrupa’da Hıristiyan birliğini tesis etmeye çalışan Habsburglulara ve Papalığa karşı daha güçlü bir şekilde mücadele etmeye başlamıştır.

Mohaç Savaşı öncesinde Avrupa’da ortaya çıkan mezhep çatışmaları Osmanlı Devleti’ni Avrupa’ya karşı daha güçlü hale getirmiştir. 1525 yılından itibaren Martin Luther ve Philipp Melanchton’un eserleriyle ortaya çıkan Protestanlık fikri, Almanya’da ve Avrupa’da geniş alanlara yayılmıştır. Protestanlık her şeyden önce ilk olarak, Alman dilli halklarda ve Jagellon Hanedanından olan Kral Layoş II’nin eşi olan Habsburglu Kraliçe Maria’nın yanında yayılmaya başlamış, neticede Macaristan’a nifak sokmuştur.

88

Halil Đnalcık, Devlet-i Aliyye – Osmanlı Đmparatorluğu Üzerine Araştırmalar I, Türkiye Đş Bankası Kültür Yayınları, Đstanbul 2009, ss.151-152; Joseph von Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, haz. Mümin Çevik ve Erol Kılıç, 3.Kitap, Đstanbul, s.89.

89

M.Tayyib Gökbilgin, “Türk Đdaresinde Budin”, Atatürk Konferansları V 1971-1972, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991, s.164.

90

Devlet-i aliye her ne kadar Avrupa devletleriyle mevki ve hudûdı münâsebetiyle gâh harb gâh sulh üzere bulunmuş ise de akd itdikleri musâlaha bir nev mütâreke kabîlinden olmağla hiç birisi ittifâk-u ittihâd derecesinde olmayup fakat Fıransa devleti ile saltanat-ı seniyye arasında tokuz yüz otuz iki senesi ilk def’a olarak mün’akid olan mu’âhede hakîkaten mu’âhede-i ittifâkiyye dinmege şâyân olduğından işbu münâsebât-ı dostânenin esbâbı ber vech-i tafsîl bu mahalle derc olundı” bkz. Tayyâr-zâde Atâ, s.210.

24

Macaristan’da bazı burjuvalar Protestanlığı kabul etmişler, diğerleri de onlara karşı mücadeleye girişmişlerdir. Worms Parlamentosu’nun, hukukçu Werböczy vasıtasıyla Luther’i bu akımı yalanlamaya ikna etme teşebbüsü ise başarılı bir sonuç vermemiştir. Reform hareketleri Macaristan’da halkın büyük çoğunluğunu kazandıktan sonra; okullar, matbaalar, yayınevleri… vb. kurumlar Kalvinistler ve Lutherciler (Protestan) olarak ikiye bölünmüştür. Bu yeni fikirlerin hızlı bir şekilde yayılması Mohaç Savaşı arefesine denk gelmiştir.91 Sultan Süleyman da Protestanlarla işbirliği yapmayı ve onları desteklemeyi ihmal etmemiştir. Bu sayede Đmparator Şarlken, bir yandan Osmanlı Devleti ile savaşırken diğer taraftan da Almanya ve diğer yerlerde ortaya çıkan Protestanlarla uğraşmak zorunda kalıyordu.92 Osmanlılar, Protestanlığı Avrupa’daki Katolik birliğine karşı desteklemek suretiyle kendi emniyetlerini sağlamak istemişlerdir. Osmanlılar, Protestanları desteklerken kendi hakimiyet sahalarında olan Macarlara özel bir önem vermişlerdir.93

Mohaç Savaşı’nın sosyal ve ekonomik sebeplerine göz atacak olursak; Mohaç Savaşı öncesinde Macaristan’daki durumun her zamankinden daha kötü bir vaziyette olduğunu görüyoruz. Şöyle ki; Macar halkı, aristokratlar ve köylüler olmak üzere ikiye bölünmüş idi.94 Neticede Macaristan’da feodal beyler ile köylüler arasındaki ilişkiler giderek bozulduğundan, köylüler 1514 yılında György Dozsa önderliğinde isyan etmişlerdir. Cegled’de feodallere karşı ayaklanmayı teşvik eden bir bildiri sunan Dozsa ve beraberindekiler Dozsa’nın doğduğu topraklara yani Erdel’e doğru ilerlemeye başlayınca bu isyanı bastırma görevi Erdel Voyvodası Janos Zapolya’ya verilmiştir.95 Dozsa önderliğindeki köylüler, 15 Temmuz 1514’te Temeşvar’da Zapolya ve Đstvan Bathory tarafından sert bir şekilde müdahale edilerek bastırılmışlardır.96 Akabinde Györg Dosza, başına kızgın bir demir taç giydirilmek suretiyle öldürülmüştür.97 Macar tarihçi Miklos Molnar, Cegled’den başka Nisan 1514’te 40.000 köylünün Peşte’de

91 Molnár, s162-163. 92 Asrar, ss.84-85. 93

Erdal Çoban, “Macaristan’da Protestanlığın Gelişmesi ve Osmanlı Hakimiyeti”, OTAM, Sayı 7, 1996, ss.100-101.

94

Yücel, s.30.

95

Hüseyin Şevket Çağatay Çapraz, “Osmanlı Fethi Öncesi Macar Toplumsal Yapısı ve György Dózsa Ayaklanması”,

Tarihin Peşinde, Sayı 6, Yıl 2011, ss.125-126. 96

Hoensch, s.39.

97

Karl Vocelka, “Avusturya-Osmanlı Çekişmelerinin Dahili Etkileri”, Đstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi, Sayı 31, Đstanbul 1978, s.10.

25

toplanarak ayaklandığını kaydetmektedir.98 Sonuç olarak Mohaç Savaşı öncesi Macaristan, köylüler ile aristokratların mücadelelerinden dolayı sosyal çalkantılarla boğuşmaktaydı. 1514 yılındaki bu köylü ayaklanmasını Macar asilzadelerinden Zapolya bastırmış olsa da, Zapolya ve diğer büyük toprak sahipleri de mevcut yönetimden memnun değillerdi. Çünkü Macaristan’da hükümet, büyük toprak sahibi aristokratlardan yüksek miktarda vergi talep etmeye başladığında bu durum aristokratlar arasında hoşnutsuzluk yaratmıştır. Bundan dolayı Zapolya her fırsatta özerklik isteğini ve küçük kapital sahibi kimselere göre ayrıcalığının olması gerektiğini dile getirmekteydi.99

1524 yılının başlarında Sultan Süleyman, Kral Layoş’a gönderdiği mektupta Budin’i ele geçirmek, hükümranlığını Macaristan, Almanya ve Avrupa’nın tamamına yaymak için şahsen sefere çıkacağını bildirmişti. Bunun üzerine Kral Layoş da Sultan Süleyman’a Tanrı’nın yardımıyla Osmanlı ordusunu karşılamaya hazır olduğunu ve istediği zaman gelmesini bildirmiştir. Layoş, bu satırları yazarken Đtalyanlara, Đspanyollara, Almanlara, Fransızlara, Đngilizlere ve tüm Hıristiyan alemine güveniyordu.100 Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi’nin kaleme aldığı Kitâb-ı Süleyman-nâme isimli eserde Mohaç Savaşı’nın sebebinin 1521 yılındaki Belgrad Seferinden sonra Osmanlı hakimiyetini tanımayan kibir ve inatta isyan eden Macar Kralı Layoş’un boyun eğdirilmesi olarak geçmektedir.101

Kemal Paşazade, Macar Kralı’nın o dönemde Avrupa’nın en güçlü krallarından biri olduğunu şu sözlerle beyan etmektedir; “Ungurûs-ı menhûsın kral-i bed-fiâli selâtin-i

taht-nişin-i küffâr-ı füccârın muazzamlarındandı”102 1524-1525 yılları Macaristan’a

sefer için çok uygun bir tarihtir. Zira bu tarihlerde Safevi hükümdarı Şah Đsmail ölmüştü ve doğudan herhangi bir tehlike de beklenmiyordu. Ayrıca Rodos alınmış ve denizden gelebilecek tehlikeler önlenmiş, Suriye’deki isyanlar da bastırılmıştı.103 Tüm bu gelişmelerden sonra Malkoçoğlu Bâli Bey’den gelen mektupta Macarların yeterli güçlerinin olmadığı, 1525 yılında Macar ordusunda paralarını alamayan askerlerin saf

98

Molnár, ss.127-128.

99

Paul Török, Ungarische Geshichte, Danubia Verlag, Budapest 1944, s.24.

100

Zinkeisen, Cilt II, s.464.

101

Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi, Kitâb-ı Süleymannâme, s.80.

102

Kemal Paşa-zâde, s.201.

103

Feridun M. Emecen, “Büyük Türk’e Pannonia Düzlüklerini Açan Savaş Mohaç, 1526”, Muhteşem Türk, ed. Özlem Kumrular, Kitap Yayınevi, Đstanbul 2007, s.51.

26

değiştireceği haberi gelince104Macaristan’a savaş ilan edilmiştir. Divan-ı Hümayun’da yapılan müzakereler neticesinde Macaristan Seferi’nin güzergâhı Rumeli Beylerbeyi ile sınırlardaki Sancakbeylerinin görüşleri doğrultusunda Erdel, Bosna veya Adriyatik yerine; Belgrat üzerinden Mohaç’a ve Macaristan’a hücum edilmesi şeklinde kararlaştırılmıştır.105 Doğuda ve batıda meydana gelen tüm gelişmeler, Osmanlı Devleti’ni Macarlar ve Şarlken karşısında avantajlı duruma getirmekteydi. Kanaatimizce; Süleyman, Macaristan’a sefer için bundan daha uygun bir vakit bulamazdı.

Kanuni Sultan Süleyman, Mohaç seferi için hazırlık yaparken diğer taraftan Macaristan Sarayı, içinde bulunduğu tehlikenin farkına vararak Katolik batı hükümdarlarına elçiler göndermek suretiyle yardım talebinde bulunmuştur.106 Kilisenin çabalarına rağmen Avrupalı Devletler, özellikle de Almanlar, Macaristan için para harcamak ve asker kaybetmek istemiyorlardı. Avrupalı devletlerden istediği yardımı alamayan Layoş, seferin maliyetini karşılamak için para arayışına girişmişti. Bu nedenle halktan para toplamak, para bastırmak, kilisenin mallarına el koymak hatta Erdelliler ve Yahudilerden imdâd-ı seferiye toplanması gibi çeşitli yolları denemiştir.107 Lehistan Kralı da 1525 yılında Osmanlı Devleti ile anlaşmasını yenilediğinden Macar Kralı Layoş’a yardım edemeyeceğini bildirmiştir.108 Böylece Layoş, Avrupa’da güvendiği devletlerden yardım alamayarak Osmanlı Devleti’nin karşısına çıkmak zorunda kalmıştır.

Sefer hazırlıklarını tamamlayan Sultan Süleyman, 11 Recep 932’de (23 Nisan 1526) Đstanbul’dan109 hareket etmiştir. 21 Recep 932’de Edirne’ye, 16 Şaban 932’de Sofya’ya varmıştır. Sofya’da Osmanlı ordusu şehir dışında otağ kurarak 6 gün kalmıştır. 22 Şevval 932’de Belgrad’a varan Osmanlı Ordusu, 24 Şevval 932’de Sava Nehri’ni

104

Pál Fodor, “Macaristan’a Yönelik Osmanlı Siyaseti, 1520-1541”, Đ.Ü.Tarih Dergisi, Sayı 40, Đstanbul 2004, s.33; M.Tayyib Gökbilgin, “Süleyman I”, M.E.B. Đslam Ansiklopedisi, C.XI, Eskişehir 1997, ss.105-106.

105

Gökbilgin, “Kanuni Sultan Süleyman’ın Macaristan ve Avrupa Siyasetinin Sebep ve Âmilleri, Geçirdiği Safhalar”, s.12.

106

Nicolae Jorga, Osmanlı Đmparatorluğu Tarihi, Çev. Nilüfer Epçeli, C.2,Yeditepe Yayınevi, Đstanbul 2009, ss.334-335.

107Peçevi Đbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, haz. Bekir Sıtkı Baysal, Kültür Bakanlığı Yayınları, C.I, Ankara, 1981, ss.84-85.

108

Emecen, “Mohaç Meydan Muharebesi”, s.233.

109 Karaçelebizâde Đstanbul’dan hareketin 9 Receb 932’de (21 Nisan 1526) gerçekleştiğini beyan etmektedir. Ordunun Edirne, Sofya, Filibe ve Belgrad üzerinden Mohaç sahrasına ulaşması konusunda diğer müelliflerin verdiği tarihler ile Karaçebizade’nin tarihleri örtüşmektedir. Bkz. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi, ss.80-81.

27

geçerek Sirem Yakası’na geçmiştir.110 2000 tüfenkendâz, 150 top ve diğer Rumeli askerleri ile bir menzil önden giden Serdar-ı Ekrem Đbrahim Paşa, Varadin ve Đylok Kalelerini ele geçirmiştir.111 Bu esnada Yahya Paşaoğlu müteallikatından olan birkaç asker, düşman tarafından dil112 getirmiş ve dillerden alınan bilgiler sefer için çok önemli fayda sağlamıştır. Düşman tarafından getirilen kişilere Macar Kralının hali sorulduğunda; kralın diğer krallardan yardım istediği, askerleriyle geniş bir vadide Osmanlı ordusunun yolunu kapattığı cevabı alınmıştır. Bu haber üzerine Ösek Kalesi yakınında Drava Nehri’ni geçmek için gemiler birbirine bağlanılmış ve sağlam bir köprü inşa edilerek 12 Zilkade 932’de nehir geçilmiştir.113 Solakzade, “Ertesi gün

ferman-ı alişânları ile cisr-i mezbûr yıktırılır tâki diyar-ı islamdan kat-ı alâka olunub

ihtimaldir ki firar hatırlarına hutûr eylemeye”114 ifadeleriyle köprünün ordudan firara

mahal vermemek için sultanın emriyle yıktırıldığını belirtmektedir. Bu esnada, Tuna Nehri üzerinden daha önce yollanan ve 800 gemiden oluşan Osmanlı donanması da gelmiş bulunmaktaydı.115

Mohaç Savaşı’ndaki taraflar, sahip oldukları asker ve teçhizat açısından mukayese edildiğinde yerli ve yabancı kaynaklarda farklı rakamlar karşımıza çıkmaktadır. Ferenc Eckhart, Osmanlı ordusunun 80.000 kişi ve 200 toptan, Macar ordusunun 24.000 asker ve 53 toptan116; Peter Hanak, Osmanlı ordusunun 100.000, Macar ordusunun ise 25.000 kişiden117; Geza Perjes, Osmanlı ordusunun 60-75.000 civarında Macar ordusunun ise bunun yarısı kadar olduğunu118 ifade ederken; Jorga ise Macarların 20.000 kişilik ordusunun; Stefan Bathori’nin 3000 adamının, Georg Zapolya’nın Đstolni Belgrad’dan 300’ü süvari ve 1200’ü piyade olmak üzere getirdiği 1500 askerin, Lehistan’ın 1500 ve Papa’nın 1300 paralı askerinin sayesinde 27.300 kişiye ulaşmış olduğunu beyan

110

Peçevi, C.I, ss.66-67; Solakzade, ss.452-453.

111

Peçevi, C.I, s.67.

112

Dil getirmek, düşmanın durumunu öğrenmek için düşman tarafından esir almak anlamına gelmektedir. Bkz. Müneccimbaşı Ahmet Dede, s.612.

113

Solakzade, ss.452-453.

114

Solakzade, ss.454. Ayrıca, Dimitri Kantemir, Osmanlı Đmparatorluğu’nun Yükseliş ve Çöküş Tarihi, çev. Özdemir Çobanoğlu,C.I, Çağ Yayınevi, Đstanbul 2002, s.222.

115

Bu esnâda bi-inâyeti’llahu teâlâ su yüzünden dahi sekiz yüz (800) mikdarı sefâin nusret-karîn ebtâ-ı ricâl ve bahadırân-ı rezm ve kıtâl ile irüşüb”, Feridun Bey, Münşeât-üs Selâtîn, Cilt 1, 1264, Đstanbul, ss.483-484.

116

Eckhart, ss.112-113.

117

Peter Hanak, Die Geschichte Ungarns von den Anfängen bis zur Gegenwart, Reimer Hobbing Verlag, Essen 1988, s.49.

118

28

etmektedir.119 Alman tarihçilerden Zinkeisen ve Hammer, Osmanlı ordusunun 100.000 asker, 300 top ve 800 gemiden, Macar ordusunun ise 25.000 asker ve 80 civarında toptan müteşekkil olduğunu belirtmektedir.120 Yerli kaynaklarımıza baktığımızda Uzunçarşılı, Osmanlı ordusunun 100.000 kişiden121 Kemal Paşazade Osmanlı ordusunun 150.000 kişiden fazla olduğunu Macar ordusunun ise 50-60.000 civarında