• Sonuç bulunamadı

Birleşik Krallık Kamu Sektörünün Tarihsel Gelişimi

BÖLÜM 2: BİRLEŞİK KRALLIK KAMU SEKTÖRÜNÜN GENEL ÖZELLİKLERİ

2.2. Birleşik Krallık Kamu Sektörünün Tarihsel Gelişimi

Merkezi hükümet ordu dıĢında, devlet hizmeti ve icrai kurumlar ve araĢtırma konseyleri, ulusal müzeler ve NSH otoriteleri gibi, finansal açıdan merkezi hükümete bağlı olan diğer kamu kurumlarını içermektedir (Winchester ve Bach, 1995; Bach ve Kessler, 2007).

Ġkinci olarak, yerel yönetimler “bazı biçimlerde yerel vergilendirme yaparak fon oluĢturma yetkisine sahip ve yıllık gelir ve gider harcamalarını Yerel Yönetimler Yasası kapsamında yapmak zorunda olan sınırlı çaptaki kamu otoriteleri” olarak tanımlanır (Corby, 1999). Yerel yönetimler vergi ve harç toplama yetkileri ve Parlamento‟dan geçen yerel hükümet kanunları ile belirlenmiĢ bir dizi hizmeti sunma görevleri vardır. Kamu sektörünün diğer alanlarındakinin tersine yerel hükümetler, siyasi parti üyelikleri nedeniyle merkezi hükümetin bakanlarıyla çekiĢebilecek seçilmiĢ üyeler veya meclis üyeleri tarafından yönetilir (Winchester ve Bach, 1999; Horton ve Farnham, 1999).

Ayrıca kamu Ģirketleri merkezi hükümetten finansal açıdan biraz bağımsız olan organizasyonlardır. Üst düzey yöneticilerinin çoğunluğu bakanlar tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak atanırken kamu Ģirketleri Parlamento tarafından belirlenen limitler dâhilinde borçlanabilir ve maddi kaynak bulundurabilirler.

Thatcher‟ın iktidara gelmesinden sonra merkezi hükümet yerel yönetimlerin birçok otoritesini, vergi artırma yetkisinin sınırlandırmıĢ, yerel yönetimlerin politikalarını yeniden düzenleyerek bazı fonksiyonlarını ortadan kaldırılmıĢtır. En önemlisi kamu hizmetlerinin özelleĢtirilmesi ve yeni kamu firmalarının kurulmasıyla sonuçlanmıĢtır (Winchester ve Bach, 1999).

2.2. Birleşik Krallık Kamu Sektörünün Tarihsel Gelişimi

BirleĢik Krallık‟ta 20. yüzyılın baĢında kamu sektörünün büyüklüğü ve kapsamı oldukça sınırlıydı. Merkezi yönetim 1901 yılında 14 farklı kurumda 116,413 memurdan oluĢuyordu. En büyük kurum ise Gümrükler ve Posta Ġdaresiydi (Drewry ve Butcher, 1991). Kamu hizmetleri olarak yoksulluk yasası düzenlemeleri, polis hizmetleri, eğitim ve kamu sağlığı yerel yönetimlerin sorumluluğundayken, merkezi yönetimin müfettiĢleri tarafından denetleniyordu. 1900 tarihli Boer savaĢı devlet

28

harcamalarının yükselmesine neden oldu. Bu 1906 ve 1914 yılları arasında Liberal Partinin sosyal devletin temellerini attığı sosyal reformları yapmasına neden oldu. Kamu sektörünün istihdamı 1913 yılında 280,000‟ine yükseldi. Aynı yıl devlet harcamalarının GSMH‟nın % 12‟sine ulaĢtığı hesaplanmıĢtır. Kamu sektörünün kapsamı ve büyüklüğü ile ilgili en önemli geliĢme birinci dünya savaĢı ile ortaya çıkmıĢtır. 1918‟den sonra BirleĢik Krallık‟ta devletin rolü sadece özel sektörü düzenlemek, kanun düzenini ve ülkenin savunması sağlamak olarak algılanmamaya baĢladı. Devletten konut, eğitim, sağlık ve sosyal sigortalar gibi daha toplumcu bir rol üstlenmesi beklenmeye baĢladı (Beamount, 1992; Horton ve Farnham, 1999)

1930‟lı yıllarda bırakınız yapsınlarcı ekonomik politikalardan uzaklaĢılarak 1929 Dünya bunalımından etkilenen bölgelere devlet tarafından doğrudan yardımda bulunmaya, yerel yönetimlerin sorumluluklarını artırmaya ve özel ve kamu otoriteleri tarafından sağlanan kamu hizmetleri geniĢlemeye baĢladı. Bu amaçla 1926‟da BBC ve Elektrik Ġdaresi, 1933‟te Londra UlaĢım Kurumu gibi kamu kurumları kurulmaya baĢlandı (Corby ve White, 1999; Drewry ve Butcher, 1991).

2. Dünya savaĢından sonra kamu harcamalarının GSMH içindeki rolünün arttığı yıllar olduğu görülmektedir. Bu harcama oranlarındaki artıĢı halkın vergi oranlarındaki beklentilerinin değiĢimi ile açıklamaktadır. SavaĢ sırasındaki yüksek vergiler savaĢ sonrası dönemde de geçerli olmuĢtur. Bu durum hükümetlere savaĢ için yapılan harcamalardan sosyal harcamalara geçiĢte güçlü bir direniĢle karĢılaĢmamalarını sağlamıĢtır. Bu bir tür katalizatör etkisi yaparak değiĢen sosyal beklentilerde bir değiĢimin ortaya çıkmasına neden olmuĢtur (Fredman ve Morris, 1989; Fairbrother, 1994).

2. Dünya savaĢını izleyen süreçte ĠĢçi Partisi ekonomik ve sosyal reform yapma, temel sektörleri devletleĢtirme, ekonomik ve fiziksel planlama ve toplumun her kesiminin yararlanabileceği sosyal refah programını pratiğe geçirme vaadiyle seçildi. DevletleĢtirmeler yoluyla demiryolları, kömür madenleri, havayolları, gaz ve elektrik, karayolu taĢımacılığı ve kısa bir süre olsa da çelik endüstrisi devlet kontrolüne geçti. Bu durum kamu sektörü istihdamının 1 milyon daha artmasına neden oldu. 1939 yılından 387.000 olan merkezi yönetim istihdamı 1951 yılında 1.000.000 ulaĢtı.

29

Bunların 675.000‟i memurlardan 400,000‟i ise devletleĢtirilmiĢ kamu iĢletmelerinde çalıĢanlardan oluĢuyordu. 1979 yılında merkezi yönetimin istihdamı 700.000‟e düĢmüĢtü, bunlarında 550.000‟i memur kalan 150.000 ise kamu iĢletmelerinde istihdam edilenlerden oluĢuyordu (Clegg, 1976; Corby ve White, 1999; Fairbrother, 1994; Leat, 2001).

Yerel yönetimler yeni ve geniĢlemiĢ konut, eğitim ve kiĢisel sosyal hizmetler sağlayıcısı olarak merkezi yönetimden daha hızlı bir Ģekilde büyüdü. Ayrıca çevre ve altyapı gibi hizmetlerde yerel yönetimlere verildi. 1940‟ların sonunda yerel yönetimlerde yaklaĢık 1.000.000 kiĢi istihdam ederken bu rakam 1979 yılında 3 milyona çıkmıĢtır. NHS‟nin kurulması özel sektör hastanelerinin, doktorların ve diğer sağlık çalıĢanlarının da kamu sektörüne geçmesi ile sonuçlandı. 1979 yılında yaklaĢık 7 milyon kiĢi kamu sektörü tarafından istihdam ediliyordu. Bunun yanında özel sektördeki milyonlarca kiĢinin istihdamı devletten alınacak hükümet ihalelerine, fonlara ve sübvansiyonlara dayanıyordu (Corby ve White, 1999; Horton ve Farnham, 1999).

Ġstihdamdaki bu artıĢ kamu harcamalarının GSMH içindeki payının da yükselmesine neden oldu. Bu harcamalar iki temel kalem mal ve hizmetlere yapılan ödemeler ve transfer harcamalarından oluĢuyordu. Ġlki hükümet tarafından ulusal kaynaklardan alınan ikincisi ise hükümet tarafından kaynakların toplumsal olarak yeniden dağıtılması olarak karĢımıza çıkmaktadır. Hükümetin mal ve hizmet harcamaları 2. Dünya SavaĢını izleyen dönemlerde artıĢ göstermiĢ ara dönemlerde ise oldukça durağan kalmıĢtır. 1901-1913 yılları arasında GSMH‟nın % 10‟u, 1919-1938 yılları arasında % 13 iken 1947-1970 yılları arasında ortalama % 20 olarak gerçekleĢmiĢtir. 1970‟li yılların ortalarında dünya fiyatlarında özellikle ham petrol fiyatlarının artıĢı ve dünya ekonomisindeki durgunluk dolayısıyla GSMH‟daki düĢüĢ nedeniyle % 27‟lik bir oranla en yüksek noktasına çıkmıĢtır (Clegg, 1976:377; Corby ve White, 1999; Horton ve Farnham, 1999).

1945 sonrasını izleyen dönemde transfer harcamaları dalgalanma göstermiĢ. Özellikle 1950‟li yılların ortalarından sonra yukarıya doğru bir trend baĢlamıĢ. Bu ödemeler düzeyindeki ve devletin sağladığı yardımların artmasından ve yardımlardan

30

yararlanmak için baĢvuranların sayılarının artıĢından kaynaklanmıĢtır. Transfer harcamaları 1954 yılında GSMH‟nın % 11‟inden 1975 yılında % 23‟ine yükselmiĢtir. SavaĢ sonrası dönemde hükümet harcamalarındaki artıĢın ana nedeni gelirin yeniden dağılımında refah politikaları ve sosyal güvenlik sisteminin kapsamının herkesi kapsayacak düzeye çıkması ile alakalıdır. 1979‟dan sonra hükümet harcamaları büyüklüğünde yada GSMH içindeki oranında önemli orandaki düĢüĢe bağlı olarak farklı görünümler aldı. 1980‟ler boyunca hükümet harcamaları özelleĢtirme gelirleri bir yana bırakılırsa yaklaĢık %43.5 civarında seyretti. Mal ve hizmetlere yapılan harcamalar bu dönemde sadece % 2 seviyesinde görüldü bu toplamda oldukça sabit bir Ģekilde GSMH‟nın %23.5„lik bir kısmına karĢılık geliyordu (Corby ve White, 1999; Horton ve Farnham, 1999).