C. DEVLETLER UMUMÎ HUKUKU
II. ÖZEL HUKUK ALANINDAKİ GÖRÜŞLERİ
4. Borçlar Hukuku
Katâde’ye göre hamile kadının bağışlama, hibe gibi tasarrufları malının 1/3 ünde geçerlidir.959
Henüz bulüğa ermemiş çocuğun satış akdine taraf olması caiz değildir.960 Nisa suresi beşinci ayetinde “Allah’ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı sefihlere vermeyin.”961 buyurulmaktadır. Katâde’ye göre ayette zikredilen sefihlerden maksat kadın ve çocuklardır.962
b. Alışverişe konu olan şey (mebi’)
Katâde’ye göre Mushaf almak caiz ancak satmak caiz değildir.963
Katâde’nin rivayetine göre bir kimsenin yanında olmayan bir malı isteyen müşteriye “Yarın gel” deyip bir başkasından satın alıp müşteriye satması mekruhtur.964
İçki satmak caiz değildir. Nebi (s.a.) içki satmayı yasaklamıştır.965 Nebi (s.a.) kendisine hacamat yapan kişiye ücret ödemiştir.966 Bir malı görmeden sadece evsâfını zikrederek satmak mekruhtur.967
Katâde’nin rivayetine göre Nebi (s.a.) gelecek senelere matuf satışı, bir kimsenin bir ağacın iki ya da üç senelik meyvesini satmasını yasaklamıştır.968
959 İbn Hazm, a.g.e., IX, 350; İbn Kudâme, a.g.e., XIII, 169 960 Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 309
961
4/ Nisa, 5: افوُرعم لاوق مُھل اولوقو مُھوُسكاو اھيف مُھوقزراو امايق مكل ً َْ ً َ ْْ َ ُ ُ َ ْ ْ َ َ ْ ُ ُ ْ َ ً َِ َُْ ُﷲ لعج ىّٰ َ َ َ تلاَُّ ُ َ َ ْ َمكلاوماءاھفَ َ َسلاُّ اوتؤتُ ُْ لاوَ َ 962 Cessâs, Ahkâmu’l-Kur’ân, II, 354
963 İbn Hazm, el-Muhallâ bi’l-Âsâr, IX, 46 964
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 42 965
İbn Abdilber, a.g.e., VIII, 31 966 Tahâvî, Şerh Meânî’l-Âsâr, V, 136 967
Abdurrezzâk, el-Musannef VIII, 43 968
Katâde’nin rivayetine göre bir kimsenin ölçülmeyen tartılmayan bir malı peşin paraya alıp henüz teslim almadan satmasında bir sakınca yoktur.969
Bir kimse bir mal satın aldıktan sonra malın parasını vermeden malı teslim almak istese satıcı ise malı, parayı almadan vermese ve bu esnada mal helak olsa bu mal satıcıdan gider. Çünkü satıcı malı rehin almıştır. Satıcı, müşteriye “Malını al” dedikten sonra müşteri: “Bırak ben sana malı teslim alacak birini göndereceğim.” dese ve müşteri malı henüz teslim almadan mal helak olsa bu durumda mal müşteriden gider.970
Satılan mal müşteriye teslim edilmedikçe bayîin sayılır.971 Damızlık hayvanının menisini satın almak mekruhtur.972
Öğretmenin parayı şart koşmaması durumunda öğretme işine mukabil para almasında beis yoktur.973
Hurmaların tartılması şartıyla toptan satımında bir beis yoktur.974 Toptan satılan malların bir kısmında sonradan bir ayıp tespit edilirse müşteri ayıplı malın fiyattan düşürülmesini isteyebilir.975
Malı olan köle satıldığında veya âzâd edildiğinde kölenin malı efendisine kalır.976
Mükâtep köle borcunu tamamen bitirmedikçe kölelikten kurtulamaz.977
969 Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 43; Mervezi, a.g.e., I, 249 970
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 47 971 Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 47 972 Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 107 973
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 114 974
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 132 975 Mervezi, İhtilafu’l-Ulema, I, 258 976
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 134; İbn Abdilber, a.g.e., VI, 277; İbn Kudâme, a.g.e., XXIV, 82 977
c. Muhayyerlikler
İslam dini alışverişlerde gönül rızasını gözetmiş ve bunu elde etmek için satıcı ve alıcıya düşünme, inceleme fırsatı vermiştir. Nitekim Katâde’nin bir rivayetinde Nebi (s.a.) şöyle buyurmaktadır
Katâde’nin Hasan, Semure kanalıyla bildirdiğine göre Rasûlullah (s.a.) “Alıcı ve satıcı ayrılmadıkça muhayyerdirler” 978 buyurmuştur. Bu söz alışverişten karşılıklı rıza şartı aramadan vazgeçebilirler anlamına gelmektedir.
Katâde’ye göre alıcı, üç gün içerisinde malda bir ayıp görürse ayıbın kendisi tarafından yapılmadığına dair delil getirmesine gerek kalmadan alıcıya döner. Şayet alıcı maldaki kusuru alışverişin üstünden üç gün geçtikten sonra görürse satıcıya rücû edebilmesi için ayıbın kendisinden kaynaklanmadığına dair delil getirmesi gerekir.979
d. Faiz, sarf, selem
Katâde’nin rivayetine göre, Altına karşılık altın tartıda eşit olmak kaydıyla külçesi ve basılmış olanı birbiriyle, gümüşe karşılık gümüş tartıda eşit olmak kaydıyla külçesi ve basılmış olanı birbiriyle değiştirilebilir. Gümüş, altından tartıda daha ağır olsa bile peşin olmak kaydıyla gümüşe karşılık altın satılabilir. Buğdaya karşılık buğday tartıda eşit olmak ve peşin olmak kaydıyla satılabilir. Arpaya karşılık arpa tartıda eşit olmak ve peşin olmak kaydıyla satılabilir. Hurma, hatta tuzda da durum bu şekildedir. Her kim eşitliği bozup artış yaparsa veya artış olmasını isterse ribaya neden olur.980
Katâde’ye göre fâiz; yukarıdaki hadiste zikredilen altın, gümüş, buğday, arpa, hurma ve tuzda gerçekleşir. Bu malların dışındaki mallarda faiz gerçekleşmez.981
978 İbn Mâce, “Ticâret”, 17; Tahâvî, Şerh Meânî’l-Âsâr, IV, 445 979 İbn Hazm, a.g.e., VIII, 382
980
Tahâvî, a.g.e., IV, 431; İbn Abdilber, a.g.e., VI, 348; Nesâî, “Buyû’ ” 44; Elbânî, Sahih ve Zaîf Sünen-i Nesâî, X, 135, Hadis sahihtir. اھربت ، نزوب انزو ، ةﱠضفلاب ةﱠضفلاو هنيعو هربت ، نزوب انزو ، بھذلاب بھذلا نإَ َ ِْ ٍ ْ َِ ً ْ َ ِ ِْ ِ َ ِْ َ ُ ََْ َ ُ َ ِْ ٍ ْ َِ ً ْ َ ِ َ ﱠ ِ َ َ ﱠ ﱠ ِ
سأب لاو ، اھنيعوَ َْ َ َ َ َ ْ َ َ ريعشلاو ، ديب ادي ، دمب ادم ، ربلاب ﱡربلاو ، ائيسن حلصي لاو ، ديب ادي ، امھرثكأ ةﱠضفلاو ، ةﱠضفلاب بھذلا عيبب ُ ِﱠ َ ٍَِ ًَ ﱟُِ ًُّ ﱢ ُْ ِ ُْ َ ً َ ُ ِْ ُ َ ََ ٍَِ ًَ َُ ُ َ ْ َُ ِْ َ ِ ِْ ِ ِ َ ﱠ ِ َِْ ب ريعشلا عيبب سأب لاو ، ديب ادي ، دمب ادم ، ريعشلاب ِ ِ ِ ﱠ ِ ْ َ َ َِ ْ َ َ ٍ ً ﱟ ُ ًَُِّ َ ِ ِ ِﱠ ِ حلملا دع ىتح ، رمتلاب رمتلاو ، ةئيسن ﱡحصي لاو ، ديب ادي ، امھرثكأ ريعشلاو ، ربلاَ ْ ِْ ﱠ َ ﱠَ ِ ْﱠ ِ ُ ْﱠ َ ًَ َِ ِ َ ََ ٍَِ ًَ َ ُ َُ َْ ُ ِﱠ َ ﱢُْ ىبرأ دقف ، دازتسا وأ داز نم ، لثمب لاثم ،َ َْ َْ َ َ َ َْ َْ َ َ ْ َ ٍ ِْ ِ ًِْ
Katâde’nin rivayetine göre Nebi (s.a.) hayvanın hayvana karşılık nesie yoluyla yani peşin olmadan satılmasını yasakladı.982
Katâde’ye göre dirhem olarak verilen borç dinar olarak geri verilmek istenirse dinarlar sarrafa götürülür. Şayet bu dinarlar borca karşılık geliyorlarsa borç veren dinarları alabileceği gibi dilerse borç verdiği kişiden dirhem olarak ödeme yapmasını da isteyebilir.983
Birkimse dinarlara karşılık dirhem aldıktan sonra dirhemlerden bazılarının zayıf olduklarını görürse bu durumda müşterinin satıcıya rücû edip zayıf dirhemlere karşılık bedel isteme hakkı vardır.984
Altın veya gümüşe karşılık bir arazinin kiralanması caizdir. Bu konuda beis yoktur.985
Katâde’ye göre bir kimsenin “Peşin on dinar, vadeli onbeş dinara şu malı satıyorum.” şeklinde seçenek sunarak satmasında -iki seçenekten birinin tespit edilip akdin tamamlanması şartıyla- herhangi bir beis yoktur.986
Bir müd un bir müd buğdayla tartıda eşit olmak şartıyla değiştirilebilir.987 Katâde, faiz endişesinden dolayı, borç veren kişinin borç verdiği kişiden hediye almasını yasaklamıştır.988
Dalındaki hurmaları satın alan kişinin onları toplamadan satmasında bir sakınca yoktur. Bu şekilde satış caizdir.989
Hayvanlarda selem alışverişi yapmak caizdir.990
982
Tahâvî, a.g.e., V, 21 983 İbn Hazm, a.g.e., VIII, 504
984 Mervezi, a.g.e., I, 261; İbn Abdilber, a.g.e., VI, 364 985 Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 91
986
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 137
987 Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 31; İbn Kudâme, a.g.e., VIII, 32 988 İbn Hazm, a.g.e., VIII, 86
989
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 41 990
Katâde’ye göre devlet başkanı (imam) faiz yiyenlerden tevbe etmelerini ister. Şayet tövbe etmezler ve faizi helal sayarlarsa öldürülürler991.
e. İcâre
Katâde’ye göre bir kimse belli bir yere gitmek için bir binit kiralasa sonra da gitmekten vazgeçse şayet kiracının mazur görülmesine neden olacak bir engel varsa kira ödemesi gerekmez.992
f. Hibe
Katâde, “İyiliği, daha fazlasını bekleyerek yapma”993 ayetini açıklarken “Karşılık almak için herhangi bir şey verme” demiştir. Bu sözünden ona göre karşılık beklentisiyle hibede bulunmanın, en azından mekruh olduğu düşüncesinde olduğunu anlıyoruz.994
Hibeden dönmek caiz değildir. Resulullâh (s.a.) “hibesinden dönen kusmuğuna dönen köpek gibidir”995 buyurmuştur. Kusmuğa dönmek cümlesi bu işin haram olduğu manasına gelir.996
Hibe verilen kişinin yakın akraba olması veya yabancı olması arasında bu konuda fark yoktur. Ancak baba oğluna verdiği hibeden dönebilir. Bu konuda delil İbn Ömer ve İbn Abbas’ın Nebi’den (s.a) rivayet ettikleri “Babanın oğluna verdiğinden başka hiç kimsenin verdiği bir şeyden dönmesi helal değildir”997 hadisidir.
Kadın, kocasına verdiği hibeden dönemez.998
991 Cessâs, Ahkâmu’l-Kur’ân, II, 192 992 İbn Hazm, a.g.e., VIII, 187 993
ُرثكتستِ ْ َ َْ ننمتْ ُْ َ لاوَ َ (74 Müddessir 6)
994 Cessâs a.g.e., V, 368; İbn Hazm, İhtilafu’l-Ulema, IX, 118
995 Müslim, “Hibe”, 2: ىبنلا نع ساﱠبع نبا نع بﱠيسملا نب ديعس نع ثدحي ةداتق ﱢ ِﱠ ِ َ ٍ َ ِ ْ ِ َ ِ َ ُ ْ ِ ْ ِ َِ ْ َ ُ ﱢ ُ َ َ ََ َ - ملسو هيلع ﷲ ىلص - لاق هنأ َ َ ُ ﱠ َ » ىف دئاعلاِ ُِ َ ْ هئيق ىف دئاعلاك هتبھ
ِ ِْ َ ِ ِ ِ َْ َ ِ ِ َِ » ; İbn Abdilber, a.g.e., VII, 236 996
Mervezi, a.g.e., I, 277; Tahâvî, Şerh Meânî’l-Âsâr, V, 47; İbn Hazm, a.g.e., IX, 134
997 Ebu Davut, “İcâre”, 47, Elbânî hadis sahih. : ىبنلا نع ساﱠبع نبا ﱢ ِﱠ ِ َ ٍ َ ِ ْ - ملسو هيلع ﷲ ىلص - لاق َ َ » نأ لجرل ﱡلحي لاَْ ٍ ُ َ ِ ِ َ َ دلاولا لاإ اھيف عجريف ةبھ بھي وأ ةﱠيطع ىطعيَِ َ ْ ﱠ ِ َ َ َ َ َ َ َِ ِ ْ َ ً ِ َْ ً ِ َ َ ِ ُْ ءاق عبش اذإف لكأي بلكلا لثمك اھيف عجري مث ةﱠيطعلا ىطعي ىذلا لثمو هدلو ىطعي اميفَ َ َ ِ َ َِ َُ ُ ْ َِ ْ َْ ِ ََ َ َ ِ ُ ِ َْ ﱠُ َ ِ َْ ِ ُْ ِﱠ ُ ََ َ ُ َََ ِ ُْ َ ِ هئيق ىف داع مث ِ ِْ َ ِ َ َ ُ » ﱠ 998
Katâde’ye göre rukba yoluyla mal hibe etmek caizdir. Buna göre bir kimse diğerine “Şu malım senden önce ölürsem senin olsun. Ancak sen benden önce ölürsen mal benimdir.” diyebilir.999
Umra yani ömür müddetine bağlı olan hibe Katâde’ye göre caizdir.1000
g. Âriyet (aleti kullanım ödüncü)
Katâde’ye göre ödünç alınıp teaddi ve taksir olmadan kullanılan bir mala zarar gelse ödünç alan kişi malı tazmin etmez. Ancak eğer ödünç alan kişinin zararları tazmin edeceği şart koşulmuşsa bu durumda öder.1001
Âriyet olarak mal alma konusunda taraflar, mala herhangi bir şekilde gelebilecek zararların tazmin edilmeyeceği hususunda anlaşsalar bu durumda malı ödünç alan kişiden tazmin yükümlülüğü kalkar. Çünkü mal sahibi malının heder edilmesine izin vermişse malına karşılık tazminat isteyemez.1002
h. Karz
Menfaatin elde edildiği tüm borç sözleşmeleri mekruhtur. 1003
Şart koşulmaması koşuluyla borç olarak verilen maldan daha iyisini geri almak mesela eski, yıpranmış parayı borç verip yeni, yıpranmamış parayı almak hususunda bir beis yoktur.1004
ı. Tazmin edilmesi gereken bazı zararlar
Bir Müslüman, düşmanların elinde esir iken başka bir Müslüman, o esirin izni olmadan kendisini satın alsa Katâde’ye göre, satın alınan Müslüman kendisini satın alan Müslüman’nın verdiği ücreti öder.1005
999
Abdurrezzâk, el-Musannef, IX, 145
1000 Tahâvî, a.g.e., V, 70, (Temlik akitlerindendir. Şartlı hibe olup hibeyi ömürle sınırlandırmaktır. Örneğin “Bu ev senin olsun eğer ölürsen bana geri gelsin veya bu mal ben yaşadıkça senin olsun eğer ölürsem aileme dönsün” demektir. Bknz: Bilmen Ömer Nasuhî, a.g.e., IV, 240)
1001 Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 180; İbn Hazm, el-Muhallâ bi’l-Âsâr, IX, 170; Nevevî, el-Mecmû’ Şerhu’l-Muhezzeb, XIV, 205
1002 İbn Kudâme, el-Muğnî, X, 10 1003
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 145 1004
Katâde’ye göre haksız yere ya da gasp ederek başkasının malını helak eden kişi, helak ettiği malın mislini mal sahibine öder.1006
Katâde’ye göre başkasına ait köleye verilen zarar şayet hür birine verildiğinde tam diyeti gerektirecek bir zararsa bu durumda kölenin efendisi köleyi zarar verene teslim eder. Ve kölenin sağlam haliyle tazmin etmesini ister.1007
Katâde’ye göre bir kimse köledeki ortaklığına binaen köleyi azâd etse bu kişiden azâd ettiği günün bedeliyle diğer ortağın köledeki hissesini tazmin etmesi istenir. Şayet tazmin edemiyorsa köle, diğer ortağın parasını ödeyecek kadar çalışır.1008
Bir kimse karısının cariyesini cimaya zorlayıp onunla cima yapsa bu durumda cariye hür olur. Adam karısına cariyeyi misliyle öder. Şayet cariye de cimaya razı olmuşsa cariye onun olur ve adam karısına cariyeyi misliyle öder.1009
Bakire olmayan bir cariye satın alan kişi cariyeyle cima yaptıktan sonra onda bir kusur görürse Katâde’ye göre cariyeyi değerinin 1/10 nun yarısını düşerek geri teslim eder. Parasının tamamını alamaz çünkü cariyeyi kullanmıştır.1010
Bir kimse birine yüz lira verip “Bana falan malı al.” derse para verilen kişi malı yüzon liraya alsa ve bu mal teslimden önce helâk olsa parayı alan kişinin fazladan verdiği para kendisinden gider tazminat isteyemez.1011
Bir iş için para alan işçi işe veya mala zarar verirse zararı tazmin eder.1012
Katâde’nin Hasan, Semure kanalıyla bildirdiğine göre Rasûlullâh (s.a.) “Her kim malının kendisini bir başkasının yanında bulursa malını alma hakkı vardır. Mal elinden alınan kişi, malı kendisine satana rücu eder.” buyurmuştur.1013
1005 İbnü’l-Münzir, a.g.e., II, 242
1006 İbn Hazm, a.g.e.,VIII, 141 1007 İbn Hazm, a.g.e., VIII, 151
1008 Abdurrezzâk, a.g.e., IX, 151; Tahâvî, Şerh Meânî’l-Âsâr, IV, 32; İbn Hazm, a.g.e., IX, 194, 195; İbn Kudâme, a.g.e., XXIV, 9, 21 ; İbn Abdilber, a.g.e., VII, 312
1009 Abdurrezzâk, a.g.e., VII, 342; Tahâvî, a.g.e., IV, 94 1010 Nevevî, el-Mecmû’ Şerhu’l-Muhezzeb, XII, 222 1011
Abdurrezzâk, el-Musannef VIII, 188 1012
Katâde’nin rivayet zincirinde bulunduğu bir hadise göre Nebi (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir kimseye bir mal satıp henüz parasını almadan mal sattığı müşteri iflas ederse bu durumda satıcı, malının aynısını müşteride bulursa mal onun hakkıdır. Ancak müşteri ölmüşse satıcı o malda diğer parasını alamayan kimseler gibidir.”1014
Katâde’nin rivayetine göre iflas eden müşteri şayet malın bedelinin bir kısmını ödemişse bu durumda satıcı malın kendisini müşterinin yanında bulsa da malını isteme hususunda diğer paralarını alamayan kimseler gibidir.1015
Katâde’ye göre ölüm yatağındaki hasta ancak malının 1/3’ünde tasarruf edebilir. Şayet kölesini âzâd edecekse köle, hastanın tüm mal varlığının 1/3’ünü aşmıyor olmalıdır.1016 Ölüm yatağındaki hasta borçlu olmasına rağmen tek malı olan kölesini azat etse Katâde’ye göre köle hür olur. Ancak kendi bedelini karşılayacak kadar çalıştırılır. Şayet efendisinin borcu yoksa bedelinin 1/3 ünü karşılayacak kadar çalıştırılır.1017
Bir malda iki kişi hak iddiasında bulunuyor, her biri malın kendilerine ait olduğunu iddia ediyorsa her ikisinden yemin etmeleri istenir. Her ikisi yemin etmekten kaçınsalar mal ikisi arasında paylaştırılır. Her ikisi yemin etseler yine de ikisi arasında paylaştırılır.1018
Bir malda iki kişi hak iddiasında bulunuyor biri malın hepsi benim diğeri malın yarısı benim diyorlarsa bu durumda malın tümünü iddia edene malın yarısı verilir. Sonra her ikisinden yemin etmeleri istenir. Sonra kalan yarım ikisi arasında paylaştırılır.1019
1013 Ebû Dâvud, “Buyû’”, 80; Elbânî, a.g.e., VIII, 31. Hadis zayıftır.; İbn Kudâme, a.g.e., XI, 123 1014 Müslim, “Musâkât”, 5; Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 264 ( لاجر عاب لجر اميأ ملس و هيلع ﷲ ىلص ﷲ لوسر لاق
عئابلا دجو نإف ائيش نمثلا نم هعاب يذلا ضبقي ملو عاتبملا سلفأف اعاتم ةوسأ اھيف وھف يرتشملا تام نإو اھب قحأ وھف اھنيعب هتعلس
ءامرغلا) ; Tahâvî, a.g.e., V, 200 1015
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 266 1016 İbn Hazm, a.g.e., VIII, 298
1017 Abdurrezzâk, a.g.e., IX, 162; İbn Hazm, a.g.e., IX, 349; İbn Kudâme, a.g.e., XXIV, 75 1018
Abdurrezzâk, a.g.e., VIII, 281; İbn Kudâme, a.g.e., XXIII, 412 1019
i. Mudârebe ortaklığı
Bir taraftan sermaye diğer taraftan iş ve amel olmak üzere kurulan şirkettir.1020
Bir kimse ticaret yapması, işletmesi için birine mal verse ve malı alan bu kimsenin ticaret için yolculuğa çıkması gerekirse bu durumda işletmeci (mudarib) masrafları için gerekli olan parayı sermayeden alır. İşletmeci, ücretini önceden yapılan anlaşmadaki miktar üzerinden kazançtan alır. İşletmecinin zarara uğraması durumunda zarar sermayeden karşılanır.1021
Mal sahibi işletmesi için mudaribe (işletmeci) verdiği malın kullanılmasında bazı sınırlamalar yapmasına rağmen mudarib bu sınırlamalara uymayarak malda kayba neden olursa mudarib bu zararı tazmin etmek zorunda değildir. Çünkü mudarib tasarruflarıyla ancak hayrı, kazancı dilemiştir.1022
Mudarib işletilmek üzere kendisine verilen mala, mal sahibinin izni olmadan başkasına ait malı da katarsa bu durumda bütün mal helak olsa mudaribten tazminat istenemez. Şayet mudarib kâr elde ederse kazanç hisselere oranla dağıtılır.1023
B. DEVLETLER ÖZEL HUKUKU