• Sonuç bulunamadı

Bilişim Suçları ve Çeşitli Ülkelerde Yapılan Çalışmalar

1.1. Problem

2.2.11. Bilişim Suçları ve Çeşitli Ülkelerde Yapılan Çalışmalar

Amerika Birleşik Devletleri

Amerika Birleşik Devletleri bugüne kadar, internet ve bilgisayar dünyasındaki her türlü gelişmeye öncülük ettiği gibi, bilişim ortamının suç aracı olarak kullanılması ve bu suçların düzenlenmesi olgusunun da ilk olarak ortaya çıktığı yer olma özelliğine sahiptir. Amerika’da bilişim suçlarının geçmişi 1960’lı yıllara kadar uzanmaktadır. İnternetin ve bilgisayarın anavatanı olan Amerika Birleşik Devletleri’nde gerek federal, gerekse eyalet düzeyinde bilişim suçları konusunda bir çok yasa çıkartılmıştır. ABD’de bugün için çeşitli bilişim suçu şekillerini düzenleyen birçok federal yasa kabul edilmiştir. Ancak bunlardan en önemlisi Federal Temel Yasa’nın 18. bölümünün 1030. maddesidir. Bu yasa temel olarak, korumalı bir bilgisayara yetkisiz ve izinsiz erişimi yasaklamaktadır. Yasa metni o kadar geniş kaleme alınmıştır ki, kamuya ve özel sektöre ait tüm bilgisayarlar yanında, kişisel bilgisayarlar da bu korumadan tam olarak istifade edebilmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde bilişim suçları ve siber terörizmle mücadele eden pek çok kuruluş ve bu kuruluşlara ait özel birimler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır; FBI “National Infrastructure Protection Center”, “Information Technology Association of America”, “Trap and Trace Center Authority” ile “Carnegie Mellon’s Emergency Response Team” (CERT) ve bazı üniversiteler bünyesinde kurulan birimler bunların en önemlileridir (Emniyet Genel Müdürlüğü, 1999).

CERT’in Amerika için verdiği istatistikler ilginçtir. İstatistikler, bu suçların bilgisayarın insan hayatına girdiği ilk yıllarda katlanarak arttığını, 1994-1997 arasında yatay seyrettiğini ve nihayetinde 1998’den itibaren internet teknolojisinin insan hayatının her köşesine girmesiyle yeniden katlanarak arttığını göstermektedir. 2003 yılının ilk 9 ayıda dahil olmak üzere bugüne kadar rapor edilen bilişim suçu olay sayısı 297,318’dir. Bu olayların, prestij kaygısı gibi nedenlerle çoğunlukla bildirilmediği düşünülürse bu sayının çok daha fazla olduğu düşünülmektedir.

Tablo 2: ABD’de Meydana Gelen Bilişim Suçları Olay Sayıları (1988-1995)

Yıl 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 Olay 6 132 252 406 773 1,334 2,340 2,412

Tablo 3: ABD’de Meydana Gelen Bilişim Suçları Olay Sayıları (1996-2003)

Yıl 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Olay 2,573 2,134 3,734 9,859 21,756 52,658 82,094 114,855

Tablo 2 ve Tablo 3’te ABD’de meydana çeşitli tarihler arasındaki bilişim suçları olay sayıları görülmektedir. ABD yönetimi, bu suçlarla mücadelenin gerekliliğini anlayarak Temmuz 1996 yılında, A.B.D Başkanı’na bağlı “Commision of Critical Infrastructure Protection” adlı bir komisyon oluşturmuştur (Emniyet Genel Müdürlüğü, 1999). Bu komisyon, elektronik haberleşme ve bilgisayar ağlarının ABD açısından hayati önem taşıdığını, söz konusu ağların dış saldırılara karşı açık olduğunu, öte yandan, kamu ve özel sektörün mevcut tehditleri ciddiye almadığını belirtmiş ve bu ağların korunması için önlemler alınmasının gerekliliğini savunmuştur (Ersanel, 2001). Söz konusu komisyon, suçun takip edilmesi ve araştırılması ile önceden alınacak önlemler konusunda yöntemler tespit etmiştir.

Bununla birlikte, bir çok kamu kurumu ve kuruluşu bu suçlarla mücadele etmede bazı birimler oluşturmuşlardır. Örneğin, CIA “Information Warfare Center” adında ve 1000 kişilik bir personelle 24 saat hizmet veren bir birim kurmuştur. FBI ise, bilgisayar sistemlerine girme ve benzeri suçları takip etmek amacıyla “National Infrastructure Protection Center” ve “Computer Crime Squad”ı oluşturmuştur. Yine Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan “Computer Crime and Intellectual Property Section” bu alanda çalışmalar yapmakta, gerekli eğitim faaliyetlerinde bulunmakta ve diğer birimlere destek vermektedir (Emniyet Genel Müdürlüğü, 1999).

Görüldüğü üzere ABD’de mevzuat alanında bu suçlarla ilgili gerekli önlemler alınmış, bunun yanında kolluk kuvvetlerinin bu suçlarla mücadeledeki görev ve sorumluluklarında da gerekli düzenlemeler yapılmıştır.

İsrail

İsrail Emniyet Müdürlüğü, bilgisayar üzerinden işlenen suçlar konusuyla 1996 yılından itibaren ilgilenmeye başlamıştır. Sahtekarlık Büro bünyesinde Bilgisayar Suçları Bölümü kurulmuştur. Anılan bölümdeki görevliler, esasen polis olup bilgisayar konusunda eğitimden geçirilmişlerdir. Bu birim, 1995 yılında yürürlüğe giren “Bilgisayar Yasası ve Polis Soruşturma ve Tutuklama Kanunu” çerçevesinde görev yapmaktadır. Gerektiğinde diğer polis birimlerince yürütülen soruşturmalara yardımcı olmaktadır (Emniyet Genel Müdürlüğü, 1999).

İsrail’de bilgisayar üzerinden işlenen suçlara karşı polis tarafından teknik önlemler alınması söz konusu değildir. Bu alanda diğer devlet kuruluşları ve özel şirketlere yardımcı olunmamaktadır. Söz konusu kuruluşlar kendi imkanları ile korunma sistemlerini oluşturmakta ve işletmektedirler. İsrail hükümeti, bilgisayar suçları ile mücadele konusunda başta ABD olmak üzere, birçok Avrupa ülkesiyle işbirliği anlaşması imzalamış bulunmaktadır.

Fransa

Fransa’da 1998 yılında yeni teknolojiler kullanılarak işlenen suçların maliyeti 14 milyar Frang düzeyine ulaşmış, 1999 yılında ise bu konuda polis ve jandarma makamlarına 3815 olay aksettirilmiştir. Bunların 2450 adedi internet kullanılarak işlenen suçlardır. Kalan 1336 adedi ise telekomünikasyon sistemlerinin kullanımına aittir. Fransız Danıştay’ının 1998 yılında yayınladığı internet konulu raporda, mevcut mevzuatın bilgisayar ortamında işlenen suçlarla mücadeleyi de kapsayacak şekilde geliştirilmesinin yeterli olacağını belirtmiştir. Ancak, bazı özel konularda yeni hukuki çerçevelerin belirlenmesi ihtiyacı doğmuştur. 17 Mart 1999 tarihinde şifreleme sistemi kullanımına ilişkin mevzuatta değişiklikler yapılmıştır. Yine 29 Şubat 2000 tarihinde elektronik imzaların hukuki değer taşımasına ilişkin bir kanun kabul edilmiştir (Emniyet Genel Müdürlüğü, 1999).

İtalya

İtalya’da Bilişim suçları konusunda yasal düzenleme 23 Aralık 1993 tarihinde 547 sayılı kanun ile yapılmıştır. Bilgisayar suçları ile mücadele için 30 Mart 1998 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Posta ve İletişim Güvenliği Daire Başkanlığı kurulmuştur. Başkanlık bünyesinde personel, lojistik ve teknik olmak üzere üç bölüm mevcuttur. Taşrada ise 20 ilde doğrudan başkanlığa bağlı olarak görev yapan ofisler bulunmaktadır. Operasyonel işlevi olan teknik bölüm bünyesinde oluşturulan bir çalışma grubunda mühendisler, bilişim teknisyenleri ve örgütlü suç, terörizm, çocuk pornografisi vb. Konularda uzmanlaşmış dedektifler görev yapmaktadır. Bilişim ortamında işlenen suçlar konusunda, ceza yasasında tarif edilen suç teşkil eden eylemler özet olarak şunlardır (Emniyet Genel Müdürlüğü, 1999):

Yazılımları kısmen veya tamamen tahrip eden, değiştiren, bilgi veya iletişim sistemlerinin doğru çalışmasını engelleyen programlarla saldırıda bulunmak (1 milyon liret- 500$- kadar para cezası).

Kamu yararına kullanılan tesislerin, bilgi sistemlerinin, veri, bilgi ve

yazılımlarının içeriklerini tahrip etmek ve çalışmasını kesintiye uğratmak (1 yıldan 4 yıla kadar hapis).

Bilgi veya iletişim sistemlerine fiziki olarak veya yazılım aracılığıyla yetkisiz olarak girmek, bilgi almak, alınan bilgileri yaymak, kayıtlar üzerinde tahribat yapmak veya sisteme maksatlı olarak yeni bilgiler ilave etmek ( 3 yıla kadar hapis ve 10 milyon liret –5000$- kadar para cezası).

Her türlü iletişimin engellenmesi, mahremiyetinin, ihlal edilmesi, bu amaçla çeşitli cihaz ve sistemlerin kurularak enformatik ve telematik haberleşmenin kesintiye uğratılması, araya girilmesi veya iletişimin içeriğinin değiştirilmesi.

Bu suçlarla mücadele için Posta ve İletişim Güvenliği Daire Başkanlığı bünyesinde oluşturulan grup, sürekli olarak internet üzerinde çalışmakta ve ilgili kanunlarda tarif edilen herhangi bir suç unsuruna rastladıklarında çeşitli yöntemlerle suçlular tespit edilerek, suç ve suçlular adli makamlara intikal ettirilmektedir. Dijital ortamda işlenen her türlü suç bu grubun görev alanına girmektedir (Emniyet Genel Müdürlüğü, 1999). İfade özgürlüğü, kişisel verilerin

korunması, çevrim içi yayıncılık, İnternet hizmet ve içerik sağlayıcıların sorumlulukları, suç teşkil eden içerik ve bilişimle ilgili tüm suçlar göz önüne alındığında bilişim ve hukuk ilişkisi hemen kendini göstermektedir. Ulusal ve uluslar arası boyutuyla bilişim suçları hem mevcut ulusal hukuku hem de uluslar arası hukuku yakından ilgilendirmektedir. Bilişim suçları ve hukuk ilişkisini irdelemekte büyük yarar görülmektedir.

2.3. Bilişim Suçları ve Hukuk

Bilişim suçlarının tüm ülkelerde günlük hayatta yer bulması ve fertlerin, kurum ve kuruluşların, devletin güvenliğini olumsuz olarak etkilemesi ve yüklü mali zararların ortaya çıkmasından dolayı, hukuki alanda da bu suçların yaptırımını bulması ve oluşan suç olgusunun karşılığını bulması için bir çok alanda hukuki düzenlemeler ihdas edilmektedir.

Bilişim suçları, bütün ülkelerin ortak problemi haline geldiğinden ve bilgisayar ağları sayesinde bu suçlar milli sınırları aştığından dolayı ulusal hukuki düzenlemeler bilişim suçları ile mücadelede yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle bilişim suçları ile etkin mücadele için ulusal hukuk sisteminin yanı sıra uluslar arası hukuki düzenlemelerin ve bağlayıcılığının sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle, özellikle uluslar arası kuruluşlara gerekli mevzuat düzenlemeleri ve işbirliğinin istenen düzeyde olması için önemli sorumluluklar düşmektedir. Ülkemizde, bilişim ve bilişim suçları alanındaki yürürlükte olan mevzuat Ek-1’de verilmiştir.

Bilişim alanındaki başdöndürücü gelişmeler bilgisayarları hayatımızın her alanında vazgeçilmez unsurlar haline getirmiştir. Günümüzde bilgisayarlar toplumun hemen her alanında kullanılır duruma gelmiştir ve İnternet'in gelişmesiyle birlikte, bilgisayar kullanımı bir çok eve de girmiş bulunmaktadır.

Yeni teknolojiler her zaman çözümlerle birlikte yeni problemleri de getirmişlerdir. Bilgisayar teknolojisi yalnızca kamu sektörüne, özel şirketlere ya da bireylere yardım etmemiş, aynı zamanda suçlulara da bilgisayarları yasadışı

yollarda kullanmak için gerekli olan kompleks iletişim bilgisini de sağlamıştır. Bilgisayar teknolojisi suçlulara yasaları ihlal etme fırsatını ve geleneksel suçları teknolojik yöntemler kullanarak işleme şansını vermiştir. Polisin bu yeni ve her geçen gün büyüyen suçla mücadelesini nasıl yapması gerektiği, hangi mevzuata göre çalıştığını bilmesi ve bilişim suçlularını adli birimlere somut deliler ile çıkarması önemli bir konu alanıdır. Bu amaçla, tez çalışması kapsamında temel ve uzmanlık seviyesinde modüller geliştirilmiş ve “ bilişm ve hukuk” başlığına içeriğiyle birlikte yer verilmiştir.

Suç öncesinde, bilişim suçları karşısında tedbirler almak belli bir süreci gerektiren, ancak kesinlikle etkili bir faaliyettir. Özellikle, bilişim suçları konusunda toplumun broşür, kitapçık gibi yazılı materyaller hazırlanarak bilgi seviyesinin ve algısının artırılması ya da konferans, panel, sempozyum vb. etkinlikler ile bilişim suçları farkındalık düzeyinin artırılması maliyeti düşük, ancak getirileri fazla olan etkinlikler olarak düşünülmektedir. Toplumu bilinçlendirme faaliyetleri yaparak ve toplumun da desteğini alarak bilişim suçlarıyla mücedeleyi başarıyla sağlayabilen bir Emniyet Teşkilatı, geleceğe hep birlikte daha güvenle bakmayı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, klasik suçlarda olduğu gibi, bilişim suçlarında da çözüm için sadece Emniyet Teşkilatı’nın çabaları yeterli olmayacaktır. Bilişim suçlarında da başarı için polis- halk bütünleşmesinin ve işlemesi gereken ihbar (online ihbar) sisteminin rolü yadsınamaz bir gerçektir.

2.4. Suç Öncesi Polisin Bilişim Suçlarıyla Mücadelesi

İnternet aracılığı ile işlenen suçlarla mücadele, internetin ve kullanıcılarının yapısı nedeniyle oldukça güçtür. İnternet suçlarıyla mücadele edebilmek için; bilinçli kullanıcı, mücadelede uzman eğitimli kişiler, yasal mevzuat, mücadelede uluslararası uyum ve işbirliği, yeterli donanım ve teknik altyapı gereklidir. İnternet suçlarıyla mücadelede ele alınması gereken ilk basamak, önleyici güvenlik hizmeti olan suç oluşumunu önlemek ve ayrıca suçun nitelik veya niceliğini azaltabilmektir.

2.4.1. Bilişim Suçlarıyla Mücadelede Suç Önleme Anlayışı

Teknoloji, bir yandan insan hayatını görece kolaylaştırmaya devam ederken, bir yandan da çözülmesi gerekli birtakım problemlere yol açmaktadır. Siber suç olgusu bunlardan sadece biridir. Suç, insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Her dönemde, dönemin şartlarına göre şekil alan suç ve suçlu kavramı da günümüzdeki dönüşüme paralel gelişmeler göstermektedir. Bilişim teknolojisinin gelişmesi ve bilginin eski devirlere göre daha çok önem kazanması, bilginin ekonomik, sosyal, siyasal değerinin artması, bu değerler üzerinde kolay yoldan hak sahibi olmak isteyen kişileri, bilişim teknolojisi marifetiyle suç işler hale getirmiştir. Ayrıca günümüze kadar suçlu grubunda yer almayan binlerce insan, artık bilişim teknolojisi marifetiyle suç işler hale gelmiştir. Bunun temel sebeplerinden birisi, hayatı kolaylaştıran teknolojinin, suç işlemeyi de kolaylaştırmasıdır (Özcan ve Bal, 2001).

Suçla Mücadele Kavramı

İnternet aracılığı ile işlenenen suçlarla mücadele kavramı, bireyi, tüm toplumu, devletleri ve tüm dünyayı içine alan bir kavramdır. İnternet aracılığı ile işlenenen suçlarla mücadele, İnternet’in ve kullanıcılarının yapısı ve özellikleri nedeniyle oldukça güçtür. İnternet suçlarıyla mücadele edebilmek için; bilinçli kullanıcı, uzman eğitimli kişiler, yasal mevzuat, yeterli donanım ve teknik altyapının yanı sıra, uluslararası uyum ve işbirliği, basın kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının desteği gereklidir. Özellikle suç öncesinde yukarıda sayılan faktörlerin aktif pozisyonda bulunmaları gereklidir.

Bilinçli Kullanıcı

İnternet suçlarıyla mücadelede en önemli unsur belki de bilinçli kullanıcıları yetiştirebilmektir. Bu de yaşama boyu süren eğitim faaliyetleri ile gerçekleşmesi mümkün olan bir durumdur.

Şen’e göre (2003) İnternet ortamında temel sorun; güvenliğin nasıl sağlanacağı bilgisine sahip olmaktan öte, internet aracılığıyla gelebilecek tehlike ve tehditlere karşı duyarsızlık ve bilinçsizliktir. Bilinçlendirme, İnternet’in önemi, İnternet’te bulunan tehlikeler ve bu tehlikelerin sebep olabileceği tehlikelerin

kullanıcılar tarafından bilinmesi sayesinde olabilir. Bu bilinçlenmenin yolu ise “İnternet’teki Risk ve Tehditler” konulu bir eğitim ile mümkün olabilir. Bu eğitimin temel başlıkları şunlardır;

1) Hackerler, lamerlar, crackerlar kimlere denir ve farkları, yetenekleri nelerdir?

2) Sık karşılaşılan bilişim suçları nelerdir ve alana ait mevzuat 3) Dünyadaki ve ülkemizdeki bilişim suçlarından örnekler

Tüm topluma yönelik bilinçlendirme faaliyetleri ise ancak medya organları aracılığıyla mümkün olabilir gözükmektedir.İnternet suçlarının nitelik ve niceliğini azaltmadaki ikinci husus, temel güvenliğin nasıl sağlanabileceğine ilişkin temel teknik eğitimdir. Bu eğitimlerle amaçlanan, evlerin kapı ve pencerelerini kilitlemek ve suç oranını düşürmektir. “Temel İnternet Güvenliği” başlıklı eğitimin temel konuları şunlar olmalıdır;

- Fiziksel güvenlik,

- Temel güvenlik açıkları, - Virüsler, antivirüs programları, - Şifre seçimi ve şifre koruma, - Online haberleşme araçları, - Ağ güvenliği,

- Dosya paylaşma, - Güvenli e-posta trafiği,

- Casus yazılımlar-spywareler (Şen, 2003).

Polis, görev yaptığı saha olarak genellikle nüfus yoğunluğunun bulunduğu alanda topluma güvenlik ve huzur sağlama görevini üstlenmiştir. Günümüzde suçların çeşitlilik oluşturması ve yeni suç ve suçlu tiplerinin oluşması, suç işlenmesinde giderek artan oranda teknolojik ortamIn kullanılması emniyet birimlerinide bu suçlara karşı daha hazırlıklı olmaya ve bu konuda eğitim gibi, idari yapılanma gibi ve teknik ortam oluşturma gibi çeşitli tedbirler almaya itmiştir.

Adli görevlerini yapan kolluğun, bilişim ortamındaki suçlarla mücadele için suç türlerini tanıması, bu eylemlerin suç teşkil ettiğini, mahiyetini ve ilgili mevzuatı bilmesi gerekir. Bilişim suçları ile etkili bir mücadele için vatandaşların, ailelerin, öğrencilerin, tüm ilgili sektörlerin de Toplum Destekli Polislik Faaliyetleri ile bilinçlendirilmesi önem taşımaktadır.

2.4.2. Toplum Destekli Polislik Faaliyetleri Kapsamında Bilişim Suçları Farkındalık Eğitimi

Toplum Destekli Polislik; güvenlik hizmetlerinin, halkın katılım ve desteğini sağlamak suretiyle etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesini, vatandaş- polis ilişkilerinin geliştirilmesini, suçla mücadelenin güçlendirilmesini ve polislik hizmetlerinin yürütülmesinde çağdaş uygulamaların yaşama geçirilmesini sağlamaktır. Toplumun gönüllülük esasına dayanan desteğini sağlamak ve toplum odaklı hizmet anlayışı içinde, halkın güvenlik hizmetlerinden memnuniyetini artırmak olarak tanımlanmaktadır. Temmuz 2008 itibari ile, Emniyet Teşkilatı’nda 50 İl Emniyet Müdürlüğü’nde Toplum Destekli Polislik Amirliği hizmet vermektedir. Merkez teşkilatı’nda ülkemizin AB’ye üyelik sürecinde, “Toplum Destekli Polislik (TDP) Twinning (Eşleştirme) Projesi” Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmektedir.

Asayiş Dairesi Başkanlığı’nca Mart 2008’de, Toplum Destekli Polislik Büro Amirlerinin katılımıyla verimli bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Taşra teşkilatı’nda Toplum Destekli Polislik Amirlikleri, vatandaşlara yönelik başta hırsızlık olmak üzere çeşitli suçlarda bilinçlendirme faaliyetleri yerine getirirken, aynı zamanda kontür dolandırıcılığı, bilişim suçları konuları ve internet kafeler genelgesi gibi hususlarda mağduriyetlerin önlenmesi için yaşanan örnekler ile site, apartman ve mahalle huzur toplantıları, ayrıca okul bilgilendirme toplantıları ile yüz yüze eğitim şekliyle bilgilendirmeler yapmaktadır (Asayiş Daire Başkanlığı, 2008).

Yine, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı organizasyonu’nda Haziran 2008’de Kocaeli Yöresel Kültürler Fuarı ve Sempozyumu gerçekleştirilmiştir. Kontür dolandırıcılığı, bilişim suçları konuları ve internet

kafeler genelgesi gibi hususlarda bilinçlendirme ve farkındalık düzeyinin artırılarak mağduriyetlerin önlenmesi için Kocaeli Toplum Destekli Polislik Amirliği’nin çalışmaları sempozyumda dinleyicilere aktarılmıştır. Aktarılan 3 konu şu şekildedir.

1. Günlük hayatın vazgeçilmezi İnternet ortamından öğrencilerin, yetişkinlerin dolandırıcılığa uğramaları maddi-manevi zarara girmeleri söz konusu olduğundan bu konuda vatandaşlar bilgilendirilmekte, ayrıca internet kafeler denetlenerek genelgeye uygun hareket etmeleri işletmecilerden ve yararlanıcılardan talep edilmektedir.

2. Günümüzde kontör dolandırıcıları, bir tahkikat veya konuyla ilgili olarak vatandaşları bir sürü telsiz sesinin olduğu bir ortamdan, ''polis'', ''savcı'', ''hakim'' ve ''asker'' diye aramakta ve maalesef vatandaşlar kendisini arayanın isteği üzerine, işlemlerin yürütülebilmesi için yüklü miktarda kontörü tanımadıkları kişilere göndermektedirler.

3. Cep telefonu aracılığıyla yapılan konuşmalarla dolandırıcılık olayları arttığından, tanınmayan kişilere karşı daha dikkatli davranılması, telefonda ve İnternet’te özel bilgilerin, şifrelerin kimseyle paylaşılmaması ve vakit geçmeden şüpheli durumların güvenlik kuvvetlerine bildirilmesi büyük önem taşımaktadır (Gümüş, 2008).

Gürcan (2007), farkındalık oluşturmada öncelikle “güvenli internet” deniliyorsa kullanıcıların, denetleyicilerin, servis sağlayıcıların “güvensiz internet” de olduğunun farkına varmaları gereklidir, özellikle “farkındalık” (awerness) kavramına bu olgu çerçevesinde yer verilmelidir şeklindeki görüş belirterek farkındalığı artırmada 3 ana değişkeni;

riskleri anlamak ve mücadele etmek için farklı stratejiler geliştirmek olan güvenlik;

koruyucu yazılım ve filtreleme programları kullanmak olan emniyet ve medyanın gücünü anlayıp etik ve etkili şekilde medyayı yönlendirmek olan okuryazarlık olarak tanımlamıştır.

Bilişim suçlarıyla mücadelede suçun potansiyel muhatabı ve kurbanı olan bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin kullanıcıları bu konuda yeterli bilgiye sahip değildirler. Bu konuda bir eğitim çalışması yapılması bilişim suçlarıyla mücadelede çok yararlı olacaktır. Yine bu konuda İnternet servis sağlayıcıları, resmi sivil kurumların, bu suçlara ilişkin gerekli bilgilerin ve mücadele yollarının aktarılası bağlamında üyelerine, kullanıcılarına ve kendilerine İnternet aracılığı ile ulaşacak vatandaşlara sürekli ve düzenli olarak bilgi sunmaları yararlı olacaktır. İnternet kullanıcılarının ve suçun potansiyel mağdurlarının kişisel ve kurumsal verilerin korunmasında mevcut yapı içerisinde neler yapabilecekleri, bu suçlardan nasıl korunacakları konusunda emniyet birimlerinin öncülüğünde eğitim çalışmaları yapılması büyük önem taşımaktadır.

Vatandaşların İnternet ortamında emniyet birimlerine ulaşabilmeleri amacıyla emniyette tüm vatandaşların çok hızlı ve rahat bir şekilde ulaşabilecekleri, şikayette bulunabilecekleri, bilişim suçlarına ilişkin olarak güncel bilgileri takip ederek karşılaştıkları sorunlara cevap alabilecekleri bir İnternet ortamı oluşturulması, polise bu konuda ulaşan vatandaş sayısında önemli bir artış sağlayacaktır. Bilişim suçlarında suçluların yakalanması geleneksel suçlardan farklı olarak çok daha zor olmaktadır. Suçluların yakalanmasında en önemli yol olan ve geleneksel suçlarda “parmak izi v.b.” gibi deliller, bilişim suçlarında “veriler ve bilgiler” olarak ön plana çıkmaktadır.

Sivil toplum kuruluşların yöneticilerinin ve üyelerinin, gönüllülerin, resmi- sivil kurumların ve konunun birebir muhatabı emniyet birimlerinin yerel ve ulusal boyutta ortak katılımlarının sağlanacağı geniş kapsamlı toplum destekli polis faaliyetleri ile bilişim suçlarıyla mücadelede önemli aşamalar kaydedilebilecektir. Emniyet ve diğer kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşların birlikte hareket etmeleri daha fazla oranda hedef kitleye ulaşılmasında etkili olacaktır. Halka yönelik olarak emniyet birimlerinin öncülüğünde, sivil toplum kuruluşların da katılımıyla düzenlenecek konferans, paneller, sempozyumlar ile vatandaşlara,

Benzer Belgeler