3. BÖLÜM: BULGULAR ve YORUM
3.1 AMATEM’DE TEDAVİ GÖREN KİŞİLERİ TANITICI BULGULAR
3.1.3 Bireylerin Tedavi Sürecine İlişkin Bazı Bilgiler
3.1.3.7 Bireylerin Sosyal Çevrelerine İlişkin Değerlendirmeleri 111
olması risk yaratan bir etkendir. Bu bağlamda, bu çalışma grubunun sosyal çevresi destek sistemi olmaktan uzak gözükmektedir.
Bireylere arkadaşlarının tedavi alma kararı almalarında etkili olup olmadıkları sorulduğunda %60 oranında hayır cevabı alınmıştır. Bir önceki değerlendirmede belirlenen alkol bağımlısı arkadaş çevresinin bu sonuçla alakalı olduğu düşünülebilir. Alkol bağımlısı çevre bireyi alkole uzak değil yakın tutan bireydir.
Bu açıdan bireyleri tedaviye yönelten sistem sosyal çevrenin olmaması beklenen bir durumdur. Bu sonuç aynı zamanda Tablo 1’de gösterilen bireylerin çoğunun tedaviyi kendi istekleriyle geldiğini belirttiği sonuçlarla uyumlu kabul edilebilir. %40’lık tedavi kararında etkili görülen çevre etkisinin alkol bağımlısı olmayan bir çevre olduğu düşünülmektedir.
Bir önceki değerlendirmenin sonucuyla da uyumlu olarak tedavi sürecinde bağımlılıkla baş etmede çevre desteğine ihtiyaç duymama oranı %60 olarak belirlenmiştir. Tablo 9’da hem bireylerin ağırlıklı olarak alkol bağımlısı çevreye sahip olduğu hem de tedavi kararında sosyal çevre etkisi bulunmadığı belirlenmiştir. Buna göre, alkol bağımlısı çevrenin alkol bağımlığının sebepleri arasında ve bireylerin bu durumun farkında olması bağımlılıkla baş ederken çevrenin desteğini ihtiyaç dışı görülmesine neden olabilir. Aynı zamanda tedavi kararında etkili olmayan sosyal bir çevre söz konusudur. Tedaviye değil bağımlılığa yönlendirmiş bir çevrenin bağımlılıkta baş etmede etkili bulunmaması beklenen bir sonuçtur.
%40’lık bir kesimin bağımlılıkla baş etmede etkili görülen çevrenin etkili olduğunu söylerken alkol bağımlılığı tanısı alan çevrelerinin haricinde kalan bireyleri düşünülerek cevaplandığı düşünülmektedir.
Bireylerin 18’inin çevresiyle arasında bir problem yaşadığında tedavide kendilerini yalnız hissettikleri saptanmış olup, 17’si tam tersini düşünmektedir.
Birbirine yakın oranlar belirgin bir yorum yapmayı zorlaştırmaktadır. Yine de, hem fiziksel hem de duygusal açıdan hassas geçen bir tedavi sürecinde bulunan bireylerin herhangi biriyle sorun yaşadığında kendini yalnız
hissetmesinin mümkün gözüktüğü söylenebilir. Bu bireyler, çevreden biri olabileceği gibi, aile ya da tedavi ekibinden biri de olabilir. Bireyin her durumda kendini yalnız hissetmesi olasıdır.
Bağımlılığında çevresinin büyük etkisi olduğunu, çevresi tarafından tedaviye değil içmeye yönlendirildiğini düşünenlerin bu bireylere duyduğu kızgınlık bireyleri hayır cevabını vermeye itmiş olabilir. Çevrelerinden bu denli etkilendikleri için bu duruma düştüklerini düşünen bireylerin daha fazla etkilenmeme kararı almış olmaları olasıdır.
Çevre desteğinin tedaviyi kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı bireylere sorulmuştur.
11 birey çevre tarafından gelen desteğin tedaviyi kolaylaştırmak gibi bir etkiye sahip olmadığını belirtmiştir. 24 bireye göreyse çevre desteği tedaviyi kolaylaştırmaktadır. Bu değerlendirmeye kadar çevreyle ilgili tüm değerlendirmeler olumsuz yönde ilerlemiştir. Ancak bu değerlendirme çevreyle ilgili olumlu yorum yapılan ilk dağılım olmuştur. Çevreyle ilgili olumlu cevap sayısındaki artışın çevreyi ‘iyi’ olarak nitelendirilmesiyle oluştuğu düşünülmektedir.
Bireylerle yapılan bireysel ve grup çalışmalarında aile ve çevrenin desteğinden sıklık bahsedilmektedir. Bu nedenle bireyler sağlık aile ve çevre ortamının bağımlılığı kolaylaştırabileceğinin farkındadır.
Tablo 9’da bulunan son iki değerlendirme arasında benzerlik olduğu düşünülebilir. İlk değerlendirme tedavi sürecindeki zaman dilimine hitap ederken ikinci değerlendirme taburculuğun ardındaki dönemi de kapsamaktadır. Çalışma grubuna dâhil olan bireylere sorular arasındaki bu ayrımın izahı yapılmıştır.
Bireylerin 17’si çevrenin ayık kalmalarında etkili olduğunu ifade etmiştir. 18’isi ise tam tersini düşünmektedir. Daha önce bahsedildiği gibi bağımlılığa neden olan olarak görülen çevrenin destek olarak algılanmaması ayıklıkta da etkili olmayacağını düşüncesine yol açmış olabilir. Daha önceki değerlendirmede iyi
olarak tanımlanan çevreyle ilgili yanıtların bu soruyu da kapsamış olması nedeniyle ayıklıkta etkili olarak belirtilen cevapları sebebi olabilir.
Sosyal çevreyle ilgili genel değerlendirmeler olumsuz etkilerin ön planda tutulduğunu göstermektedir. Bu da çalışma grubunun sosyal çevreden kaynaklı sosyal desteklerinin son derece düşük olduğunu göstermektedir. Sosyal desteği düşük olan bağımlı bireylerin hem alkol alma hem de depresyona girme ve stresli olma riskinin artmakta olduğu bilinmektedir (Yüncü ve ark., 2005). Bu açıdan sosyal destekle ilgili Tabloların tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili yol gösterici olduğu söylenebilir.
Bir sonraki bölümde AMATEM’deki bağımlı ailelerinin tedavideki etkinliklerini irdeleyen olan Tablolara yer verilmiştir.
3.1.3.8 Bireylerin Tedavide Ailesinin Yardımına İlişkin Değerlendirmeleri Görüşme formunda ailelerin bireyler tarafından destek sistemi olarak algılanıp algılanmadığını belirleyebilmek için bir takım sorular yöneltilmiştir. Bu bölümde, bu soruların yanıtlarına ilişkin Tabloya yer verilmiştir.
Bireyler aile sisteminin destek yapısıyla ilgili beş soru yanıtlamışlardır. Aile ve sosyal çevrenin destek sistemlerinin en önemli iki parçası oluşturulması sebebiyle çevreyle ilgili sorulan soruların aynısı aile için de yöneltilmiştir. Bu bağlamda Tabloların değerlendirmesi yapılırken yer yer iki sistem arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Tablo şu şekildedir:
Tablo 10: Bireylerin Ailelerine İlişkin Değerlendirmeleri
Değerlendirmeler Yanıtlar Sıklık %
Tedavi kararında ailem etkili Evet
Hayır
23 12
65,7 34,3 Bağımlılıkla baş etmede aileme ihtiyaç duyuyorum Evet
Hayır
26 9
74,3 25,7 Ailemle sorun yaşadığımda tedavide yalnız
hissederim
Evet Hayır
27 8
77,1 22,9 Aile desteği alkol sorunumla baş etmeyi
kolaylaştırır
Evet Hayır
26 9
74,3 25,7
Aile ayıklığımı sürdürmede etkili Evet
Hayır
27 8
77,1 22,9
Aile konulu yapılan değerlendirmelerde; bireylerin %65.7’si tedavi kararında ailenin etkili olduğunu belirtmiştir. Bu sonuç ailenin tedavi arama davranışında etkili olduğunu tespit eden bulgularla uyumludur (Yüncü ve ark., 2005). Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus ailenin etkisinin bireyi tedavi alma konusunda cesaretlendirmesiyle oluşmuş olamayabileceğidir. Aile içi problemlerin tedaviye karar vermede büyük oranda etkili olduğundan çalışmanın ilk kısmında bahsedilmişti.
Bireylere bağımlılıkla baş etmede aile desteğine ihtiyaç duyup duymadıkları sorulmuştur. 26 birey ihtiyaç duyduğunu belirtirken 9 bireye göre aileye ihtiyaç yoktur. Ağırlıklı olarak verilen aile desteği ihtiyacı ailenin tedaviye dâhil edildiğinde tedaviden daha olumlu sonuçlar alınabileceğine işaret etmektedir.
Görüşme formu oluşturulurken bu soru genel anlamda bağımlılıkla baş etmede aile desteğinin önemini belirlemek amacıyla düzenlenmiştir. Ancak uygulama sonlandırıldıktan sonra bağımlılıkla baş etmede aile desteğine ihtiyaç duyduğunu belirten bireylerin aynı zamanda aile desteğinden yoksun olan bireyleri işaret edip etmediği düşünülmüştür. Sorunun algılanış biçiminde farklılıklar oluşmuş bile olsa ailenin bağımlılıkta baş etmede önemli olduğu sonucu değişmemektedir.
Bağımlılıkla baş etmede sosyal çevreye ihtiyaç duyan bireyler azınlıktayken aile için durum tam tersi olmuştur. Bu bakımdan bireylerin güçlendirilmesi yönünde çalışmalar yapılırken aileyi ön planda tutmak önemli, sosyal çevreden kaynaklı destek eksikliğini doldurmak gereklidir.
Bireylere aileyle arada sorun oluştuğunda yalnız hissedip hissetmeyecekleri sorulmuştur. %77.1 oranında yalnız hissedileceği cevabı alınmıştır. Elde edilen sonuç bireylerin aileye verdikleri önemi ve değeri ortaya koyan bir yapıya sahiptir. Sosyal çevreyle yaşanan sorunun yarattığı yalnızlık hissi yüzdesinin verildiği Tablo 9’la kıyaslama yapıldığında ailenin sosyal çevreden önce geldiği görülmektedir. Sosyal çevrenin bağımlılığın nedeni olarak görülmesinin sonuca etki etmiş olması muhtemel olsa da bağımlı çevreye rağmen bireylerin mutlaka bağımlılıkla alakası olmayan tanıdıkları bulunmaktadır. Ancak buna rağmen sorun yaşadığında yalnız hissetmeyeceğini belirten çok birey olmuştur.
Daha öncede belirtildiği gibi son derece hassas ve zorlu bir süreç olan alkol bağımlılığı tedavisinde yaşanabilecek her türlü sorunun bireylerin yalnızlığa itmesi mümkündür. Elde edilen değerlendirmeler hangi değişkenin daha etkili odluğunu belirlemeye yaramıştır. Aileyle yaşanılan problemlerin sosyal çevreyle kıyaslandığında daha çok birey üzerinde etkili olduğunu belirlenmiştir.
Bireylere aile desteğinin alkol problemiyle baş etmeyi kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı sorulmuştur. Bireylerin yalnızca 9’u kolaylaştırmadığını düşünmektedir. 26’sına göreyse kolaylaştırmaktadır.
Aileyle ilgili değerlendirmelerde bireyler için ailenin önemli olduğu belirlenmiştir.
Ailenin varlığıyla kendini iyi hisseden bireylerin desteklerini hissettiklerinde problemleriyle başa çıkabileceklerini belirtmeleri beklenen bir sonuç olmuştur.
Öncelikli olarak bireyler için ihtiyaç duyulan desteğin aile odaklı olmasının belirlendiği bu Tablo tedavi planı için birçok ipucu vermektedir. Bireylerin aileden beklentilerinin ve bu beklentilerin karşılanmadığında yaşanacakların bilinmesi tedavi için önemli bir kaynaktır.
Bireylere tedavi sırasında ve sonrasında ayıklıklarını sürdürmede ailenin etkisi sorulduğunda 27 birey etkili olduğunu, 8 birey etkisiz olduğunu belirtmiştir.
Tedavi sürecinde aile desteğiyle bağımlılıkla baş etmenin kolaylaştığını belirten bireyler bu durumun tedavi sonrasında da süreceğini düşünmektedir. Elde edilen sonuçlar ailenin alkol bağımlılarının ayıklıklarını sürdürebilmesinde etkili bir faktör olduğunu göstermektedir. Benzer sonuçlara literatür araştırmaları sonucunda da rastlanmıştır (Korkmaz ve ark., 2003).