• Sonuç bulunamadı

3. İŞ DOYUMU İLE İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE

3.3. İş Doyumunu Etkileyen Faktörler

3.3.1. Bireysel Faktörler

İş doyumunu etkileyen bireysel faktörler, dış etki olmaksızın kişinin kendisinden kaynaklı etkenlerdir. Bunlar işgörenin, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, meslek, kültürel çevre ve karakteriyle alakalıdır. Bahsi geçen değişkenler farklılaştıkça iş doyumuna etkileri de farklılaşır.

3.3.1.1. Yaş

Araştırmalara göre yaş ilerledikçe iş doyumu da artış göstermektedir, bu, kişinin işini zamanla içselleştirmesiyle, kurumsallaşmasıyla açıklanabilir. Genç çalışanların beklentilerinin yüksek olması, iş seçimlerinde ve iş güvencesiyle alakalı kuşkularından dolayı iş doyum seviyelerinin düşük olduğu savunulmaktadır (Aksayan, 1990). Jackson ve Grabski (1988) ise bunu; ‘yaşı ilerlemiş çalışanlar, genç yaştaki çalışanlara nazaran kıdem temelli ücretlendirmeyi daha fazla tercih etmektedir ve ayrıca yaşı ilerlemiş çalışanların genç olanlardan daha yüksek ücret aldıkları da belirlenmiştir’ şeklinde açıklamıştır.

Fakat işe giriş esnasında iş doyum seviyesi yüksekken birkaç yıl içerisinde geri dönüş ve moralde azalma yaşanmaktadır, yine çalışma hayatı devamında iş

doyum seviyesinin tekrar artışa geçtiği gözlemlenmiştir. Herzberg ve arkadaşları (1957), bu durumu ‘U’ şeklinde bir ilişki olarak açıklamıştır.

İş başlangıcındaki doyumun işin yeniliğinden kaynaklandığı belirtilir, devamında, kıdem ve diğer konularda güven eksikliği ve gelecek konusundaki belirsizlik sebebiyle hızla doyumsuzluk başlar. Zamanla işi benimseme, tecrübelenme gibi nedenlerden dolayı iş doyum seviyesi tekrar yükselişe geçer (Karaca, 1994).

3.3.1.2. Cinsiyet

İş doyumu ile cinsiyet arasındaki ilişki kapsamında incelenen çalışmalarda kati bir fikir birliğine ulaşılamamıştır. Örneğin; Chusmir ve Parker (2001), araştırmaları sonucunda erkeklerin iş doyum seviyesini kadınlardan yüksek bulmuştur, bunun nedenini ise erkeklerin kadınlara nazaran, gelişim kaynaklarına ulaşmasının daha kolay, yaptıkları işte yükselme olanaklarının ve aldıkları ücretin daha fazla olması şeklinde açıklamıştır. Hulin ve Smith de (1967) cinsiyetler arası iş doyum oranında anlamlı bir fark olduğunu kadınların iş doyum oranının daha düşük olduğunu ortaya sürmüşlerdir.

Lacy ve Sheehan (1997), akademisyenler üzerinde yaptıkları çalışmada erkeklerin kadın akademisyenlerden daha yüksek iş doyumuna sahip olduğunu savunurken, Oshagbemi (2000) çalışmasında tam aksi sonuçlarla kadın akademisyenlerin iş doyum seviyelerinin daha yüksek olduğunu bulmuştur.

Bazı çalışmalarda ise koşulsuz, kadınların erkeklerden daha yüksek iş doyumuna sahip oldukları savunulmuştur. Scandura ve Lankau (1997), Wilkin’nin (2012) ve Clark (1997)’ın yaptıkları çalışmalarda kadınların iş doyum seviyeleri daha yüksek çıkmıştır. Bir araştırmaya göre de kadınların, işlerindeki faktörlere erkeklerden daha fazla önem vermesinden dolayı iş doyum seviyeleri daha yüksektir (Centres ve Bugental, 1966). Çalışmalarda ortaya çıkan bu farklı sonuçların sebebi yapılan iş ile alakalı olduğu düşünülmektedir (Çimen ve diğerleri, 2009).

3.3.1.3. Eğitim Düzeyi

Kişinin eğitim seviyesi de iş doyumunu etkilemektedir. Eğitim seviyesin iş doyumuna hem olumlu hem de olumsuz etkisi vardır. Olumlu etkisi; eğitim seviyesi yüksek olan kişiler daha kolay iş bulma ve daha iyi yerlerde çalışabilme olanağına sahip olduğundan iş doyumuna olumlu etki etmektedir. Olumsuz etkisi ise; eğitim seviyesi yükseldikçe beklentinin de paralel olarak artmasından kaynaklanmaktadır (Demir, 2005). Mamman ve Ogbonna (1997:177), eğitim seviyesi yüksek kişilerin ücretlerinden daha az memnun olduklarını ortaya koymuşlardır.

3.3.1.4. Meslek

İcra edilen meslekten kaynaklanan sebeplerden iş doyum seviyesi etkilenmektedir. Erdoğan’a gör iş doyumu ya da doyumsuzluğunun genel nedeni ücret ile alakalıdır ve ayrıca çalışanların büyük kısmı ücretinden tatmin olmadığı için kişinin maaşı genelde iş doyumunu değil doyumsuzluğunu ortaya çıkarmaktadır (Erdoğan, 1999:239). Feldman (1995) da çalışmasında aynı sonuca ulaşmıştır.

Silah (2001)’ın aktardığına göre; Herzberg ve arkadaşları (1995) 11 bin çalışan üzerinde araştırma yapmıştır. Çalışanlardan, işin tatmin edici yönlerinin önem sırasına göre yazılması istenmiştir. Yapılan bu araştırmada öneme göre sıralanan ilk etken ‘güvenlik’, ikinci etken ‘işten kişisel olarak fayda sağlamak’, üçüncü etken ‘çalışılan kurumda yükselme fırsatı’, dördüncü etken de ‘uygun ve takdir edici denetim’ olarak ortaya çıkmıştır.

Nikolaou ve arkadaşlarının yaptığı çalışmaya göre, işlerini büyük ihtimalle kaybetmeyeceklerini düşünen çalışanların iş doyum seviyeleri daha yüksek bulunmuştur. Porter (1967)’ın araştırmasına göre de, çalışma hiyerarşisi içerisinde alt kademelerde bulunan çalışanların iş doyumu, üst kademede çalışanlara göre daha azdır.

3.3.1.5. Sosyo-Kültürel Çevre

Sosyo-kültürel çevre de iş doyum seviyesinde değişiklik yaratabilmektedir. Genel kanı ne kadar, ülke ya da bölgenin koşulları kötüleştikçe iş doyum seviyesi de o denli düşük olur yönünde ise de araştırmalar tersini ortaya koymuştur. Birey, çevresindeki kötü koşullarla karşılaştırdığı vasat işinden daha fazla doyum sağlayabilmektedir (Davis (1988)’ten aktaran Budak, 2006:61). Silah (2001) bu konuda; işsizlik seviyesinin çok yüksek olduğu bölgelerde işgörenin, en azından çevresindeki bireylerden daha iyi koşullara sahip olduğunu düşünerek durumundan memnun olup iş doyumuna ulaşacağına değinmiştir.

Sosyo-kültürel çevrenin iş gören üzerindeki diğer bir etkisi de toplumsal ahlaki değerlerin birey üzerinde baskı oluşturmasıyla tezahür eder. Kişinin sosyal hayatı da bu durumdan etkilenmektedir dolayısıyla kişi toplumsal ahlaki değerlere ters düşen işlerde çalıştıklarında iş doyumları da bu durumdan olumsuz etkilenmektedir (Eker, 2006: 68).

3.3.1.6. Kişilik

İnsanlar, kişilikleri gereği belirli bir ortam ve gerçekliği farklı şekillerde algılayıp yorumlarlar, bu sebepler neticesinde duygular ve davranışlar şekillenir. Kişilik özelliklerinden dolayı çalışanların işlerinden duydukları memnuniyet de değişmektedir. Ghiselli ve arkadaşlarına (2001) göre kişinin zekâsı, tecrübesi, becerisi, yetenekleri, bilgi düzeyi ve işteki konumu, iş doyum seviyesini etkilemektedir.

Köroğlu’na (2011) göre; kişinin iyimser veya kötümser olması, içe ya da dışadönük olması yaşamını etkilemekte ve bu durum da işe yansımaktadır. Asabi, nevrotik ve karamsar olan kişilerin çalıştıkları işten bağımsız olarak basit sorunları bile büyüttükleri ve mutsuz oldukları ortadadır ve dolayısı ile bu da yapılan işe olumsuz etki etmektedir. Başka bir çalışmada kişilik ve iş doyum ilişkisi araştırılmıştır ve dışadönüklük, uzlaşmacılık, gelişmeye açıklık, vicdanlılık gibi

özelliklerle iş doyumu arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur (Mount ve diğerleri, 2006).