• Sonuç bulunamadı

3.3. İKİNCİ KISIM TEMEL HAKLAR VE ÖDEVLER

3.3.1. Birinci Bölüm Genel Hükümler

I. Temel Hak Ve Hürriyetlerin Niteliği

Madde 12– Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.

Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.

Yeni Türk Anayasa Taslağı; Madde 11- Temel Hak Ve Hürriyetlerin Niteliği:

Herkes, insan haysiyetinden kaynaklanan, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.

Madde 11- Açıklaması ve Gerekçesi:

Bu madde, 4 üncü maddeye paralel bir biçimde, insan haysiyetini temel hak ve hürriyetlerin kaynağı olarak vurgulamaktadır. Böylece insan haysiyetinin, insan haklarının temelini oluşturduğu yönündeki çağdaş anlayış Anayasaya yansıtılmıştır. Bunun dışında, temel hakların sahip olduğu, “dokunulmaz”, “devredilmez”, “vazgeçilmez” gibi evrensel nitelikler muhafaza edilmiştir.

Diğer yandan, 1982 Anayasasının 12 nci maddesindeki “Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder” fıkrasına yer verilmemiştir. Böyle bir hüküm, 1982 Anayasasından önce hiçbir anayasamızda bulunmamaktadır. Haklar ve ödevler farklı kategorilerdir. Birincisinin kullanılması, her zaman ikincisinin yerine getirilmesine bağlanamaz. Bu nedenle, temel hakların kullanılmasını, kişinin ödev ve sorumluluklarını yerine getirmesi şartına bağlamış izlenimi veren böyle bir ifadenin hürriyetçi bir anayasada yer almaması gerekir.

II. Temel Hak Ve Hürriyetlerin Sınırlanması

Madde 13– (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

Yeni Türk Anayasa Taslağı; Madde 12- Temel Hak Ve Hürriyetlerin Sınırlanması:

(1) Temel hak ve hürriyetler, sadece Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplerle ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Kanun, temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunamaz.

(2) Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir. Madde 12- Açıklaması ve Gerekçesi:

1982 Anayasasının 13 üncü maddesi, 2001 yılında yapılan değişiklikle, temel hak ve hürriyetler bakımından “genel sınırlama” maddesi olmaktan çıkmış ve büyük ölçüde “genel koruma maddesi”ne dönüşmüştür. Bu amaçla, Anayasadaki tüm haklar için geçerli olan genel sınırlama sebepleri çıkarılmış, “öze dokunma” yasağı ile “lâik Cumhuriyet gerekleri” kavramı da bu maddeye eklenmiştir. Böylece maddenin ilk cümlesi temel hak ve hürriyetleri sınırlamanın şartlarını, ikinci cümlesi ise sınırlamanın sınırlarını belirten bir sistematiğe kavuşmuştur. Bu sistematik aynen korunmuştur. Ancak, buradaki tek problem, Alman Anayasasından alınarak ilk kez 1961 Anayasasında yer verilen “öze dokunma” yasağının sınırlamanın şartı olarak sunulmuş olmasıdır. Gerçekte bu kavram, sınırlamanın sınırı olarak kullanılabilecek nihaî kriter niteliği taşımaktadır. Bu sebeple, öze dokunma yasağı, yeni düzenlemede, 1961 Anayasasında olduğu gibi birinci fıkranın sonunda müstakil bir cümle olarak yer almıştır.

Sınırlamanın sınırı olarak kullanılan “lâik Cumhuriyetin gerekleri” ifadesi, demokratik ülkelerin anayasalarında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ve en önemlisi bizim anayasa geleneğimizde bulunmayan bir kavramdır. Lâiklik veya “lâik Cumhuriyetin korunması” normalde temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması nedenlerinden birisi olarak kullanılmaktadır. Sınırlama sebebi olarak kullanılan bir kavramın aynı zamanda sınırlamanın sınırı olarak kullanılması zordur. Ayrıca, bir sınırlamanın “Anayasanın sözüne ve ruhuna aykırı” olamaması demek, öncelikle “lâik Cumhuriyetin gerekleri”ne aykırı olamaması demektir. Anayasanın 2 nci maddesinde Cumhuriyetin değiştirilemez nitelikleri arasında yer alan lâiklik, Anayasanın hem sözünün hem de ruhunun parçasıdır. Buna ilâve olarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin benimsediği kriter olan “demokratik toplum düzeninin gerekleri”, hürriyetçi bir yaklaşımla yorumlandığında temel hak ve hürriyetler için yeterince güvence sağlayacaktır. Bu gerekçelerle, 1982 Anayasasına 2001 yılında giren bu kavrama yer verilmemiştir.

Ayrıca, yabancıların temel hak ve hürriyetlerinin milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabileceğine dair hüküm de müstakil bir madde yerine bu maddenin ikinci fıkrası olarak düzenlenmiştir.

III. Temel Hak Ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılamaması

Madde 14– (Değişik: 3.10.2001–4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.

Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.

Yeni Türk Anayasa Taslağı; Madde 13-Temel Hak Ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılamaması:

Alternatif 1-Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesine veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasına imkân verecek şekilde yorumlanamaz.

Alternatif 2- (1) Anayasada yer alan temel hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmaya yönelik eylemler biçiminde kullanılamaz.

(2) Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesine veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasına imkân verecek şekilde yorumlanamaz.

Madde 13-Açıklaması ve Gerekçesi:

Alternatif 1

1982 Anayasasının 14 üncü maddesi, ihtiva ettiği soyut ve belirsiz kavramlarla kötüye kullanma yasağından ziyade, temel hak ve hürriyetlere ilâve sınırlamalar getiren bir madde olarak kullanılagelmiştir. Dolayısıyla, bu maddede kötüye kullanma yasağı Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinin 30 uncu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 17nci maddelerine uygun olarak formüle edilmiştir.

Alternatif 2

1982 Anayasasının 14 üncü maddesinde 2001 yılında yapılan değişikliklerle kötüye kullanma yasağı, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinin 30 uncu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 17nci maddelerindeki düzenlemelere yaklaşmıştı.

Bu madde önemli ölçüde korunmakla birlikte, kötüye kullanma yasağının ifade hürriyetini keyfî şekilde sınırlandırmada kullanılmasını önlemek amacıyla, birinci fıkradaki “… Bozmayı ve kaldırmayı amaçlayan faaliyetler” ifadesi, “… Bozmaya ve kaldırmaya yönelik eylemler” olarak değiştirilmiştir.

Diğer yandan, kötüye kullanma yasağına aykırı davrananlara yönelik müeyyideler zaten kanunla düzenleneceği için, bunun ayrıca ifadesi gereksiz tekrar olarak görülmüştür.

IV. Temel Hak Ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması

Madde 15– Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

(Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.) Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

Yeni Türk Anayasa Taslağı; Madde 14- Temel Hak Ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması:

(1) Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, temel hak ve hürriyetlerin kullanılması, durumun gerektirdiği ölçüde sınırlandırılabilir veya durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

(2) Birinci fıkrada belirtilen durumlarda dahi,savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse dinî inançlarını, vicdanî kanaatlerini ve düşüncelerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalara ilişkin hükümler geçmişe yürütülemez; suçluluğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

Madde 14- Açıklaması ve Gerekçesi:

Millet hayatı ve ülke için ağır tehlike ve tehditlerin ortaya çıktığı savaş, seferberlik, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulabileceğini hükme bağlayan 1982 Anayasasının 15 inci maddesi hükmü, bazı değişikliklerle tekrarlanmaktadır.

Yapılan düzenlemede “kısmen veya tamamen” ibaresine, ölçülülük ilkesi içinde mündemiç olduğundan dolayı yer verilmemekte, bunun yerine “sınırlandırılabilir veya durdurulabilir” ibaresi kullanılmakta; sınırlama veya durdurmanın milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklerin ihlâl edilmemesi ve durumun gerektirdiği ölçüde olması yönündeki ilkeler ise korunmaktadır. Böylece, birinci fıkrada öngörülen ağır tedbirlerin, temel hak ve hürriyetler için sınırsız ve dayanaksız bir tehdit oluşturmalarının önlenmesi amaçlanmaktadır.

İkinci fıkrada ise, önemleri sebebiyle hiçbir halde, hiçbir sebeple ve surette sınırlanamayacak ve durdurulamayacak olan temel hak ve hürriyetler sayılmaktadır.

V. Yabancıların Durumu

Madde 16– Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.

Yeni Türk Anayasa Taslağında bu madde ele alınmamıştır.

Benzer Belgeler