• Sonuç bulunamadı

4. Bölüm: Bulgular

4.2. Boşanmanın BAGÇ Üzerindeki Yansımaları

sürecinden sonra. Aile bizi bilgilendirseydi, daha fazla okulda olsaydı, çocuk onları daha çok görseydi bence daha iyi olabilirdi.” FÖ1, iki yıl dersine girdiği Ö2’nin Fen ders notlarının 80-90 seviyelerinden 60-70 seviyelerine gerilediğini belirtmişti.

sorunlar yaşamaya başlıyor. Çocuğun aklı böyle bir durumda ailesinde ve evdeki huzursuzlukta kalacaktır. Genelde kafa karışıklığı oluyor. Çocuğun bu süreçte okula adapte olamayacağını düşünüyorum.

Bazı örnekler boşanmanın BAGÇ üzerindeki yansımalarını net bir şekilde görmemizi sağlıyordu. Örneğin; öğrencilerimden Ö11, çekişmeli ebeveyn ilişkisinin ortasında kalmış olmanın dengesizliğini yansıtıyordu. Okul çıkışlarında sık sık habersizce babasına gidiyor ve anne bu durumdan oldukça rahatsızlık duyuyordu. Ö11’in bu davranışının altında yatan asıl sebep muhtemelen babası ile geçirdiği zamandan keyif duymasıydı. Genellikle - babasında kaldığını düşündüğüm zamanlarda- sabah saatlerindeki Fen derslerine uykusuz gelir ve sınıfta uyurdu. Yani Ö11 iki ebeveyn arasında bocalıyordu. Diğer bir örnekte Fen derslerine girdiğim Ö8’in şube rehber öğretmeninden edindiğim bilgiye göre öğrenci anne ve babasının

boşanmasına tepki olarak boşanmadan sonraki bir yıl okula gelmemişti. Bu yüzden sınıfta her zaman arkadaşlarından yaşça büyük olmasının ağırlığını hissettiremeye çalışan bir duruşu vardı. Kendisini sınıf arkadaşlarından ayırmaya ve bunu belli etmeye çalışan davranışlar sergiliyordu. Öğretmenlerine karşı iyi bir öğrenci görüntüsü verme için cevaplarını bildiğini düşündüren safiyane sorular sorarak onlarla iletişime geçmeye çalışıyordu. Bu davranışının altında anlaşılma ve arkadaşlarından farklı olduğunu ortaya koymaya çabası yatıyordu. Ancak Ö8 sık sık okula gelmeyerek dersleri aksatıyordu. Bu davranışı iyi bir öğrenci görüntüsü vermek isteyen biri için alışkanlık olma tezatlığı taşıyordu. Kısacası boşanma sonrası sorumluluklarının değiştiğini düşünen Ö8 rol karmaşası yaşıyordu ve ciddi uyum sorunları gösteriyordu. FÖ1 ebeveynleri boşanma sürecine girmesi ile okul değiştiren Ö3’ün sınıf içi durumunu tarif ederken başlarda uyumlu olduğunu söylüyordu. Ancak ilerleyen haftalarda yaşanan sorunları şöyle sıralamıştı: “Şu anda arkadaşlarıyla sorunları var. Arkadaşlarına karşı çok ters davranıyor.” ve “Bu aralar kurallara uymama durumu çok fazla.” Halbuki öğretmen ve anne arasında geçen görüşmelerde anne Ö3’ün geldiği okulda “…uyumlu bir

çocuk olduğundan bahsetmişti.” FÖ1 çocuktaki bu değişimi evleri ayıran ebeveynlerin yakın zamanda görülecek mahkemelerine bağlıyordu. FÖ1 bu durumu şöyle yorumlamıştı: “- Şahit olursam ya bana sorarlarsa, anneni mi seçeceksin babanı mı seçeceksin?- gibi düşüncelerle böyle bir ikilemde kalabileceğini düşünüyor olabilir. Anne çocuğun şahitlik yapmayacağını söylemişti; ama sanırım o kendini yapmak zorunda hissediyor. Bence bu durum biraz kafasını karıştırıyor.” Ebeveynleri boşanma sürecinde olan diğer bir örnekte ise çaresizlik içinde annesine “Ben şimdi kimi seçmeliyim?” diye soran ve “İkinizin de yanında olmak istiyorum.”

diyerek yaşadığı huzursuzluğu hissettiren Ö13, mahkeme sürecinin yaklaşması ile ciddi bir bocalama yaşamıştı. Öyle ki söz hakkı O’na yöneltildiğinde “Soru neydi öğretmenim?” gibi ifadeleri sık kullanacak kadar Fen derslerindeki öğrenim süreçlerinden uzaklaşmıştı.

Mahkemeden sonraki zamanlara gelen bir dersimizde de yöneltilen bir sorunun cevabı için iyi bir başlangıç yapmasına karşın sonra “Kafam karıştı. Bilemiyorum.” diyerek

iletişimi kesmişti. FÖ1, Ö4 ile ilgili örneğinde şunları paylaşmıştı: “Onda da sınava yakın bir zamanda boşanma süreci gerçekleşti. Tam o sırada çocuklar nerede kalacak olayı olmuştu?

Derste sürekli dalıp gidiyordu. O aralar biraz bocaladı.” Ö4, bu süreçte yaşadığı huzursuzluğu öğretmeni ile paylaşırken “Evdeki ortamın onu etkilediğinden bahsetti.”

BAGÇ’nin yaşadığı uyum sorunlarını Fen öğrenim süreçlerinde sergiledikleri tutarlı olmayan davranışlarında gözlemliyorduk. Ö1 dönem başında ailesine kitap aldırmış, FÖ1’e

“Ben ders çalışmak istiyorum, kitap aldırdım” demişti. Ancak sonrasında çalıştığına dair hiçbir emare göstermemiş, kitaptan sorular sormamıştı. FÖ1 öğrencinin Fen öğrenim sürecine dair bir heyecanla ilk konularda biraz çalıştığını, fakat sonrasında bu davranışını devam ettirmediğini belirtmişti. Ödevlerini de yapmıyordu. FÖ1 başlangıçtaki isteğini gayretine yansıtmayan öğrencinin sonraki süreçlerinde tamamen boş vermiş durumda olduğuna vurgu yaparak tutarsızlığını ortaya koymuştu. FÖ1 öğrencisi Ö2 ile biraz ilgilenip konuştuğu zamanlarda Fen derslerine parmak kaldırarak katılım gösterdiğini; ancak bir hafta sonra

öğrencinin tekrar eski haline döndüğünü ve derslere katılmadığını belirtmişti. FÖ1 Ö3 davranışındaki değişimi ise şöyle anlatmıştı:

Ben normalde alışmıştım öğrencinin sürekli konuşmasına, söz hakkı istemesine, bir şeyler anlatmasına. Derste ders boyunca hiç sesi çıkmadı. Önceden canlı derslerde bağlantısı koptuğu zaman bana mutlaka yazardı. Çıktıktan sonra hemen söylerdi.

Geçen gün derse yine gelmedi. Bu sefer hiçbir şey yazmadı. Dersten erken çıktı 10 dakika kadar hiçbir şey de yazmadı.

FÖ2 zeki ve hırslı olarak tasvir ettiği Ö7 ile ilgili “…derslerde mutlaka konuşurdu, her şeye bir cevabı vardı, arkadaşlarına laf atar derste atışırlardı. O atışmaları yok. Onları

gözlemlemiyordum. Hayret ediyordum, nasıl yapmıyor! O anlamda durgunluk var.” demişti.

Yine aynı öğrenci ile ilgili şunları da eklemişti: “Eskiden kötü yazıyordu. Geçen birkaç derstir "Benim yazım düzeldi." deyip durduk yere yazılarını göstermeye başladı.” Derslerine girdiğim Ö8 her zaman ilgili ve iyi bir öğrenci gibi görünmeye çalışırdı. Ancak çoğunlukla bu çizmeye çalıştığı görüntüye tezat davranışlar sergiliyordu. Sınıflarında düzenli bir döngüye göre herkesin her yerde oturduğu bir oturma planı olmasına rağmen O’nu Fen derslerinde sürekli arka sıralarda görüyordum. Kendilerini sınıftan soyutladıkları, sık ve düzenli iletişim kurdukları grupları (klik grup) ile zaman zaman sınıfın arkalarında toplanarak kendi

aralarında kısa ve sessiz konuşmalar ile eğlenirlerdi. Dikkatlerini derse yönlendirmelerini istediğimde kendilerine biraz çeki düzen verirler sonra yine fırsat kollarlardı. Fen derslerinde bazen de Matematik dersine çalıştığını görürdüm.

Ö11 ve Ö12 sorumluluk almada kimi zaman isteklilik gösteren öğrencilerdi. Ancak aldıkları sorumlulukları çoğunlukla aksatıyor ve zamanında yerine getirmiyorlardı.

Öğrencilerin bu yaklaşımları pek tutarlı görünmüyordu. Örneğin; Ö12 Fen Bilimleri dersinden kendi isteği ile bir proje ödevi almıştı. Proje sürecinin nasıl gittiğini izleyebilmek için

çalışması hakkında sorular yönelttiğimde ‘yapıyorum’ izlenimi oluşturmaya çalışıyordu;

ancak yeteri kadar çalışmadığı ve elinde somut bir şeylerin olmadığı anlaşılıyordu. Öyle ki yaklaşık dört ay öncesinden verilen projenin son teslim tarihinden önce getirilmemesi, proje hazırlama basamaklarına uyulmaması ve özensiz olması proje almak için gösterdiği

isteklilikle uyuşmayan tutarsız bir davranıştı. Benzer bir davranışı okulda yürütülen geri dönüşüm projesinde gönüllü olup sorumluluklarını yerine getirmediğinde de göstermişti.

Ö12’nin sınıf içinde de benzer davranışları vardı. Kendisi konuşurken sınıf arkadaşlarının onu dinlenmesini bekliyor; ancak kendi sırası geçtiğinde başkasını dinlemiyordu. Öyle ki bazen öğretmene sorduğu sorunun cevabını dinlemek yerine, sanki o soruyu soran o değilmişçesine ilgisiz davranıyor ve verilen cevapla alakadar olmuyordu. Ö10, pandemi sürecinde interneti olmadığı mazereti ile uzaktan öğretime hiç katılmamış; ama dönem sonlarında ödevlerini yaptığını gösteren fotoğraflar atmış ve çalıştığını belirtmişti. Yüz yüze öğretim sürecinde bu durumun hiç de böyle olmadığına; öğrencinin sık sık okulu aksattığına, Fen derslerine çalışmadığına, dersleri aktif dinlemediğine ve çoğu zaman ders esnasında derse ait araç gereçleri hazır bulundurmadığına tanık oldum. Bu ilgisizlik başta sergilenen tavırla uyuşmuyordu.

FÖ2’nin boşanmanın BAGÇ üzerinde olumlu yansımaları olabileceği şeklinde farklı bir görüşü daha vardı. Bu bakış açısını şu şekilde özetlemişti:

Evde sürekli kavga, gürültü patırtı varsa boşanma süreci bence olumlu etkileyebilir.

Tabi ilk etapta bu da olumsuz etkiler, sonrasında olumlu etkileyeceğini düşünüyorum.

Çocuğun kavgalı gürültülü bir evde olmaktansa ailelerin boşanması daha diye. Bu süreçte çocuk destek alsa, pedagog eşliğinde herkes bilinçli olsa çocuk daha da az etkilenir.