• Sonuç bulunamadı

2.3. Bizans İmparatorluğu’nun Ticari Faaliyetlerini Sürdürdüğü Milletler

2.3.2. Bizans-Sasani (İran) Ticari İlişkileri

Roma imparatorluğu döneminden beri var olan Roma-İran rekabeti, Roma İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra Romanın mirasçısı olan Bizans Devleti zamanında da devam etmiştir. Belli aralıklarla da olsa yüzyıllarca devam eden bu mücadele ve rekabet imparator Herakliüs’ün 628 yılında İran’ı mağlup edişine kadar devam etmiştir. 628 yılına kadar Bizans Sasanilere karşı pek çok strateji ve politika belirleyip uygulamasına rağmen, bu tarihe kadar süren mücadelenin galip tarafı Sasaniler olmuştur. Sasanileri Bizans karşısında galibiyete taşıyan başlıca hususlar ise; Sasani Devleti’nin coğrafi konumu, askeri gücü ve uyguladığı akılcı stratejiler olmuştur. Bu sebeplerin yanı sıra Bizans’ın batıda barbar ve Türk kavimlerinin baskı ve kuşatmalarına maruz kalışı onu Sasaniler karşısında savunmasız bırakmıştır. Bizans’ın özellikle kendi içinde var olan ve genellikle din eksenli olan sorunları da Bizans-Sasani mücadelesinde Sasanilerin elini güçlendirmiştir. Bizans yönetiminin Yahudiler ve Hıristiyan topluluklardan Nesturiler ve Monofizitlerle çatışma halinde olması, İran’ın bu guruplara yaklaşmasına ve onlara destek vermesine sebep olmuştur.110

Bizans ile Sasani arasındaki mücadelelerin temel sebebi her iki devletin de siyasi ve ekonomik yayılma politikaları olmuştur. Sasaniler’in Asya, Kafkasya, Suriye ve Mısır’daki egemenliği, Bizans’ı siyasi ve ekonomik anlamda oldukça tedirgin etmiştir. Ancak Bizans’a kavimler Göçü ile başlayan Hun ve barbar kavimlerin aralıksız saldırıları, Bizans’ı Sasani politikasında daha barışçıl bir siyaset izlemeye İtmiştir.

İmparator I.Justinyen (527-565), Bizans kendini yeniden toparlamaya çalışırken, sınırlarını güvence altına almak için Sasanilerle bir barış imzalamıştır. Bu barış Bizans’a büyük katkılar sunmuştur. Zira Akdeniz yeniden bir Roma gölü haline gelmiş ve Bizans’ın Akdeniz’den elde ettiği nimetler sınırsız olmuştur. Ancak bu barış dönemi, Bizans’ın batıdan Avar-Slav saldırılarına maruz kalmasını fırsat bilen Sasani hükümdarı I.Hüsref tarafından sona ermiştir. I.Hüsref Anlaşmayı tek taraflı fesih ederek, Ostrogotlar’ın da desteğiyle Suriye ve Antakya’yı ele geçirmiştir. Bizans gerek İran’ın

109

Güçlüay, s.54. 110

bu saldırgan ve yayılmacı politikasından, gerekse de İran’ın uyguladığı yüksek gümrük nedeniyle maddi olarak büyük bir yükün altına girmiş aynı zamanda da manevi bir yükü omuzlarında hissetmiştir.111

Bilindiği gibi asırlarca ticaretin akış yönü Doğu-batı eksenli olmuş, ipek, baharat, köle, değerli bitkiler, kereste vs. Ürünlerin kaynağı doğu, talep gördüğü yer ise batı olmuştur. Sasaniler’de bu ticari döngüye yön veren büyük aktörlerden biri olmuştur. Bizans İmparatoru I.Justinyen’in en büyük isteklerinden biri doğu-batı ticaretinde İran faktörünü egale etmek ve dönemin en kıymetli emtialarından biri olan Çin İpeği’ni İran’ın tek elinden çıkarmaktı. Hindistan ve Çin’in ipek ve diğer değerli ürünlerini bazen karayolu ile Sogdiana’ya bazen de deniz yolu ile Seylana kadar getirirler buradan da İranlılar tarafından alınarak Bizans sınırlarına kadar getirilirlerdi. Bizans Adeta komisyoncu konumundaki İran’dan kurtulmak için bazı stratejiler geliştirmeye çalışmışlardır. Bizans bu stratejilerden birinde, kuzeyden Hazar Denizi ve Karadeniz üzerinden bir yol bulmaya çalışmıştır. Ayrıca bölge ticaretinde söz sahibi olan Göktürklerle ittifak yaparak İran tekelinden kurtulmaya çalışmışlardır. Daha önceden de bahsettiğimiz gibi Bizans-Göktürk ittifakı her iki devlet içinde belli bir süre fayda sağlamış ancak Bizans’ın Göktürkler aleyhine yapmış olduğu bazı politikalar ve yanlış adımlar ikili ilişkilerin bozulmasına neden olmuş, belli bir müddet askıda devam eden ilişkiler Göktürk Devleti’nin iyice zayıflaması ve Çin egemenliği altına girmesiyle tamamen kopmuştur. Göktürk devletini yıkılması ile İran doğu ticaretinde yine egemen güç olmuştur. Bizans İran’ın ticari egemenliğini kırmak için giriştiği bir stratejisinde de; güneyden yemen ve Arabistan’daki Hıristiyanlaşmış milletlere saldırarak Hindistan ve Çine doğrudan ulaşmayı denemiş ancak başarısız olmuştur.112

Bizans’ın Sasanilere

(İran) karşı sürdürdüğü alternatif arayışlarından biri de Habeşlilerdi. Ancak Habeşlilerin ipek ticaretinin tekelini kıracak kadar güçleri yoktu. Böylece bu noktada da Bizans hedefine ulaşamamıştır

Bizans alternatif olarak ipek üretimini öğrenmiş, ipek böceği getirilerek Bizans’ta ipek üretimine geçilmiştir.113Ancak istenilen üretim hacmi bir türlü yakalanamamıştır. çok uzun bir dönem daha Bizans neredeyse tüm ipek talebini Çin’den karşılamak zorunda kalmış ve bu ticareti gerçekleştirebilmek için de

111

Steven Runcıman, Byzantine Cıvılısation, London, 1961, s.163-164. 112

Paul Lemerle, Bizans Tarihi, çev. Galip Üstün, İletişim Yay. İstanbul, 2004, s.67. 113

Bizans iki misyoner keşişin ipek böceği yumurtalarını içi oyuk asalarının içinde getirerek böcekleri yaşatmayı başardılar. Rene Sedillot, s.148.

Sasanilerin ağır taleplerine boyun eğmek zorunda kalmışlardır114

. Sasani-Bizans mücadelesinin iktisadi ayaklarından birisi de iki taraf arasında sıkça el değiştiren ve karşılıklı çatışmalara neden olan Trabzon’un güneyindeki altın madenleri olmuştur115

. Bölge çok büyük bir altın rezervine sahip olmasa da tarafların olaya politik yaklaşmaları gerginliği tırmandırmıştır. Bizans ile Sasani (İran) arasında uzun yıllar devam eden mücadelenin İktisadi temelli olduğu görülmektedir. Bizans uzun süre vermiş olduğu mücadeleden sonra, İmparator Herakliüs (610-641) 628 yılında Sasaniler’i büyük bir bozguna uğratılmıştır. Daha sonraki senelerde Suriye, Filistin ve mısır toprakları Sasaniler’in elinden alınmış, Sasaniler 630’da Urfa’dan İskenderiye’ye uzanan topraklardan geri çekilmek zorunda kalmışlardır.116

Ancak Herakliüs’un aldığı topraklar Bizans’ın elinde fazla kalmayacak ve kısa bir süre sonra Müslümanların eline geçecektir.

Benzer Belgeler