• Sonuç bulunamadı

BİRİNCİ BÖLÜM: KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

3. Nefs Arınması ile ilgili Psikolojik Kavramlar 1. Farkındalık

3.7. Benlik ve Ego

Bugün üzerinde en çok tartışmanın yürütüldüğü psikoloji kavramlarından birisi benlik kavramıdır (Sayar, 2003: 38). Benlik kavramı yoğun tartışmalara rağmen felsefenin de muğlâk kavramlarından biridir. Benlik kavramı insana o kadar yakın olmasına karşın yakalamak istediğimiz zaman bir türlü yakalanamayan insanın kendi gölgesi gibi, üzerindeki bunca tartışmaya karşın bir türlü ne olduğu tam olarak anlaşılamamış bir kavramdır (Yalçın, 2010: 2-3).

Benlik en genel anlamıyla kişinin kendini başka herkesten ve her şeyden ayrı, eşsiz bir bütünlük olarak hissetmesi, bunun bilincinde olması ve iradi eylem yetisi, bilen, acı çeken, arzulayan şey, her türlü öznel yaşantının altından yatan bütünleştirici ilkedir. İnsanda doğuştan geldiğine ve kendini gerçekleştirmeye, kusursuzluğa, mükemmelliğe ulaşma yönünde insanı güdelediğine inanılan temel evrensel potansiyeldir (Budak, 2009: 118-119). Dünyayı ve başkalarını ve kendimizi nasıl görüp algıladığımızı belirler, varoluşumuzun temelini oluşturur ve her türlü duygu ve davranışımızı etkiler (Kağıtçıbaşı, 2010: 401). Hatta bazı psikologlar benliği insan davranışının temeline koymaktadırlar (Cüceloğlu, 2008:427).

66

Benlik; kişinin bedeni, yetenekleri, kişilik özellikleri, yaptıklarıyla ilgili algı ve farkındalığıdır. Kişinin becerebilmek, üstesinden gelmek, düşünmek, hatırlamak, planlamak, algılamakla görevli fonksiyonlarıdır (Bhatia, 2009: 369). Benlik beni tanımlayan bütün fikir, algı ve değerlerden ibarettir ve ben kimim ya da ne yapabilirimin farkında olmayı kapsar. Bu algılanan benlik de kişinin hem dünyayı hem de kendi davranışını algılayışını etkiler. İki tür benlik vardır: İdeal ve gerçek benlik. İdeal benlik herkesin hoşlanacağı kişiliğe ilişkin benliktir. İdeal benlik gerçek benliğe yaklaştıkça kişi daha doyumlu ve mutlu olur. İdeal benlik ile gerçek benlik arasındaki kopukluk arttıkça mutsuzluk artar ve doyumsuz kişilik ortaya çıkar. İki tür uyumsuzluk gelişebilir: Biri benlik ile gerçek deneyimi, diğeri ise benlik ile ideal benlik arasındadır (Atkinson ve diğerleri, 1999: 477). Hemen hemen aynı ifadeleri başka bir psikoloji kitabında kendilik çevirisi olarak bulabiliriz (Plotnik, 2009: 444).

Bu genel tanımlamaların dışında farklı psikoloji ekollerinin ve kuramların benlik ve ego tanımlamaları da vardır. Örneğin Jung’a göre benlik hayatımızı amacı olan arketiptir. Adler’e göre benlik insanın yaşam biçimini seçmesi için kullandığı bir araçtır. William James’a göre benlik öznenin kaynağı ve değerin hedefi olarak kullanmıştır. Karen Horney’e göre benlik gelişmemiz ve olgunlaşmamızı sağlayan biricik kapasitemiz olarak ifade etmiştir. Gordon Allport’a göre içimizdeki en kişisel ve en önemli unsur olarak ifade etmiştir. Edward Murray benliği kendimize dair bilincimiz anlamında kullanmıştır (Matsumoto, 2009: 464). Son olarak benlik psikolojisinin kurucusu Heinz Kohut’a göre benlik bir üst örgütlenme, kişiliğin çekirdeği, algıların ve girişimlerin merkezidir ve ihtiraslar ve idealler olarak iki kutba sahiptir (Terbaş, 2004: 71). Mistisizm ve psikiyatri ile ilgili çalışmaları olan Arthur Deikman ise observing self yani gözlemleyen benlik kavramını öne sürmüştür. Ona göre düşünce, duygu ve hareket benliklerinden önce gelen ve onları tecrübe eden benliktir. Aşkın bir unsurdur ve Batı psikolojisi bu gözlemleyeni hesaba katmazsa, gelişimi ertelenecektir. Batı psikoterapisi gözlemleyen benliği gözlenen duygu, düşünce, duygulardan ayırırsa, bu kavramlar daha az zorlayıcı ve baskıcı olacaktır (Deikman, 1982: 94-96). İslam düşünürü ve Benliğin

Sırları’nın yazarı Muhammed İkbal ise balçık üzerinde gül gibi gurur ile kurulan

insanın, benliğin rahminden doğduğunu ve her gördüğü şeyin benliğin sırları olduğu ifade etmiştir (İkbal, 2010: 32-68). Yine tasavvuf konusunda çalışmaları olan Kabir

67

Helminski ise egoyu doğal benlik, ruhu ise manevi benlik olarak tanımlamıştır (Helminski, 2006: 269).

Farklı teoriler ve tanımlamalar olmamasına rağmen psikoterapi kavramları sıklıkla evrensel ve tarih aşırı bir benlikten söz ederler. Hâlbuki Doğulu ve Batılı benlikler arasında önemli farklar gören araştırmalar ve analitik kavramlaştırmalar evrensel bir benlik olamayacağı önermesinden hareket etmektedirler (Sayar, 2003: 99). Hatta 21. yüzyılda benliğin çoklu benlik (multifreni) olarak tanımlanabileceği dile getirilmiştir. Bu bir anlamda derin ama boş benlikten sığ ve çoklu benliğe geçişi göstermektedir (Sayar, 2002a:135).

En genel anlamıyla ego ise ben derken kastettiğimiz, her türlü ruhsal-bedensel olayın merkezi olarak düşündüğümüz bilinçli varlığımızdır (Budak, 2009: 238). Fakat ego kavramı genel psikoloji kitaplarında Freud’un ego tanımlamaları ile verilmiştir. Freud’a göre bebeklik esnasında id’den gelişen, id’in isteklerini tatmin etmenin güvenli ve sosyal olarak kabul edilebilir yollarını bulmak ve id’in istekleriyle süper ego’nun kısıtlamaları arasından arabuluculuk yapan, zihnin ikinci bölümüdür (Plotnik, 2009: 436). Örneğin bundan farklı olarak Jung benliği bilinç ile bilinçaltı bir konumda yer alan birlik arketipi olarak ifade ederek benlik ile ego’yu birbirinden ayırmıştır (Matsumoto, 2009: 176). Çünkü Jung’a göre benlik bizzat bilincin merkezidir ve ben veya benim tabirleri kullanırken ifade edilir. Bundan dolayı hiçbir zaman benlik ve bilinç terimleri arasında bir ayrım yapmamış dönüşümlü olarak kullanmayı tercih etmiştir (Stevens, 1999: 63). Zaten son yıllarda psikanalizde de egodan benliğe doğru bir yönelim gözlemlenmektedir (Sayar, 2002b: 37). Sonuç olarak farklı tanımlamalar, bazen de benzeşimler kurulsa da ego ile benlik farklı kavramlardır.

Psikolojik liretatürdeki farklı tanımlamalardan yola çıktığımızda benlik, ego’dan daha üst ve olumlu çağrışımlara sahiptir. Benliğin ego üzerinde bir hâkimiyet kurması gibi bir anlam ortaya çıkmaktadır. Öncelikle benlik ilahi parçamız olarak hem tanrı hem kâinat hem de inandığımız o üstün şey neyse onunla bağlantılıdır. Benlik daha geniş bir kavram gibi durmaktadır; ruhumuzu ve merkez noktamızı oluşturmaktadır. Benlik, yapmamız gereken doğru şeyin ne olduğunu bilir. Olumsuz duygular içimize şüphe attığında yapmamız gereken şeyler konusunda benlik problemler yaşayabilir. Benlik kendinden emin ve sessizdir; ego ise sesli ve kendine önem veren bir konumdadır. Ego

68

senin başkalarından daha önemli olduğuna inanır. Aslında bu sen değilsindir senin başkasından onay bekleyen egondur. Onaylanma ve memnuniyet beklendiği için hep dikkat çekme ihtiyacı içindedir. Ego her zaman kendini başkaları ile kıyaslar. Benlik, benlik saygısı ile eşleştirilebilir, ego ise küçümseyici davranışlarla eşleştirilebilir. Özet olarak benlik daha üst bir varoluşla alakalı iken ego kendisini başkaları ile kıyaslayan kendine önem veren bir yapıdadır. Benlik pozitif duygularla ego ise negatif duygularla ilişkilidir. Benlik kendinden emin ve sessiz, ego sesli ve kendine önem verir (www.differencebetween.net, 2015).

69

BÖLÜM 2: NEFS ARINMANSININ SÜREÇLERİ VE

Benzer Belgeler