• Sonuç bulunamadı

Budin Beylerbeyliğinin Kuruluşu ve Coğrafi Sınırları

BÖLÜM 3: ĐDARĐ VE MÂLĐ YAPI

3.1. Budin Beylerbeyliğinin Kuruluşu ve Coğrafi Sınırları

29 Ağustos 1526 tarihinde kazanılan Mohaç Muharebesi’nden sonra Sultan Süleyman’ın Ortaçağ Macar Krallığı’nın tahtgâhı olan Budin’e girdiğini ancak bölgenin hem payitahttan ve diğer Osmanlı yerleşimlerinden uzak hem de buradaki ortamın henüz Osmanlı hakimiyetine hazır olmamasından dolayı Budin’in Macar asilzadelerinden Yanoş Zapolya’ya verildiğini önceki bölümde izah etmiştik. Đnalcık, Budin’in Zapolya’ya verilmesi hususunu, Tuna’nın ötesinde ve reayası tamamıyla yabancı olan bir ülkede doğrudan doğruya Osmanlı yönetimini kurmanın zorluğundan dolayı Osmanlı Devleti’nin, ilk başlarda Macaristan’ı Eflak ve Boğdan gibi haraçgüzar devlet durumuna getirdiği şeklinde açıklamaktadır.475 1526 yılından 1540 yılına kadar 14 yıl boyunca Yanoş Zapolya yönetimindeki Macar toprakları, Đstanbul’a bağlı vassal bir tampon devlet olarak varlığını sürdürmüştür.

1540 yılında Zapolya’nın ölümü ile birlikte Macaristan’da artık yeni bir dönemin kapıları açılmaktaydı. Zira bundan sonra Macaristan, Budin merkezli bir Osmanlı eyaleti haline getirilecekti. Esasen Ortaçağ Macar Krallığı’nın toprakları 1526 yılındaki Mohaç Savaşı’nı müteakiben 1541 yılında Budin Beylerbeyliği’nin kurulmasına kadar üç kısma ayrılmıştı. Bunlar, Zapolya yönetimindeki Osmanlı Macaristanı, Ferdinand yönetimindeki Habsburg Macaristanı ve Macar topraklarının doğu kısmını teşkil eden vassal Erdel Prensliği idi. Bu şekilde üç kısma ayrılan Macaristan’ın iki kısmı, Osmanlı Devleti’ne tâbi tampon devlet iken, bir kısmı da Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki en büyük rakiplerinden olan Habsburg Hanedanı’na aitti. Zapolya’nın ölümünden sonra Osmanlı Devleti’nin hakimiyetindeki iki kısımdan birisinin statüsü aynen eskisi gibi devam ederken diğer kısmı yani Zapolya’ya ait olan merkezî Macaristan’ın statüsü, 1541 yılında Budin Beylerbeyliği’nin kurulmasıyla birlikte, II.Viyana Kuşatması’na kadar yeni bir şekil almıştır. Böylece Budin Beylerbeyliği artık Osmanlı Devleti’nin

475

Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600), s.41; Đnalcık, “Ottoman Methods of Conquest”, ss.103-129.

107

kanaatimizce Avrupa topraklarındaki en önemli beylerbeyliklerinden birisi olmuştur. Zira Budin, Osmanlı Devleti ile Habsburglular arasında sınır olup Osmanlı Devleti’nin Avrupa politikası büyük ölçüde Budin’e atanan beylerbeyileri vasıtasıyla idare ediliyordu. Aşağıda da değinileceği üzere; bu önemli görev Budin’de görev yapan birçok beylerbeyinin idam edilmesine neden olmuştur. Biz bu kısımda, Budin Beylerbeyliğinin kuruluşu, eyaletteki sancaklar, görevliler ve benzeri hususlar hakkında bilgiler verdikten sonra Budin Sancağı’nda görev yapan kişilere tımar sistemi dahilinde verilen dirlikleri izah etmeye gayret edeceğiz.

Budin Beylerbeyliği’nin kuruluşu meselesi, Osmanlı kroniklerinin hepsinde hemen hemen aynı şekilde geçmektedir. Buna göre; Budin’in, Yanoş Zapolya’nın ölümünden sonra oğlu küçük Sigismund ve annesi Leh Kralı’nın kızına kalmasını fırsat bilen Nemçe kralı Ferdinand 80.000 askerle Budin’i kuşatmıştır. 20 Haziran 1541’de (25 Safer 948) Budin’in imdadına ilk olarak Mehmet Paşa yetişmiş ve akabinde de 25 Eylül 1541’de (4 Cemaziyel Evvel 948) Sultan Süleyman’ın da gelmesiyle kuşatma kaldırılmıştır. Bundan sonra Zapolya’nın oğlu Sigismund henüz küçük olması nedeniyle büyüdüğünde krallığının kendisine verilmesi taahhüdüyle Erdel’e gönderilmiştir. Böylece 29 Ağustos 1541 tarihinde Budin Beylerbeyliği kurulmuştur.476 Sultan Süleyman, Budin Beylerbeyliği’nin kuruluşunu, Feridun Bey Münşeâtı’nda yer alan Eylül 1541 tarihli Istabur Fetihnâmesi’nde şu şekilde ifade etmektedir; “Asl-ı murâd-ı

hümâyûnum Budin tahtını dâr-ül Đslâm idüb memâlik-i Engürüs şemşîr-i zafer-me’nûsum ile zabt olunmak idi. Bi-inâyeti Allâh-u teâlâ düşman-ı rehzden def’ olunduğu gibi Budin’de olan Yanoş Kral’ın oğluna atasının ocağı olan Erdel Vilayeti’nin banlığın ihsân eyleyüb hızâne-i âmireye bir mikdar mâl virmek üzere ol cânibe gönderildi. Engürüs beğlerinden sâir sadâkat üzere olanlara sancaklar virülüb ihsân eyleyüb Budin şehrini tevâbii ve levâhiki ve muzâfât-ı ekâlimi ile feth ve teshir eyledüm, muazzam kilisâlarını cevâmi-i ehl-i imân edüp cumhûr-u guzât-ı mülk-sitân ile Cuma namazı kılınup ism-i saadet resmime hutbe okundu, edâ-i nâkus ile menûs olan iklimleri gülbang-ı ahmedî ve zemzeme-i penc-i nevbet-i muhammed’i ile âliye es-salât-u selâm meʻmûr ve âbâd kıldım, arazi-i Üngürüs temâm kal’aları ve cümle mes-salât-uzâfât ve mülhakât ile ve reâyâ ve berâyâsı sâir memâlik-i mahrûseme munzâm kılınup kadılar ve dizdarlar ve müstahfızlar nasb olundu hıfz-u hırâset içün leşker-i sitândan bir mikdar

476

108

asker-i firûzbaht ifrâz olunub düstûr-u âsâf-şuûr vezirim Süleyman Paşa edâmellahu

teâlâ tâyin olundu 477 Böylece, merkezî Macar toprakları Macar tarihçi Fekete’nin de

belirttiği gibi, iç işlerinde serbest bırakılan vassal beylik durumundan alınarak, direkt payitahttan atanan ve devletin iradesini temsil eden beylerbeyi yönetiminde eyalete dönüşmüştür. Bu haliyle Budin Beylerbeyliği devletin sınır bölgesinde savunma hattını meydana getiren, genellikle iç eyaletleri ve Balkanları dışarıdan gelecek tehlikelere karşı koruyan bir tampon görevi üstlenmeye başlamıştır.478

Budin Beylerbeyliği’nin kuruluşundan sonra eyaletin sancaklarına ve sınırlarına göz atmak lazım gelir. Budin Beylerbeyliği’nin ilk kurulduğu esnada kaç sancaktan meydana geldiği maalesef kesin olarak belli değildir. Ancak Macar tarihçi Gyula Kaldy-Nagy, on iki sancaktan müteşekkil Budin Beylerbeyliğinin, Osmanlı kroniklerinde belirtildiği gibi 1541 yılında kurulduğuna karşı çıkmaktadır. Zira bu tarihte Budin Kalesi ve Peşte Kalesi’nin civarı dışında Drava Nehri ve Tuna hattının kuzeyinde Osmanlı Devleti’nin elinde fazla yer yoktu. Kaldy-Nagy’ye göre Budin Beylerbeyliği’nin kuruluşu ancak 1555 yılında Macaristan’daki diğer fetihlerin tamamlanması sonucunda mümkün olmuştur.479 Budin Beylerbeyliği’nin sınırları yapılan fetihlerle günden güne genişlemiştir. Peşte müdafaasından sonra 1543 baharında serhad beylerinin fütühatı neticesinde Estergon, Peçuy ve Đstolni Belgrad fethedilerek Budin Eyaleti’ne bağlanmıştır. Ertesi sene Vişegrad, Novigrad, Hatvan, Şimontorina alınarak aynı eyalete bağlanmıştır. 1552 yılında Budin Beylerbeyi Hadım Ali Paşa Solnok, Seçen ve Filek’i zapt etmiştir. 1556 yılında ise Budin Beylerbeyi Toygun Paşa ve sancakbeylerinin Macaristan’daki fetihleri ile eyaletin sınırları daha da genişlemiştir. 1566 yılındaki Kanuni Sultan Süleyman’ın son seferi olan Sigetvar Seferi sonucunda Budin Eyaleti’ne yeni bir sancak olan Sigetvar Sancağı dahil edilmiştir.480 Tüm bu bilgilerden Budin Beylerbeyliği’nin 1541 yılında kurulduğu eyalette idari yapının ve sınırların tekâmülünün ise 1566 yılında Sigetvar Seferi neticesinde olduğu anlaşılmaktadır. Kuruluşu müteakiben eyaletin ilk tahriri ancak 1546 yılında

477

Feridun Bey, C.I, s.490.

478

Lajos Fekete, “Macaristan’da Türklerin Mülk Sistemi”, çev. M.Tayyib Gökbilgin, Đstanbul Üniversitesi Tarih

Dergisi, Sayı 16, Đstanbul 1961, ss.25-26. 479

Kaldy-Nagy, “Budin Beylerbeyi Mustafa Paşa (1566-1578)”, ss.649-650.

109

yapılabilmiştir. Biraz önce bahsedilen fetihlerle ise Budin Beylerbeyliği çekirdek diye tabir edilebilecek sınırlarına ulaşmış olmalıdır.

Geza David, Budin Eyaleti’nin idari yapılanması esnasında Mohaç, Estergon ve Đstolni Belgrad gibi üç sancağın kurulmasının özel bir öneme sahip olduğunu belirtmektedir. David’e göre; bunlardan birincisi yani Mohaç Sancağı’nın kuruluşu muhtemelen psikolojik bir amaca bağlıdır. Çünkü Mohaç kelimesi 1526 yılını ve meşhur savaşı hatırlatmaktadır. Diğer iki şehirden Estergon, Macar Krallığı’nın dini merkezi ve kardinalin oturduğu yer, Đstolni Belgrad ise Macar Krallarının tac giydikleri yerdi. Budin ile bu üç şehir Ortaçağ Macaristan’ın simgeleri olup bu şehirlerin Osmanlı idari birimlerinin merkezi yapılmaları halka Macaristan Krallığı’nın bittiği mesajını vermekteydi.481

Osmanlı Devleti, Budin Beylerbeyliği’nin kuruluşundan sonra eyaletin güvenliğini sağlamak için yapılan bir takım fetihlerle birlikte bir takım tedbirler alma yoluna da gitmiştir. Bu bağlamda Osmanlılar, Estergon Kalesi’ne -hem Budin’i batıdan koruyan yegâne kale olduğu hem de nehir ağzında yer almasından dolayı- nehir geçişini kontrol ettiği için çok önem vermişlerdir. Osmanlılar, Estergon Kalesi’nin burçlarını güçlendirmişler, ayrıca kaleye bir de baruthane inşa etmişlerdir. Bundan başka Budin’i korumak için Estergon Kalesi’nin hemen yanına Tuna Nehri’nin bir yakasına Tepedelen, diğer yakasına da Ciğerdelen kalelerini inşa etmişlerdir. Budin’i güney tarafından korumak için ise Hamzabey, Val ve Cankurtaran gibi kaleler inşa ettirmişlerdir.482 Budin’in güney tarafını bu şekilde korumaya çalışan Osmanlılar, Budin’in batısında kalan tepelerden Budin ile Estergon’u birbirine bağlayan yolu kesmek ve sınırlarını korumak amacıyla 1570’li yıllarda Kızılhisar Kalesi’ni inşa etmişlerdir. On yıl sonra da Ipoly Nehri’nin ağzındaki mevkide Budin’e giden yolu kontrol altında tutmak amacıyla Derbent Kalesi’ni inşa ederek Budin’in güvenliğini sağlamışlardı.483

481 Geza David, “Onaltıncı Yüzyılda Macaristan’da Osmanlı Đdarî Sistemi”, Türkler, C.9, Ankara 2002, s.910.

482

Agoston, “Macaristan’da Osmanlı-Habsburg Serhadı (1541-1699): Bir Mukayese”, s.445.

483

110