• Sonuç bulunamadı

Çalışma kapsamındaki erkek öğrencilerin duygusal yemek yeme negatif duygu ve duygusal yemek yeme negatif olay alt boyutlarından aldıkları puanlar, kadın öğrencilere göre daha yüksek bulunmuştur (Tablo 4.8).

Bu konuyla ilgili yapılan bir çalışmada mesntrual döngü sırasında kadınların negatif durumlarda duygusal yeme ataklarının olduğu belirtilmiştir. Özellikle kadınların vücut ağırlığı ile ilgili kaygı yaşamalarından dolayı duygusal yeme atakları geçirdikleri saptanmıştır (Hildebrant, M. A., ve arkadaşları, 2015). Choo S. ve Chan C. (2013) yaptıkları çalışmada kadınların negatif duygular sonucunda duygusal yemeye daha fazla eğilim gösterdikleri belirtilmiştir (Choo, S.ve Chan, C., 2013).

Bilgen’in (2018) yaptığı tez çalışmasında kadın katılımcıların olumsuz duygularla başa çıkabilmek için duygusal yeme puanının, erkek katılımcılara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır (Bilgen, 2018). Aynı şekilde Aslan ve Gürler’in de yaptıkları çalışmada kadın katılımcıların olumsuz duygular ve olumsuz olaylarda, erkek katılımcılardan daha fazla duygusal yeme gösterdikleri belirtilmiştir (Aslan, 2017, Gürler, 2007).

Yapılan çalışmalar kadınlarda olumsuz duygu ve olumsuz olaylarda daha fazla duygusal yemenin olduğunu belirtirken, bu çalışmada olumsuz duygu ve olumsuz durumlarda erkeklerde daha fazla duygusal yeme olduğu saptanmıştır. Yapılan literatür çalışmalarının sonuçlarıyla bu sonucunun farklı çıkmasının nedeni

duygular ile yeme davranışının bireyler arasında farklılık gösterebilmesinden dolayı kaynaklanabildiği düşünülmektedir (Güzey, M., 2014).

Bireyler olumsuz bir duygu yaşadığı zaman, azaltmak için yemek yeme davranışı gibi yöntemleri kullanabilirler. Bu durumunda ağılık artışına yol açarak BKİ’de artışa neden olabilmektedir (Nolan, L. ve arkadaşları, 2010). Literatürde bu konuyla ilgili yapılan çalışmalarda negatif duygusal uyaranların bireylerde yemek yeme eğilimini arttırdığı ve bunun sonucunda vücut ağırlığında artışa neden olduğu belirtilmektedir (Bellisle, ve arkadaşları, 1990, Macht, 1999, Macht ve arkadaşları, 2002, Canetti, ve arkadaşları, 2002, Laitinen, ve arkadaşları, 2002). Ayrıca BKİ’si düşük olan bireylerin pozitif duyguları yaşadıkları zamanlarda daha fazla yemek yeme davranışı sergiledikleri saptanmıştır (Nolan, L. ve arkadaşları, 2010). Normal vücut ağırlığındaki sağlıklı bireylerde yapılan çalışmada ise pozitif duyguların besin alımını tetiklediği belirtilmiştir (Racine, S. ve arkadaşları, 2013).

Yapılan bu çalışmada ise kadın öğrencilerin BKİ, vücut ağırlığı, bel çevresi ve kalça çevresi değerleri ile negatif duygusal durum ve negatif duygusal olaylarda duygusal yeme puanları arasında pozitif korelasyon olduğu saptanmıştır (p<0.05). Kadın öğrenciler olumsuz duygu durumlarının yoğunluğunu azaltmak için daha çok duygusal yeme davranışı gösterdiklerini (Bilgen, 2018) ve bunun sonucunda BKİ, vücut ağırlığı, bel çevresi ve kalça çevresi değerlerinin arttığı saptanmıştır (Tablo 4.11).

Çalışma kapsamındaki kadın katılımcıların BKİ, vücut ağırlığı, bel çevresi ve kalça çevresi değerleri ile pozitif duygusal durumlarda duygusal yeme puanları arasında negatif yönlü korelasyonlar olduğu saptanmıştır (p<0.05). Kadın öğrencilerin düşük BKİ ve vücut ağırlığı sonucunda pozitif duygusal durumlarda duygusal yeme puanının arttığı belirtilmiştir (Tablo 4.11). Bu durum yeme

davranışının genel öncüllerinden olan açlık gibi motivasyonel olguların ve ayırıcı uyaran olan olumlu duygunun beraber ortaya çıkması ile açıklanabilir. Bu iki olgunun (olumlu duygu ve açlık hissi) gün içerisinde sıklıkla birlikte bulunmasının zorluğu, bu bireylerdeki yeme davranışının sıklık ve miktarının azlığını ve BKİ düşüklüğünü açıklayabilir (Demirel, B. ve arkadaşları, 2014).

Çalışma kapsamındaki kadın öğrencilerin duygu durumları ile enerji ve besin öğeleri alımlarını incelediğimiz zaman (Tablo 4.14) pozitif durumlarda duygusal yeme davranışı olan bireylerin günlük ortalama enerji ve karbonhidrat alımının anlamlı olarak arttığı saptanmıştır (p<0.05).

Negatif durumlarda duygusal yeme davranışı olan bireylerin günlük enerji alımının proteinden ve yağdan gelen oranı ile arasında anlamlı ilişki olduğu belirtilmiştir (p<0.05). Bu durum negatif durumlarda duygusal yeme puanı yüksek olan bireylerin, enerjinin proteinden ve yağdan gelen oranını arttırdıkları saptanmıştır. Ayrıca negatif durumlarda duygusal yeme puanı yüksek olan bireyler, doymuş yağ asitleri alımını arttırdıkları saptanmıştır (p<0.05).

Bireylerin negatif durumlarda duygusal yeme puanları ile enerjinin karbonhidrattan gelen oranı ve sükroz alımları arasında negatif ilişki olduğu saptanmıştır (p<0.05). Negatif durumlarda duygusal yeme puanı yüksek olan bireyler enerjinin karbonhidrattan gelen oranını ve sükroz alımlarını kısıtladıklarını belirtmişlerdir. Karbonhidrat açısından zengin yemekler, duygusal durum sonrası duygu durumunun iyileşmesine ve duygusal olarak stresli olan kişilerde stres tepkilerinin azalmasına yol açabilir (Macht, M., 2008). Bu etkiler, sonucunda öğünde karbonhidrat miktarının artması beyinde serotonin miktarının artmasına neden olur. Yapılan bir çalışmada karbonhidrattan zengin besinlerin tüketiminden 1-2 saat sonra öfke ve gerilim gibi duyguların azaldığı saptanmıştır (Öyekçin, D., ve

Deveci, A., 2012). Başka bir çalışmada ise bireylerin üzgün bir şekilde film izlerken daha fazla çikolata yedikleri belirtilmiştir (Chua, J. L., ve arkdaşları, 2004). Bu bireyler olumsuz duygu durumları sonucunda yemek davranışı üzerinde kontrolünü kaybedebilirler (Öyekçin, D., ve Deveci, A., 2012). Özellikle obez bireylerde olumsuz duygu durumları sonucunda duygusal yeme davranışının görülmesi ve duygu durumunun yoğunluğunu azaltmak için besin alımının artması, karbonhidrat ve şeker içeriği yüksek besinlerin tercih edilmesi sonucunda serotonin miktarının artması nedeniyle bu tür besinlerin daha fazla tüketiminin arttığı belirtilmiştir (Macht, M., 2008). Yapılan hayvan çalışmalarında ise lezzetli yiyeceklerin (sükroz ve glikozdan zengin) tüketilmesi sonucunda beyin ödül sisteminin etkinleştiği ve dopamin salınımının arttığı belirtilmiştir (Güleç, Ö., ve arkadaşları, 2012, Adam, T. C., ve arkadaşları, 2007). Fazla sükroz alımı bireylerde obezite riskine neden olabilmektedir. Yapılan bir çalışmada sükroz ile beslenme sonucunda anlamlı derecede ağırlık artışının olduğu saptanmıştır (Aksoy, R., ve arkadaşları, 2016). Bu yüzden bireyler negatif duygu durumunun yoğunluğunu azaltmak ve kendilerini mutlu hissetmek için karbonhidrat ve şeker içeriği yüksek olan besinleri daha fazla tüketmektedirler. Bu besinlerin fazla tüketiminin ağırlık artışına neden olabileceğinden dolayı kısıtladıkları düşünülmektedir (Sevinçer, M. ve arkadaşları, 2013).

Tablo 4.15’i incelediğimiz zaman erkek öğrencilerin pozitif durumlarda duygusal yemek yeme puanı arttıkça, bireylerin kalsiyum alımının da arttığı saptanmıştır (p<0.05). Ayrıca bireylerin pozitif durumlarda duygusal yeme puanı arttıkça ortalama karbonhidrat alımlarının azaldığı belirtilmiştir (p<0.05). Macht ve arkadaşlarına göre mutluluk ve diğer pozitif duygular, besinden zevk alarak yemek yemeyi ayrıca sağlıklı besin seçimi ve tüketimini arttırmaktadır (Macht, 1999).

Normal ağırlıktaki bireyler üzerinde yapılan çalışmada ise pozitif duygu durumlarında besin alımının arttığı saptanmıştır. Bunun sonucunda bireyler pozitif duygu durumlarında besin alımını arttırmaları ve ağırlık kontrolü için daha sağlıklı besin seçimi ve tüketimi yapmalarından dolayı kaynaklandığı düşünülmektedir (Racine, S. E., ve arkadaşları, 2013).