• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

2.2 BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI

Bu savaşta iki büyük cephe vardı: bir tarafta İngiltere, Fransa, Rusya ve Yunanistan’ın bulunduğu İtilaf Devletleri, diğer tarafta ise Almanya, Avusturya – Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı İmparatorluğu İttifak Devletleri.118 Balkan

Savaşından güçlenerek çıkan Sırbistan, Avusturya işgali altındaki Bosna Hersek’i alarak Büyük Sırbistan’ı kurma peşindeydi.119

28 Haziran 1914’te Avusturya – Macaristan İmparatorluğunun veliaht prensi Arşidük Franz Ferdinand ve eşi düşes Sophia Saraybosna’da gezerken Pirinçip adlı bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmeleri, savaşın çıkması için yeterli sebebi oluşturmuştur. Avusturya – Macaristan en çok Rusya’dan korkuyordu, çünkü aynı anda iki cephede savaşamazdı. Rusya’nın savaşa katılması durumunda, Almanya Avusturya – Macaristan İmparatorluğuna yardım garantisi vermiştir. Böylelikle, 28 Temmuz 1914’te Avusturya – Macaristan Sırbistan’a savaş ilan etmiştir. Bunun üzerine Rusya ve onun müttefiki olan Fransa da genel seferberlik ilan etmiştir. 1 Ağustos 1914’te Almanya Rusya ve Fransa’ya harp ilan etmiştir. 4 Ağustos’ta İngiltere, Fransa ile yapmış olduğu anlaşma gereğince, Almanya’ya harp ilan etmiştir. 6 Ağustos’ta ise Karadağ Avusturya – Macaristan’a harp ilan etmiştir. Ancak, İtalya başta tarafsız kalmayı seçse de, bir süre sonra İtilaf Devletleri tarafında yer almıştır. Böylelikle,

117 Spiridon Sfetas, a.g.e., s. 509.

118 Ramazan Tosun, a.g.e., s. 41.

Avusturya – Macaristan ile Sırbistan arasındaki savaş I. Dünya Savaşının başlamasına sebep olmuştur.120

2.2.1. Milli Bölünme

Balkan Savaşları sonunda Yunanistan, Girit adası, Güney Epir, Selanik dahil Makedonya’nın önemli bir bölümünü ve bazı Ege Adalarını elde ederek nüfusunu ve yüz ölçümünü iki katına çıkartmıştır.121

1913 Mart ayında Selanik’i ziyareti sırasında, Kral I. Giorgios şizofren birisi tarafından öldürülünce tahta ilk oğlu I. Konstantinos geçmiştir. İşte, I. Dünya Savaşı başladığı zaman, İngiltere yanlısı Başbakan Venizelos ile askeri eğitimini Almanya’da yapmış alman ordusunun başkomutanı ve aynı zamanda Alman Kralı II. Kayzer Wilhem’in kardeşiyle evli olan Konstandinos arasında savaşa katılıp katılmama konusunda görüş ayrılığı ortaya çıkmıştır.122 Venizelos, İtilaf Devletlerinin (İngiltere, Fransa ve Rusya) bu savaştan galip geleceğini ve Büyük Ülküsünü (Megali İdea) gerçekleştirmek için fırsat olduğunu savunurken, Kral Konstandinos elbette, Balkan Savaşlarında Yunan ordusunun komutanı olarak büyük başarılara imza atmış olsa da, böylesine büyük bir savaşa katılmak konusunda aceleci davranılmaması ve Balkan Savaşlarından yeni kazandıkları toprakları muhafaza ederek tarafsız kalmayı tercik etmiştir.123 İki taraf arasındaki

bu fikir ayrılığına rağmen Venizelos Yunanistan’ın savaşa İtilaf Devletlerinin yanında girme konusunda yoğun bir çaba sergilemiştir. Ancak, Yunanistan’ın savaşa girme konusu Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan’a bağlıydı. Yani, Yunanistan’ın savaşa dahil olması Osmanlı İmparatorluğunun ve Bulgaristan’ın

120 Spiridon Sfetas, a.g.e., s. 514 – 517.

121 Lina Louvi, “To Telos tis Megalis İdeas, İ Mikrasiatiki Katastrofi 1922”, Eksi Stigmes toy Eikostoy

Aıona, Epimeleia: Hristina Koyloyri, Dimosiografikos Organismos Lampraki, Athina 2010, s. 24.

122 Ramazan Tosun, a.g.e., s. 44.

Almanya yanında savaşa katılmasına yol açabilirdi. İşte bu yüzden İngiltere, Venizelos’un bu teklifini kabul etmemiştir.124

Oysa ki, I. Dünya Savaşından bir ay önce, Almanya ve Osmanlı İmparatorluğu arasında müzakereler başlamıştı ve 2 Ağustos’ta imzaladıkları gizli anlaşma uyarınca, Rusya’nın Almanya ve Avusturya – Macaristan’a saldırması durumunda Osmanlı Rusya’ya karşı harp ilan etmek zorundaydı.125 29 Ekim’de

daha önceden Almanya’dan satın aldığı gemilerin de dahil olduğu bir donanma filosu tarafından Rusya’nın Sivastopol ve Odesa limanlarına sürpriz bir saldırı gerçekleştirmesi üzerine savaşa dahil olmuştur.126 14 Ekim’de Bulgaristan’ın

Sırbistan’a saldırması üzerine, İngiltere Yunanistan’a çağrıda bulunmuştur. Yunanistan’ın Selanik’e asker göndererek Sırbistan’la ittifak halinde olmasını ve Bulgaristan’a Kavala bölgesini sunarak Bulgaristan’ın Sırbistan’a karşı tarafsız kalmasını sağlayabilirdi. Yunanistan, Kavala’dan vazgeçecek ama karşılığında İzmir ve çevresini alarak büyük siyasetini gerçekleştirme fırsatı yakalayacaktı.127

Kral’ın tarafsızlık politikası devam ederken, Venizelos Selanik’e asker göndermiştir ve Kral’ın bu kararı üzerine istifa etmiştir. Venizelos, Stratigo Dagli ve navarxo Koyntoyrioti ile birlikte Selanik’te kendi hükümetini kurmuştur. Haziran 1917’de İngiltere’nin desteği ve teşvikiyle Kral’ı tahttan indirerek “milli bölünme” son bulmuştur. İktidara gelmesinin hemen ardından, Yunanistan’ı İtilaf Devletlerinin yanında savaşa dahil eden Venizelos, 1918’de savaşın galipleri arasında yer almıştır.128

124 Kostas N. Barbis, Ethnikos Dichasmos, Aitia – Enoxoi, Synepies, Deuteri Ekdosi, Ekdoseis

Erodios, Thessaloniki 2007, s. 125.

125 Spiridon Sfetas, a.g.e., s. 519.

126 Taha Akyol, a.g.e., s. 20.

127 Spiridon Sfetas, a.g.e., s. 528.

2.2.2 Yunan Ordusunun İzmir’i İşgali ve Sevr Anlaşması

Dört yıl süren savaşın ardından, 18 Ocak 1919’da I. Dünya Savaşından galip gelen İtilaf Devletleriyle mağlup olan İttifak Devletleri Paris Barış Konferansında toplanmıştır.129 Savaş sonrası toplanan bu konferansta Venizelos

yaptığı konuşmada İzmir ve çevresini Atina’dan daha fazla Yunan kalk olduğu gerekçesiyle talep etmiştir. Venizelos, bu dört senede iç ve dış siyasette verdiği mücadelenin ardından artık hedeflerine sonunda ulaşma fırsatı elde etmiştir.130

İtalyanların Anadolu içine sefer başlatmalarından şüphelenen İtilaf Devletleri, Yunan ordusuna İzmir’in işgali için izin vermişlerdir.131 15 Mayıs 1919 sabahı

İtilaf Devletleri donanmasının koruması altında Yunan askerleri İzmir rıhtımına çıkmıştır.132

İzmir’in işgalinden bir sene sonra, 16 Ağustos 1920 yılında imzalanan Sevr Antlaşması gereğince İzmir ve çevresi beş yıl süreyle Yunan işgali altında Osmanlı egemenliğinde kalacak, fakat bu süreyi Yunanistan kullanacaktı. Bu sürenin sonunda hangi devlete bırakılacakları halkoylamasıyla sağlanacaktı.133

Çok zaman geçmeden Mustafa Kemal’in Başkomutanlığındaki Türk ordusunun 23 Ağustos 1921’de başlayan taarruzu, 9 Eylül 1922 tarihinde Yunan ordusunun Anadolu topraklarından çekilmesi ve İzmir’in kurtuluşu ile son bulmuştur.134

Benzer Belgeler