• Sonuç bulunamadı

TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1 TARTIŞMA VE SONUÇ

5.1.1 Birinci Alt Probleme Ait Sonuçlar ve Tartışma

Yapılan analizlere bakıldığında genel olarak, ortalama uyku süresi ile fen başarısı arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya çıkmamıştır. Fakat istatiksel analizler incelendiğinde ortalama uyku süresi azaldıkça fen başarısının arttığı görülmüştür. Bu etkinin optimal uyku süresiyle ilişkili olduğu söylenebilir. Öğrencilerin uyku süreleri incelendiğinde, 9 saati geçtiği görülmektedir. Optimal uyku düzeninden uzaklaştıkça, başarının düşeceği söylenebilir. Alan yazın incelendiğinde, optimal uyku sürelerinin başarı açısından olumlu sonuçlar oluşturduğu görülmüştür. Uyku süresi uzayan veya uyku yoksunluğu çeken bireylerin motivasyonları azalmaktadır. Baş ağrısı, dikkat eksikliği ve beslenme

73

sorunu yaşamaktadır. Bu gibi etkiler başarının azalmasına neden olmaktadır (Aysan ve diğerleri, 2014; Deniz, 2014).

Ortalama uyku süresi, farklı zaman dilimlerinde yapılan sınavlarla ilişkisi incelendiğinde T1, T2 ve T3 sınav başarı puanları ile ortalama uyku süresi arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Fakat T1 başarı puanı ile ortalama uyku süresi arasında pozitif bir ilişki, T2 ve T3 başarı puanlarıyla negatif ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda ise uykusunu tam olarak almış bireylerin sabah girdikleri sınavdan yüksek not aldığı görülmüştür. Uykusunu tam alamayan (uyku yoksunu) bireylerin T2 ve T3 sınav başarı puanları düşük çıkmıştır.

Düzeltilmiş uykunun orta noktası (MSFsc) ile fen başarısı arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görülmüştür. Diğer istatistiki veriler incelendiğinde düzeltilmiş uykunun orta noktası (MSFsc) puanları arttıkça ortalama başarı puanları artmaktadır. Önder ve diğerlerinin (2014) çalışmasına göre düzeltilmiş uykunun orta noktası (MSFsc) akademik başarı ve akademik motivasyon ile ilişkisi incelendiğinde akademik motivasyon puanlarıyla pozitif ilişkili akademik başarı puanlarıyla negatif ilişkili olduğu görülmüştür.

MSFsc ile farklı zaman dilimlerinde yapılan başarı sınavları arasındaki ilişki incelendiğinde, T1 ve T2 sınav başarı puanları arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki görülmemiştir. Fakat T3 sınav başarı puanları arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki görülmüştür. T3 sınavı akşam vaktinde yapıldığından dolayı MSFsc puanı yüksek olan bireylerin başarıları daha yüksek olduğu görülmüştür. MSFsc (kronotip) puanı yüksek olan bireyler daha gececi tip bireyler olmaktadır. Gececi bireylerin akşam vaktinde yüksek not almaları beklenmektedir (Urban, Magyarodi ve Rigo, 2011).

Sosyal jetlag ile fen başarısı arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır. Sosyal jetlag puanları azaldığında ortalama başarı puanı artmaktadır. Alan yazın incelendiğine, yapılan çalışmaların sonuçlarla paralellik gösterdiği ortaya çıkmıştır. Önder ve diğerleri (2014) sosyal jetlag puanlarının akademik motivasyon, akademik başarı ile ilişkisini incelemiş ve çalışmanın sonucunda sosyal jetlag akademik motivasyonla pozitif ilişkili, akademik başarıyla negatif ilişkili olduğunu belirtmiştir.

74

Sosyal jetlag ile farklı zaman dilimlerinde yapılan sınavlar arasında ilişki incelendiğinde; T1, T2 veT3 sınav başarı puanları arsında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır. Sosyal jetlag puanları azaldığında T1, T2 veT3 sınav başarı puanları artmaktadır. Sosyal jetlag puanı düşük olan bireyler uyku yoksunluğu çekmediğinden dolayı sınav başarı puanları ve motivasyonları yüksek olduğu görülmüştür (Randler ve diğerleri, 2013; Önder ve diğerleri, 2014).

Özerk öğrenme puanları ile fen başarı puanları arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Fakat diğer analizler incelendiğinde özerk öğrenme puanları arttıkça fen başarı puanları artmaktadır. Bu sonuca göre, birey kendi öğrenmesinde sorumluluk alıp, aktif çalışmalar gerçekleştirirse ders başarısına olumlu yönde etki ettiği görülmüştür. Alan yazın incelendiğinde özerk öğrenme, ders başarısını ve öğrenme verimliliğini arttırdığı görülmüştür (Dickinson, 1987; Ellis ve Siclair, 1989). Kaya (2012) yabancı dil öğretiminde özerk öğrenmenin etkilerini incelenmiştir. Buna göre dil öğretiminde özerk öğrenme aktiviteler bölümünde bulunan becerilere yeteri kadar sahip olmamaları öğrenmeyi olumsuz etkilediği ve bu becerilerin geliştirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Günlük ritim toplam puanları ile T1, T2 ve T3 sınav başarı puanları arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya çıkmamıştır.

Ortalama başarı puanlarına etki eden faktörlerin korelasyonuna bakıldığında, cinsiyet açısından istatiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır. Bu fark kız öğrencilerin lehine değişmektedir. Kız öğrenciler erkek öğrencilere göre daha yüksek not almıştır. Literatür incelendiğinde yapılan analizlerle benzerlik görülmektedir. Önder ve diğerlerinin (2014) üniversite öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmaya göre kız öğrencilerin ortalama başarı puanları erkek öğrencilere göre daha yüksek çıkmıştır. Escribano ve diğerleri (2012) İspanyol öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmaya göre kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha başarılı olduğunu gözlemlemiştir. Yaş faktörünün ortalama başarı puanlarıyla ilişkisi incelendiğinde anlamlı bir ilişki olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni, denekler arasında yaş farkının fazla olmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Farklı zaman dilimlerinde sınava giren kız ve erkek bireylerin başarı puanları arasındaki ilişki incelendiğinde T1 ve T3 sınav başarı puanları arsında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır. Bu analize göre her iki sınavda kız

75

öğrenciler erkek öğrencilere göre daha başarı olmuşlardır.T2 sınav başarı puanı ile istatiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya çıkmamıştır. Fakat kız öğrencilerin ortalama başarı puanları erkek öğrencilerin ortalama başarı puanlarından yüksek çıkmıştır.