• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURAMSAL BİLGİLER

1.3. Eğitimde Bilgi Teknolojileri

1.3.11. Bilgi Teknolojileri ve Öğretmen

Günümüzün çağdaş teknolojilerini oluşturan yeni bilgi teknolojilerinin, her ne kadar eğitim sürecindeki önemi ve işlevi büyükse de “...eğitime anlam ve ruh veren, onu işlevsel, etkili ve verimli kılan temel unsur öğretmendir” (Alkan ve Hacıoğlu, 1995:15; akt: Karahan, 2004). Çünkü, yapılan çeşitli değerlendirmeler, teknolojinin sunmuş olduğu olanakların eğitim sürecinde etkili ve işlevsel olarak işe koşulmasının yetişmiş

Karahan, 2004). Burada öğretmen, bilgi teknolojilerini yönetecek ve öğrenciyle bilgi teknolojileri arasındaki bağlantıyı gerçekleştirecek önemli bir işleve sahiptir (Karahan, 2004).

Yeni teknolojiler öğrencileri, öğretmenleri ve öğrenme ortamlarını etkilemektedir. Teknolojik değişimlerin öğretmenlerden beklenen işlevleri etkilemesi önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Okullarda halihazırda çalışmakta olan öğretmenlerin ve üniversitelerde öğrenim gören öğretmen adaylarının yeni teknolojiye ilişkin bilgi ve beceriler kazanması gerekmektedir. Kendilerini ve yetiştirecekleri bireyleri “bilgi toplumuna” hazırlayacak olan öğretmenlerin, bilgi toplumunun teknoloji destekli okul kültürünü de bir an önce benimsemeleri gerekmektedir (Leh, 1998).

Eğitim sistemleri öğretmenlerden sadece bilgi teknolojilerinin kullanımını öğretmelerini değil, aynı zamanda öğretim etkinliklerinde de kullanmalarını istemektedir. Bu nedenle toplumlar öğrenci-bilgisayar oranını artırarak öğretim kalitesini artırma yolları aramaktadırlar. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri 1985 yılında 50 öğrenciye bir bilgisayar olan öğrenci-bilgisayar oranını 1997 yılında 9 öğrenciye bir bilgisayar olarak artırmıştır (Bagui, 1998). Benzeri yatırımlara ülkemizde de devam edilmektedir.

Geleneksel olarak kullanılmakta olan eğitim teknolojilerinin öğretim etkinliğinde öğretmene desteği, eğitim teknolojisinin kullanılma biçimine göre değişmektedir (Alessi ve Trollip, 1988). Aynı olgu yeni bilgi teknolojileri için de geçerlidir. Yeni bilgi teknolojilerinin geleneksel malzemelerden daha karmaşık olması onların kullanım yollarını artırdığı gibi kullanım zorluğunu da artırmaktadır. Çünkü yeni bilgi teknolojilerinin kullanımında izlenecek yollar öğrenciye, konuya ve hazırlanan ortamın özelliklerine göre değişmektedir. Dolayısıyla yeni teknolojilerin öğretimde kullanılmasına yönelik kararlar da eğitim bilimlerinin süzgecinden geçirilmek zorundadır. Bu süzgeçten geçerek öğretimin niteliğini artıran teknolojiler öğrencinin hizmetine sunulabilir. Ders kitapları ve diğer basılı gereçlerin formu değişerek elektronik ortama aktarılmış, metin okuma cihazları ve sesle iletişim mekanizmaları geliştirilerek kullanıcının elektronik ortamlarla etkileşimi daha kolay ve doğal hale

getirilmiştir (Tor ve Erden, 2004). Bu noktada, öğretmenlerin bilgi teknolojilerinin kullanımı konusunda birçok niteliğe sahip olması gerekmektedir.

Eğitimde Teknoloji Uluslarası Derneği (ISTE) yeni toplumsal yapı içerisinde öğretmenlerin temel bilgi teknolojileri bilgi ve becerilerinin alt sınırlarını (standartlarını) belirlemiş ve kurumlara bu bilgi ve becerilerin ivedilikle geliştirilmesi yönünde önerilerde bulunmuştur (ISTE, 2001). Teknoloji kullanarak eğitimde verimliliği artırma yönünde ISTE’nin belirlediği bazı standartlar arasında şunlar bulunmaktadır:

· Öğretmenler yaşam boyu öğrenim ve sürekli profesyonel gelişim için teknolojik kaynakları kullanmalıdırlar.

· Öğretmenler profesyonel teknolojik uygulamaları değerlendirmeli ve bunları öğrenmeyi desteklemek için kullanmalıdırlar.

· Öğretmenler eğitimde verimliliği artırmak için teknolojiye başvurmalıdırlar. · Öğretmenler, öğrencilerin öğrenmesini artırmak için kendi meslektaşları, aileler, toplumsal ve akademik kurumlar ile iletişim ve işbirliği yapmada teknolojiyi kullanmalıdırlar (Akpınar, 2004).

Bilgisayarların çeşitli kademelerdeki okullarda kullanımına ve eğitim öğretim süreçlerinin özellikle bilgisayar ve bu teknolojiye dayalı ortamlarla zenginleştirilmesine yönelik çabalar artarak devam etmektedir. Bu çabalar kapsamında üzerinde durulması geren önemli boyutlardan biri eğer donanımın, yazılımın ya da öğretim ortamının fiziksel yapısının niteliği ve niceliği ise, diğer önemli boyutu da bu ortamı kullanacak olan insan gücüdür. Dolayısıyla öğretme öğrenme süreçlerindeki rolü bu süreçleri planlamak, yürütmek ve değerlendirmek olan ve özde de öğrencinin öğrenme süreçlerine rehberlik yapmak olan öğretmenlerin teknolojik yeterliliklerinin beklenen seviyelerde olması gereklidir. Gerek donanım/yazılım ve ihtiyaç duyulan teknoloji alt yapısını oluşturmak ve gerekse de öğretmenlerin bilgisayar okuryazarlığına yönelik yeterliliklerini arttırmak için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çeşitli girişimler yapılmaktadır (MEB, 2005; akt; Deniz, 2005).

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi tarafından 2005 yılında düzenlenen “Öğretmen Yetiştirmede Kalite Sorunları Sempozyumu”nun açılış konuşmasında Milli Eğitim Bakanı Çelik, öğretmen kalitesini yukarı çekme çabası içinde olduklarını öğretmen olmadan laboratuarların, kütüphanelerin en lüks eğitim araç-gerecinin hiçbir işe yaramayacağını vurgulamıştır.

Milli Eğitim Bakanı Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı ve Microsoft Türkiye tarafından yürütülen “Eğitimde İşbirliği” projesi çerçevesinde öğretmenlerin eğitimde bilgisayar teknolojilerini etkin kullanabilmeleri için “Microsoft Öğretmen Eğitim Akademisi” adıyla başlatılan program ile de birkaç yıl içerisinde bilgisayar okur yazarı olmayan öğretmen kalmayacağını vurgulamaktadır (MEB, 2005b).

Öğretmenler, bilgi teknolojileri olanaklarından iki şekilde faydalanırlar; Birincisi, araç olarak bilgi teknolojileri: Öğretmenlik mesleğinin uygulanmasında sınıf dışında yapılan eğitsel ve idari işler için teknoloji kullanımı; ikincisi ise, öğretim etkinliği yapılırken bilgi teknolojilerinin okullarda eğitsel ve yönetimsel işlerde yoğun olarak işe koşulmasıdır. Öğretmen bilgisayar destekli öğretim ile öğrenci-merkezli öğrenci yaklaşımlarını uygulamak için ideal bir ortam bulmaktadır. Araştırmalar bilgi teknolojileri ile öğrenci-merkezli etkinlikler kullanan öğretmenlerin daha başarılı sonuçlar elde ettiğini göstermektedir. Öğrenci – merkezli öğrenmede öğretmenin belli başlı görevleri şöyle sıralanabilir:

1) Öğretmen, bilginin inşa edilmesinde öğrenciye gerekli malzemeyi ve ortamı hazırlar.

2) Öğretmen, inşa edilecek bilgi örüntüsüne temel olacak bilginin anlamlı ve somut olarak algılanmasına yardımcı olur.

3) Öğretmen, öğrencinin önceki bilgilerini ve hazır bulunma düzeyini denetler ve ilgili ayarların yapılması için yardımcı olur.

4) Öğretmen, öğrenme ortamında öğrenciye uygulama, deneme ve keşfetme fırsatları yaratır (MEB, 2005a).

Öğretmen-öğrenci iletişimi boyutunda ve öğretme-öğrenme ortamında öğretmen etken, öğrenci edilgen durumdan öte karşılıklı etkileşimin ve öğretmenin kılavuzluk ettiği bir yapıya doğru gelişimin söz konusu olduğu, ayrıca öğretmenin daha çağdaş bir profil sergilediği veya çaba gösterdiği, daha doğrusu göstermek durumunda olduğu söylenebilir (Karahan, 2004).

Bilgi teknolojisi araçlarına öğrenme-öğretme etkinliklerinde yer veren öğretmen, dersten önce etkinlikleri iyi planlamalı, kullanacağı araçları nerede nasıl ve ne şekilde kullanacağını belirlemelidir. Ayrıca kendisini, bilgi teknolojisi araçlarının kullanımı konusunda geliştirmeli, bu noktada ihtiyacı olan eğitimleri almalıdır. Çünkü, eğitimde bilgi teknolojisi araçlarının var olmasıyla birlikte, her ne kadar ön planda öğrenci gözükse de, öğretmenin bu durumda rolü önemli ölçüde değişmiştir. Öğretmen, uygulamanın planlayıcısı, yürütücüsü ve rehberi konumuna gelmiştir.

Ayrıca öğretmenler, MEB tarafından son yıllarda okullarda görevlendirilmeye başlanan Formatör öğretmenlerden de bilgi teknolojileri araçlarının kullanımı, BTS’ lerde yürütülecek olan öğrenme-öğretme etkinliklerinin planlanması gibi çeşitli konularda gerekli yardımı alabilirler.

Benzer Belgeler