• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER 1 Servikal Bölgenin Anatomis

2.5. Kronik Boyun Ağrısı

2.5.2. Boyun Ağrısının Nedenler

Boyun ağrısının çeşitli nedenleri tanımlanmıştır ve bunlar arasında osteoartrit, diskojenik bozukluklar, travma, tümörler, enfeksiyon, miyofasiyal ağrı sendromu, tortikollis ve whiplash bulunmaktadır (Tablo 2.5.).

Tablo 2.5. Boyun ağrısına neden olan durumlar (97).

Disk hastalıkları Eklem Hastalıkları

Disk herniasyonu Dejeneratif disk hastalığı Annüler yırtık

Dejeneratif eklem hastalığı Faset eklem hastalıkları

Atlanto-oksipital eklem hastalığı Atlanto-aksiyal eklem hastalığı Diğer dejeneratif rahatsızlıklar Post-operatif sendrom Spinal stenoz

Spondilolizis Osteofitosis

Posterior longitudinal ligamentin ossifikasyonu

Post servikal laminektomi sendromu Servikal epidural fibrozis

Miyofasiyal Metabolik Fibromiyalji sendromu Tortikollis Servikal strain Osteoporoz Hiperparatiroidizm Neoplastik İnflamatuar Multiple miyelomo Lenfoma Metastatik Spondiloartropati Osteomyelit Romatoid artrit Tavmatik Visseral Whiplash Servikal strain

Serebral vasküler hastalık Özofagus hastalıkları Trakea hastalıkları Tiroid hastalıkları Paratiroid hastalıkları Akciğer kanseri

Özellikle dejeneratif veya vertebral hareket segmentindeki anormallikleri içeren bazı durumlarda anormal bulgular her zaman semptomlarla ilişkili değildir. Boyun ağrısı olmayan bireylerin %14 ila %18'inde çeşitli seviyelerde disk herniasyonu, sinir kökü veya omurilik sıkışması gibi anormalliklerin görüntüleme çalışmalarında ortaya çıkması tezat teşkil etmektedir (1, 98). Boyun ağrısı yaşayan hastaların çoğu, genellikle problemleri için tanımlanabilir bir patoanatomik nedene sahip değildir. Bu nedenle sorunları mekanik boyun bozuklukları olarak sınıflandırılır (1).

Boyun ağrısı spontan veya travmatik olabilir. Boyun ağrısının en yaygın nedenleri yumuşak doku ve servikal omurga hastalığıdır. Yumuşak doku yapıları; fasya, ligamentler, tendonlar ve kasları içerir. Servikal omurganın sinoviyal eklemlerindeki problemler ve intervertebral disk bozuklukları, boyun ağrısına neden olabilir ve aynı zamanda başın arkasında, omuza ve kolun distaline yayılan ağrı ortaya çıkabilir. Polimiyozit, ankilozan spondilit ve romatoid artrit gibi bağ dokusu ve otoimmün hastalıklar, ortaya çıkan ağrı ile birlikte boyun ve omuz kaslarını ve

40

eklemlerini etkileyebilir. Brakial pleksus anormallikleri ve omuz sıkışma sendromu da boyunla ilgili olabilir. Trafikte ani hızlanma ya da yavaşlama, aşırı fleksiyona ve ardından boyunun ekstansiyonuna neden olur. Servikal bölgedeki bağ, kas ve eklem yapılarında hasar meydana gelebilir. Boyun ağrısı ve sertliğine baş ağrısı, baş dönmesi, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları eşlik edebilir. Whiplash hastalarının % 10'undan fazlasında tedaviye aşırı dirençli bir kronik ağrı sendromu gelişebilir (91).

Kötü postür de boyun ağrısına neden olabilen bir durumdur. En yaygın görülen postüral anormallikler, baş önde postürü, omuzların elevasyonu ve protraksiyonu, skapulaların rotasyon ve abdüksiyonu ve skapulaların farklı derecede kanatlaşmasıdır. Bu anormallik genellikle proksimal sendromla veya üst vücut kas sisteminin gerginliği ve zayıflığı ile karakterize bir kas dengesizliği olan çapraz omuz sendromuyla ilişkilidir. Bu değişmiş postürün, kranioservikal bileşkenin yanı sıra servikotorasik bileşimi de etkilemesi muhtemeldir. Üst trapez, levator skapula ve SKM gibi kaslar sadece boyun ağrısının gelişiminde değil, aynı zamanda servikojenik baş ağrısının gelişiminde de rol oynarlar (99). Baş önde postürü temporamandibular disfonksiyonun ve fasiyal ağrının gelişiminde de etkilidir (100).

Artrit, eklem inflamasyonu ile sonuçlanan sistemik bir hastalıktır. Faset eklemlerin inflamasyonu, lomber ve servikal ekstansiyon ve rotasyon ile kötüleşen ağrıya neden olur. Osteoartrit, eklem kıkırdağında dejenerasyona, yıpranma ve yırtılmaya yol açar. Kemiklerde meydana gelen sürtünmenin yanı sıra sinirlerin sıkışması da ağrıya neden olur. “Faset sendromu”, faset eklemlerdeki yaşlanma, yaralanma ve aşırı yüklenmeden kaynaklanır ve bu durum eklem problemlerine yol açan disk dejenerasyonu ile ilişkili olabilir.

Spinal stenoz, spinal kanalın daralmasıdır. Bu daralma segmental veya daha geniş bir alanda olabilir. Spinal kanaldaki darlık doğuştan ya da sonradan gelişir ve hem genç (konjenital) hem de daha yaşlı (dejeneratif) kişilerde görülebilir. Kemik çıkıntılar, dejenere olmuş diskler veya ligamentum flavumdaki kalınlaşma daralmayı artırarak durumu daha da kötüleştirebilir. Bu yapılar omurilik ve / veya sinir köklerine baskı yapmaya başladıkça, uyuşma, karıncalanma, halsizlik ve ağrı belirtileri ortaya çıkar. Servikal bölge söz konusu olduğunda, semptomlar hem kolları hem de bacakları etkileyebilir.

Hasarlı veya dejenere olmuş diskler diskojenik ağrıya neden olur. Annulus fibrosusun dış ⅓ kısmı duyusal innervasyona sahiptir ve dejenerasyon veya yırtıklar ağrıya yol açabilir. Diskin strese maruz kalması durumunda diskojenik ağrı şiddetlenir. Yaşlandıkça, diskler hem su içeriklerini kaybederler hem de şokları absorbe etme yetenekleri azalır ve dejenere olurlar. Disk yüksekliğindeki azalma, faset eklemlere binen ağırlıkta değişime neden olarak, faset eklem dejenerasyonuna yol açar. Disk bulgingi spinal stenoz, radiküler ağrı veya diskojenik ağrıya neden olan yaygın bir durumdur ve annulustaki dejeneratif değişikliklerle ilişkilidir. Özellikle radial yırtıklar annulus katmanlarının ayrılmasına neden olur. Disk hernisi, nükleus pulposusun annulus içinde yer değiştirmesi olup, omurilik veya sinir köklerinde mekanik kompresyona neden olarak ağrı ve dermatomal dağılımda duyu kaybı ve segmental zayıflığa yol açabilir. Ekstrüde materyal spinal kanal veya nöral foramen içine girebilir. Nüklusta bulunan proteoglikanlar aşırı derecede doku tahrişine neden olarak kimyasal radikülit oluşturabilirler. Genellikle belirti ve semptomların anatomik dağılımından, problemin kaynaklandığı siniri belirlemek mümkündür. Boyunda sorun başladığında, ağrı kol ve el boyunca algılanır. Tüm omurilik söz konusu olduğunda, miyelopati ekstremiteyi bilateral olarak etkileyebilir. Servikal miyelopatide, semptomlar hem üst hem de alt ekstremiteyi etkilerken aynı zamanda bağırsak ve / veya mesane semptomlarını da içerebilmektedir.

Aşırı kullanım, uygun olmayan postür, travma veya zorlanmaya bağlı olarak ortaya çıkabilen miyofasiyal ağrı yaygın olarak karşılaşılan bir durumdur. Paraspinöz kaslar, omurgaya destek ve hareketlilik sağlar. Kasların yaralanması, kronik ağrıya neden olabilir. Miyofasiyal ağrı sıklıkla radikülopati, faset artropatisi veya diskojenik ağrı ile birlikte ortaya çıkar. Fizik muayenede, palpasyonla yayılan ağrıya neden olan gergin kas bantlarında tetik noktaları bulunabilir (101).