• Sonuç bulunamadı

Borç Sorununun Çözümüne İlişkin Yaklaşımlar ve Çözüm Arayışları

3. DIŞ BORÇ

3.8. Borç Sorununun Çözümüne İlişkin Yaklaşımlar ve Çözüm Arayışları

3.8.1. Baker Planı

1985'de ABD Hazine bakanı James Baker tarafından ortaya atılan plan; borç krizinin ortaya çıkmasında borçlu ülkeler kadar alacaklı ülkelerin de payı olduğu ve tarafların bu konuda işbirliği yapması gerektiğini savunur(Çalışkan, 2003: 234). Planda ihracat gelirleri arttırılmadan büyüme sağlanmadan üçüncü dünya ülkelerinin sorunlarının çözülemeyeceği belirtilmiştir(Çalışkan, 2003: 239).

Plan, bankaları kriz içerisindeki ülkelere yönelik kredilerini yükselterek Dünya Bankası ile IMF’nin desteğinin artmasını sağlamaya yöneliktir. Karşılık

60

olarak kredi alan ülkeler arz yönlü politikalar uygulayacak yabancı yatırımcı ve özel sektörün genişlemesi sağlanacaktır(Çalışkan, 2003: 230).

Plan, ödemeler dengesi istikrarının sağlanması, enflasyonu düşürmek için önerilen istikrar programlarının benimsenmesi, IMF ve diğer bankalarca sağlanan kredilerin yapısal istikrara yöneltilmesi ve özel bankaların borç verme işleminin teşvik edilmesini içerir(Sakal, 2002: 218).

Plan, serbest ticaret, özelleştirme ve doğrudan yabancı yatırımların, hızlı biçimde planlanan ülkelere yöneltilmesini kapsar. İçerik olarak vergi reformları, finansal özgürlükler ve doğrudan yabancı yatırımları desteklese de kreditör ülkelerin aktarım yapacağı süreyi aşması ve garanti edilen miktarın gerçekleşmemesi nedeniyle çözüm olma boyutu ortadan kalkmıştır(Çalışkan, 2003: 234).

Baker Planı, borçlu ülkelere yeni krediler sağlamayı ülkelerin ödeme güçlüklerini azaltmayı amaçlamıştır. Fakat plan tarafından ticari bankaların, borçlu ülkelere verilmesi gereken yeni kredi görevini yerine getirmemeleri planın işleyişini bozmuştur(Oktar, 1991: 74).

Planın başarısı uygulandığı ülkelere verilen yeni kredilerle eski kredilerin faiz ödemelerinin sağlanması olmuştur. Sonuçta uygulama ülkelerin borçluluğunu azaltmak yerine arttırmıştır(Balkan, 1994: 124-125).

Baker planının temelinde borçlu ülkelerin borç servisinde azalışa gitmek yerine röfinanse etmek gibi bir uygulama olduğundan, fon ihtiyacı olan ülkelerin borç servisi ödemelerinde artış yaşanmış, bu durum ülkelerin içerisinde bulundukları konjonktürden kurtulamamalarına sebep olmuştur.

3.8.2. Brady Planı

Baker Planı’ndan istenilen verimin elde edilememesi başka arayışlara yönelimi sağlamış, "ABD Hazine bakanı Nicholas Brady" tarafından, Mart 1989'da bir plan açıklanmıştır. Plan, kredi kullanan devletlerle kreditörlerin işbirliğinin güçlendirilmesi ve küresel mali kurumların desteğini sağlayarak ülkelerin borçlarının %20’lik bölümünün iptalini önerir(Sarı, 2004: 18).

Brady Planı'nın öncelikli olarak komşusu olan "Latin Amerika"daki devletlerin dış kaynaklı borçlarının %20'lik kısmına indirime gitmeyi istemesi Amerika'nın sadece komşularının borçlarında çare bulmaya çalıştığı yönündeki

61

eleştirileri gündeme getirmiştir. Plan, kaynaklarının sınırlı olması ve bütün ticari bankalarca kabul görmeyişi gibi nedenlerle eleştirilmiştir(Çalışkan, 2003: 236).

Brady Plan’ı, borç krizinin bankaların kârlarından bir miktar vazgeçmeleri durumunda çözüme ulaşacağını vurgulaması nedeniyle önemsenecek bir aşama sayılmaktadır. Plan çerçevesinde, örnek ülke olarak ele alınan Meksika’nın borçları seçilmiştir ve bu ülkenin 70 milyar dolar tutarındaki borcunun 54 milyar dolarlık bölümü ele alınmıştır. Plana göre alacaklı bankaların iki seçeneği vardır; bankalar alacaklarını %35 oranında iskonto edebilir, otuz yıl vadeli ve değişken faizli yeni tahvillerle değiştirebilir ya da iskonto etmeyip aynı miktarda alacağı, yine otuz yıl vadeli % 6.25 sabit faizli tahvillerle değiştirebilirler(Balkan, 1994: 128).

Brady Planı, alternatif bir borç krizi çözümleyicisi olarak kabul edilmesine karşın sonuç vermesi uygulama aşamasında; borçlu ülkelerin IMF ve Dünya Bankası’nca önerilen ekonomik politika uygulamaları kadar ticari bankaların tutumuna da bağlı olarak değişmiştir (Ongun, 2009: 140-141).

Brady Planı ile Baker Planının ayrıldığı noktalar şu şekilde açıklanabilir; Brady Planı, borçlu ülkelere sadece kredi sağlamakla kalmayıp; söz konusu ülkelerin birikmiş dış borçlarında indirime gidilmesini öngörmektedir. Belirlenen orandaki borç indirim çabaları, IMF ve Dünya Bankası ile birlikte batının ileri gelen gelişmiş ülkeleri tarafından da finansal açıdan desteklenecektir. Destek, borçlu ülkenin izlediği ekonomi politikasının IMF ve Dünya Bankası tarafından, onaylanması durumunda gerçekleşecektir. Plan, gelişmekte olan ülkelerin borç yükünün azaltılmasında uygulanacak en iyi stratejinin, büyümeye yönelik politika reformları olduğu görüşüne dayanmaktadır.

3.8.3. Paris Klübü ve Resmi Borç Ertelemeleri

Paris Kulübü, gelişmekte olan ülkelerin borçlarını ve resmi olarak garanti edilmiş ihracat kredilerini yapılandırma amaçlı çok yönlü bir forumdur. Paris Kulübü, borçlu ülkelerin vadesi gelen dış borçlarının bir yıldan üç yıla kadar konsolidasyonunun planlanmasını sağlayarak çözüm getirmeyi amaçlamıştır. Konsolidasyonu sağlanan borçlar üzerindeki faizler, resmi kalkınma yardımları için imtiyazlı oranlar üzerinden; kalkınma kredisi dışındaki borçlar için ise piyasa faizi üzerinden belirlenmiştir(Klein, 1992: 42).

62

Geleneksel Paris kulübü anlaşmaları, borçtan kurtulma ihtiyacı olan ülkelerin likidite problemlerinde geçici olarak köprü görevi görmüştür(Klein, 1992: 42- 43).

Paris Kulübü, ülkelerin kamuya ait yabancı kaynaklı borçların, geri ödeme problemi yaşamaları ve yapamamaları halinde, borç ötelemesini, tekrar taksitlendirilmesini gerekirse borçta indirim uygulanmasını sağlayan gayri resmi bir yapıdır(Eğilmez, 2006: 1).

3.8.4. Londra Klübü ve Ticari Borç Ertelemeleri

Devlet garantisine haiz olmadan bankaların, devletlere verdikleri kredilerin geri ödenme şartlarını belirlemek için oluşturulmuştur. 1976 yılında ilk kez Zaire'nin, ödeme sorunlarını görüşmek için toplanmış olan kulüp resmi bir yöne sahip değildir. Bu nedenle kararları zorlayıcı nitelikte değildir. Danışma kurulu, kulübün kararlarının oluşturulmasında önemli rol oynamaktadır. Paris ve Londra kulüplerinin, konusu borçlu kamu kurumlarıdır. Paris Kulübü'nde alacaklı taraftakiler devletler, Londra Kulübü'nde ise özel bankalardır. Bu tür kulüplerin amacı borçlu devletleri izlemektir(Eğilmez, 2006: 1).

Londra Kulübü ticari banka borçlarının yeniden yapılandırıldığı bir forumdur. 1970’ lerin başında Filipinler’in ticari borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili yeniden yapılandırma işlemiyle gündeme gelmiştir(Sarı, 2004: 19).

Benzer Belgeler