• Sonuç bulunamadı

Birinci Seviye

Belgede Afganistan'da hadis öğretimi (sayfa 157-160)

B. GÜNÜMÜZDEKĠ HADĠS ÖĞRETĠMĠ

2. Resmi Olmayan Yerlerde Hadis Öğretimi

2.1.1. Birinci Seviye

Bu medreselerden birincisi seviyede olanları, mescit veya cami avlusunda veya cami binasına bitiĢik olarak iki-üç oda (hücre) yapılarak ortaya çıkan küçük bir medrese türüdür. Bu tür medreselerde verilen ders seviyesi de ibtidâî (BaĢlangıç) seviyededir. Bu medreselerde genelde caminin imamı (imam hatibi) müderrislik yapmaktadır. Bu medreselerin öğrencileri de cami yakınlarında yaĢayan (cami cemaati) ailelerin çocuklarından oluĢmaktadır. Bu tür medreselerde yatılı okuyan öğrenci yoktur. Bu medreselerde okuyan öğrencilerin hemen hepsi resmî okullarda da okumaktadırlar. Okulda sabahçı olan öğrenciler öğleden sonra, öğlenci öğrenciler de sabahleyin bu medreselerde eğitim ve öğretimlerine devam ederler.

Bu tür medreselerin hocalığını (müderrisliğini) genelde mescidin imamı veya caminin imam hatibi yapmaktadır. Ġmamlar müderrislik yapabilecek dinî bilgiye sahip

351

Bozkurt, Nebi, “a.g.md.”, DİA, XXVIII, 324.

değilse -ki bu az görülen bir olaydır- bir baĢka molla (Mevlevî) getirilerek görevlendirilir maaĢı, yiyeceği ve bütün masrafları cami cemaati veya bir hayırsever kiĢi tarafından karĢılanır.353

Bu tür medreselerde takip edilen ders metodu ve okutulan en yaygın kitaplar ise Ģöyledir: Arapça öğretmek amaçlı Farsça yazılmıĢ olan ve “Binâ” adında Arapça Sarf kitapla baĢlar, “Mu‟zî” denilen kitap Arapça yazılmıĢ ve satır satır Farsçaya tercüme edilen bir kitapla devam eder. Bu kitap aynı zamanda Türkiye‟de okutulan “Bina” kitabıdır. “Zencanî” adındaki okutulan kitap ise Türkiye‟de okutulan “Emsile-i Muhtelife” denilen bir Arapça Sarf kitabıdır. Daha sonra “Avâmil” kitabı okutulmaktadır. Birinci seviye medrese dersleri, Arapça Nahiv kitap olan “Kâfiye” ile son bulur. Yukarıdaki zikrettiğimiz beĢ kitap hepsi birlikte “Kâfiye-i Mürekkeb” adı altında Özbekistan‟ın TaĢkent Ģehrinde basılmaya baĢlamıĢ, günümüzde de Pakistan‟da aynı baskı esas alınarak basılmaya devam etmektedir.

Yukarıda adını zikrettiğimiz kitapların yanı sıra “Sarf-ı Mîr, Nahv-i Mîr, Hidayetü‟n-nahiv” vb. birçok kitap okutulmaktadır. Ayrıca fıkıhla ilgili de “ġûrutu‟s- salât”, “Kudûrî” ve “Muhtasaru‟l-vikâye” okutulur. Hadisle ilgili de genelde “Zadüttâlibîn”354

Erba‟în(Kırk Hadis)355 okutulmaktadır. Ayrıca Ģunu da belirtelim ki, yukarıda zikrettiğimiz kitapların hepsinin Arapça metnin altında satır satır Farsça ve bazısında PeĢtuca ve Farsça tercümeleri bulunmaktadır.

Bu tür medreseleri bitiren öğrenciler Farsçayı okuyup anlayacak seviyeye gelirlerken Arapçayı (Sarf ve Nahiv) da okuyabilecek hale gelirler. Ama bu kitapların

353 Kamgar, a.g.e., s. 13.

354 Afganistan‟ın medreselerinde okutulan hadis kitaplardan kitaplarından olan “Zadüttalibîn”, Pakistan‟ın

Lahor Ģehrindeki “Cami‟i EĢrefiyye” adlı medresenin müderrislerinden Muhammed Atiku‟r-Rahman adında bir âlim tarafından yazmıĢtır. Bu kitabın üzerine Mevlana ÂĢık el-Berranı “ĠrĢadut-Talibin”adlı bir Ģerh yazmıĢtır. Asıl dili Arapça olan bu kitabı Salahu‟d-Din Ammâr Farsçaya çevirmiĢtir. Bu kitap

1999/1378 yılında Pakistan‟ın PeĢaver Ģehrindeki Hakkaniye yayınevinde yayınlamıĢtır. http://www.imdadululoom.com/urdu/index.php?option=com_content&view=article&id=82&Itemid=58.

355 ÇeĢitli konulara dair kırk hadisi ihtiva enen eserlerin ortak adı. Arapça‟da erbeûn hadîs, Farsça‟da çihil

hadis, Türkçe‟de kırk hadis diye anılan kitap türü, II. (VIII.) yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkmıĢtır. Ġlk kırk hadis kitabını Abdullah b. Mübarek (ö. 181/797) kaleme almıĢtır. Ama bunun mahiyeti hakkında bilgi yoktur. Daha sonra Muhammed b. Eslem et-Tûsî (ö. 242/856) el-Erba‟ûn‟unu bablara göre tasnif etmiĢtir. Ardından kırk hadis yazama geleneği devam etmiĢ ve günümüzde bile kırk hadis yazan âlimlere rastlamak mümkündür. Kandemir, M. YaĢar, “Kırk Hadis”, DİA, Ankara, 2002, XXV, 467.

birçoğu öğrenciler tarafından ezber yapılıyor. Bundan sonra, devam etmek isteyen öğrenciler baĢka büyük bir medreseye gitmek durumunda kalacaklardır.

2.1.2. Ġkinci Seviye

Bu seviye medreseler daha birkaç senesine öncesine kadar Afganistan‟ın en büyük medresesi konumundaydılar. Bu tür medreselerde bütün dersler sadece bir kiĢi (bir müderris) tarafından tedris edilmektedir. Bu medreselerde ders veren müderris aynı zamanda medresenin camii veya medresenin yakınındaki bir caminin imam hatipliğini de yapar ve Cuma günleri cami cemaatine vaaz verir ve Cuma namazını kıldırır.

Bu tür medreselerde hemen bütün Ġslâm dünyasında olduğu gibi bütün Ġslâmî ilimlerinden birçok kitap okutulmaktadır. Bu medreselerde yaygın olarak okutulan kitaplardan bahsetmek gerekirse, Arapça (Nahiv): “Molla Câmî veya ġerhi cami” ve “Abdulgafur”; Meanî: “Muhtasaru‟l-maanî” ve “Mutevvel”; Fıkıh: “Hidâye” ve “ġerh‟il-Vikâye”; Fıkıh Usûlü: “Nurû‟l-envar”, “Mevlevî” ve “Tevzîhu‟t-tenkîh”, “Telvîh”; Hikmet (Felsefe): “Meybezî” ve “Sedrâ”; Mantık: “Kadı” ve “Hamdullah”;

Tefsir: “Celâleyn Tefsiri”, “Ruhu‟l-meanî” ve “Kadı Beydavî”; Hadis Usûlü:“Nuhbetu‟l-Fiker”356

, Hadis: “MiĢkatül Mesabih”357 ve Buhârî‟nin

“Sahîh‟ini”358

zikredebiliriz.359

356 Ġbn Hacer el-Askalânî‟nin (ö. 852/1449) yazmıĢ olduğu bu esere, Ġbnü‟s-Salâh eĢ-ġehrizûrî‟nin, hadis

ilimlerini altmıĢ beĢ nevi halinde incelediği Mukaddime‟sinin buna kırk nevi daha eklenerek yapılmıĢ bir muhtasarı olup H. 812 yılında (1409) tamamlanmıĢ ve müellifi tarafından 818/1415 yılında “Nüzhetü'n- nazar fî tavzihi Nuhbeti'l-fiker” adıyla Ģerh edilmiĢtir. Kandemir, M. YaĢar, “Ġbn Hacer el-Askalânî”,

DİA, Ġstanbul, 1999, XIX, 514.

357 Bu kitap Hatîb et-Tebrîzî‟nin Ferrâ el-Begavî'nin (ö. 516/1122) güvenilir hadis kaynaklarından

derlediği hadisleri ihtiva eden “Mesâbihu‟s-Sünne” adındaki eserine ilaveler yaparak hazırladığı bir eserdir. Tebrîzî bu eserinde Begavî‟nin sahih ve hasen diye ikiye ayırdığı hadisleri yeniden düzenleyip ilavelerde bulunmuĢ, onun hadisleri seçme Ģartlarını dikkate alarak esere üçüncü bir bölüm eklemiĢ, müellifin kapalı bıraktığı yerleri açıklamıĢ ve hadislerin râvilerini zikretmiĢtir. Bu eser birçok dile evirilerek Ġslâm âleminin hemen bütün bölgesinde defalarca neĢredilmiĢtir. Hatiboğlu, Ġbrahim, “Mesahibu‟s-sünne”, DİA, Ankara, 2004, XXIX, 258.

358 Ebû Abdillâh Muhammed b. Ġsmâil b. Ġbrâhîm el-Cu‟fî el-Buhârî‟nin (ö.256/870) yazmıĢ olduğu bu

eserin tam adı “el-Câmi‟u‟s-sahîh”dir. Kur‟an-ı Kerim‟den sonra en güvenilir kitap kabul edilmektedir. YaklaĢık 600.000 kadar hadisten seçilerek on altı yılda meydana getirilmiĢtir. Buhârî bu eserine Buhârâ‟da yazmaya baĢlamıĢ, çalıĢmasına Mekke, Medine ve Basra'da devam etmiĢtir. Bu esere Ġslâm dünyasında üzerine yüzlerce inceleme ve Ģerhler yazılmıĢ ve birçok kere basılmıĢtır. El-A‟zamî, M. Mustafa, “Buhârî, Muhammed b. Ġsmâil”, DİA, Ġstanbul, 1992, XI, 368.

Bu medreselerde yukarıda adlarını zikrettiğimiz kitapları okuyup bitirebilmek için herhangi bir süre belirtilmemektedir. Yani bu medreselerin özelliklerinden biri de, Osmanlı Medreselerinde olduğu bibi öğrencilerin sınıf değil, ders/kitap geçme yöntemi uygulanmaktadır.360

Bu tür Medreselerde eğitimini bitiren öğrencilere özel bir davetiye ile civar ilçe ve illerden tanınmıĢ din adamları (Mevlevîler), Tarikat ġeyhleri ve devlet adamları davet edilerek bir tören -Türkiye‟deki mezuniyet törenlerine benzer bir tören ama yemekli- hazırlanılır. Bu öğrencinin medrese eğitimini bitirdiğine dair bilgi verilir ve özgeçmiĢi anlatılır. Tören sonunda o öğrenciye meĢhur bir Mevlevî ya da bir tarikat Ģeyhi tarafından sarık takılır ve böylelikle “Mevlevî” olur. Bu da demek oluyor ki, bu Ģahıs bundan sonra herhangi bir camide imam veya herhangi bir medresede müderrislik yapabilecek konumdadır.361

Belgede Afganistan'da hadis öğretimi (sayfa 157-160)

Benzer Belgeler