• Sonuç bulunamadı

Bilerek Kusmanın veya Kusuntuyu Yutmanın Orucu Bozması

Kusuntu, abdesti bozduğu gibi orucu da bozan ve kaza gerektiren durumlardan biridir. Ancak kusmanın ve onun bir uzantısı olan kusmuğu yutmanın orucu bozması için kasıt veya ağızdan dışarı çıkma (ağız dolusu olma) şartlarından birinin tahakkuk etmesi gerekir. Kasıtsız olarak gelen kusuntunun ağız dolusu olsa bile orucu bozmadığında ittifak edilmiştir. Zira Allah Resûlü (s.a.) “Elinde olmayarak kusan

612 Kâsânî, Bedâiu’s-sanâi’, II, 541. Bu açıklamaya İbnü’l-Hümâm’ın itirazı için bk. İbnü’l-

Hümâm, Fethü’l-Kadîr, II, 295.

613 Kuhistânî, Câmiu’r-rumûz, I, 210. 614 Bk. Nesefî, el-Kâfî, vr. 67b. 615 Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 389.

kimseye kaza yoktur”617 buyurmaktadır. İhtilaf, kasıtlı olarak kusmak ve kusmuğun yutulması konularındadır.618

Vikâye’de kusmuk kişiye galip geldiğinde619 veya bilerek az miktarda kusulduğunda orucun bozulmayıp, mideye dönen veya döndürülen kusmuğun az da olsa çok da olsa orucu bozacağı zikredilmiş, ardından İmam Muhammed’in görüşü aktarılmıştır. Muhtâr’da kusmuk galip geldiğinde bozulmayıp, bilerek ağız dolusu kusulduğunda bozulacağı kaydedilmiştir. Mecmau’l-bahreyn’de Ebû Yûsuf’un kasıtlı getirilen ile geri dönen kusuntunun ağız dolusu olmasına, Şeybânî’nin mutlak olarak kasıtlı olmasına itibar ettiği zikredilmiş ancak tercihte bulunulmamıştır. Kenzü’d-

dekâik’te ise kasıtsız kusulduğunda veya kusmuk kendiliğinden geri döndüğünde

değil, bilerek kusulduğunda veya bilerek yutulduğunda orucun bozulacağı kabul edilmiştir.620

Ebû Yûsuf’a göre amden ağız dolusu kusmuk getirilirse oruç bozulur. Çünkü kusuntunun azı takdiren vücuttan çıkmamış kabul edilirken çoğu çıkmış sayılır. Bundan dolayı böyle bir kusuntu ile abdest bozulduğu gibi oruç da bozulur. Kusuntunun yutulmasında da ağız dolusu olmak şartı aranır. Çünkü ağız dolusu kusmuk vücuttan ayrılmış gibidir ve mideye geri döndüğünde dışarıdan yemek almakla eşdeğer kabul edilir. Son olarak isteyerek getirilen ağız dolusu olmayan kusuntunun yutulması meselesinde ise ondan iki rivayet bulunmaktadır. Birine göre kusmuk ağızdan dışarı çıkmadığı için oruç bozulmazken, diğer rivayete göre bozulur. Çünkü bu surette kişinin kusmuğun çıkmasında ve midesine geri dönmesinde müdahalesi çoktur ve bu bakımdan ağız dolusu kusmaya benzemektedir.621 Ebû

617 Tahâvî, Şerhu Meâni’l-âsâr, II, 97. Nesefî, Ebû Hureyre’nin rivayet ettiği bu hadisin kıyasa

muhalif olmasına rağmen terk edilmeyeceğini, çünkü ulemanın kabulüne mazhar olmasıyla (telakki’l-ulemâi bi’l-kabûl) meşhur mertebesinde sayılacağını belirtmektedir. Nesefî, el-

Mustasfâ, 767.

618 Oruçla ilişkisi bağlamında kusuntu, yirmi dört surette vuku bulabilir: Kişi ya kasıtsız ya da

kasıtlı kusar. Her ikisinde de kusuntu ya ağız dolusu gelir ya da daha az. Bu dört halde de kusuntu ya ağızdan dışarı çıkar ya mideye döner ya da bilerek yutulur. Bütün bu durumlarda kişi ya oruçlu olduğunun farkındadır ya da unutmuştur. Bu durumlardan sadece bilerek kusma (istika) ve bilerek yutma (iade) durumlarında kaza gerekir. Bk. Tahtâvî, Hâşiye ale’d-Dürri’l-

muhtâr, III, 396-397.

619 Yani kasıtsız kusulduğunda.

620 Burhânüşşerîa, Vikâye, 117; Mevsılî, Muhtâr, 65; İbnü’s-Sââtî, Mecmau’l-bahreyn, 207;

Nesefî, Kenzü’d-dekâik, 221.

621 Pezdevî, Şerhu’l-Câmii’s-Sağîr, 342; Serahsî, el-Mebsût, III, 56; Semerkandî, Tuhfetü’l- fukahâ, I, 357.

Hanîfe’den Hasan b. Ziyâd kanalıyla gelen bir rivayet de ağız dolusu olan kusmukla böyle olmayanın farklı olduğu yönündedir.622 Nitekim Kudûrî, Serahsî, Muhammed b. Ebî Bekir er-Râzî, Sadrüşşerîa, İbn Kutluboğa, Molla Hüsrev, İbn Nüceym ve Şürünbülâlî’nin tercihi de böyledir.623 Az kusmuk bilerek mideye geri döndürüldüğünde orucun bozulmayacağı konusunda da Ebû Yûsuf’un görüşü tercih edilmiştir. Bu görüşü tercih eden fakihler arasında Pezdevî, İftihâruddin el-Buhârî, Kâdîhân, Gaznevî, Zeylaî, Molla Hüsrev, Timurtâşî, Şeyhîzâde, Haskefî ve Tahtâvî bulunmaktadır.624

İmam Muhammed ise bu meselede kusmuğun ağız dolusu olup olmamasını değil, bilerek getirilmesini veya bilerek yutulmasını itibara almıştır. Ona göre kendiliğinden gelen kusmuğu kişi bilerek yutarsa orucu bozulur. Bilerek getirilen kusmuğun kendiliğinden mideye dönmesi halinde de durum böyledir. Çünkü Hz. Peygamber’den rivayet edilen “Bilerek kusana ise kaza vardır”625 hadisinde ağız

dolusu olmak veya olmamak arasında bir ayrım yapılmadığı gibi orucun rüknü olan imsak şartı kasıtla birlikte ortadan kalkmıştır.626 Nitekim İmam Muhammed’in

Zâhirü’r-rivâye kitaplarından olan el-Asl isimli eserinde de bu görüş zikredilmiştir.627 Ebü’l-Leys es-Semerkandî, Cessâs ve Tahâvî, Ebü’l-Kâsım es-Semerkandî, İsbîcâbî ve Kâdîhân ise kusmuğun ağız dolusu olup olmamasına bakılmaksızın kasıtlı kusmanın orucu bozduğu kanaatindedir.628 Ağız dolusu kusmuğun kendiliğinden mideye dönmesinden dolayı orucun bozulmayacağı konusunda ise yukarıda ismi geçen fakihlerin tamamı, yani Pezdevî, İftihâruddin el-Buhârî, Kâdîhân, Gaznevî,

622 Şeybânî, el-Asl, II, 202.

623 Kudûrî, el-Muhtasar, 85; Serahsî, el-Mebsût, III, 56; Râzî, Tuhfetü’l-mülûk, 142;

Sadrüşşerîa, en-Nukâye, 37; İbn Kutluboğa, et-Tashîh ve’t-Tercîh, 205; Molla Hüsrev,

Dürerü’l-Hükkâm, I, 206; İbn Nüceym, el-Bahru’r-râik, 479; Şürünbülâlî, Merâkı’l-felâh, 247. 624 Pezdevî, Şerhu’l-Câmii’s-Sağîr, 342; Kâdîhân, Fetâvâ Kâdîhân, I, 187; Gaznevî, el-Hâvi’l- Kudsî, I, 314; Zeylaî, Tebyînü’l-hakâik, I, 325; Molla Hüsrev, Dürerü’l-Hükkâm, I, 206;

Şeyhîzâde, Mecmau’l-enhur, I, 247; Haskefî, ed-Dürrü’l-müntekâ, I, 247; Tahtâvî, Hâşiye

ale’d-Dürri’l-muhtâr, III, 397. 625 Tahâvî, Şerhu Meâni’l-âsâr, II, 97.

626 Serahsî, el-Mebsût, III, 56; Mergînânî, el-Hidâye, I, 121; İbnü’s-Sââtî, Şerhu Mecmai’l- bahreyn, III, 232; Nesefî, el-Kâfî, vr. 70b.

627 Şeybânî, el-Asl, II, 146.

628 Ebü’l-Leys es-Semerkandî, Hızânetü’l-fıkh, 80; Cessâs, Şerhu Muhtasari’t-Tahâvî, II, 460;

Zeylaî, Molla Hüsrev, Timurtâşî, Şeyhîzâde, Haskefî ve Tahtâvî İmam Muhammed’in kavlini tercih etmiştir.629

Sonuç itibariyle Burhânüşşerîa’nın Vikâye’de hem bilerek kusma konusunda hem de kusmuğun geri yutulması konusunda yukarıdaki gibi bir ayrıma gitmeden Ebû Yûsuf’un kavlini tercih ettiğini söyleyebiliriz.630 Mevsılî de bilerek kusma konusunda Ebû Yûsuf’un görüşü tercih etmiş ve İhtiyâr’da her ne kadar aksi görüş zâhir rivayet olsa da doğrusunun bu olduğuna ve aynı zamanda bu görüşü Hasan b. Ziyâd’ın Ebû Hanîfe’den rivayet ettiğine vurgu yapmıştır.631 Ancak iade mevzusuna ne metinde ne de şerhte yer vermiştir. İbnü’s-Sââtî metinde ihtilafı zikretmesine ve şerhinde detaylı bir şekilde izahta bulunmasına rağmen açık tercih ifadesinde bulunmamıştır.632 Nesefî ise ayrıma gitmeden bilerek kusmanın ve kusmuğu bilerek yutmanın orucu bozacağını ifade ederek İmam Muhammed’in kavlini tercih etmiştir. Dolayısıyla Vikâye ve

Muhtâr ile Kenzü’d-dekâik arasında tercih farklılığı olduğu tespit edilmiştir.